-
51.
0Marilyn Monroe, 1957Tümünü Göster
Genel bilgiler
Doğum adı Norma Jeane Mortenson
Diğer ad(ları) Norma Jeane Baker
Norma Jeane Dougherty
Norma Jeane DiMaggio
Marilyn Monroe Miller
Doğum 1 Haziran 1926(1926-06-01)
Los Angeles, Kaliforniya ABD
Ölüm 5 Ağustos 1962 (36 yaşında)
Los Angeles, Kaliforniya ABD
Evlilik(ler)i James Dougherty
(1942-1946)
Joe DiMaggio (1954)
Arthur Miller (1956-1961)
Meslek(ler) Aktris, model, şarkıcı, film yapımcısı
Etkin yıllar 1947-1962
Altın Küre Ödülleri
En iyi Kadın Oyuncu
1960-Some Like It Hot
Marilyn Monroe[1] (1 Haziran 1926 - 5 Ağustos 1962; asıl adı Norma Jeane Mortenson), ABD'li sinema oyuncusu, şarkıcı ve model. 20. yüzyılın en ünlü sinema yıldızlarından, ciks sembollerinden ve pop ikonlarından biriydi.
Yıllarca küçük rollerde kendini gösterdikten sonra Gentlemen Prefer Blondes, How to Marry a Millionaire, Some Like It Hot ve The Seven Year Itch gibi filmlerde gösterdiği komedi yeteneği, ciksî cazibesi ve ekrandaki görünüşü 1950'lerde ve 1960'lı yılların başında en popüler film yıldızlarından biri olmasını sağladı. Kariyerinin sonlarına doğru başarısının ölçüsüyle Bus Stop ve The Misfits gibi filmlerde dramatik rollerde de oyunculuğunu gösterdi ve eşi görülmemiş popüler bir ilgi nesnesi haline gelip, kazandığı bu şöhret ile zamanının diğer yıldızlarını geride bıraktı. Oysa ki, halkın gözündeki mutlu imajının aksine, özel hayatında yaşadığı hayal kırıklıkları ve güvensizlikleri zaten var olan problemlerini daha da derinleştirdi. Özellikle 1950'li yılların sonuyla 1960'lı yılların başından itibaren yaşadığı çeşitli sağlık sorunları ve kişisel problemleri kariyerine de yansımış ve Monroe'nun çalışması zor ve dengesiz biri olarak kötü ün yapmasına sebep olmuştur. Yine de ölümününden itibaren ünü gitgide artarak tüm zamanların en önemli kültürel figürü ve ikonlarından biri olmuş, sık sık diğer ünlüler tarafından taklit edilmiştir. Ölümü resmi olarak aşırı dozda uyku hapından kaynaklanan muhtemel intihar olarak geçse de ölüm sebebi üzerine pek çok spekülasyon yapılmış, komplo teorileri oluşturulmuştur.
Monroe, 1999 yılında Amerikan Film Enstitüsü'nün tüm zamanların en büyük kadın film yıldızı sıralamasında altıncı sıraya yerleşti.
Çocukluk [değiştir]
Marilyn Monroe'nun doğum belgesi(1926)Marilyn, Norma Jeane Mortenson ismi ile Los Angeles Devlet Hastanesi'nde doğmuştur. Biyografisini yazan birçok kişiye göre biyolojik babası annesinin RKO stüdyolarında film editörü olarak birlikte çalıştığı Charles Stanley Gifford ismindeki satış elemanıdır. Bazıları ise annesi Gladys Pearl Baker'ın ikinci kocası olan Martin Edward Mortenson'nın babası olduğunu iddia eder. Gladys'in ayrıca daha önceki evliliğinden de Robert Kermit Baker ve Berniece Baker (Miracle) isimlerinde iki çocuğu da vardı. Gladys'in şizofreni hastalığı yüzünden hastaneye kaldırılması üzerine Monroe bundan sonraki hayatını bir yetimhanede ve çeşitli bakıcı ailelerin yanında geçirmek zorunda kaldı. Monroe'nun aynı şekilde dayısı Marion da akıl hastanesine yatırılmış ve hastaneden çıktıktan sonra kendini asmış, anneannesi Della ve dedesi Otis de manik depresyon hastalığından çekmişlerdi. Norma Jeane yedi yaşına kadar aşırı dindar bir aile olan Albert ve Ida Bolender çifti ile yaşamıştır. Daha sonra annesi Gladys'in bir ev satın almasıyla tekrar onunla yaşamaya başlamasına rağmen annesinin akıl hastalığının kötüleşmesi üzerine annesinin en yakın arkadaşı Grace McKee'nin bakımı altına girmiştir. ancak Grace McKee'nin 1935 yılında Ervin Silliman Goddard'ın evlenmesi üzerine Los Angeles yetimhanesine gönderilmiştir. iki yıl sonra Grace onu geri almasına rağmen kocası Ervin Silliman Goddard'ın küçük kıza cinsel tacizde bulunması üzerine dokuz yaşındaki Monroe, bu sefer de büyük halası Olive Brunings ile yaşamaya gönderilmiştir. Ancak orada da Olive'in oğulları tarafından saldırıya uğrayınca Grace'in yaşlı halası Ana Lower'a gönderilmesi gerekmiştir. Ana Lower'ın sağlığı bir süre sonra bozulmaya başlayınca Norma Jean, Grace ve Ervin Goddard'ın yanına geri dönmüştür. Bu dönemde Norma Jeane, henüz 16 yaşındayken komşusunun 21 yaşındaki oğlu James Doughtery tanışıp bir süre flört ettikten sonra onunla evlenmiştir. Dört yıl süren evlilik ardından boşanmış ve The Blue Book mankenlik ajansına girerek modellik yapmaya başlamıştır. Yine bu dönemde oyunculuk ve şarkıcılık kurslarına katılıp ve saçını kestirip, platin sarısına boyatmıştır.
Kariyer [değiştir]Kısa sürede The Blue Book mankenlik ajansının en başarılı modellerinden biri olan Monroe, düzinelerce magazin dergisinde gözüktü. Bu dönemde 20th Century Fox'un yöneticisi Ben Lyon'un dikatini çekti ve onun için bir deneme çekimi ayarladı. Aynı zamanda ona altı aylık bir kontrat yaptı. Lyon'un önerisiyle adını Marilyn Monroe olarak değiştiren Norma Jean, "Scudda Hoo! Scudda Hay!" ve "Dangerous Years" isimli iki film çevirdi. Ancak iki filmin başarısız olması, O'nun bir süre sinemadan uzak kalmasına neden oldu. Fox şirketinin Monroe ile yeni bir kontrat imzalamaması yüzünden bir süre boşta kaldı. Modelliğe devam ederken aynı zamanda da oyunculuk derslerine devam etti. "Ladies of the Chorus" adındaki kısa filmde, ilk kez şarkı söyleme şansını yakaladı. Daha sonra "The Asphalt Jungle" ve "All About Eve" filmlerinde iki kısa rolde oynadı. Bu filmlerdeki kısa ama dikkat çekici rolleriyle eleştirmenlerin çok dikkatini çekmişti. Sonraki iki yıl boyunca "We're Not Married!", "Love Nest", Let's Make It Legal ve As Young as You Feel gibi filmlerde önemsiz küçük rollerde gözüktü. Ardından RKO yöneticileri Monroe'nun box office potansiyelini Fritz Lang'ın "Clash of Night" isimli filminde kullandılar. Filmin başarı kazanması üzerine Fox aynı taktiği kullanarak "Monkey Business" isimli komedi filminde oynattı. Bu iki filmin başarısı üzerine eleştirmenler artık Monroe'yu görmezden gelemediler ve iki filmin başarısını onun artan ününe bağladılar.
Marilyn Monroe Gentlemen Prefer Blondes filminde (1953)1952 yılında Monroe "Don't Bother to Knock" isimli filmde pgibolojik sorunları olan bir çocuk bakıcısını rolüyle en sonunda başrolde oynama şansı yakaladı. Düşük bütçeyle yapılmış B tipi bir film olmasına ve karışık eleştiriler almasına rağmen, eleştirmenler Monroe'nun daha büyük rollerde de oynayabileceğine ikna oldular.
Şöhret [değiştir]Monroe, 1953 yılında oynadığı "Niagara" filmiyle en sonunda ünlü olabildi. Eleştirmenler filmin karanlık senaryosu kadar, Monroe'nun kamerayla olan uyumuna da odaklandılar. Monroe, bu filmde kocasını öldürmeye çalışan bir kadını canlandırdı.
Bu dönemde bir zamanlar verdiği ciksî pozlar ortaya çıktı. Monroe, daha sonra basına çıplak pozlar verdiğini, bunu parasız ve aç kaldığı için yaptığını söyleyerek kariyerini bitirecek olası bir skandaldan kurtulmayı başardı. Bu pozlar, daha sonra Playboy'un ilk sayısında yayınlandı. -
52.
0Monroe sonraki aylarda çevirdiği "Gentlemen Prefer Blondes" ve "How to Marry a Millionaire" isimli filmlerinin büyük başarı kazanmasıyla A sınıfı aktristler arasına girdi. Bu filmlerden sonra çevirdiği "River of No Return" ve "There's No Business Like Show Business" isimli filmler ise başarılı olamadı. Yine bu dönemde uzun zamandır birlikte olduğu beyzbol yıldızı Joe Dimaggio ile evlendi. Ancak çift, dokuz ay sonra anlaşmazlık nedeniyle boşandı. Stüdyo başkanı Zanuck'un kendisine ayarladığı aptal sarışın rollerinden sıkılan Monroe, 1955 yılında "The Seven Year Itch" isimli filmini tamamladıktan sonra kontratını iptal ederek New York'daki "Actor's Studio"'ya oyunculuk okumaya gitti. Bu arada kendisine önerilen "The Girl in Pink Tights", "The Girl in the Red Velvet Swing" ve How to Be Very, Very Popular" gibi filmlerde oynamayı ise reddetti. Actors Studio'daki eğitimi sırasında üçüncü eşi yazar Arthur Miller ile tanışan Monroe, daha sonra onunla evlendi.Tümünü Göster
The Asphalt Jungle filminde (1950)New York'tayken arkadaşı fotoğrafçı Milton H. Greene ile kendi prodüksiyon şirketi Marilyn Monroe Productions'ı kurdu. Bu arada Monroe'nun yokluğu sırasında stüdyo tarafından seyirciye sunulan Jayne Mansfield ve Sheree North gibi alternatiflerinin başarısız olması ve "The Seven Year Itch" filminin gişedeki başarısı üzerine Zanuck onu geri çağırıp istediği şartları yerine getirerek yeni bir sözleşme yaptı. Monroe, bundan sonra sadece onayladığı senaryolar ve kendi belirlediği yönetmenlerle çalışacak ve Fox dışındaki diğer stüdyolar ile filmler çevirebilecekti. 1955 yılında stüdyo ile yaptığı bu yeni sözleşmeye ve prodüksiyon şirketine bağlı olarak Joshua Logan tarafından yönetilen ilk filmi "Bus Stop"'ı çevirdi. Bu filmdeki salon şarkıcısı Cherie rolüyle kariyerindeki en iyi dramatik performasını göstererek eleştirmenlerden büyük övgü aldı ve Altın Küre Ödülü'ne aday oldu. Bu filmin ardından eşi Arthur Miller'la Londra'ya giderek Laurence Olivier ile birlikte The Prince and the Showgirl isimli filmi çevirdi. Bu filmi eleştirmenlerden karışık eleştiriler almasına ve fazla hasılat yapmamasına rağmen, özellikle Avrupa'da Monroe yine oyunculuğu ile büyük övgü kazandı ve Oscar Ödülü'ne denk ödüller olarak görülen italyan David di Donatello ve Fransız Crystal Star Ödülleri'ni kazandı. Aynı zamanda da ingiliz BAFTA ödülüne aday oldu. Filmin tamamlanmasının ardından Londra'dan dönen Monroe hamile olduğunun öğrendi. Ancak bir dış gebelik geçirdiği tespit edilince çocuğunu aldırmak zorunda kaldı.
Son yılları [değiştir]Marilyn, 1959 yılında Billy Wilder'ın yönetmenliğinde çevirdiği "Some Like It Hot", kariyerindeki en başarılı ve en popüler filmi oldu. Monroe bu filmdeki oyunculuğuyla bir Altın Küre Ödülü kazandı. Ancak filmin ve Monroe'nun büyük başarısı kadar perde arkasında yaşanan olaylar da yine bu dönemde su yüzüne çıkmaya başladı. Özellikle Monroe'nun sete sürekli geç gelmesi, repliklerini hatırlayamaması, zaman zaman odasından çıkmayarak çekimlere katılmayı reddetmesi yönetmen Billy Wilder ile arasında büyük çatışmalara yol açtı. Bunların dışında çekimler sırasında hamile olduğunu keşfeden Monroe, filmin tamamlanmasının ardından düşük yaptı. Bu filmden sonra çevirdiği "Let's Make Love" filmi ise kritik ve ticari açıdan başarısız oldu. Yine de film de söylediği "My Heart Belongs to Daddy" şarkısı büyük hit oldu. Ayrıca bu filmdeki rol arkadaşı Yves Montand ile kısa bir yasak ilişki yaşadı.
Marilyn Monroe ve Jane Russell 'ın el ve ayak izleriMarilyn, daha sonra senaryosunu kocası "Arthur Miller"'ın yazdığı 1961 yapımı "The Misfits" filminde çocukluk idolü Clark Gable ile birlikte başrolde oynadı. Film boyunca Monroe'nun pgibolojik ve fiziksel sorunları, alkol ve reçeteli hap bağımlılığı, iki sefer yorgunluk ve sinir bozukluğu sebebiyle hastaneye yatırılması ve sete sürekli geç gelmesi nedeniyle çekimlerde çok fazla sorun ve gecikmeler yaşanmasına rağmen, Monroe ve diğer oyuncular gösterdikleri performanslarla eleştirmenlerin ve seyircilerin ilgisini çekti. Ancak film yüksek beklentilere rağmen gişede fazla hasılat yapamadı. The Misfits, aynı zamanda Monroe'nun ve Clark Gable'ın tamamladıkları son film olacaktı. Bu filmden sonra Monroe, kocası Arthur Miller'dan boşandı. Boşanmadan sonra depresyon sebebiyle Payne Whitney Pgibiyatri Kliniği'ne yatarak bir süre tedavi gördü. 1962 yılında "Something’s Got to Give" adlı komedi filminde oynamaya karar verdi. Bu film, onun aynı zamanda ilk çıplak sahnesini de içeriyordu. Ancak film boyunca hasta olduğunu öne sürerek sete az gelmesi ve onun yerine hakkında aşk söylentilerinin çıktığı J.F. Kennedy'nin doğum günü için şarkı söylemeye gitmesi üzerine Fox şirketi tarafından filmden kovuldu, sözleşmesi iptal edildi ve film şirketi tarafından kendisine tazminat davası açıldı. Fox şirketi filmi tamamlamak için aktrist Lee Remick ile anlaşmasına rağmen Monroe'nun filmdeki rol arkadaşı Dean Martin'nin başka bir aktristle çalışmak istememesi üzerine işe geri alındı ve kendisiyle yeni bir sözleşme yapıldı. Ancak filmin çekimleri tekrar başlamadan önce yüksek dozda sakinleştirici ilaç alarak 5 Ağustos 1962'de Brentwood, Los Angeles'daki evinin yatak odasında henüz 36 yaşındayken hayata veda etti. Ölümünün ardından yapılan otopsi sonucunda ölüm sebebi yüksek dozda Barbitürat alımı sonucu muhtemel intihar olarak ilan edilmesine karşın, olay yerindeki delil yetersizliği, otopside alınan dokuların daha sonradan kaybolması ve başta kahyası Eunice Murray olmak üzere görgü tanıklarının çelişkili ifadeleri sonucu ölüm sebebinin cinayet olduğuna ve politik sebeplerden Cia, Mafya ve Kennedy ailesinin buna sebep olduklarına dair tam olarak kanıtlanamamış birçok komplo teorisi ortaya atıldı. Monroe'nun bedeni daha sonra eski kocası Joe Dimaggio'ya teslim edildi ve onun aranje ettiği bir cenaze töreni ile 8 Ağustos 1962 yılında ise Westwood Village Memorial Park Mezarlığı'nda defnedildi.
Ödüller ve adaylıklar [değiştir]1953 Altın Küre Henrietta Ödülü: Dünyanın Favori Kadın Film Sanatçısı.
1953 Photoplay Ödülü: En Popüler Kadın Yıldız
1956 BAFTA Film Ödülü Adaylığı: En iyi Yabancı Aktrist (The Seven Year Itch)
1956 Altın Küre Adaylığı: Komedi Veya Müzikalde En iyi Kadın Oyuncu (Bus Stop)
1958 BAFTA Film Ödülü Adaylığı: En iyi Yabancı Aktrist (The Prince and the Showgirl)
1958 David di Donatello Ödülü (Italyan): En iyi Yabancı Aktrist (The Prince and the Showgirl)
1959 Crystal Star Ödülü (Fransız): En iyi Yabancı Aktrist (The Prince and the Showgirl)
1960 Altın Küre, Komedi Veya Müzikalde En iyi Kadın Oyuncu (Some Like It Hot)
1962 Altın Küre, Henrietta Ödülü: Dünyanın Favori Kadın Film Sanatçısı.
Hollywood Ünlüler Kaldırımı Yıldızı 6104 Hollywood Blvd. -
53.
0Christopher George Latore Wallace (21 Mayıs 1972 – 9 Mart 1997), ABD'li rapçi. Genellikle Biggie Smalls (1975 yapımı Let's Do It Again filmindeki bir karakter) ya da kısaca Biggie, Frank White (1990 yapımı King of New York filmindeki ana karakter)[1] ve sahne adı olan The Notorious B.I.G. isimleriyle tanınmaktadır.
Brooklyn, New York City'de büyüdü. Wallace'ın çocukluk yılları 80'li yıllarda ABD'de kokain kullanımının fazla olduğu yıllara rastlar ve Wallace da erken yaşlarda uyuşturucu satmaya başladı. ilk albümü Ready to Die, 1994'te çıktığında Wallace, Doğu Yakası hip hop sahnesinde merkez figürdü ve Batı Yakası rapçilerinin piyasaya hakim olduğu dönemde dikkatleri New York'a çekti.[2] Sonraki yıl Wallace, çocukluk arkadaşlarından kurduğu grup Junior M.A.F.I.A. ile bir kez daha başarı yakaladı. ikinci stüdyo albümünü kaydederken Wallace, Batı Yakası-Doğu Yakası hip hop kavgasına büyük ölçüde dahil oldu.
Wallace, 9 Mart 1997'de Los Angeles'ta suikast sonucu öldürüldü. iki disklik albümü Life After Death, on beş gün sonra piyasaya çıktı ve 2000'de gümüş plak kazandı (bu dereceyi alabilen üç hip hop albümünden biridir).[3] Wallace, "gevşek, basit flowları"[4] ve yarı otobiyografik sözleri ve hikâye anlatma yeteneğiyle öne çıktı. Ölümünden sonra iki albümü daha yayımlandı. MTV, Tüm Zamanların En Büyük MC'leri listesinde Wallace'a üçüncü sırada yer aldı.[5] Amerika Birleşik Devletleri'nde on yedi milyon albüm sattı.[6] -
54.
0--ernesto che guevara--
Ernesto "Che" Guevara, kısaca Che Guevara ya da el Che, (14 Mayıs 1928Doğum tarihi[›] - 9 Ekim 1967), Arjantinli doktor, marksist politikacı ve dönemin Küba gerillaları ile Enternasyonalist gerillalarının lideri.
Tıp eğitimi alırken Latin Amerika’yı baştan başa dolaştı ve bu sayede birçok insanın karşı karşıya kaldığı yoksulluğu doğrudan gözlemleyebildi. Bu deneyimler sonucunda bölgedeki ekonomik eşitsizliği ortadan kaldırmanın tek yolunun devrim olduğuna ikna olarak Marksizm’i incelemeye başladı ve Başkan Jacobo Arbenz Guzmán'ın önderliğinde Guatemala’nın sosyal devrimine katıldı.
Bir süre sonra 1959 yılında Küba’da yönetimi ele geçiren Fidel Castro’nun askerî nitelikli 26 Temmuz Hareketi’nin bir üyesi oldu. Yeni hükümette çeşitli önemli görevlerde bulunduktan, gerilla savaşı teorisi ve uygulamaları üzerine makaleler ve kitaplar yazdıktan sonra diğer ülkelerdeki devrimci hareketlere katılmak üzere 1965 yılında Küba’dan ayrıldı. ilk olarak Kongo-Kinşasa’ya (sonraları Kongo Demokratik Cumhuriyeti) daha sonra da CIA ve Amerikan Ordusu Özel Harekât Birlikleri’nin ortak operasyonu sonrası yakalanacağı Bolivya’ya gitti. Guevara 9 Ekim 1967’de Vallegrande yakınlarındaki La Higuera’da Bolivya Ordusu’nun elinde iken öldürüldü. Son saatlerinde yanında bulunanlar ve onu öldürenler, yargısız infaz edildiğine tanıklık etmişlerdir.
Ölümünden sonra Guevara dünya üzerinde sosyalist devrimci hareketlerin sembolü haline gelmiştir. Guevara’nın Alberto Korda tarafından çekilen fotoğrafı "dünya üzerindeki en ünlü fotoğraf ve 20. yüzyılın sembolü" olarak nitelenmiştir. -
55.
0--deniz gezmiş--Tümünü Göster
Deniz Gezmiş (27 Şubat 1947; Ankara – 6 Mayıs 1972; Ankara), Türkiye Halk Kurtuluş Ordusu'nun kurucusu, Marksist-Leninist Türk devrimcidir.
Ailesi [değiştir]
Deniz Gezmiş, 27 Şubat 1947'de Ankara'nın Ayaş ilçesinde doğdu. Dedeleri ikizdere, Rize ilçesine bağlı Cimil köyündendir, kökleri Konya'dan bir vesile ile göç etmek zorunda kalmış Oğuzlara dayanır. Babası Erzurum, Ilıca nüfusuna kayıtlı ilköğretim müfettişi Cemil Gezmiş, annesi ise Erzurum'un Tortum ilçesinden ilkokul öğretmeni Mukaddes Gezmiş'tir. Ailenin üç erkek çocuğundan ikincisidir. Ağabeyi Bora Gezmiş, hukuk fakültesinden ayrılıp bankacılık yapmıştır. Kardeşi Hamdi Gezmiş ise, mali müşavirdir.
Gezmiş, ilk ve ortaöğrenimini Sivas'ta, liseyi istanbul'da okudu. Henüz lise öğrencisiyken sol düşünceyle tanıştı ve kendini dönemin eylemleri içinde buldu.
Siyasi Yaşamı [değiştir]
Altıncı Filo'yu Protesto Olaylarından sonra denizden çıkarılan Amerikan askerleri.
1965'ten sonra, Türkiye'de gelişen gençlik hareketinin en önemli önderlerinden ve Türkiye Halk Kurtuluş Ordusu (THKO)'nun kurucu ve yöneticilerinden Deniz Gezmiş, 1965'te Türkiye işçi Partisi (TiP)'nin Üsküdar ilçe başkanlığına üye oldu. ilk kez 31 Ağustos 1966'da Ankara'dan istanbul'a yürüyen Çorum Belediyesi temizlik işçilerinin Taksim Anıtı'na çelenk koymaları sırasında işçileri destekleyen ve Türk-iş yöneticilerini protesto eden gösteri sırasında gözaltına alındı. 7 Kasım 1966'da istanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesine girdi. Ardından 19 Ocak 1967'de Türkiye Milli Talebe Federasyonu (TMTF) binasının yedd-i emine verilmesi sırasında çıkan olaylarda yakalandı ve bir gün sonra iki arkadaşıyla çıkarıldığı mahkeme tarafından serbest bırakıldı. 22 Kasım 1967'de öğrenci örgütlerinin düzenlediği Kıbrıs Mitingi sırasında Aşık ihsani ile birlikte ABD bayrağını yaktıkları gerekçesi ile gözaltına alınıp daha sonra serbest bırakılan Deniz Gezmiş, Hukuk Fakültesi'nde birlikte okuduğu arkadaşlarıyla birlikte 30 Ocak 1968'de "Devrimci Hukukçular Örgütü"'nü kurdu. 7 Mart 1968'de iÜ Fen Fakültesi konferans salonunda düzenlenen toplantıda konuşma yapan Devlet Bakanı Seyfi Öztürk'ü protesto ettiği için tutuklandı. 2 Mayıs'a kadar tutuklu kalan Gezmiş, 30 Mayıs'ta 6. Filo'yu protesto ettiği için yargılandı ve beraat etti. Öğrenci eylemleri içinde etkinliği giderek artan Deniz Gezmiş, 12 Haziran 1968'de istanbul Üniversitesi'nin işgal edilmesinde önderlik etti. işgal Konseyi adına iÜ Senatosu ile Baltalimanı'nda yapılan görüşmelere katılan öğrenci heyetinin içinde yer aldı; öğrenci haklarının elde edilip işgalin sona erdirilmesinde etkili oldu. işgalden kısa bir süre sonra istanbul'a gelen 6. Filo'yu protesto eylemlerinde yer alan Gezmiş, 30 Temmuz'da bu eylemlerden dolayı tutuklandı ve 20 Eylül'de serbest bırakıldı. Bütün bu olaylardan sonra öğrenci hareketinin efsanevi lideri haline geldi.
6. Filo eyleminden sonra denizden çıkarılan Amerikan askerleri.
TiP içinde yoğunlaşarak, ayrılıklara ve tartışmalara yol açan ideolojik sorunlarda Milli Demokratik Devrim (MDD) görüşünü benimseyen Deniz Gezmiş, bu görüşün özellikle devrimci öğrenciler arasında yayılmasında etkili oldu.
Mustafa Kemal yürüyüşü posteri.
Ekim 1968'de eylemlerde birlikte olduğu Cihan Alptekin, Mustafa ilker Gürkan, Mustafa Lütfi Kıyıcı, Devran Seymen, Cevat Ercişli, M. Mehdi Beşpınar, Selahattin Okur, Saim Kurul ve Ömer Erim Süerkan'la birlikte Devrimci Öğrenci Birliği (DÖB)'ni kurdu. 1 Kasım 1968'de TMGT (Türkiye Milli Gençlik Teşkilatı) , AÜTB, ODTÜÖB ve DÖB'ün başlattığı Samsun'dan Ankara'ya Mustafa Kemal Yürüyüşü'nü düzenledi. Ardından 28 Kasım 1968'de ABD büyükelçisi Kommer'in gelişi sırasında Yeşilköy Havaalanı'nda düzenlenen protesto gösterileri nedeniyle tutuklandı ve bir süre sonra serbest bırakıldı.
istanbul Üniversitesi'nde sağcı güçlerin 16 Mart 1969'da girişmiş olduğu hareketlere öğrenci kitlesiyle birlikte karşı koyan Gezmiş, bu eylemi gerekçe gösterilerek 19 Mart'ta yeniden tutuklanarak 3 Nisan'a kadar hapis yattı. Ardından 31 Mayıs 1969'da iÜ Hukuk Fakültesi öğrencilerinin, reform tasarısının gerçekleşmemesini protesto için giriştikleri işgale önderlik etti. Üniversitenin kapatılıp, polise teslim edilmesi nedeniyle çıkan çatışmalarda yaralandı. Hakkında gıyabi tutuklama kararı olmasına rağmen hastaneden kaçan Gezmiş, Haziran'ın sonunda Filistin'e gitti. Filistin'e gitmeden önce 23 Haziran 1969'da TMGT'nin topladığı 1. Devrimci Milliyetçi Gençlik Kurultayı'na kendisi gibi haklarında tutuklama kararı olan FKF Genel Başkanı Yusuf Küpeli ile birlikte bir mücadele programı gönderdi. Eylül'e kadar Filistin'de gerilla kamplarında kalan Deniz Gezmiş, 1 Eylül 1969'da, 10 Haziran'da "üniversiteyi işgal" ettiği gerekçesiyle Hukuk Fakültesi'nden ihraç edildi. Hakkında tutuklama kararının olduğu bu dönemde gazetecilere gizlendiği yerden demeçler verdi. 23 Eylül 1969'da Hukuk Fakültesi'nde olduğu sırada haber verilen polislerin de fakülteye gelmesi üzerine teslim olan Gezmiş, 25 Kasım'da serbest bırakıldı. Ancak Yıldız Devlet ve Mühendislik Akademisi'nde Battal Mehetoğlu'nun sağcılar tarafından öldürülmesinden sonra okulda yapılan aramada, ele geçirilen dürbünlü bir tüfeğin Gezmiş'e ait olduğu öne sürülerek hakkında yeniden tutuklama kararı alındı. 20 Aralık 1969'da yakalanan Gezmiş, kendisiyle birlikte tutuklanan Cihan Alptekin'le birlikte 18 Eylül 1970'e kadar tutuklu kaldı. Bundan sonra öğrenci eylemlerinden uzaklaşarak, mücadelesini değişik alanlarda sürdürdü. Sinan Cemgil ve Hüseyin inan'la birlikte THKO'yu kurdu. 11 Ocak 1971'de THKO adına Ankara iş Bankası Emek Şubesi'nin soygununu gerçekleştirenler arasında yeraldı. 4 Mart 1971'de dört ABD'li askerin Balgat'taki Tuslog Tesisleri'nden kaçırılması eyleminde de bulundu. Kaçırılan erler daha sonra serbest bırakıldılar.
Yakalanışı ve idamı [değiştir]
Hürriyet gazetesinin 6 Mayıs 1972 tarihli yıldırım baş sayfasında bulunan idam haberi
Hürriyet gazetesinin 16 Mart 1971 tarihli baskısı
12 Mart Darbesinin ilk günlerinden sonra Yusuf Aslan ile birlikte Sivas'a gitmekteyken motogibletleri bozuldu. Bir ihbar sonucu polislerin gelmesi üzerine çıkan çatışmada Aslan ile birbirlerini kaybettiler. Aslan o esnada Elmalı'da iken, Gezmiş ise 16 Mart 1971 salı günü Sivas'ın Gemerek ilçesinde etrafı sarılarak yakalandı ve Kayseri'ye getirildi.[kaynak belirtilmeli] Buradan Ankara'ya zamanın içişleri Bakanı Haldun Menteşeoğlu'nun makdıbına zütürüldü.
Mahkemesi 16 Temmuz 1971 günü Altındağ Veteriner Okulu binası'nda Tuğgeneral Ali Elverdi başkanlığında Baki Tuğ savcılığında Ankara Sıkıyönetim Komutanlığı 1 no'lu Mahkemesi'nde başladı ve 9 Ekim 1971 günü bitti. Deniz ve arkadaşları 16 Temmuz 1971'de başlayan THKO-1 Davası'nda TCK'nin 146.maddesini ihlal ettiği gerekçesiyle, 9 Ekim 1971'de 146/1 maddesi uyarınca idam cezasına çarptırıldı. Mahkeme kararı;
“ Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan, Mahkememiz Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın tamdıbını; bir kısmını tağyir, tebdil veya ilgaya cebren teşebbüs suçunu işlediğinizi sabit gördü. Türk Ceza Kununun 146/1 maddesi uyarınca ölüm cezası ile tecziyenize karar verdi. [1] ”
idam cezaları o zamanlar senato tarafından onaylanmak zorundaydı. ismet inönü "siyasi suçlar idamla cezalandırılmamalıdır" diyerek Bülent Ecevit ile birlikte red oyu kullanır. AP genel başkanı Süleyman Demirel ise infazdan yana oy kullanır.
Ankara Karşıyaka mezarlığında bulunan mezarı
Olaydan 15 yıl sonra, Süleyman Demirel bir gazeteciye verdiği demeçte idamlar için: " soğuk savaşın talihsiz olaylarından biri " yorumunu yapar. Mahkumların özür dilemesi istenir. Hiçbiri yaptıklarından özür dilemez. Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay ise idamları onaylar.[2]
idam edilmeden önce Alman Der Spiegel dergisinde çıkan son yazısında "Yaşasın tam bağımsız Türkiye! yaşasın marksizm-leninizm. yaşasın Türk ve Kürt halklarının kardeşliği! yaşasın işçiler, köylüler! kahrolsun emperyalizm!" dediği belirtildi.[3] idama tanık olan avukatı Halit Çelenk'e göre ise son sözleri "Yaşasın tam bağımsız Türkiye. Yaşasın Marksizm-Leninizm'in yüce ideolojisi. Yaşasın Türk ve Kürt halklarının bağımsızlık mücadelesi. Kahrolsun emperyalizm. Yaşasın işçiler, köylüler" olmuştur.[4]
Yusuf Aslan ve Hüseyin inan ile birlikte 6 Mayıs 1972 tarihinde, gece 1:00-3:00 arası, Ankara Merkez Kapalı Cezaevi'nde asılarak idam edildi. Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının 1969'da öldürülen Taylan Özgür'ün yanına gömülme isteği, yerine getirilmez ve apar topar gömülür.[5] idamından sonra bayraklaşarak devrim mücadelesinin çok önemli bir sembolü oldu; bir çok sol örgüt başka konularda fikir ayrılıkları olmasına rağmen mutabık kaldıkları nadir konulardan birisi Deniz Gezmiş'in devrim önderliğidir.[6] -
56.
0--beykoz korusu--
Beykoz Korusu ya da Abraham Paşa Korusu, istanbul'un Beykoz ilçesinde yer alan bir korudur. istanbul Boğazı sırtlarında, Beykoz ile Paşabahçe semtleri arasında geniş bir arazi üzerine yayılmıştır. Yüzölçümü 27,9 hektardır. Boğaz'a bakan yamaçlardan başlayarak içlerde Riva'ya kadar uzanır. Doğuda doğal ormanlarla bütünleşir.
Koru adını, Mısır Hıdivi Mehmet Ali Paşa'nın yakın adamlarından olan Ermeni kökenli Erem Amira'nın torunu Abraham Paşa'dan (1833-1918) almaktadır. Abraham Paşa, dönemin Osmanlı padişahı Abdülaziz'le dostluk kurmuş ve bir rivayete göre padişahla oynadığı bir tavla oyununda galip gelmesi üzerine bu korunun bulunduğu geniş araziyi kazanmıştır.
Abdülaziz'in ardından Osmanlı tahtına çıkan II. Abdülhamit, Abraham Paşa'nın istanbul'da sahip olduğu geniş topraklardan rahatsız duymuş, bu araziyi kendisinden satın alarak, Paşabahçe Koyu'na bakan bölümünü Hürriyet Bahçesi adıyla park olarak düzenleyerek halkın kullanımına sunmuştur.
Abraham Paşa'nın mülkiyetindeyken, koru Fransız bahçe uzmanları tarafından düzenlenmiş, içinde köşkler, kuşhaneler ve hazuzlar inşa edilmiştir. Türkiye ikliminde doğal olarak yetişmeyen, yurtdışından getirilmiş egzotik bitki ve ağaçlar dikilmiştir. Koru içinde küçük bir tiyatro yaptırılmışsa da, bu tiyatro 1937 yılında çıkan bir yangında yıkılmıştır. iki büyük yapay mağara, beş havuz, kayalarla oluşturulmuş 3 yapay çağlayan bulunmaktadır. Havuzlardan birinin içinde küçük bir yapay ada vardır.
Günümüzde istanbul Büyükşehir Belediyesi'ne ait olan koru, halkın ziyaretine açıktır. içinde iki otopark, iki kır kahvesi, bir restoran, iki sera, açık spor alanları, çocuk parkı, oturma terasları ve piknik alanları bulunmaktadır. Boğaz tarafından Kocaburun Caddesi ve kuzeyden Kavakdere Caddesi aracılığıyla koruya ulaşılabilir. Koruda bulunan ağaçlar arasında sekoya, kırmızı yapraklı karaağaç ve Japon saforası gibi nadide türler bulunur. Bunların yanısıra çok miktarda at kestanesi, çınar, ıhlamur, meşe, erguvan ve akasya türü de bulunur. -
57.
0-- Stoya --
Stoya, 15 Haziran 1986 doğumlu Sırp-iskoç orijinli Amerikan ferre yıldızı ve model. Stoya ferre filmlerinde kullandığı sahne ismidir. Sahne ismi olan "Stoya" büyükannesinin soy adının kısaltılmış bir şeklidir.[3] Kendisi Digital Playground adlı film şirketi ile Alternatif-ferre dalında çekimler için sözleşme imzalamıştır.[4]
Stoya, 2009 yılında ferre film endüstrisinin en prestijli ödüllerinden olan AVN'de "2009'un En iyi Genç Yıldızı" seçilmiş
Stoya" önceleri bir arkadaşı için poz vermeye başladı. Nihayetinde bazı görüntüleri Genç-Erotik yayınlar yapan sitelerde yayınlandı. Bu onun yetişkin film sektöründe ilerlemesine yardımcı oldu. Ardından; bu siteler için erotik sahneler çekmek istedi ve DVD'leri yayınlandı.[3] internette dolaşan videoları büyük ilgi topladı ve yoğunluğu fetiş sahnelerde artistik roller üstlendi.[5] Daha sonra tam-yetişkin ve sevici (lezbiyen) yapımlarda oynadı. Hâlâ yetişkin film devi Digital Playground ile sözleşmesi devam etmektedir. 2009 yılı başlarına kadar yaklaşık 15 filmde oynamıştır.
filmleri
Top Guns (2011)
Bad Girls 5 (2010)
Love and Other Mishaps (2010)
Teachers (2009)
Jack's Teen America: Mission 23 (2009)
Riley Steele: Scream (2009)
Stoya: Scream (2009)
Nurses (2009)
A Taste of Stoya (2009)
Bad Girls (2009)
Stoya: Perfect Picture (2009)
Stoya: Workaholic (2009)
Pirates II: Stagnetti's Revenge (2008)
Cheerleaders (2008)
Deeper 11 (2008)
Jack's Leg Show 4 (2008)
Jack's POV 13 (2008)
Jesse Jane: Kiss Kiss (2008)
My First Porn 10 (2008)
Stoya: Atomic Tease (2008)
Stoya: Heat (2008)
Stoya: Sexy Hot (2008)
The Sex Offenders (2008)
Man's Ruin (2007)
Debbie Loves Dallas (2007)
Jack's POV 9 (2007)
Jesse Jane: Lust (2007)
Katsuni: Video Nasty (2007)
Sexual Freak 7: Stoya (2007)
Sister Midnite (2007)
Video Nasty: Stoya (2007)
Razördolls (2006) -
58.
0harbi malım la bi gib anlamadım
-
59.
0devam beyler güzel olmuş bu
-
60.
0Kurallar ve yapı [değiştir]
inci Sözlük, Aralık 2009 tarihinde kurulan katılımcı sözlük şeklinde bir sitedir. Kullanıcılar ücretsiz olarak kayıt olup, kavramlar hakkında yorum yapabilirler. Telifsiz içeriğe sahiptir ve Sözlükspot isimli internet sitesinin alt alan adında yayın yapmaktadır. Sözlüğe üye alımı 2010 yılında kapatılmıştır. Yeni üye alımları nadiren yapılmaktadır ve alımlar gece yarısı 1 veya 2 saat yapılmaktadır. Şu anda üye alımlarını kapalı olan sözlüğün 256.100 kayıtlı kullanıcısı bulunmaktadır.[4]
Sözlük dili erkeksidir ve ferregrafiye varan argo bir dil kullanılır.[6] Sitenin yalnızca 3 temel kuralı vardır. Bunlar dini, siyasi tartışmalara girmemek ve 3. kişilere hakaret edilmemesidir.[7] Kurallarının Türkiye'deki birçok internet sitesine göre çok daha az kısıtlayıcı olmasından ötürü 4chan'e benzetilmektedir.[8] -
61.
0inci Sözlük yazarları ziyaret adını verdikleri eylemlerle yazılı basın, internet siteleri ve televizyonda adlarından söz ettirmektedir. Yazarlar Twitter'daki bir açığı kullanıp, ünlü kişilerin kendilerini takip etmesini sağlamış, bu olay ulusal ve uluslararası basında büyük yankı uyandırmıştır.[9][10] Ayrıca, Facebook'a yaptıkları saldırı da medyada yer almıştır.[11] iki kişinin sözlük adına Disko Kralı progrdıbına telefonla bağlanması ve bunlardan birinin inci Sözlük'ün tanıtımını yaparak programda küfretmesi Okan Bayülgen'in tepkisine yol açmıştır.[12] Sözlük yazarları, Ekşi Sözlük'te uygunsuz başlıklar açmış, Uludağ Sözlük'e saldırılar yapmış ve iHL Sözlük'teki bazı hesapları ele geçirmişlerdir.[13] Büyük çapta ses getiren bu eylemler için yöneticiler sözlüğün üst bölümüne birer yıldız koymuşlardır. Ayrıca, Tarihin Arka Odası[14], x y'ın televizyon programı[15] ve Okay Karacan'ın[16][17] programlarına e-posta ya da telefonla ulaşıp sunuculara şaka yapmışlardır.
-
62.
0insan vücudu, fiziksel ve kimyasal yapılardan oluşan bir sistemler bütünüdür. Vücut, insan sağlığının maddesel parçasıdır; insan varlığının korunması ve soyun sürekliliği için birbiriyle uyumlu bir biçimde çalışan öğelerden oluşmuştur.
Kadın ve erkek vücut örnekleri. Vücut tüyleri ve erkekteki yüz tüyleri kesilmiştir.
insan vücudunun ana birimi hücredir. Hücreler ve hücreler arası maddeler birleşerek dokuları oluşturur. Dokular, biçimsel ve işlevsel birimler olan organları oluştururlar. Fizyolojik olarak aynı işlevi gören yapısal organ birlikleri de vücudun sistemlerini meydana getirir. insan vücudundaki temel sistemler; hareket, sinir, solunum, dolaşım ve sindirim sistemleri olarak sıralanabilir. Bu sistemler duygu, hareket ve beslenme gereksinimlerini yerine getirirler. insan vücudunun olağan büyüme ve gelişmesi sistemlerin ve sistemleri oluşturan her organın görevini yerine getirmesine bağlıdır.
Konu başlıkları [gizle]
1 Destek ve hareket sistemi
2 Dolaşım sistemi
3 Sinir sistemi
4 Solunum sistemi
5 Kaynakça
Destek ve hareket sistemi [değiştir]
Ana madde: Destek ve hareket sistemi
Vücudun hareket etmesini, desteklenmesini sağlar ve koruyucu görev yapar. Hareket sistemi şu yapılardan oluşur:
Kemikler
Eklemler
Kaslar
Dolaşım sistemi [değiştir]
Ana madde: Dolaşım sistemi
Vücut dokularına oksijen, besin, hormon, bağışıklık elemanı ve benzeri elemanları taşır ve dokulardaki atıkları geriye toplar. Dolaşım sistemi şu yapılardan oluşur:
Kalp
Kan damarları
Kan
Lenf
Sinir sistemi [değiştir]
Ana madde: Sinir sistemi
Bilinç, anlama, düşünme, algılama, hareketlerin uyumu, dengesi ve solunum ile dolaşımı sağlar. Sinir sistemi şu yapılardan oluşur:
Beyin
Beyincik
Omurilik
Omurilik Soğanı
Solunum sistemi [değiştir]
Ana madde: Solunum sistemi
Solunum sistemi, kandaki karbondioksit (CO2) gazının oksijen gazı (O2) ile yer değiştirmesini sağlayan sistemdir. -
63.
0--deklanşör--
Deklanşör (Fransızca déclencheur), fotoğraf makinesi, kamera gibi optik aygıtlarda, fotoğraf veya film çekmek için basılan düğmedir. Deklanşöre basıldığında, ışık düzengeci (diyaframı) açılarak, filmin ışıklanması sağlanmış olur.
Her deklanşörün görünüşü, büyüklüğü ve mekanik yapısı aynı değildir. Kullanılan kamera ya da modele bağlı olarak farklı olabilir. Bunlardan bazıları, yumuşak baskılı, diğer bazıları ise sert baskılıdır.
Dijital ve otomatik kameralarda deklanşör, çoğunlukla çok işlevli ve çift aşamalıdır. Deklanşör üzerine hafif bir baskı, otomatik netlik ayarlarının yapılmasını, ikinci baskı ise ışık düzeneğinin açılmasını, dolayısı ile fotoğraf çekmeyi sağlar.
iyi bir deklanşörün, el ve parmak yapısına uygun (ergonomik) şekilde düzenlenmiş ve sarsılmaya neden olmayacak kadar rahat basılabilen, yumuşak basımlı olması gerekir.
Web kameralarından bazıları, aynı zamanda dural fotoğraflar çekmeye yarayan bir fotoğraf makinesi olarak da kullanılabilir. Bu nedenle, bu tür kameraların üzerine de fotoğraf çekmeye yarayan bir düğme eklenmiştir. Ancak bu düğme, çoğunlukla sadece fotoğraf çekebilmek için konulmuş, ikinci bir işlevi olmayan, basit yapılı bir düğmedir. -
64.
0Lağım çukuru
Lağım çukuru ya da foseptik, lağım şebekesinin bulunmadığı yerlerde sağlık koşullarına uygun olarak yer altında inşa edilmiş özel pis su depolarına verilen isimdir. Bu depolar dolduğu zaman vidanjör denilen pompalarla lağım (atık) çekilir ve uygun bir yere taşınıp dökülür. Foseptik çukurlar genelde nüfusu az olan kırsaldaki mezra ve köylerde görülür. Kasaba, ilçe ve şehirlerde foseptik çukurlareın yerini kanalizasyon şebekesi alır. Kanalizasyon şebekesi, foseptik çukurlara oranla çok daha sağlıklıdır. -
65.
0Edward Aloysius Murphy, Jr. (d. Panama Kanal Bölgesi 11 Ocak 1918 – ö. 17 Temmüz 1990), 1918 doğumlu ABD Hava Kuvvetlerinde 1949'da roketler üzerine deney yapan mühendislerden biridir. insan üzerine ivmelenmenin etkilerini incelemişti (usaf proje mx981). Deneylerden birisinde bir pilot üzerine 16 değişik noktaya akselometre takılması gerekiyordu. Sensör bir yapıştırıcı ile ancak iki türlü takılabiliyordu ve birisi 16 sensörün tamdıbını da yanlış takmayı becerdi. Bunun üzerine Murphy, daha sonra kanun olarak nitelendirilecek ilk söylemlerini bir basın toplantısında açıkladı. Birkaç ay içinde "Murphy Kanunları" mühendislik sahasında çalışanlar arasında yayıldı ve 1958'de de nihayet webster'in sözlüğüne girdi.1990 yılında hayata veda etti.
-
66.
0The Northrop Grumman B-2 Spirit (also known as the Stealth Bomber) is an American strategic bomber, featuring low observable stealth technology designed for penetrating dense anti-aircraft defenses; it is able to deploy both conventional and nuclear weapons. The bomber has a crew of two and can drop up to eighty 500 lb (230 kg)-class JDAM GPS-guided bombs, or sixteen 2,400 lb (1,100 kg) B83 nuclear bombs. The B-2 is the only aircraft that can carry large air to surface standoff weapons in a stealth configuration.
Development originally started under the "Advanced Technology Bomber" (ATB) project during the Carter administration, and its performance was one of the reasons for his cancellation of the B-1 Lancer. ATB continued during the Reagan administration, but worries about delays in its introduction led to the reinstatement of the B-1 program as well. Program costs rose throughout development. Designed and manufactured by Northrop Grumman with assistance from Boeing, the cost of each aircraft averaged US$737 million (in 1997 dollars).[3] Total procurement costs averaged $929 million per aircraft, which includes spare parts, equipment, retrofitting, and software support.[3] The total program cost including development, engineering and testing, averaged $2.1 billion per aircraft in 1997.[3]
Because of its considerable capital and operational costs, the project was controversial in the U.S. Congress and among the Joint Chiefs of Staff. The winding-down of the Cold War in the latter portion of the 1980s dramatically reduced the need for the aircraft, which was designed with the intention of penetrating Soviet airspace and attacking high-value targets. During the late 1980s and 1990s, Congress slashed initial plans to purchase 132 bombers to 21. In 2008, a B-2 was destroyed in a crash shortly after takeoff, and the crew ejected safely.[5] A total of 20 B-2s remain in service with the United States Air Force.
Though originally designed primarily as a nuclear bomber, the B-2 was first used in combat to drop conventional bombs on Serbia during the Kosovo War in 1999, and saw continued use during the wars in Iraq and Afghanistan.[6] B-2s were also used during the 2011 Libyan civil war.[7] -
67.
0otostopçunun galaksi rehberi
Otostopçunun Galaksi Rehberi, ünlü ingiliz yazar, Douglas Adams tarafından yaratılan ünlü bilim kurgu serisidir. ilk olarak 1978'de BBC'de bir radyo programı olarak yaratılan fenomen, daha sonra sahne şovu, kitap serisi, televizyon dizisi, çizgi roman ve hatta havlu serisine bile uyarlandı. Bu adaptasyonların çoğunu Adams bizzat uyarlamıştır. Adams, her uyarlamada hikâyeyi biraz daha değiştirmiştir, bu nedenle de adaptasyonlarda birbiri arasında tutarsızlıklara rastlanılsa da asıl hikâye hep aynı kalmıştır.
Otostopçunun Galaksi Rehberi, absürd olayları, ilginç karakterleri, değişik espri anlayışı ve eleştirel yazımı ile yazıldığı ilk günlerden beri her yaştan okuyucuyu etkilemiş ve de bir çoğunun favori kitabı konumuna gelmiştir. Bir röportajında Adams, bir gece kamp kurduktan sonra bölgeye ait bir otostopçu rehberini incelemiş ve daha sonra yıldızları seyretmeye başlamıştır. Otostopçunun Galaksi Rehberi'ni yazmak o anda aklına gelmiş ve ilk notlarını orada almıştır. Seri, Arthur Dent adındaki sıradan bir ingiliz'in uzayda kestirme bir yol yapılması için dünyanın patlatılmasından biraz önce Ford Prefect adındaki bir uzaylıyla beraber bir Vogon inşaat gemisine otostop çekerek dünyadan kaçmayı başarmasıyla başlar. Ancak vogonlar tarafından tespit edilen ikili, Vogon gemisinden atılırlar. Ford'un yarı kuzeni ve part-time Galaktik Başkan Zaphod Beeblebrox, çaldığı Altın Kalp adlı uzay gemisiyle bilmeden de olsa Arthur'la Ford'u ölümden kurtarır. Arthur gemide Marvin adındaki androidle tanışır. Marvin, Altın Kalpte çalışan ve yaşamaktan çok sıkılmış depresif bir robottur. Gemide aynı zamanda Trillian adlı Arthur'dan başka yaşayan tek insan olan bir kadın vardır. Yukarıdaki gibi başlayan seri, ekibin "Mutlak Cevabın Sorusu"nu ararken karşılaştıkları maceralarla devam eder.
Otostopçunun Galaksi Rehberi (Orijinal adı: The Hitchhiker's Guide to the Galaxy)
Evrenin Sonundaki Restoran (Orijinal adı: The Restaurant at the End of the Universe)
Hayat, Evren ve Her Şey (Orijinal adı: Life, the Universe and Everything)
Elveda ve Bütün O Balıklar için Teşekkürler (Orijinal adı: So Long, and Thanks for All the Fish)
Çoğunlukla Zararsız (Orijinal adı: Mostly Harmless)
Kuşkucu Somon (Orijinal adı:The Salmon of Doubt)
Ve bir şey daha (Orjinal adı:And Another Thing... -
68.
0lütfen konu açmadan önce forumda detaylı arama yapınız. girdilerin tek başlık altında verilmesi bilgi karışlıklılığının önüne geçecektir.
-
69.
0--Alexis Texas--
2007 yılında, yirmi bir yaşına girdiğinde ferre sektöründe çalışmaya başlamıştır. Alexis, dolgun kalçalarının kendisine sıradışı bir cazibe kazandırdığını iddia etmiş, bir demecinde:"Diğer kızların bir çoğunda benimki gibi büyük popo yok.Bu farkım bana çok para kazandıran bir etken." demiştir.
ABD'nin Panama askeri üssünde doğdu. Ancak çocukluğu Teksas'ın San Antonio kentinde geçti. Ataları Porto Rikolu, Alman ve Norveçlidir. Yetişkin endüstrisine girmeden önce bir barda, bar sorumlusu olarak çalışmıştır. ilk oynadığı sahne "Teksas Kolejlerinde Amatör Bir Tur"dur.Bu sahneyi Ekim 2006'da çekmiştir. "Teksas Kolejlerinde Amatör Bir Tur"u Florida'daki Bang Bros'un çekimleri takip etmiştir. Sonra Los Angeles'e taşınmış ve LA Direct'ın bir elemanı olarak ferre kariyerine devam etmiştir. Şubat 2008'de çıkan ve yönetmenliğini ferregrafik yıldız Belladonna'nın yaptığı, Alexis Texas'ı Keşfetmek adlı filmde kendi ismini taşıyan bir filmde oynamıştır.[1] Elegant Angel Yapım'ca çekilen Alexis Texas is Buttwoman oynadığı ilk anal türlü film olma özelliğini taşır. Ayrıca bu film bir çok ödüle layık görülmüştür.[2] 2009'da Starlet Eğlence Grup çatısı altında "Alexis Texas Entertainment" adlı ferre ajansını kurdu.
Alexis Texas, 2010
SEG aracılığıyla, üyelik tabanlı etkileşimli (interaktif) bir site kurdu. Nisan 2009 Genesis Dergisi'nin kapak kızı oldu.[3] Haziran 2009'daysa Hustler'in 35. kuruluş yılı özel sayısında yer aldı.[4] -
70.
0--Apple--
Apple Inc. tasarımları ve tüketici elektroniği, bilgisayar ve kişisel bilgisayar üreten Amerikan çokuluslu bir kuruluştur. Şirket merkezi Cupertino, Kaliforniya, Amerika'dadır. 2011 itibarı ile genel müdürü Tim Cook'tır. Şirketin en iyi bilinen donanım ürünleri Apple Macintosh, iPod, iPhone ve iPad'tir. Ocak 2010 itibariyle şirket, faaliyetlerini on ülkede donanım ve yazılım ürünlerinin satıldığı 284 perakende mağaza ve bir online mağazayla sürdürmektedir .Şirketin Dünya çapında 26 Eylül biten mali yıla göre 42.91 milyar dolarlık yıllık satışı vardır. Kişisel bilgisayarların satışının dışında tüketici elektroniği pazarında da genişleyen şirketin 46,600 tam zamanlı 2,800 geçici tam zamanlı çalışanı vardır. Kendine özgü reklam kampanyaları ve estetik tasarım felsefesiyle rakiplerinden ayrılan şirket, tüketici elektroniği sektöründe benzersiz bir üne sahip olmuştur. Bu şirket ve marka, Amerika Birleşik Devletleri başta olmak üzere kendi ürünlerini tüketen bir müşteri kitlesi oluşturmuştur. Böyle bir kitlenin yaratılmasında şirketin tasarım odaklı olması ve 1980'li yıllarda reklam kampanyalarında kullandığı "Think Different" [Farklı Düşün] sloganın etkisi büyüktür. Apple zamanında fotoğraf makinası ve yazıcı gibi ürünleri de piyasaya sürmüştür. Günümüzde ise tüketici elektroniği, kişisel bilgisayarlar ve bilgisayar yazılımları üretmektedir.
Apple geniş kapsamlı estetik dizayn felsefesi ve ayırt edici reklam kampanyaları gibi birçok sebepten ötürü tüketici açısından elektronik endüstrisinde benzersiz bir üne sahiptir. Hatta Apple özellikle Amerika'da kendisine ve markasına bağlı bir hayran kitlesine sahiptir.
-
tyler dursun annesinin namuusnu koruyor
-
ccc rammstein ccc günaydın diler 09 01 2025
-
bi uykumuz vardı onuda
-
rasat o anani got deliginden
-
kaç para ulan bi kadın
-
benim beddualar tutar 2016 da bahiste
-
nerde o eskiden sex purna hikayesi yazanlar
-
incisozluge foto yukleyemeyen
-
gldm suku icin adlı yzrn mehdi iddiası üzerinee
-
elektrik çok büyük
-
kadıköyde inci yazarı gibtim
-
pgiboloji bozuk yeni sakinleştirici vuruldum
-
ulam bir meme la
-
7deliklitokmak tarafından sözlüğe el konulmuştur
-
beter alinin yazar çıkması
-
geypelin niye hep sozluktesin dostum
-
mentalcel için intihar önerisi
-
para mal mülk zaten yok
-
duyduğunuzz en iyi küfürrler
-
vucudumda cok fazla ben çıktı
-
ekşide türk değil türkiyeli basligini trende
-
evlat diye kucagina aldigin
-
kadin dovmek
-
geçen gün hastende hemşire bir adamın
-
beyler netflix dizi önerin
-
mobil uygulamamıza ne oldu
-
nba deki kiss cam
-
lightbringer1881 günaydın nasılsın
-
9000 den az başlığı olan üye
-
küfürlü başlıklarınız
- / 2