1. 76.
    0
    ne gerek var şimdi buna. madem bilgi internette buraya tekrar koymanın amacı ne ki? incinin kültürü bu başlıkla yükselmez. ayrıca üyelerin %50si benim gibi kültürlü ama taklitçi panpalarımdan oluşuyor.
    ···
  2. 77.
    0
    --Anglosakson-
    Anglosaksonlar, 5. ve 6. yüzyılda ingiltere'yi istila eden Cermen ırkları Angluslar, Saksonlar ve Jütilerden oluşmuş halk. Anglosakson tabiri günümüzde ingiliz soyundan gelen beyaz ırkları tanımlamakta kullanılır. ingiliz sözcüğü, Anglus (ingilizce: Angle) sözcüğünden gelir.
    5. ve 6. yüzyıllardan itibaren Almanya'dan göç ederek Britanya adalarının çeşitli bölgelerine yerleşmişler ve ayrı ayrı krallıklar kurmuşlardır. Bu krallıklar Kent, Sussex, Wessex, East Anglia, Mercia ve Northumbria olmak üzere 7 tanedir. Sonunda Wessex kralı Egbert (802-839) diğerlerini hakimiyeti altına alarak birliği sağlamıştır. Bu döneme ait arkeolojik buluntuların çoğu Suffolk eyaletindeki Woodbridge yakınlarındaki Sutton Hoo höyüğünde bulunmuştur.

    Anglosaksonlara ait önemli bulguların bulunduğu Sutton Hoo höyüğü
    Wessex'lerin kurduğu bu hükûmetin esası Germen örf ve adetlerine dayanmakta, halk; asilzadeler, hür çiftçiler, yarı hür olanlar ve kölelerden meydana gelmekteydi. Daha sonra aristokrat bir zümre gelişerek hakimiyeti ele geçirmiştir.
    Anglosaksonlar önceleri putperestken daha sonra Hıristiyanlığı kabul etmişlerdir.
    Anglosaksonlar iskandinavya'dan gelen Vikinglerle savaşmışlar, bunları yenerek siyasi bütünlüklerini korumuşlardır. Bu bütünlük Norman Prensi I. William tarafından (1066) adaların istilasıyla son bulmuştur. Norman istilası, aynı zamanda ingiltere'nin son istilasıdır. Normanlar; Anglosaksonların dil, edebiyat, hukuk ve çeşitli adetlerine tesir etmişlerdir.
    ···
  3. 78.
    0
    victor jara (28 Eylül 1932, Santiago - 16 Eylül 1973)
    Şilili şarkıcı ve müzisyen. Şili kültür ve müziğinde son derece önemli etkileri olmuş bir sanatçıdır. Hayatı ve müziği ülkesinin aynası olmuş, içinde yaşadığı zamanı ve felsefesini yansıtmıştır.
    Victor Jara Santiago'da Lonquén köyünde doğmuştur. Ebeveynleri çiftçidir. Babası Manuel basit bir kahya iken, annesi Amanda ailesinin geçimi için çok sayıda işte çalışmıştır. Birçok ailede olduğu gibi babası alkol problemleri çekmekte ve annesine kötü muamele yapmaktaydı. Babası aileyi terk ettikten sonra annesi Amanda ailenin bakımıyla tek başına ilgilenir. Annesi Victor Jara'nın hayatında çok önemli bir parçadır. O da şarkı söyleyip, gitar çalmış, bunları ve şili folk müziğini oğluna öğretmiştir. Annesiyle beraber geçirdiği zamanın, müzik hayatına adım atmasında çok önemli etkileri olmuştur. Annesinin ölümünden sonra muhasebe eğitimini yarım bırakmış ve ilahiyat okumak istemiş, ancak bu sadece 2 yıl sürmüştür.
    Dine olan inancını kaybettikten sonra işsiz olarak Lonquén 'e döner ve yakın arkadaşları ile kendini folklor tahsiline adar. Bu zaman zarfında tiyatroya ilgisi gelişir ve Universidad de Chile 'de tiyatro okuluna başlar. Bu ve takip eden yıllarda Victor Jara çok sayıda tiyatro yapımında (mesela Carmina Burana) yer alır. Violeta Parra'a ilk defa rastladığında, tekrar folklor söylemeye ve okumaya başlar. Parra, şarkıcı, Santiago'da küçük bir cafe sahibi ve geleneksel Şili folk müziği hayranı bir sanatçıdır. Victor Jara ona bu cafede yardım eder ve şarkı söyler.
    Jara, bu zaman zarfında Şili siyaseti ile ilgilenmeye başlar. 1966 yılında ilk albümü çıkar. Takip eden yıllarda tiyatroda yönetmen olarak çalışır, ancak şarkılarına ve politik işlerine gitgide daha fazla zaman adar. 1970 yılında tiyatroyu terk eder ve tamamen müziğe yoğunlaşır. Jara'nın şarkıları fakir-zengin bir arada yaşayan bir toplumda, sıradan insanlara yaşamlarını ve problemlerini gösterir. Vatanına olan büyük sevgisi sebebiyle, birçok şarkısı haksızlıklara ve politik skandallara saldırır. Victor Jara Güney Amerika'da „Nueva canción“ (yeni şarkı) akımının en önemli temsilcilerinden biri olarak kabul edilir. Bu Güney Amerika'da birçok sanatçı ve aydının katıldığı, devrimci bir harekettir. Victor Jara'nın politik fikirleri, parçalarında önemli bir yer tutar. Birçok protest şarkıcı gibi komünist ve partisinde sanatçı bölümünün yöneticisidir.
    Victor Jara, diğer şarkıcılarla birlikte Salvador Allende ve sol partilerini birleştiği bir hareket olan Unidad Popular yararına birçok konser verir. 11 Eylül 1973'de Augusto Pinochet'nin gerçekleştirdiği darbe sırasında, Victor Jara Teknik Üniversite 'deki işi başında tutuklanır ve birçok yoldaşı gibi Şili Ulusal Stadyumu'nda işkence görür. Bir daha gitar çalamaması için elleri kırılır. Hatta bu korkunç işkenceler sırasında bile Jara, Unidad Popular 'ın şarkısını söylemeye çalışmaktadır (Venceremos[2]). Nihayetinde vahşice dövülen Jara, bir makinalı tüfekle öldürülür ve cesedi Santiago Mezarlığı yakınında bulunur. Fakat Karısı yine de onu onurlu bir şekilde defnetme imkânını bulur. Akabinde Şili'yi terk eden karısı 1994'te onuruna "Fundación Víctor Jara"'yı kurar.
    Şili'deki Pravda muhabiri Vladimir Çernisev, Jara'nın son anlarını şöyle anlatıyor:
    “Victor Jara dudaklarında şarkıyla öldü. Onu yanından hiç ayırmadığı yoldaşı, gitarıyla birlikte stadyuma getirdiler. Ve şarkı söylemeye başladı. Öbür tutuklular, gardiyanların ateş açma tehdidine rağmen melodiye eşlik etmeye başladılar. Sonra bir subayın emri ile askerler Victor'un ellerini kırdılar. Artık gitar çalmıyordu, ama zayıf bir sesle şarkı söylemeyi sürdürdü. Bir dipçikle kafasını parçaladılar ve diğer tutuklulara ibret olsun diye ellerini kesip tribünlerin önüne astılar.
    Victor Jara'nın yaşamı, parçaları ile güçlü bir şekilde insanlara seslenen entelektüel bir şarkıcıyı işaret etmiştir. Bu yüzden şarkıları gücünün sertifikası haline gelmiştir.
    Eylül 2003'te öldürülmesinin 30. yıldönümünde öldürüldüğü Şili Ulusal Stadyumu'nun ismi Estadio Víctor Jara olarak değiştirilmiştir.

    http://www.youtube.com/watch?v=x_jrmZnX0fk
    Tümünü Göster
    ···
  4. 79.
    0
    Berlin Muharebesi, Kızıl Ordu'nun II. Dünya Savaşı sonlarında düzenlediği genel taarruzlardan biri olan Berlin Stratejik Taarruz Harekâtı sonunda gerçekleşen muharebedir. Son genel taarruz olmamakla birlikte - Avrupa'da son genel taarruz, 6 - 11 Mayıs 1945 tarihleri arasında yer alan Prag Taarruzu'dur - Nazi Almanyası'nın kayıtsız şartsız teslimiyle sonuçlandığı için savaşı bitiren muharebe olarak kabul edilmektedir. Berlin Harekâtı, sadece Berlin'i almak için girişilen bir harekât değildi. Esas olarak üç Sovyet cephesi kuvvetlerinin, halen Alman kontrolünde olan Elbe Nehri'nin doğusundaki Alman topraklarının işgalini amaçlıyordu. Elbe, Alman topraklarını kuzeyden güneye kabaca ikiye bölmektedir. Berlin Muharebesi ise, kentin Kızıl Ordu birliklerince ele geçirilmesi içindi, çatışmalar kent sınırları içinde gerçekleşti ve Avrupa Cephelerinde savaşın sonunu getirdi.
    Berlin Muharebesi'nin sonucu, Berlin Harekâtı'nın ilk aşamalarında, Alman başkentinin dışında belirlenmişti. Sovyet birlikleri kenti kuşatmaya çalışırken Alman kuvvetleri de bunu engellemek için mücadele etti ve sonunda bu birlikler kentin dışında ya imha oldular ya da silah bırakmak zorunda kaldılar. Bu mücadeleler kentin kaderini belirledi. Yine de daha sonra Berlin'de çok sert çatışmalar yaşandı. Kızıl Ordu birlikleri kent merkezine sokak sokak çatışarak ilerlediler.
    Kızıl Ordu, 16 Ocak 1945 tarihinde başlayan Vistül-Oder Taarruzu ile Alman cephesini yarmıştı ve Kızıl Ordu birlikleri günde 30 - 40 km.lik bir hızla batı yönünde ilerlemeye başladılar. Doğu Prusya, Aşağı Silezya, Doğu Pomeranya ve Yukarı Silezya topraklarını geçen Sovyet birlikleri, Oder Nehri üzerinde Berlin'in 60 km. doğusuna düşen Küstrin yakınlarındaki Oder köprübaşında geçici olarak durdular. Ardından Berlin'e yönelen genel taarruz boyunca iki Sovyet cephesine bağlı kuvvetler Berlin'e doğudan ve güneyden ilerlemişlerdi. Bir üçüncü Sovyet cephesi ise Berlin'in kuzey kesiminde mevzi almış olan Alman kuvvetlerini bu kesimde yenilgiye uğrattı.
    Berlin'in dışındaki ön savunma hazırlıklarına 20 Mart'ta başlanıldı. O tarihte, Vistül Ordular Grubu Komutanlığını yeni üstlenmiş olan General Gotthard Heinrici, esas Sovyet taarruzunun, cephe haritalarında da açıkça görüldüğü gibi Oder Nehri üzerindeki köprübaşından yapılacağını düşünmekteydi. Bu düşünceyle, Berlin'in 90 km. doğusunda bulunan Seelow Tepeleri'nde savunma tertibatı almıştır. Berlin'deki esas muharebe başlamadan önce Sovyet kuvvetleri, bu mevzilere taarruz ederek Seelow Tepeleri Muharebesi ve Halbe Muharebesi'yle Berlin'in kuşatılmasını tamamladılar. Mareşal ivan Konev'in 1. Ukrayna Cephesi kuvvetleri, Alman Merkez Ordular Grubu'nun son birliklerini de kuzeye sürerken Mareşal Jukov'un 1. Beyaz Rusya Cephesi topçusu, 20 Nisan'da Berlin merkezini ateş altına almaya başladı. Alman savunmasının büyük kısmı, General Helmuth Weidling komutası altındaki, yıpranmış, kötü donanımlı, kötü organize olmuş Wehmacht ve Waffen-SS tümenleri ile Yurt Muhafızları ve Hitler Gençliği unsurlarından oluşan birliklerdir. Birkaç gün içinde Kızıl Ordu birlikleri kent içinde hızla ilerleyerek kent merkezine ulaştılar ve şiddetli çatışmaların ardından Reichstag'ı 30 Nisan'da düşürdüler.
    Savaş bitmeden, 30 Nisan 1945 tarihinde önce Hitler ve bazı yandaşları intihar etti. Kentteki çatışmalar 2 Mayıs 1945 gününe kadar devam etmiştir. Bu tarihte Berlin Savunma Sahası Komutanı General Helmuth Weidling, Sovyet 8. Muhafız Ordusu Komutanı General Vasili Çuykov'a teslim oldu. General Çuykov, Mareşal Georgi Jukov'un 1. Beyaz Rusya Cephesi komutanlarındandır. Ancak çatışmalar kentin kuzeybatısında ve güneybatısında 8 Mayıs'a kadar devam etti. Bu çatışmalar daha çok, Sovyet kuvvetlerine teslim olmaktansa Amerikan ve ingiliz kuvvetlerine teslim olmak uğruna sürdürülmüştür.
    Tümünü Göster
    ···
  5. 80.
    0
    fermiyon---
    Fermiyon, parçacık fiziğinde, Fermi-Dirac istatistiğine uyan parçacıktır. Başka bir deyişle, Enrico Fermi ve Paul Dirac'ın gösterdiği üzere, Bose-Einstein istatistiğine sahip bozonların aksine fermiyonlar, belirtilen zamanda sadece bir kuantum durumuna karşılık gelebilen parçacıklardır.
    Eğer iki ayrı fermiyon uzayda aynı yerde tanımlanmışsa herbir fermiyonun özelliği (örneğin spin kuantum sayısı gibi) birbirinden farklı olmak zorundadır. Örnek olarak, iki elektron bir çekirdeğin etrafında aynı orbitalde bulunacaklarsa, bu kez aynı spin durumunda olamazlar ve her orbitalde elektronun biri yukarı diğeri aşağı spin durumundadır.
    Gözlemlenmiş tüm fermiyonlar, tamsayı spine sahip bosonların aksine buçuklu spine sahiptir. Örneğin, ışığın parçacığı foton, bir bozon olup 1 spinliyken elektron 1/2 spinlidir, Higgs bozonu ise 0 (sıfır) spine sahiptir, yani skaler parçacıktır. Daha genel olarak, spin istatiği teoremine göre herhangi kabul edilebilir göreli kuantum alan kuramında tamsayı spine sahip olanlar boson, buçuklu spine sahip olanlar fermiyon olarak adlandırılır.
    Fermiyonlar da proton gibi bileşik veya elektron gibi temel olabilir. Standart modelde iki tane temel fermiyon grubu bulunur: kuarklar ve leptonlar. Toplamda 24 farklı temel fermiyon vardır: 6 kuark, 6 lepton ve bunların karşıt parçacığı. Proton ve nötron gibi bileşik fermiyonlar maddenin yapı taşlarıdır. Süperiletkenlikte olduğu gibi, zayıf etkileşimdeki fermiyonlar bosonlar gibi de davranabilirler.

    Tanım gereği, fermiyonlar Fermi-Dirac istatistiğine uyan parçacıklardır. Fermi-Dirac statiğinde bir tanesi iki fermiyonla yer değiştirdiğinde dalga denklemi işaret değiştirir. Dalga denkleminin gösterdiği bu karşı simetrik özellik fermiyonun Pauli dışlama prensibine uyar: iki fermiyon aynı anda aynı kuantum haline sahip olamaz. Fermiyonunun, kuantum halindeki bu katılığı veya direngenliği, onu maddeyi oluşturan olarak kabul edilmesine sebep olurken, bosonlar etkileşimi ileten parçacıklar)kuvvet taşıyıcılar ya da radyasyonu oluşturan parçacıklar olarak kabul edilmesini getirir. Fermiyonun kuantum alanına, fermiyonik alan denir ve değişmeyen kanonik ilişkiye uyar.
    Fermiyonlar için Pauli dışlama pernsibinın ve maddenin asosyatif katılığının sebebi atomun elektron katmanlarının istikrarlı olması ( bu istikrar atomik maddeler için geçerlidir) ve atomun karmaşıklığıdır (bu atomik electronların aynı enerji seviyesinde olmasına izin vermez), ki bu özellik karmaşık kimyayı mümkün kılar. Beyaz cüceler ve nötron yıldızlarının denge durumunda çoğunluğunu oluşturan dejenere maddenin oluşturduğu basınca da bu sebep olur. Daha günlük anlamda, Pauli dışlama prensibi elastik maddelerin Young modülüsüne katkıda bulunur.
    Bilinen tüm fermiyonlar yarım spine sahiptirler: bir gözlemci fermiyonun çecresinde dönerse (ya da fermiyon 3600 rotasyon yaparsa) fermiyonun dalga denklemi işaret değiştirir. Göreceli olmayan kuantum mekaniğinde, bu tamamen deneysel bir gözlemdir. Ancak göreceli kuantum alan teorisi ve spin-statiği teoremi yarım tam sayı spine sahip parçacıkların boson olamayacağını ve tam sayı spine sahip parçacıkların da fermiyon olmayacağını göstermiştir.
    Çok büyük sistemlerde, fermiyon ve boson statiği sadece dalga fonksiyonları çakışıp çok yoğun olduklarında farklılık gösterir. Küçük yoğunluklarda her ikisinin de statiği Marxwell-Boltzmann statiği ile yakınsanabilir ki klagib mekanik ile açıklanır.
    [Standart model]]de iki tane temel fermiyon bulunur: kuark ve leptonlar. Toplamda 24 farklı fermiyon vardır: 6 kuark, 6 lepton ve 6'şar antiparçacığı bulunur.

    Gözlemlenmiş tüm temel parçacıklar ya boson ya da fermiyondur. Bilinen temel fermiyonlar iki gruba ayrılır:kuarklar ve leptonlar
    Kuarklar, bileşik fermiyonlar olan protonları, nötronlar ve diğer baryonları meydana getirirler. Ayrıca bileşik bosonlar olan mesonları da içerirler.
    Leptonlar electron ve benzeri ağır parçacıkalrı (muyon ve tau) ve ayrıca nötrinoları içeririler.
    Bilinen sol [[sarmal]9 fermiyonlar zayıf etkileşimi hissederken bilinen sağ sarmal fermiyonlar hissetmez. Diğer bir deyişle sadece sol fermiyonlar ve sağ antifermiyonlar W bosonuyla etkileşirler.

    Bileşik fermiyonlar (hadronlar, çekirdek ve atomlar gibi) yapı taşlarına göre boson ya da fermiyon olabilirler. Daha net olarak spin ve statiğinin ilişkisine bağlı olarak tek sayıda fermiyon içeren bir parçaçığın kendisi de fermiyondur ve yarım tam sayı spine sahiptir.
    Örneğin:
    Proton ve nötron gibi bir baryon üç tane fermiyonik kuark içerir, bu yüzden fermiyondur.
    Carbon-13 çekirdeği 6 proton ve 7 nötron içeriri, bu sebepten fermiyoniktir.
    Helyum-3 atomu 2 proton, 1 nötron ve 2 elektron içerir ve fermiyondur.
    Bileşik parçacıklarda, basit parçacıkların bir potensiyelle bağ yapmasıyla oluşan bozonların sayısının fermiyon ya da boson oluşmasında hiçbir etkisi yoktur.
    Bileşik bir parçacığın(ya da sistemin) fermiyonik ya da bozonik özelliği sadece çok büyük uzaklıklarda( sisteme göre) görülür. Boyutsal yapısının önemli olduğu yakınlıkta, bileşik parçacık(ya da sietem) bileşenlerine göre davranış özelliği gösterir.
    Fermiyonlar gevşek bağlar kurduğunda bosonik davranışlar sergileyebilirler. Süper iletkenlikin ve Helyum-3'ün süper akışkanlıkının temeli budur: süper iletken maddelerde, elekronlarfoton değişimi ile etkileşerek Cooper ikilisini oluştururken Helyum-3'te Cooper ikilisi spin dalgalanması ile oluşur.
    Kısmi kuantum Hall etkisinin yalancı parçacıkları da tek sayıdaki elektron anaforlarıyla birleşmiş bileşik fermiyon olarak bilinir.

    Skyrmiyonlar [değiştir]
    Kuantum alan teorisinde bosonların topolojik olarak bükük alan yapısı olabilir. Bunlar parçacık gibi davranan eşevreli durumlardır(ya da dalgalardır) ve bunlar tüm bileşenleri bozonik olsa da fermiyonik davranış gösterebilirler.Bu 1960ların başında Tom Skyrmetarafından keşfedildi ve bu sebepten bozonlardan oluşan fermiyonlara skyrmiyon adı verildi.
    Skyrme'ye orjinal örneği üç boyutlu küre değerlerini alabilen alanlar, piyonların uzak mesafelerdeki davranışlarını açıklayan orjinal doğrusal olmayan sigma modelini içeriyordu. Kuantum renk dinamiğine Büyük N ya da sicim yakınsamasında tekrar üretilen Skyrme modelinde proton ve nötronlar piyon alanının fermiyonik topolojik dalgalarıdır. Skyrme'nin örneği piyon fiziğini içerirken kuantum elektro dinamiğindeki manyetik monopol daha bilinen bir örnektir. Olası en küçük manyetik yüke sayip bosonic monopole ve elektronun bosonik versiyonu fermiyonik diyonu oluşturacaktır.
    Tümünü Göster
    ···
  6. 81.
    0
    genel görelilik
    Genel görelilik, ya da göreliliğin genel kuramı, 1916 yılında Albert Einstein tarafından yayımlanan kütleçekimin geometrik kuramı.[1] ve bugün modern fizikteki kütle çekimin tanımıdır. Genel görelilik, özel görelilik ve Newton'ın evrensel kütleçekim yasasını genelleştirerek kütleçekimin uzay ve zaman yada uzayzamanda tanımlanmasını sağlar.
    Uzayzamanın eğriliği, madde ve radyasyonun enerji ve momentumu ile doğrudan bağlantılıdır. Genel göreliliğin zamanın akışı, uzayın geometrisi, serbest düşme yapan cisimlerin hareketi, ışığın yayılımı gibi konulardaki öngörüleri, klagib fiziğink önermeleri ile belirgin farklılıklar gösterir. kütleçekimsel zaman genişlemesi, kütleçekimsel merceklenme, ışığın kütleçekimsel kızıla kayması, kütleçekimsel zaman gecikmesi bu farklılıkların örnekleridir. Genel göreliliğin bugüne kadar ki tüm önermeleri deney ve gözlemler ile doğrulanmıştır. Her ne kadar genel görelilik kütleçekimin tek göreli kuramı olmasa da, deneysel veri ile uyum sağlayan en basit teoridir. Buna rağmen, teorinin hala cevaplayamadığı sorular varlığını sürdürmektedir. Bunlardan en temel olanı genel görelilik ile kuantum mekaniğinin yasalarının hangi şekilde bağdaştırılarak, tamamlanmış kendi içinde tutarlı bir kuantum alan kuramı yaratılabileceğidir.
    Einstein'in teorisinin astrofiziğe kayda değer etkileri vardır. Örneğin, büyük bir yıldızın ömrünün sonuna yaklaştığı bir zamanda içine çökerek karadelik oluşturduğuna işaret eder. Bazı astronomik cisimlerin yaydığı yoğun radyasyona karadeliklerin sebep olduğuna dair yeterli kanıt mevcuttur, örneğin mikrokuasarlar, yıldızsal karadeliklerin ve aktif galaktik çekirdekler, süpermasif karadeliklerin varlıklarının bir sonucu olarak oluşurlar.
    Işığın kütleçekim nedeniyle bükülümesi, uzaktaki bir astronomik cismin gökyüzünde aynı anda birden fazla yerde görüntüsünün belirmesine sebep olan, kütleçekimsel merceklenme olarak adlandırılan bir mucizeye neden olur. Genel görelilik aynı zamanda, bugüne kadar ancak dolaylı olarak gözlenlenmiş olan, kütle çekim dalgalarının da varlığını öngörmektedir. Buna dair doğrudan gözlemlerin yapılması LIGO ve NASA/ESA Laser Interferometer Space Antenna (Lazer girişimölçer uzay anteni) gibi projelerin amaçlarıdır. Tüm bunlara ek olarak genel görelilik, evrenin durmaksızın genişleyen modelinin bugünkü kozmolojik modelinin temelidir.

    1905'de göreliliğin özel teorisini açıkladıktan hemen sonra, Einstein bu göreli çerçevye kütleçekimi nasıl dahil edeceğine dair fikir yürütmeye başladı. 1907 yılında serbest düşen bir gözlemciyi ele alan basit bir düşünce deneyinden yola çıkarak kütleçekimin göreli teorisi üzerine sekiz yıl sürecek bir araştırmaya başladı. Bir çok denemenin ardından, bugün Einstein alan denklemleri olarak bilinen çalışmasını sonlandırarak, Kasım 1915'de Prusya Bilim Akademisinde sundu. Bu denklemler Einstein'ın kurdıbının çekirdeğini oluşturur ve herhangi bir maddenin uzay ve zamanı nasıl etkilediğini belirler. [2]
    Einsten alan denklemleri doğrusal olmayan ve çözümü oldukça zor olan denklemlerdi. Einstein, başlangıçta kurdıbını öngörüye dayanarak biçimlendirmiş ve yaklaşıklık yöntemleri kullanmıştır. Ancak çok zaman geçmeden, Einstein alan denklemlerinin ilk kesin ve sıfırdan farklı çözümü 1916 yılında, astrofizikçi Karl Schwarzschild tarafından bulunmuştur. Bu çözüm Schwarzschild metriği olarak adlandırılır.
    Schwarzschild metriği ile, kütleçekimsel içe çökmenin son evrelerinin, yani bugün bilinen adıyla karadeliklerin, tanımının temmelleri ortaya koyulmuştur. Aynı yıl Schwarzschild çözümünün elektrik yüklü cisimler için genelleştirilmiş çözümü olan Reissner–Nordström çözümüne ulaşılır. Bugün bu çözüm elektrik yüklü karadelikler için kullanılmaktadır.[3]
    1917'de Einstein kurdıbını evrenin bütününe uygular ve göreli kozmolojinin temelini atar. Günümüzde kabul edilen düşünce ile çakışacak şekilde, Einstein evreni statik kabul eder ve bunu sağlamak için orjinal alan denklemlerine kozmolojik sabit olarak adlandırdığı yeni bir parametre ekler. [4]
    Ancak 1929'da Hubble'ın çalışması evrenin statik olmadığını, genişlediğini gözler önüne serer.
    Tümünü Göster
    ···
  7. 82.
    0
    Oyun kuramı, istatistik biliminin, sosyal bilimlerde (en fazla ekonomide olmak üzere), biyoloji, mühendislik, politik bilimler, bilgisayar bilimleri (temel olarak yapay zekâ çalışmaları üzerinde) ve felsefede kullanılan bir dalıdır. Oyun kuramı, bireyin, başarısının diğerlerinin seçimlerine dayalı olduğu seçimler yapması olan bazı stratejik durumların matematiksel olarak davranış biçimlerini yakalamaya çalışır. ilk başlarda bir bireyin kazancının ötekinin zararına olduğu (sıfır toplamlı oyunlar) yarışmaları çözümlemek için geliştirilmişse bile, daha sonradan birçok kısıta dayanan çok geniş bir etkileşim alanını incelemeye başlamıştır. Bugün, "oyun kuramı, 'sosyal' kelimesinin geniş anlamda insan ve insan-dışı oyuncuları (bilgisayarlar, hayvanlar ve bitkiler) kapsayacak biçimde tanımlandığı, sosyal bilimlerin rasyonel yönü için bir 'birleşik alan' kuramı veya bir tür şemsiyedir." (Aumann 1987).
    Karar verenlerin diğer düşüncelerle uyumlu ya da rekabet halinde olduğu sosyal durumları modelleyen bir yaklaşım olması bu kuramın en temel özelliğidir. Oyun kuramı, neoklagib ekonomilerde geliştirilmiş bilinen iyileştirme yaklaşımlarını genişletmiştir.
    Oyun kurdıbının geleneksel uygulamaları bu oyunlarda —bireylerin davranışlarını değiştirmek istemediği— denge bulmaya çalışır. Bu fikri gerçekleştirmek üzere birçok denge kavramları en ünlüsü Nash dengesi geliştirilmiştir. Bu denge kavramları uygulama alanına göre farklı amaçlara sahiptir, fakat genel olarak uyuşurlar ve iç içe geçmişlerdir. Bu yöntemler eleştiriden uzak değildir ve bazı özel denge kavramlarının uygunluğu, dengenin tümden uygunluğu ve genel olarak matematiksel modellerin faydaları üzerine tartışmalar sürmektedir.
    Daha öncesinde bazı gelişmeler olmuşsa da, oyun kuramı, 1944 yılında çıkan John von Neumann ve Oskar Morgenstern tarafından yazılmış olan Theory of Games and Economic Behavior (Oyunların ve Ekonomik Davranışın Kuramı) adlı kitapla başlamıştır. Bu kuram 1950'lerde birçok akademisyen tarafından geliştirilmiştir. Benzer gelişmeler 1930'lara kadar gitmekte idiyse de, 1970'lerde açıktan biyolojiye uygulanmıştır. Birçok alanda önemli bir araç olarak kabul edilmiştir. Ekonomide sekiz oyun kuramcısı Nobel ödülü almıştır ve John Maynard Smith biyolojideki uygulaması için Crafoord Ödülüne layık görülmüştür.
    Bu kuram, geçmişten geleceğe, sosyal bilimlerde çok önemli bir rol oynamaktadır, ayrıca günümüzde bir çok farklı akademik alanda da kullanılmaktadır. 1970'li yılların başında oyun kuramı, evrim kurdıbını içeren hayvan davranışlarına uygulanmıştır. Siyaset bilimi ve etik alanlarındaki düşünceleri betimlemek için özellikle tutsak ikilemi gibi birçok oyundan yararlanılmıştır. Son zamanlarda oyun kuramı, yapay zekâda ve sibernetikte kullanılmasıyla bilgisayar biliminin de dikkatini üzerinde toplamayı başarmıştır.
    Akademik ilginin yanı sıra, popüler kültürde de ilgi çekmiştir. Nobel Ödüllü oyun kuramcısı, John Forbes Nash, Sylvia Nasar tarafından kaleme alınan 1998 tarihli biyografinin ve 2001 yılında çekilen "A Beautiful Mind" filminin konusu olmuştur. 1983 yapımı WarGames filminin de ana teması oyun kuramı olmuştur. Friend or Foe, kısmen Survivor gibi televizyonda yayınlanan bazı yarışma programlarında bile oyun kurdıbının izlerini sürmek mümkündür. Her ne kadar bazı oyun kuramsal çözümlemeler karar kuramıyla benzer görülseler de oyun kuramı çalışmaları, oyuncuların etkileşim içinde olduğu bir ortamda verilen kararlar üzerinde çalışmaktadır. Diğer bir deyişle, oyun kuramı, her bir tercihin kar ve maliyetinin diğer bireylerin kararlarına bağlı olduğu durumlarda en uygun davranışın seçilmesini inceler.
    Eğer bir karar, diğer oyuncular ne yaparsa yapsın en iyi kararsa ona oyun teorisi lisanında baskın strateji denir. Her baskın strateji çözümü bir Nash çözümüdür ama tersi doğru değildir. Teori basit şekilde şöyle özetlenebilir: oyuncuların hepsi aynı hedefe yönlenirse, bu oyuncuların elde etme olasılıklarını azaltacak; farklı hedeflere yönelim ise arttıracaktır. Özellikle ekonomide ve oligopol piyasalarda geçerlidir.
    Şu iki özel durumda uygulanabilecek bir kuramsal çözümlemedir:
    Bir oyuncunun elde ettiği kazancın diğerinin (veya diğerlerinin) kaybını oluşturduğu mutlak çelişki durumu.
    Çelişki ile işbirliğinin karma durumu şöyle ki, bu durumda oyuncular ortak kazançlarını artırmak için işbirliğine girişebilirler, ancak yine de kazancın dağıtımı konusunda bir çelişki sözkonusudur.
    Oyun kuramında ekonomik, sosyal bir çelişki söz konusudur. Oyun kurdıbının ekonomik, sosyal ve siyasal alanda uygulanabileceği pekçok durum bulunabilir. Oyun kuramı sonradan uluslararası politikada da kullanılmaya başlandı. II. Dünya Savaşından sonra birkaç büyük devletin uluslararası sistemi belirlediği bir ortamda bu teoriye başvurulabilir. Bu alanların başında çatışma analizi ve strateji konuları gelmektedir. Bu temelde kurulan oyun modelleri başlıca iki varsayıma dayanmaktadır:
    Sıfır toplamı modeli; bu modelde taraflardan birinin kazancı doğrudan bir diğerinin kaybı anldıbına gelmektedir. Soğuk savaş döneminde büyük güçler açısından bu tür bir ilişki var. Böyle bir durumda dahi taraflar kendi açılarından en rasyonel stratejiyi bulmaya çalışırlarsa birisi "en iyisini" seçerek bir denge noktasını yakalayabileceklerdir.
    Sıfır toplamlı olmayan model. Bu model, taraflar yine esas olarak birbirlerine rakip olmakla beraber, her iki tarafın da karlı olabileceği denge durumları sözkonusu olabilmektedir. Oyun teorisinin uluslararası politikaya uyarlanışı konusunda üçüncü çabalar Thomas C. Schelling'in çalışmaları olmuştur.
    David Ruelle bu konuda Rastlantı ve Kaos kitabında şunlara yer vermiştir:
    Bir başka oyun da şöyle olabilir: Ben birden fazla sığınağın bulunduğu bir savaş alanındayım, siz de küçük bir uçakla tam üstümde daireler çiziyor ve tepeme bir bomba bırakmak için fırsat kolluyorsunuz. Normalde benim çevredeki en sağlam görünüşlü sığınağı seçmem ve orada saklanmam gerekir ama sizin de normalde yapabileceğiniz en doğru iş benim en iyi sığınağı seçmiş olabileceğimi düşünerek orayı bombalamaktır. Bunu bildiğim için benim o denli sağlam görünmeyen ikinci sığınağı seçmem gerekmez mi? Eğer ikimiz de çok akıllıysak olasılıklara dayanan stratejiler izleriz. Örneğin ben çevredeki çeşitli sığınaklar arasında bana en fazla kurtulma şansı verecek özelliklere sahip olanları arar, bundan sonra nereye saklanacağımı belirlemek için yazı-tura atar ya da gelişigüzel sayılardan oluşan bir liste kullanırım. Siz de beni vurma şansınızın en yüksek düzeyde olduğu sığınağı belirlemek için benzer biçimde olasılıklardan yararlanırsınız. Bu size saçma gelebilir ama ikimiz de akılcı davranabiliyorsak yapacağımız budur. Doğal olarak ben hareketlerimi gizlemezsem sizin işiniz kolaylaşır, buna karşılık siz de nereyi bombalamayı tasarladığınızı bana sezdirmemeye çalışmalısınız. Günlük hayatta patronunuz, sevgiliniz ya da ülkenizi yönetenlerin sizi yönlendirmeye çalıştığını sık sık görürsünüz. Size önerdikleri oyun, seçeneklerden birinin kesinlikle daha parlak göründüğü bir seçimdir. Bu seçenekte karar kıldığınız zaman karşınıza yeni bir oyun çıkar ve böylelikle kısa bir süre sonra akılcı seçimlerinizin sizi aslında hiçbir zaman istememiş olduğunuz bir yere getirdiğini görür ve tuzağa düştüğünüzü anlarsınız. Bu noktaya gelmemek için yapacağınız şey arada bir beklenmedik biçimde davranmaktır. En çekici görünen seçeneklerden uzak durduğunuz zaman kaybettiğiniz şeylerin karşılığında daha özgür olabilirsiniz. Doğal olarak hedefiniz sadece beklenmedik biçimde davranmak değil, bunu belli bir olasılık stratejisine uygun olarak yapmaktır.
    Tümünü Göster
    ···
  8. 83.
    0
    --Kırım--
    Kırım Hanlığı veya Kırım Yurdu (öz adı قريم يورتى‎ - Qırım Yurtu; Kırım Tatarcası: Qırım Hanlığı; Rusça: Крымское ханство - Krımskoye khanstvo; Ukraynaca: Кримське ханство - Krims'ke khanstvo) 1441-1783 yılları arasında Kırım'da hüküm sürmüş Kırım Tatar devletiydi. Altın Orda'nın yerini alan dört Hanlıkların en uzun süre hüküm süreni idi. 1774 yılından Küçük Kaynarca Antlaşması'nın imzalanışına kadar Osmanlı imparatorluğu'na bağlı kaldı.

    13. ve 14. yüzyıllarda Rusya'nın içlerine ve Kıpçak Bozkırı(Deşt-i Kıpçak)'na ilerleyen Tatar kabileleri, göçebe yaşamlarını bırakarak Kırım'a yerleşiyordu. Altın Orda'nın yıkılmasından sonra bu bölgede başlayan hakimiyet kurma yarışı Cengiz Han'ın oğullarından Cuci'nin küçük oğlu Toka Temür soyundan gelen ve Tatarları yöneten Hacı Giray tarafından kazanıldı.
    Litvanya'da; 15. yüzyılın başlarında bir grup Tatar'ın Kral Vitold'un yönetimindeki Litvanya'ya sığındığı dönemde doğmuştu. Büyüdükten sonra, "Şirin" kabilesinin yardımıyla Kırım'da hakimiyet kurdu. 1441 tarihinde kendi adına para bastırdı. Hanlığın kuruluş tarihi bu yüzden 1441 kabul edilir.[1]
    ···
  9. 84.
    0
    ---ferre---
    ferre film ya da ferregrafik film genellikle izleyiciyi cinsel anlamda uyarmak amacı ile kurgulanmış, cinsel ilişki sahneleri barındıran sinema filmidir. 1900'lü yılların başında film yapımının icadından kısa bir süre sonra, bu türün ilk örnekleri ortaya çıkmıştır.
    ferre filmler diğer ferregrafi türleri ile birçok ortak noktaya sahiptir. Cinsel birleşmenin açıkça gösterilmediği filmler softcore olarak adlandırılırken, birleşmeyi gösteren veya kimi ekstrem ilişki türlerini konu alan filmler hardcore olarak adlandırılır. Hardcore ferregrafi filmleri cinsel bir haz uyandırmak için aşırı sapkın ve fantastik kurgular ile yapılabilmektedir.
    ···
  10. 85.
    0
    --Penis sertleşmesi--,
    bir erkeğin cinsel olarak uyarılması ile penise doğru kan taşıyan atardamarların genişlemesi, daha çok kanı penisin süngersi dokularına taşıması ve penisten kanı geri zütüren toplardamarlarında büzülmesi ile kanın penis içindeki süngersi dokularda göllenmesi ile başlar. Kan akımındaki bu kontrol, süngersi dokudaki endotel ve sinir hücrelerinden salgılanan nitrik oksit (NO) tarafından sağlanır. NO, atardamar duvarlarının genişlemesini sağlayan giblik guanozin monofosfat (sGMP) yapımını uyarır. Sildenafil sitrat (Viagra), cinsel uyarı ile sGMP yapımı arttığında devreye girer ve ortamdaki sGMP'yi parçalayan enzimleri baskılar; sGMP'nin etkinliğini arttırarak, sertleşmeyi ve sertleşmenin uzun sürmesini sağlar.
    ···
  11. 86.
    0
    Kıç, (anatomide gluteus ya da gluteal bölge), iki ve dört ayaklı canlıların pelvis bölgesinin arka tarafında yer alan kısım. Ayrıca popo veya kaba et olarak da bilinir. Kalça eklemi çevresindeki kalça bölgelerine nazaran arkada kalır.

    Anatomi [değiştir]

    Kıç bölgesi temel olarak gluteal kaslardan oluşur (gluteus maximus ve gluteus medius). Bunun üzerinde de yağ tabakası bulunur. Gluteus maximus iki yapışma noktasına sahiptir. Gluteus maximus kasları anüs bölgesine doğru olmak üzere gluteal cleft ile iki ayrı kısma ayrılmaktadır
    ···
  12. 87.
    0
    iskender, bir Elif Şafak romanı. Temmuz 2011'de Doğan Kitap tarafından yayımlandı. ingilizce olarak yazılan roman, Türkçeye Omca Korugan tarafından çevrildi. Diğer romanlarında olduğu gibi bunda da Şafak, tasavvufa bir alt damar olarak yer verdi ve iskender'i, önceki çalışmalarına göre edebi olarak çok daha "olgun bir ses" olarak yorumladı. Roman, adını da aldığı bir anti-kahraman olan iskender etrafında dönmektedir ve Türk-Kürt kökenli, Londra'ya göç etmiş bir aile üzerinden göçmenlerin durumunu anlatmaktadır. Piyasaya sürülmesiyle kapak tasarımı hakkında çeşitli görüşler dile getirilirken romanın intihal olduğu da ortaya atıldı.
    ···
  13. 88.
    0
    Mariya Şarapova
    Vikipedi, özgür angiblopedi
    (Maria Sharapova sayfasından yönlendirildi)
    Maria Sharapova

    Lakabı "Masha"
    Ülke Rusya
    Yaşadığı Yer Bradenton, Florida, ABD
    Doğum Tarihi 19 Nisan 1987 (25 yaşında)
    Doğum Yeri Nyagan, SSCB
    Boy 1,88 m (6 ft 2 in)[1]
    Kilo 59 kg (−-130 lb)
    Profesyonellik 19 Nisan 2001
    Oyun Stili Sağ; Çift el backhand
    Toplam Ödül $19,323,417[2]
    Tekler
    Kariyeri: 408 - 100
    Toplam Kupa: 24 WTA
    En Yüksek Sıralama: No.1 22 Ağustos, 2005
    Şu anki sıralaması = No.1 (11 Haziran, 2012)[3]
    Grand Slam Sonuçları
    Avustralya Açık Ş (2008)
    Fransa Açık Ş (2012)
    Wimbledon Ş (2004), F (2011)
    Amerika Açık Ş (2006)
    Çiftler
    Kariyeri: 23-17
    Toplam Kupa: 3
    En Yüksek Sıralama: 41 (14 Haziran 2004)
    Bilgi kutusu en son 18 Temmuz 2010 tarihinde güncellenmiştir.
    Mariya Yuryevna Şarapova (Rusça: Мария Юрьевна Шарапова, IPA: [mɐˈrʲijə ʂɐˈrapəvə] ( dinle); d. 19 Nisan 1987), Rus tenisçi.
    Nick Bollettieri Tenis Akademisi'nde oynamak için 8 yaşındayken Amerika Birleşik Devletleri'ne göç etti. 3 Temmuz 2004'te Serena Williams'ı 6-1 ve 6-4'lük setlerle 2-0 yenerek Wimbledon Tenis Turnuvası'nı kazanan en genç ikinci tenisçi oldu. 2006 yılında ise Justine Henin'i 6-4'lük 2 setle geçerek kariyerinin ikinci Grand Slamı olan Amerika Açık'ı kazandı.
    Maçları sırasında 100 desibeli aşan çığlıkları ile ünlenen sporcu bu yüzden uyarılara maruz kalmıştır. Çift el backhand kullanır. Güçlü backhand ve forehand vuruşlarıyla tanınır.
    2008 yılında Avustralya Açık finalinde Ana Ivanovic'i 7-5 ve 6-3 lük setlerle yenerek şampiyon oldu. Turnuva süresince dünya 1 numarası Justine Henin'i 6-4 6-0 ve 4 numarası Jelena Jankovic'i de 6-3 6-1 gibi skorlarla rahatça geçti. 2012 yılında Roland Garros finalinde italyan Sara Errani'yi 6-3 ve 6-2 lik setlerle 2-0 yenerek şampiyon oldu. Böylece tüm grand slamlerde şampiyon olan 6. kadın tenisçi olarak da tarihe geçti.
    Justine Henin'in tenisi bırakması sonucunda 19 Mayıs 2008'de açıklanan WTA sıralamasında 2005'ten sonra bir kez daha bir numara oldu. Son sıralamada, aldığı yenilgiler yüzünden 1 Ocak 2009 itibariyle yerini Sırp tenisçi Jelena Jankovic'e bıraktı. Şarapova, yaşadığı omuz sakatlığı sonrası dünya klasmanında ilk 20'ye veda etti 13 Nisan 2009 itibariyle klasmanda 53. sırada bulunuyor. 2009 yılında sadece 1 turnuvaya katılan Şarapova 2. turnuvasında Grand slam turnuvalarından Roland Garros'ta mücadele etti.

    Şarapova Fransa Açık, 2009'daki en iyi Grand Slam performansı.
    Yaklaşık 8 aylık bir aradan sonra kortlara geri dönen Şarapova bu süre içinde 2008 Amerika Açık ve 2009 Avusturalya Açık'ta oynayamamıştır. Kortlara geri dönen Mariya ilk önce çiftlerde oynamıştır. Çiftlerde oynamak için BNP Paribas Open'ı seçen Mariya çiftlerdeki eşi Elena Vesnina ile 4. turda Tatiana Poutchek- Ekaterina Makarova çiftine 1-6 6-4 7-10 yenilmiştir.
    Mariya sakatlığının ardından teklerde oynamaya Warsaw Open ile başlamıştır. Burada çeyrek finale ulaşan Mariya, çeyrek finaldeki rakibi Alona Bondarenko'ya 2-6 2-6 yenilmiştir.
    2009 Roland Garros'ta çeyrek finale ulaşan Mariya, çeyrek finalde Slovak Dominika Cibulkova'ya 0-6 2-6 yenilmiştir. Çeyrek finale kadar Anastasiya Yakimova, Nadia Petrova, Yaroslava Shvedova, Na Li ile mücadele eden Şarapova her maçta set kaybetmiştir.
    2009 yılında Aegon Classic'e katılan Mariya, yarı finalde Çinli Na Li'ye 4-6 4-6 yenilmiştir.
    Yılın 3. Grand Slam'i Wimbledon'da 1. turu Ukraynalı Viktoriya Kutuzova ile oynayan Mariya, bu maçı 7-5 6-4 skorla almıştır. 2. turda Arjantinli Gisela Dulko ile eşleşen Şarapova, Dulko'ya 2-6 6-3 4-6 yenilmiştir.

    Şarapova 2009 Wimbledon'da.
    Wimbledon'ın ardından Şarapova Amerika Açık serilerine katılmıştır. Bank of The West Classic'te çeyrek finalde Venus Williams ile karşılaşan Şarapova, Williams'a 2-6 2-6 yenilerek Stanford'da havlu atmıştır. LA Women's Tennis Championships'e katılan Mariya, yarı finaldeki italyan rakibi Flavia Pennetta'ya 2-6 6-4 3-6 yenilmiştir. Amerika Açık'tan önce Rogers Cup'a katılan Şarapova, burda vatandaşı Elena Dementieva'ya finalde yenilmiştir. Dementieva maçı 6-4 6-3 kazanmıştır.
    Yılın son Grand Slam'i Amerika Açık'ta 1 Eylül'de boy gösteren Mariya Şarapova, bu turnuvada 3. tura kadar çıkabilmiştir. 3. turda Amerikalı Melanie Oudin'e 6-3 4-6 5-7 yenilen Mariya Amerika Açık'a erken veda etmiştir.
    Tokyo'da Toray Pan Pacific Open'a katılan Şarapova, Francesca Schiavone, Samantha Stosur, Alisa Kleybanova, Iveta Benesova, Agnieszka Radwanska'yı yenip finale çıkmıştır. Mariya'nın finaldeki rakibi Sırp Jelena Jankovic'di fakat Jankovic sakatlığından dolayı maçtan çekilince galip olan raket Şarapova olmuştur. Bu kupa, Şarapova'nın 2009 yılında kaldırdığı tek ve sakatlığının ardından kaldırdığı ilk kupadır.
    Çin'in başkenti Beijing'de düzenlenen China Open'a katılan Mariya, 3. turda Çinli Peng Shuai'ye 2-6 4-6 yenilerek turnuvaya veda etmiştir.
    2010 [değiştir]
    2010 yılı Avustralya Açık Tenis Turnuvası'na katılan Masha ilk turda diğer bir Rus raket olan Mariya Kirilenko ile karşılaştı. Henüz ilk turda rakibine 6-74-7(Tie Break), 6-3 ve 4-6'lık setlerle kaybederek 2010 Avustralya Açık Tennis Turnuvasına veda etti.
    Şarapova, Memphis'te, birinci turunu 15 Şubat'ta oynadığı Cellular South Cup'ta mutlu sona ulaştı ve yılın ilk Sony Ericsson WTA Tour kupasını aldı, bu Mariya'nın kariyerindeki 21. kupa oldu.
    2010 Roland Garros'ta oynamadan önce Şarapova, Fransa'da Internationaux de Strasbourgda oynadı ve burda Alman Kristina Barroisi yenerek kariyerindeki 22. kupayı kaldırdı.
    2010 Roland Garrosa 3. turda eşleştiği Belçikalı Justine Henin'e 2-6 6-3 3-6 yenilerek veda etti. Roland Garros Mariya'nın evine kupayı zütüremediği tek Grand Slam turnuvasıdır.
    Mariya, ingiltere'nin Birmingham eyaletinde düzenlenen Aegon Classic'in finalinde Çinli Na Li'ye 5-7 1-6 yenilerek 23. kupaya veda etti.
    Şarapova 2010 Wimbledon'da 4. turda Serena Williams'la karşılarak Serena Williams' a 6-7 (11) 4-6 yenildi. Maç 1 saat 36 dakika sürdü ve bu karşılaşma ikilinin 2004'ten sonra Wimbledon turnuvasında 2. karşılaşmasıydı. 2004 Wimbledon finalinde Şarapova' ya yenilen Serena Williams 2010 Wimbledon' da 2004' ün rövanşını almıştır.
    Mariya, 2010 yılında da Amerika Açık serilerine katılmıştır. Mariya'nın ilk durağı Bank of The West Classic olmuştur. Bu turnuvada Jie Zheng, Olga Govortsova, Elena Dementieva, Agnieszka Radwanska'yı yenip finale yükselmiştir. Fakat finaldeki rakibi Victoria Azarenka'ya 4-6 1-6 yenilen Mariya, bu turnuvadan kupayı alamadan dönmüştür. Mariya'nın bir sonraki durağı Cincinnati'deki Western & Southern Financial Group Women's Open oldu. Bu turnuvada da Svetlana Kuznetsova, Agnieszka Radwanska, Marion Bartoli gibi güçlü isimleri deviren Mariya, finaldeki rakibi Belçikalı Kim Clijsters'a 6-2, 6(4)-7, 2-6 yenilmiştir.
    Tarihler 31 Ağustos 2010'u gösterdiğinde Şarapova Amerika Açık'ta ilk servisini attı. Jarmila Groth, Iveta Benesova, Beatrice Capra'yı yenen Mariya 4. turda dünyanın yeni bir numarası olacak olan Caroline Wozniacki ile eşleşti. Wozniacki'ye 3-6, 4-6 yenilen Mariya, maçın ardından Caroline'in kendisini çok geliştirmiş olduğunu söyledi. 2010 Amerika Açık Grand Slam heyecanı 4. turunda Şarapova için sona ermiştir.
    Ş

    Şarapova 2011 WTA istanbul ' da.
    Bu seneye daha iddialı başlayan Şarapova Avustralya Açık'ta 4. tura yükseldi ancak Andrea Petkovic'e iki sette yenildi. indian Wells'te bu sefer yarıfinale çıkan Şarapova Wozniacki'ye 6-1 6-2 ile yenildi. Başarılı performansını Miami'de finale çıkarak gösteren Mariya yarıfinalde kendisini Avustralya Açık'ta mağlup eden Andrea Petkovic'i yenmiş ancak finalde Victoria Azarenka'ya yenilmiştir.
    Toprak kort sezonuna Roma'da finale çıkan Şarapova Stosur'u yenerek Fransa Açık tenis turnuvasının favorilerinden biri haline gelmiştir. Fransa Açık'ta ise iyi başlayan Şarapova ikinci turda ev sahibi Caroline Garcia'yı ilk seti kaybedip ikinci sette 4-1 geriye düşmesine rağmen kazanıp tur atladı. Yarıfinale kadar iyi gelen Mariya yarıfinalde turnuvanın şampiyon olacak ismine Na li'ye iki sette yenildi.
    Bu seferde en eski ve en prestijli Grand Slam (tenis) turnuvası olan Wimbledon Tenis Turnuvası'nda Çek tenisçi Petra Kvitová'ya finalde 6-3 ve 6-4 lük setlerle yenilerek 2. olmuştur.[4]
    Cincinnati Masters da finalde Jelena Jankovic i 4-6, 7-6(3), 6-3 yenerek şampiyon olmuştur.
    Grand Slam Tek Finalleri [değiştir]
    Tümünü Göster
    ···
  14. 89.
    0
    - west coast -
    West Coast hip hop, Amerika Birleşik Devletleri'nin batı bölgesinde doğmuş, hiphop müziğin bir alt türüdür. 1980'li yılların başlarında Kaliforniya'da temelleri atılmıştır. Gangsta rap ve G-funk ağırlıklıdır. Hayat kadınları, para, silah, uyuşturucu kullanımı gibi konulardan bahseder ve yaşam standartlarının zorluklarını anlatır. En önemlisi her rap te olduğu gibi yaşanılmışlık ön plandadır.
    1990'ların sonunda, hip hop odağını East Coast'a doğru kaymaya başladı. Doğu hip hop yani East Coast sahneye çıkmaya başlamıştı.
    Daha sonra East Coast ve West Coast arasında çete savaşları başladı.Bu çatışmalar sonucu Tupac Shakur adlı rap sanatçısının East Coast'a bağlı bir diğer kişi tarafından öldürüldüğü iddia edilir.

    Kapsadığı Şehirler:Los Angeles, Long Beach, Compton, San Francisco (Yay bölgesi olarakta bilinir), Oakland/Berkeley, Vallejo, Sacramento/Davis, Seattle.
    ···
  15. 90.
    0
    indirgenemez karmaşıklık (ing: Irreducible complexity), içindeki parçaların herhangi birinin kaldırılması durumunda işlevini yitiren sistemleri tanımlamakta kullanılan bir terim. Akıllı tasarım iddiaların temel taşlarından biridir. Organizmalardaki bazı sistemlerin, daha küçük işlevsel birimlere ayrılamayacağını, bu nedenle evrilmiş olamayacaklarını iddia eder.
    Doğadaki bazı canlı yapılarında indirgenemez karmaşıklık örneklerine rastlanıldığı iddia edilir. Bu iddiaya göre kompleks bir organ daha basit yapılara başka parçalar eklenmesiyle oluşamaz. Kompleks bir yapının birbirinden bağımsız pek çok yapının bir arada son derece uyumlu bir şekilde çalışması bu iddiaya tartışmalı bir şekilde kanıt olarak gösterilir.
    Biyokimya Prof. Michael J. Behe indirgenemez karmaşıklığı bir makalesinde şöyle tanımlamıştır:
    indirgenemez karmaşıklıkla söylemek istediğim birçok etkileşimli parçadan oluşan, temel bir görevi yerine getiren yâda katkıda bulunan tek bir sistemdir. Bu tür bir sistem, tedricen, küçük, başarılı öncü değişikliklerle üretilemez. “Çünkü doğal seçilim işleyen bir görevi seçmeye dayanır. Bir indirgenemez karmaşık sistemin, eğer böyle bir şey varsa, doğal seçilim için tam bir bütün olarak çalışır halde aniden oluşması gereklidir”[1]
    Kompleks yapıya sahip pek çok organ vardır. Akıllı tasarım savunucularının iddiası şöyledir:
    insan gözü, 40 kadar küçük dokunun uyum içinde çalışması sayesinde işlev yapar. Gözü dış etkilerden koruyan göz kapakları, gözü nemlendiren ve yağlayan özel salgı bezleri, ışığın kırılarak içeri alınmasını sağlayan mercek, bu merceği odaklayan küçük kaslar, göze girecek ışık miktarını ayarlayan iris, antibakteriyal göz sıvısı ya da ışığı "yorumlayan" retina tabakası, bu 40 ayrı parçanın bazılarıdır. Önemli olan gözün tüm parçalarının doğru yerde, doğru büyüklükte, doğru işlevde olmasıdır. Eğer bu parçaların biri bile olmasa, ya da işlev göremese, insan kör olur. Gözün bu özelliği, bilimsel literatürde "indirgenemez komplekslik" denen özelliktir. Bu göruse göre gözü daha basite indirgeyemez, daha ilkel hale getiremezsiniz; tek bir ekgiblik, körlükle sonuçlanır. Bilim insanları bu tarz bir argümanın yanlıs olduğunu, belirli bir yapının baska fonksiyonları olamıyacağı varsayımına dayandığını söyler.
    Akıllı tasarımı savunanlar gözün birbirini takip eden küçük tesadüfi değişiklerle oluşamayacağını iddia ederler. Ama bu görüş bilim insanlarının büyük bir bölümü tarafından kabul edilmez. Gözün nasıl adım adım evrimleşebileceğiyle ilgili bilimsel açıklamaları yaptıklarını iddia ederler.[2] [3]
    indirgenemez karmaşıklık, savunucuları tarafından Akıllı Tasarım (A.T.)'ın önemli delillerinden biri olarak kabul edilir.
    indirgenemez karmaşıklık, bugun kabul edilen temel bilimsel kriterlerden hiçbirisini karşılamadığı gerekçesi ile bilim insanlarının çok büyük bir bolümü tarafından çöp bilim (junk-science/pseudo-science)[kaynak belirtilmeli] olarak sınıflandırılmıştır. Ceşitli bilim insanları indirgenemez Karmışıklık argümanının bilimsel olmadığını ve çürütüldüğünü iddia eder, ve uzerine herhangi bir bilimsel araştırma progrdıbının bina edilemiyeceğini söyler. [4] indirgenemez karmaşıklık konusunda, hakemli(peer-reviewed) bir dergide yayınlanmış herhangi bir bilimsel makale bulunmamaktadır, ve hiçbir araştırma progrdıbına konu edilmemiştir.
    Tümünü Göster
    ···
  16. 91.
    0
    commodore 64

    Commodore 64, tüm zamanların en çok satan kişisel bilgisayar (Home Computer) modeli. Ağustos 1982'de Commodore Business Machines tarafından piyasaya sürüldü. Genellikle C64 olarak ifade edilir. Bazen Commodore şirket logosuna benzetmek için C=64 olarak yazılır. CBM 64 (Commodore Business Machines Model number 64), ya da VIC-64 (bu isim bazı kullanıcılar, dergi yazarları, 3. parti reklamlar ve isveç'teki Commodore tarafından kullanılır) olarak da bilinir. Ağustos 1982'de 595$ fiyat ile piyasaya sunuldu. Fiyatı 1983'ün sonlarında 200$'a kadar indirildi. 64 KB RAM belleğiyle, ses ve görüntü performansıyla o zamanların IBM uyumlu bilgisayarlarına göre daha üstün bir sistem sunuyordu. Commodore 64'ün yaşam süresi boyunca (1982'den 1994'e) toplamda yaklaşık olarak 17 milyon cihaz satıldı.

    Commodore 64 için geliştirme araçları, ofis uygulamaları ve oyunları dahil yaklaşık 10.000 tane ticari yazılım hazırlandı. Ayrıca demoscene'in popüler olmasında önemli rol oynamıştır. C64, bugün hala bazı bilgisayar meraklıları tarafından kullanılıyor; ve emülatörler (fonksiyonelliği ve taklit başarı derecesi değişmekle beraber) sayesinde modern bilgisayarlarda (hatta akıllı telefonlarda) bu uygulamaların çalıştırılması sağlıyor.

    Genellikle C64, 1980'li yılların bir simgesi olarak görülür. Örneğin Grand Theft Auto: Vice City adlı oyunun tanıtım görüntüsünde C64 ekranı belirir.
    ···
  17. 92.
    0
    ubuntu

    Ubuntu, Linux tabanlı özgür ve ücretsiz bir işletim sistemidir. Ubuntu'nun hedefi ortalama bilgisayar kullanıcılarına kullanımı ve kurulumu oldukça kolay, güncel ve güvenli bir işletim sistemi sunmaktır. Ubuntu, 20 milyonu [1] aşkın kullanıcısıyla dünyanın en gözde Linux dağıtımıdır.

    Ubuntu, herkesin özgürce kullanabildiği; yayınlamakta, kopyalamakta ve kodlarını değiştirip geliştirebilmekte özgür olduğu yazılımlardan oluşur. Bunların çoğunluğu GNU Genel Kamu Lisansı ile güvence altına alınmış, özgür yazılım / açık kaynak yazılımlardır.

    Ubuntu Güney Afrika'lı girişimci Mark Shuttleworth'e ait Canonical Ltd.'nin sponsorluğunda geliştirilmektedir. Canonical, Ubuntu'yu satarak kâr etmektense, ücretsiz dağıtır. Şirket, Ubuntu'yu kullanan kuruluşlara isterlerse teknik destek satarak gelir sağlar. Canonical Ubuntu'yu açık kaynak kodlu ve özgür yazılım olarak sunduğu için, dünya çapında bu işletim sistemini kullanan ve geliştiren gönüllü kullanıcıları sayesinde, tüm bir işletim sistemini tek başına geliştirmek zorunda kalmaz.

    Tüm Linux severlerin yaptığı geliştirmeler, onu temel alan Ubuntu'yu da doğrudan geliştirir.

    Canonical, Ubuntu dışında resmi olarak üç farklı Ubuntu-benzeri işletim sistemini destekler: Kubuntu, Edubuntu, Ubuntu Sunucu Sürümü (Server Edition).[2] Ayrıca dört farklı Ubuntu benzeri işletim sisteminin geliştirilmesine de katkı sunar: Xubuntu, Gobuntu, Ubuntu Studio, Mythbuntu.[2]

    Ubuntu'nun altı ayda bir yeni sürümünü yayınlanmaktadır. Canonical, iki yılda bir yayınlanan LTS (Uzun Süreli Destek, Long Term Support) sürümlerini Ubuntu 12.04'ten itibaren hem masaüstü sürümü için hem de sunucu sürümü için beş yıl boyunca güncelleme desteği sunmaktadır. Ara sürümler için ise on sekiz ay boyunca güvenlik yamaları, geliştirmeleri ve yazılım güncelleştirmeleri desteği sunmaktadır.
    ···
  18. 93.
    +1
    ananı da

    Ananı Da (ispanyolca: Y tu mamá también), 2001 Mekgiba yapımı Alfonso Cuarón filmidir. Yönetmenin senaryosunu Carlos Cuarón ile birlikte yazdığı film, iki delikanlının, yirmili yaşlarının sonlarında bir kadınla çıktıkları yolculuğu konu alan bir büyüme hikâyesidir. Başrollerini Mekgibalı aktörler Diego Luna ve Gael García Bernal ile ispanyol aktris Maribel Verdú paylaşmıştır. Film, 1999 Mekgibasının politik ve ekonomik gerçeklerini, özellikle de kesintisiz 71 yıl boyunca devlet başkanlarının Kurumsal Devrimci Parti'den çıkması geleneğinin sona ermesini ve Vicente Fox'un başını çektiği muhaliflerin yükselişini gözler önüne serer.

    Film cinselliği açıkça tasviriyle bilinir. Bu nedenle birçok ülkede çeşitli yaş sınırlarıyla gösterildi. ingilizce konuşulan ülkelerde de, çevirisi yerine ispanyolca özgün adıyla gösterime girdi. Haziran 2001'de Mekgiba'da ilk haftasonunda $2.2 milyon hasılat yaparak, Mekgiba sinema tarihinde rekor kırdı.[1]

    Ülkesi dışında da ses getiren film, En iyi Özgün Senaryo dalında Akademi Ödülleri'ne ve Yabancı Dilde En iyi Film dalında Altın Küre'ye aday gösterildi.
    ···
  19. 94.
    0
    doctor who:
    Doctor Who (Türkçe: Doktor Kim) BBC yapımı ingiliz bilim kurgu televizyon dizisidir. Dizi, Gallifrey gezegeninden olan ve "Doktor" olarak bilinen bir Zaman Lordu'nun (Time Lord) maceralarını konu almaktadır. Doktor, belirli dönemlerde hücre yenilenmesi dediği bir yöntemle kendini baştan aşağı yenileyerek, başka bir görünüş ve hatta kişilikle yaşdıbına devam etmektedir.[1] Dışarıdan 1950'lerden kalma bir polis kulübesi gibi görünen TARDIS adındaki bir uzay/zaman gemisi ile yolculuk yapan Doktor, yardımcıları ile beraber uzay ve zamanı keşfeder, problemleri çözer, yaratıklarla yüzleşir ve tarihe yapılan müdahalelere engel olur.
    Guinness Rekorlar Kitabı tarafından dünyanın en uzun süren bilim kurgu televizyon programı olarak listelenen[2] dizi aynı zamanda ingiliz popüler kültürünün de önemli bir parçasıdır.[3][4] Dizi iyi planlanmış hikâyeleri, ilk yayınlandığı dönemdeki düşük bütçeli yaratıcı özel efektleri ve elektronik müzik kullanımındaki önderliği ile tanınır.
    6. Sezonun finali 1 Ekim 2011'de 'The Wedding of River Song' adlı bölümle yapıldı ve dizi şuan sezon arasında. Yeni bölümlerin 2012 Sonbaharında başlaması bekleniyor.
    Doktor, Gallifrey gezegeninden gelmektedir ve oradaki tüm ırk gibi bir zaman lordudur. Zaman lordları ve Dalekler arasında gerçekleşen ve "Son Büyük Zaman Savaşı" (The Last Great Time War) olarak bilinen büyük savaş her iki ırkın da sonunu getirdikten sonra, Doktor hayatta kalan ve türünün sonuncusu olan tek zaman efendisi olarak TARDIS'le beraber kaçmayı başarır ve büyük yolculuğuna başlamış olur.
    Doktor neredeyse ölümsüzdür ve bunun kaynağı, onun ölümü kandırmak olarak tanımladığı ve tüm zaman efendilerinin yapabildiği hücre yenilenmesidir. Hücre yenilenmesi, zaman lordlarının ölüm zamanı geldiğinde, dış görüntülerinin tamamen değişip yeni biri olarak hayata dönmeleri anldıbına gelmektedir. Her ne kadar hayatlarının devdıbını sağlasada, bu süreç, görüntülerinin yanında tüm benliklerinin ve karakterlerinin de değişmesine neden olduğu için zorlu ve acı vericidir. Doktor, şu ana kadar karakter değişimine sebep olan 10 hücre yenilenmesi geçirmiştir. Ancak modern serinin 4. sezon bölümü Journey's End'de geçirdiği hücre yenilenmesinde enerjisini kesilmiş eline kanalize edip, aynı DNA'ya yoğunlaştırarak yeni bir görünüş ve karaktere sahip olmadan 10. Doktor olarak kalmış fakat böylelikle bir hakkını harcamıştır. Şu an görüntüde 11. hayatındadır ancak 12 hakkını kullanmıştır. Hücre yenilenmesi sonsuza kadar devam etmemektedir ve zaman lordları yalnızca 12 defa yenilenebilmekte, yani 13 hayata sahip olabilmektedir. Ancak Doktor'un yaratılış ve genetiğindeki farklılık nedeniyle hücre yenilenmesinin sınırı bilinmemektedir.
    11 hayatı boyunca, insan ırkının eşsiz duyguları nedeniyle Dünya'ya zaafı olan Doktor, kendine neredeyse her zaman Dünyalı bir yol arkadaşı seçmiştir ve bu yol arkadaşlarıyla uzayın ve zamanın en ücra köşelerine yolculuk yapıp, olmaması gereken yanlışlıkları onarmakta ve evrenin düzenini korumaktadır.
    Doctor Who'nun 1963'te ilk kez izleyicisiyle buluşmasıyla yolcuğuna başlayan Doktor, 90'lardan itibarenki 10 senelik bir aradan sonra, 2005'te daha modern ve yeni bir seriyle karşımıza yeniden çıktı ve 9. Doktor (Christopher Eccleston), yeni bir TARDIS ve yeni bölümlerle ekranlara dönerek günümüzde hala devam eden yolculuğuna yeniden başlamış oldu. 1. sezonun sonunda (2006) Doktor, yol arkadaşı Rose'u kurtarmak için Tardis'in Kalbi'nin enerjisini absorbe ederek 9. hayatına son verdi ve yenilenme geçirerek 10. Doktor'u (David Tennant) ekranlara getirmiş oldu. Doctor Who tarihinin en iyi ve unutulmayacak Doktor'u olarak kabul edilen David Tennant, 3 sezon boyunca dizide rol aldı. 4. sezonun sonunda (2010) o dönemki yol arkadaşı Donna Noble'ın büyükbabasını kurtarmak için kendini feda ederek, David Tennant'ın ayrılışı adına büyük bir finalle birlikte, 10. Doktor ekranlara veda etti ve böylece 11. ve şu anki Doktor (Matt Smith), Amy Pond (Karen Gillan) eşliğinde 5. sezon serüvenine başlamış oldu. Amy'nin nişanlısı olan Rory Williams (Arthur Darvill) ile evlenmesiyle birlikte, uzun süre boyunca tek bir yol arkadaşıyla yolculuk eden Doktor, günümüzde devam eden 6. sezonda serüvenlerine Amy ve Rory ile birlikte bir takım olarak atılmaya başladı artık. 7. sezonda Jenna-Louise Coleman Doktor'un yeni yol arkadaşı olarak karşımıza çıkacak. Amy ve Rory 7. sezon 5. bölümde çok üzücü bir şekilde ayrılacaklar.
    Tümünü Göster
    ···
  20. 95.
    0
    --keltler--
    Kelt kelimesi (Latin Celtae, Galli ve Antik Yunanca Keltoi, Galatai) Tarihöncesi ve ilkçağ döneminde yaşayan Avrupa kavimlerinin bir bölümüdür. Dört bin yıl kadar önce Keltler, anavatanları olan Orta Avrupa'dan[kaynak belirtilmeli] göç ederek özellikle Britanya Adaları'na, ispanya'ya ve Galya'ya yerleştiler. Savaşçı ve avcı oldukları kadar mükemmel çiftçiydiler. Tekerlekli pulluğu ve fıçıyı icat ettiler. Yayılmaları batıda, Bronz Çağı'nın sonuna ve Demir Çağı'nın başına denk gelir. Sayısız göçleri sırasında Yunanlıların, Etrüsklerin, italyotların tekniklerini benimsediler; kazancılığı ve çömlekçiliği geliştirdiler. Onların yaptığı yollara sonradan Romalılar taş döşeyecekti. Çoğu zaman birbirine rakip kabileler ve klanlar halinde toplanmış olan Keltler, gerek yaşama biçimi, gerek kültür yönünden özgün bir halktı. Ürünlerin koruyucusu sayılan kır tanrılarına taparlar, geleneklerin koruyucusu olan hem kâhin, hem yargıç niteliğindeki din adamlarının (druidler) yönetiminde yaşarlardı.
    ···