inci felsefe tayfası

yarın görüşelim beyler, iyi akşamlar herkese.

▲ ▲
[◕.◕]
/)__)
-"--"-
ccc felsefeci tayfa ccc

yarın diyordun işte oldu yarın

yaz beni dostum sağlam postum

yeni soru beyler siddet cozum mudur degil midir gelin bunu konusalim

@106 şiddeti şöyle tanımlarsak olur, şiddet, (fiziksel, pgibolojik farketmez) duygu yükseliminin, bir konudaki fikrin en sert biçimde ifade ediliş şeklidir. Ve yine bence, çok samimi bir duygudur. Bir insan sinirlenir, daha da sinirlenir, zaman mekan ayırmaksızın şiddetini fiziksel güce uygular. Bu bence sevgi duygusundan kalkıp kişiye sarılmak ya da çok duygulanıp ağlamak kadar nettir.

Bu bağlamda ben şiddeti, sevgiyle sarılmanın aynadaki aksi gibi, tam zıttı gibi görüyorum.

iletişimde samimiyet esassa, bu da samimi bir davranıştır. Ama bu yazdıklarımdan bir şiddet güzellemesi anlaşılmasın, onu övdüğümden değil ama yiğidi öldür hakkını yeme. Fikri beğenmeyenler için de çok samimi bir biçimde tartışırım ama önce adres ver teketek tartışalım (:

çok fazla bilmemekle beraber şiddet çeşitlerinin de olduğundan haberdarım. Bu çeşitleri bi arkadaş da yazarsa, onlar üzerinden değişik açılımlar getirebiliriz.

yaz benide panpa. çok severim felsefeyi lan

yaz amk yaz 1500 yıl önce yaşasaydım felsefe kitaplarında benimde adım zikredilirdi.

"sevmek bu kadar güzelse... kim bilir sevmeyi yaratan ne kadar güzeldir... " şems

sevgiyi kendi içinde yaşatanda da o güzellikten vardır bir parça, yeter ki fark etsin. onu fark ettiren de sevgili ise sevgili de ne kadar güzeldir... e peki sevgiliyi yaratan kimdir?

@107 haklisin aslinda icten geldigi konusunda ben linkini bulayim atacagim siddetle ilgili bir kac sey

up up up

@1 hayallerimiz çoğunlukla bilinçaltımızdan geliyo hayallerimizi genel olarak duygularımızı yöneten onlar ama bu kapitalist sistemde temiz kalmış bir bilinçaltı bulmak mümkün degil diziler reklamlar sinema filmleri kişiler rol modelleri bunlar bilinç altımızın anasını giben şeyler yani hayalimizdeki kişi olma yada hayalimizdeki kişi aslında kapitalist sistemin bize dayattıgı zorla bilinçaltımıza soktugu rol modelleridir bu baglamda hayallerimizdeki kişi olma çabası tamamen anlamsız gelmekte , ancak bunun için bulundugumuz yer ve zamanıda irdelemek lazım afrikanın ücra köşesinde teknoloji görmemiş medeniyetten haberi olmayan bir kişinin hayalindeki kişi modeli kapital sistemden etkilenmedigi için temiz diye düşünebilirsin ancak buda yanlıs olur cünkü en küçük kavimlerin bile kendü küçük efsaneleri dilden dile söylenen hikayeleri olur toplum olmanın gereklerinden biridir bunlar yinede olmadıgını var sayarsak böyle temiz kalmış birinin tamamen bilgisiz olacagınıda kabul etmek gerekir cünkü aldıgı tüm bilgileri bizimde aldıgımız gibi bu kapitalist sistem sunmuştur yani kapitalizme boyun egmezse bu düzende bireyin tamemen bilgisiz kalacagını düşünüyorum bu yüzden oldugumuz biri gibi olmak en mantıklısı çünkü kendimize rol modeli olarak alabilecegimiz kişiler cidden yararlı olabilecek kişiler cok sınırlı bunun yerine kendimiz gibi olurken bazı yararlı kaynakların davranışlarından etkilenmek söz konusu olabilir diye dusunuyorum fakat burası cok onemli bu etkilenme kopyala yapıstır olmamalı bir etki ve kişideki yorumu şeklinde devam etmelidir

kaybedenler klübünden girelim bakalım

bunca insan yalnızken neden bunca insan yalnız

rezerved ben de tartışıcam

demokrasiyi tartışalım mı panpalar?

mesela demokrasi gerçekten en iyi sistem midir? mesela hiç bir bilgisi olmayan adamın oy kullanması mantıklı mıdır?

yaz beni panpa

bence insan bi plan dahilinde yaşamalıdır. resmen bi devletin 5 yıllık planı gibi. onunla yatmalı onunla kalkmalıdır.o zaman insan beyninde ki ütopyaya erişir. insanın planları hayalleri olur bazen. yani hayalini kurduğu bazı şeyler planı dahiline girebilir. kısacası insan bence hayalinde ki kişi olmalıdır ve ona planlar dahilinde ulaşmalıdır.
ikinci ve üçüncü sorunun cevabı da bana göre şöyle.ben -şahsen- hayallerimde ki insan değilim.ve bence bunun temel nedeni kapitalist sistem. sistem insanları o kadar yutuyor ki insanların bırakın hayallerini plan kurmalarına bile izin vermiyor. paso çalış, çalış ve karşılığına alma.19 yaşındayım ve sürekli ders çalışmak zorundayım. neden ? ilerde büyük şirketler de fazla para kazanmak için. peki istediklerimi ben ne zaman yapıcam ? ne zaman sabahdan akşama kadar kitap okicam ya da çizim yapıcam. benim hayallerim bunlar ve sistem bunu yapmama izin vermiyor. ayrıca insan hayalleri salt bilinçaltı dahilinde oluştuğundan ve nesnel olaylardan etkilendiğinden dolayı sistemler insan hayalleri üzerinde etkilidir.

not:marksistim.

@120 herkesin mutlu olacağı bir sistem olduğunu düşünmüyorum. Sistemler her zaman çoğunluğun yaratısıdır. ideolojiler de grupların isteği üzerinedir. Yani özetleyecek olursak demokraside bence bir sistem olduğuna göre mutluluğa ters birşeydir

mevzu var dediler geldik panpa durum ne

@122 panpa çok farklı ve güzel bir noktaya değindin bence. mevcut sistemde çalışan her proleterya burjuvayı güçlendiriyor. düşünsene dünyanın en iyi microprocessor şirketinde intelde falan kıdemli bir mühendissin bir sürü buluşun falan var ama tüm patentlerini intel alıyor ve senin adın nedense hiç duyulmuyor. intelin sahipleri al şu parayı evi arabayı deyip seni köle gibi çalıştırıyorlar.

ama diyeceksiniz ki napak dıbına koyim. onlar iş vermezse aç kalırız. haklısınız, benim buna bir çözümüm de yok zaten ama durum böyle işte amk.

@124 evet her sistemin çoğunluğun yarıtısı olup olmadığın tam bilemeyeceğim ama her sistem çoğunluğun görüşünün uygulanmasını sağlamalı bence. ama bana kalırsa, ne bileyim mesela bir parti bir köye gidip, sadece kömür falan veriyor seçim döneminde, adamlar da pek bilgili olmadığı için bu partiye oy veriyor. ama partinin amacı başa geçip, yolsuzluk yapmak çalmak çırpmak mesela. dolayısıyla bu insanlar seçime katılınca bu partinin amacı ne kadar ayan beyan ortada olsa da bu insanlar mecburen bu adamlara oy veriyorlar. çünkü adamların derdi dış politika, ülkenin ekonomik kalkınması veya anayasanın bilmem kaçıncı maddesi falan değil ki.

dolayısıyla bence, her ne kadar bu durumdan rahatsız olsam da, diğer kesimin ülkenin geneli üzerinde bir etkisinin olmasını yanlış buluyorum. he ama bu adamlar yok mu sayılacak? asla. hatta bu adamlar yine kendi içlerinden seçtikleri birilerini meclise gönderip, kendi sorunlarını meclise taşıyacaklar ama dediğim gibi önemli karalar falan bence aydın kesime bırakılmalı.