-
1.
+725 -35bir zamanın behlinde, iki arkadaş varmışTümünü Göster
bu ikiside ayrı, sözlüklerde yazarmış.
birisi bin bakışlı, anlarsın ki inci'ci
boynunda fular olan, bilirsin ki ekşi'ci.
gün olmuş demişlerki, bu böyle gitmeyecek
dünyanın malı ile, hiç kimse göçmeyecek.
dünyayı dolaşalım, gidelim bu diyardan
aşalım tüm yolları, dağlardan ovalardan.
bundan kelli ne küfür, ne harama dalalım
iki kafadar seyyah, derviş gibi olalım.
destur deyip vurmuşlar, düşmüşler uzun yola
hayat mucizesini, tatmışlar doya doya.
geçtikleri köylerden, bir ekmek biraz zeytin
varsın tok olmayalım, bizim gönlümüz zengin.
çok uzun zaman olmuş, bunlar çıkalı yola
söz verdikleri gibi, dokunmadan harama.
gide gide varmışlar, bir dere kenarına
bakmışlar ki bir kadın, baş eller arasında.
kadın değil adeta, bir afet-i devranmış
masmavi gözleri var, saçlar bele uzanmış.
inci'ci iç geçirmiş, şu amlıya bak hele
lakin uçkur çözemem, yemin ettik bir kere.
ekşi'ci gözlerini, kısıvermiş hafiften
şununla vals yapsaydım, tutup ince belinden.
yaklaşmışlar kadına, bir derdiniz mi vardır?
dereden geçmem lazım, evim şu karşıdadır.
yüzme de bilmiyorum, yardım edin ne olur
etrafından dolansam, vakit akşamı bulur.
bizim iki arkadaş, bakmış birbirlerine
çok kararsız kalmışlar, ne tak yiyelim diye.
panpa önce davranmış, ben yardımcı olayım
sizi karşıya kadar, omzumda taşıyayım.
kala kalmış ekşi'ci içi içini yemiş
keşke ben davransaydım, ama iş işten geçmiş.
inci'ci kucaklamış, almış bunu sırtına
nasıl mutlu olmasın? iki bacak omzunda.
hep birlikte geçmişler, yavaş yavaş dereden
ekşi'ci sinir küpü, söyleniyor inceden.
geçmişler o dereyi, indirmiş omuzundan
tekrar yola düşmüşler, ardlarına bakmadan.
tek kelime etmeden, uzunca yol gitmişler
oturup dinlenirken, göz göze gelmemişler.
ekşici dayanamaz, eder bir kaç kelime
ne oldu be inci'ci? ettiğin yeminlere.
ben bıraktım kadını, o dere kenarında
bakıyorum sen hala, taşıyorsun sırtında
ayar yiyen ekşi'ci, büküvermiş boynunu
ahtım olsun inci'ci, yanına koymam bunu.
inci'ci bu dururmu? damarına basılmış
bir anda ekşicinin, fularına sarılmış.
yakalamış boynundan, arkasını çevirmiş
çıkarmış dalgasını, bir güzel gibivermiş.
keyif ile uzanmış, otların arasına
aç kulağını dinle, bu da ders olsun sana.
bu kafayla daha çok, giberler evlat seni
göründüğün gibi ol, ya da olduğun gibi.
uzun uzun kavaklar, derki bu insanoğlu
yetmişinde ne ise, yedisinde de oydu.
başlık yok! burası bom boş!