inci bülten gerçeklerle yüzleşme

inci bülten

1- gerçekle yüzleşme:

inci kendi ssg lerini yaratıyo

özet bu

evet binler,sol framein de gözümüze soktuğu gibi, ortak nokta olarak bugünlerde herkes şikayetçi,"incinin anası gibildi","liseli doldu","yazar alımını kapatın artık","nerde o eski inci","hazır liseliler yokken" vs. vs.
(ironik olan da bunu en çok bariz liseli tiplerin dillendiriyo olması, neyse konu bu değil.)

evet incide bir çok şey artık eskisi gibi değil,ve bu değişim inciden keyif almak derdinde olanlar için her şekilde negatif evet ama, asıl gözden kaçırdığımız nokta şu;

rüyadan uyanın binler, değil sabah akşam başlık açmak isyan etmek laf söylemek;zütümüzü taksim meydanında açıp tinercilere gibtirsek, yine de o yazar alımı bi şekilde yapılacak binler, niye mi? sebep gayet net bir şekilde ortada görebilen için.

inci sözlük de her efsane gibi hazin bir şekilde ömrünü tamamlamaya mahkum malesef. bunun böyle olduğunu sitenin ve haliyle de moderatörlerin medyatikleşmesi apaçık ortaya koyuyor zaten. yapılan saldırılar muhakkak ki bunlar öngörülerek planlanmadı,ama saldırıların akabinde birilerinin bu oluşumu farkedeceği aşikardı,ki medyadaki yankılar da bu öngörüleri haklı çıkardı.

çok zor değil eski başlıklara incinin ilk günlerindeki geyiklere ulaşmak,bi kaç tanesini editlerim hatta gerekirse, zira bir çokları hala "yer imlerimde" daraldığımda açıp kahkaha krizine girmek için kayıtlı duruyor, çünkü kaydedilesi efsane muhabbetlerdi onlar, neyse açın ulaşın, bakın bakalım o günlerin yazarlarına,son girdiği entrynin tarihi bu günden en iyi ihtimal bi kaç ay önce olanların sayısı kaç,bi takip etmeye çalışın. inciyi inci yapan o ruhu taşıyanlar ya sustu,ya ayak uydurdu, yahut çoktan siteden uzaklaştı gitti. sebebi ne mi?

dikkat etmişsinizdir, dergi röportajında siteden çok kısa sürede 75.000 kullanıcıya ulaştı diye bahsedilmiş,bu bir başarı verisi olarak sunulmuş,ki ticari amaç güden her site için de başarıdır gerçekten.

sadece bu kadarı bile, bizim bir çok anlam yükleyip hayatımızın bi parçası hatta yaşam felsefesi addedip "bizim" saydığımız incinin aslında hiç de bizim olmadığını çok net bir şekilde özetliyor. inci,bizim inciye ait jargon, tavır ve tepkilerimizi, inciyi inci yapan her özelliği basamak olarak kullanarak fark yaratan,bu farkın gücüyle hızla yükselen, yükseldikce de idarecilerini medyatik olmanın büyüsüyle kontrolden çıkaran bir dev artık. yazar alımı da,bu değişim de durdurulamaz. gayet net olan tek gerçek var,o da bu sitenin asla eskisi gibi olmayacağı,ve bu efsanenin efsane günlerınden artık çok uzak olmasıdır.

bu kısma özetle;bizler inciye çok fazla anlam yüklemiş, yeri geldiğinde kaçış noktası olarak görüp hayatımızda önemli bir yere yerleştirmiş, jargonuyla tavrıyla hatta klişeleriyle bile efsane olan inciye biraz fazla duygusal yaklaşıp başkalarından sakınılması gereken, sadece bize ait saklı bir mabet gibi yaklaşmışsak da,inci, aslında hiç de "bizim" olmayan, birilerinin başarı nişanesi bir ticari metadır,ve ne kadar ağlayıp zırlasak, kaçınılmaz olanı değiştirmeye gücümüz yetmeyecektir.

çözüm? önlem? bunlar tartışılır, konuşulur,illa ki bir şeyler bulunur,ama gerçekler bunlardır,ve asla da değişmez.