-
26.
+9Onlarda uyanınca bende hava ışıdığını gördüm biraz daha sonra gün aydınlığının verdiği rahatlık ile uyudum kalktığımda yerdeki yatak toplanmış annem dışarıdaydı. Hoca erkenden gitmiş damadı almaya gelmiş. Babamda köyden bir kadın fasülye vermiş tarlasından onu almaya gitmişti camiden adamı tanıdığı için .
Ben kalktım normaldi herşey dua kağıdımda yere düşmüş hemen kaldırdım gece demekki yerine koymamışım almışken tekrar okudum üzerime sürdüm. Hoca bana selam söylemiş duasını okumadan yatmasın demiş. O gün havada çok güzeldi köyde ilkdefa gezmeye gittik sanki herşey geride kalmış gibiydi fasülye veren kadın babamla bize gelmiş annemle tanışmak için onunla başka komşularla tanıştık iyi insanlardı . O gün kendimi iyi hissediyordum ama akşam olucaklardan habersizdim.. -
27.
+10Bilgilendirme...
Değerli arkadaşlar elimden geldiğince hızlı yazmaya çalışıyorum fırsat buldukça da yazıyorum. Geceye kadar yazabiliğim kadar yazmaya devam edeceğim bu 12 yıllık bir hikaye daha anlattıklarım 1/100 bile olmadı. Haala ilk başlardayım..
Yorumlarınızın hepsini okuyorum okuyan herkese teşekkür ediyorum bu hikayeyi bitirmeden kaybolmam ben merak etmeyin. Gelen kutuma çok mesaj geliyor elimden geldiğince yazıyorum.
Girilen entrylerde nick adım hakkında değişik yorumlar var evet bir anlamı var ve onu anlayacaksınız bunun için sabretmenizi bekliyorum. Bir arkadaş özelden mesaj atıp 2003 te telefon çekmemesinden bahsetmiş. Turkcell in baz istasyonu karşımızdaki tepedeydi kardeşim merekın gitsin diye diyorum. Ayrıca hikaye gerçekmi diye soran herkeste bilsin ki burada yazıklarım yaşadıklarımı hissetmeniz için asla yeterli değil. Eksiği var fazlası yoktur anlattılarımın. Uydurmaca hikaye yazan kişiler yalancı çoban hikayesine döndürmüş burayı, sizede hak vermemek mümkün değil sütten ağzınız yanmış.Bu hikaye ile ilgili kimsenin şüphesi olmasın sonuna kadar gerçeklikten sapmadan anlatacağım zaten aranızda yaşayan yada bir yeren duyanda varsa başıma gelenlerin gerçekliğini az çok tahmin edebilirler. Bundan sonraki Entrylerimde de sizin için tehlikeli olmayacak şerlilerin ağzınndan çıkan kelimeleri yazacağım. Yinede korkan olursa okumadan geçsin o bölümleri. Sorusu olan yinede sorabilir. Teşekkürler Arkadaşlar. -
28.
+8Köyü gezdikten sonra annemle eve geldik eve geldiğimizde babam lavabo giderini yapıyordu tıkanmıştı, oturduk normal konulardan konuşmaya çalıştık televizyon izledik ama hepimizin kafasının bir köşesinde hep duran bu olaylar vardı.
Gece olduğunda yatakları aynı şekilde serdik tv açıktı ses oluyordu öyle diye duruyordu annem uyumuştu babam uyanıktı heralde benim uyumamı bekliyordu bende hocanın yazdığı duayı yine dediği şekilde okuyup uyumak için gözümü kapattım. Nasıl uyudum hatırlamıyorum uyku öncesi hayal kurma evresini hiç yaşamadım narkoz yemiş gibi uymuşum.
Gece yine bir sesle uyandım resmen bizim konuşmamızdaki gibi şşşşşit şiiiiitt deyip durdu biri benim arkam dönüktü yüzüm duvara bakıyordu sol tarafıma dönüktüm dvara yine ay ışığı ve zayıf bir gölge yansıyordu. Yattığım yerde değil yine yatak odasında uyandım diğer seferde donup kilitlenip kalmıştım ama bu sefer hareket edebiliyordum. o an irkilme ile arkamı döndüğümde dehşete kapıldım. pencerenin sol tarafında gardırop un önünde sayamadığım kadar şerli varlık ve bu sefer hepsi bana bakıyor ve ay ışığı yüzlerine vuruyordu. sadece bir tanesi bana yakın ve pencerenin tam önünde duruyordu yüzüme gelen ay ışığını vücüdu kesiyordu onun yüzünü göremiyordum ama ay ışığı vuranların hepsini tek tek görüyordum. Gölgesi üzerime düşen şerli varlık bir adım ileri attı ben yatakta orurur pozisyona geldim şok halindeyim bu kadar net ilkkez görüyordum onları ve şerli varlık eli ile arkadakileri işaret ederek (Usreti ) dedi bu ailem dedi ve dediği herşeyi anlıyordum. Sıraya dizilmiş olanlardan birisi uzun bişey söyledi tek aklımda kalan kısmı (isna aşer) yani yazabileceğim bu kadar... Bana dediği biz 12 kişiydik artık 9 kişiyiz ailemizi öldürdün dedi. Sonra zayıf olan arkasına döndü hepsi başını öne eğdi ve bana doğru yaklaştı aramızda bir metre dahi kalmamıştı yüz hatlarına kadar gördüm ama ayrıntı vermeyeceğim sizin için ...
Yaklaştı ve gözlerindeki ateş alevlenir gibi oldu kendimi o ateşin içinde gördüm o anki korku ile bağırıp ayağa kalktım. -
29.
+4Kalkıp ışığa koştum hemen ışığı açtım ışık kurtluş gibi gelmişti ama ışığı keşke hiç açmasaydım. Karanlık onları daha cazip gösteriyormuş ışığı açmamla gerçekten aklımı kaybedicek gibi oldum gitmediler dikilip duruyorlardı. Başları önlerine bakıyordu hepsi ama öylece duruyorlardı inanın tarif etmek istemiyorum beni anlatırken etkiliyor sizde etkilenirsiniz o yüzden anlatmayacağım...
Ama tek diyeceğim burunsuz kanlı gözlü içinde ateşler yanan korkunç bir varlık...
Hemen annemlerin yanına koştum bağırarak hemen odaya geri gittik baktık kimse kalmamıştı sadece ağır bir duman kokusu vardı ama gözle görülen hiç duman yoktu. Babam bişeymi yaktın diye sordu bende olayı anlattım hemen babam bana birşeyler okudu sonra aynı yatakta küçük cocukmuşum gibi 3 kişi yattık televizyonu açtık ses olsun diye ancak o zmn düşüncelerden kurtulabiliyordum. -
30.
+8Gece annemle babamın arasında uyusamda yine aynı rüyayı görmüştüm ama bu sefer bahsettiğim düğüne doğru yürüdüm içlerinden bir tanesi beni arkam dönük kaçarken yakaladı ve benim ona sırtım dönük şekilde beni düğün olan yere zütürmek için sırtına girişti...Tümünü Göster
O anda babam beni uyandırdı ve uyandırdı ve uyandırdığında kollarım arkaa doğru gergin beni taşırmış gibi pozisyondaydım neden sürekli aynı rüyayı gördüğümü anlamamıştım kalktım babam beni okudu hala kolumda o gerginliği hissediyordum acıyordu tıpkı o şekilde taşınmışım gibiydim.
Babam bu son hadiseleri hocayı arayıp anlattı, Babam hocayı almak için hocanın evine gitti bize geldi hoca olayların tamdıbını anlattım. Hoca da bu olanalrı bilirmiş gibi hiç şaşırmadan dinledi. Akşam olmasını bekledi sanki çok sakin konuştu benimle hatta gülümsüyordu nedense , bu hareketi aslında beni rahatlatıyordu önemsizmiş hissiyatı yaratıyordu...
Akşam yemeğini yedikten sonra hoca ile kiler odasına gittik babama beni okuyacağını söyledi onlar içeride bekledi kapının kilidinide arkadan kilitledi ve bana sanki sabah beni hiç dinlememiş gibi olanalroı yeniden anlatmamı istedi. Bu sefer anlatığımda enteresan bir şeklde kızarı
yor yutkunuyor ve ilkkez dinlermiş gibi beni dinliyordu. Sonra ışığı yaktığımda onları neye benzediğini bana ayrıntılı ayrıntılı anlattırdı hatta duman kokusu oldumu diye sordu evet hocam aynen oldu dedim. Kilerde yeşil soğan vardı halıyı kaldırdı cebinden köstekli saaati vardı çıakrıp saate baktı sonra diğer iç cebinden çakmak çıkarıp tahtanın üzerinde yeşil soğanları yakmaya başladı. çok pis bi koku oluyor deneyebilirsiniz ama denemeyin hemen bu yazıyı bitirince denemeyeceğinizden eminim...
Sonra hoca nasıl hisediyorsun dedi hiç bir değişiklik yoktu hoca bişeyler okumaya başladı elindeki ot çıra gibi öyle har lı yanmaya başladı ki o anda evin duvardında yeşil soğanın dumanından hariç dumanlar dolaşmaya başladı. hoca görüyomusun dedi evet dedim. Korkma dedi onlar benim dedi...
Nasıl yani hocam dedim. Onlar benim hizmetimde korkmana gerek yok dedi.
Zatende korkmuyordum. ondan önce gördüklerim yanında bunda korkacak değildim.
Hoca korkmuyorsan kapat gözlerini dedi kapattım şimdi aç dedi hocanın arkasında yere bağdaş kurmuş ama ayakalrının üzerine oturmuş başı yere bakan çarşaflı iki tane kadın vardı. -
31.
+5Okuyanlar ilk entrye saygınız olsun bari amk emek veriyoruz...
-
32.
+6Kadın diyorum çünkü kadın gibilerdi çarşaflılardı hiç birşey görünmüyordu başları yere eğikti ve yüzlerinde peçe vardı. Hoca onlar seni ben gittiğimden bu yana korumaya çalışıyorlardı dedi ama oğlum karşındaki şerliler çok güçlü varlıklar bunalr bu konuda yetersiz kalıyor ama işin içinde başka bir iş var dedi. Ne işi hocam açık konuşun dedim.
Diğer geldiğimdeki o 4 yumurta sana yapılan büyülerin ilki imiş ama başka büyülerde var oğlum dedi ve bu büyüler insan yapımı değil öyle olsa aynısını başına geçirirdim ama bu olay farklı bir yere gidiyor dedi.
Bu arkamda duran z... ve ü... dedi onlardan korkma onlar bu evde yaşayacak bir müddet annene ve babana bundan bahsetme dediler. Şimdi asıl mesele kayıp olan muskan dedi o muska da senin her şeyin yazıyordu ki senden uzak dursunlar diyeydi ama nasıl olduysa onu boynundan sen çıkarmışssın onlar el süremezdi dedi ama ben hiç bir şey hatırlamıyorum. Tıpkı Çekyattan yatak odasına nasıl gittiğimi hatırlamadığım gibi.
Gözlerini kapat dedi sormadan kapattım aç dediğinde çarşaflı varlıklar yok olmuştu. Nereye gittiklerini sordum , sana yapılan başka büyü var onun yerini biliyorlar dedi.
Hoca ile odadan çıktık babam ile annem içeride bekliyorlardı. Hoca okudum inşAllah geçecek bunlar dedi , ama büyü olduğunuda ekledi konuşmasına.
Babam onu öğrenmemiz gerekiyor hocam nasıl olacak dedi. Acele etme biz onuda buluruz dedi.
Hoca istirat etmek istediğini söyleyip kiler odasına geçti ışık olmasına rağmen mum istedi bizden annemde hemen birazı erimiş olan iki mum verdi neden olduğunu sormadılar bile ama ben hocanın uyumak için gitmediğini biliyordum artık. -
33.
+5Aradan epey vakit geçti akşam yatsı ezanı okunmuştu ama hoca çıkmamıştı hala kimsede gidip bişey demedi içeride alev topu varmış gibi mum yanıyordu 2 mumun işığı olmayacak kadar parlaktı. Annem bir ara hoca uyudu acaba mumlarımı devrildi bakalım dedi. Babam yok uyumamıştır o dedi kapıya yaklaştığımızda bir şeyler konuşuyordu içeride ama fısıltı şeklinde geçiyordu.
Babam eli ile anneme içeri geçin işareti yapıp kendide geldi hemen, annem çok tedirdindi tam o sırada hoca kapıyı açtı kapı kolunu tutma gıcırtısının aynı anında mumda söndü. ikisini aynı anda yapamazdı mumun ışığı geride gibiydi. Ben içeride kimlerin olduğunu biliyordum ama neler olacağından hala bir haberdim.
Hoca içeri geldi ve endişeli gözlerle babam baktı . Gel hoca sen beninle dedi , babamla birlikte dışarı çıktılar babamın homurtu sesleri evin içine geliyordu hararetli bir konuşma geçti aralarında. Sonra babam bana seslendi hemen bende koşarak kapıdan çıktım hoca başındaki takkesini eline almış tabure de oturuyordu. -
34.
+3Babam oturdu sende otur dedi ben tabureyi alıp karşılarına oturdum. Babam ile konuşmalarına devam ettiler , babam iki tane mi bir tanemi dedi hoca bilmiyorum 2 de olabilir 1 de dedi ne konuştukalarını anlamıyordum. Ne 2 tanemi diye sordum babam cevap vermedi hadi kalkalım bakalım o zman dedi kalktık o saatte mezarlığa girdik. Mezarlık zaten evin hemen yan tarafındaydı yoldan yukarı çıktık beyaz gövdeli çok uzun ağaçlar vardı mezarlıkta bu ağaçlardan; Doğrusu bumu bilmiyorum ama köyde kavak ağacı derlerdi.
http://imgim.com/image/zuzum.gif
En uzun olanı vardı bitane kendini belli ediyordu onun dibinde eşilmiş bir toprak yeri vardı üzerinde toprak vardı ama yanları açıktı orada sanki etrafın açıklığı ortaya yağmur damlalarını biriktirecek gibi bir düzenek yapılmıştı ama özenle yapılmış kuş yuvası gibi sık bir şekilde örülmüştü. Hoca babama altını kaldır dedi eliyle söktü orayı ve oraya su birikmişti yan tarafında ise yarısı suyun içinde yarısı toprağa dayandırılmış suyun içinde olan kısmı biraz erimiş bildiğimiz bir sabun vardı... -
35.
+4Hoca bunu yeni yapmışlar daha yağmur çok yağmamış zamanında aldık dedi hoca sabunu itina ile aldı mendiline sardı cebine koydu tam kalkacakken orda yumurtanın içinden çıkar eski kağıt gibi bir kağıt buldu üzerinde arapça benim adım yazıyordu. Babamda anladı hemen hoca hızla doğruldu Allahın cezası Allahın cezası diyip durdu mezarlıktan çıkmadı bir süre ayakta yere bakarak dikildi ve babama yumurtaları aldığınız ağaç kovuğuna gidelim dedi evin arkasından mezarlığın içinden dolaşıp o ağaca gittik kovuğunda bişey yoktu hoca ekildi elini ağacın alttan üst kısmına doğru soktu elinde bişeyi tuttuğu belliydi çekiştirip durdu alamadı babama sen eğil ordakini çek kolum tam yetişmedi dedi babam kolunu uzattı o oradaki şeyi çektikce sanki benim ayağım uzuyo gibiydi ben hemen bana bişey oluyo ya dedim durdular babamda bıraktı ağaçtaki şeyi hoca elimi tuttu buz gibi olmuş elin dedi. O yaz sıcağında elim buz tutmuştu resmen. Hoca babama bırak diye bağırdı babam tam eğilip alacakken tekrar o sese babamda irkildi bende. Hoça çömeldi ağaç kovuyuna iç elini açtı dua eder gibi bişey okudu bir 5,6 dakika bekledik tam elini kovuğa sokması ile oradan kumaştan yapılmış çok ama çok çirkin çizilmiş gözleri yan yana değil alt alta olan kulakları sivri ve geriye ( ensesine yakın ) ayakları ters yönde bir bacağı kısa bir bacağı uzun ve kolları olmayan bir oyuncak bebek çıkardı.
-
36.
+5Bebeği eline aldı ve arkasına dönüp bana baktı. Bebeğin göğüs tarafında beyaz bir yırtık cep gibi bir parça vardı. Hoca cebin sallandğını görünce altını kaldırdı ve altında çok karışık arapca tek bir kelime vardı. Hoca okumaya çalıştı ama okuyamadı yazı yazı içine girmiş gibi ne olduğu belli olmuyordu.Tümünü Göster
Hoca eve geçip ışıkta bakalım okuyamıyorum dedi kalktık eve geldik Annemde masanın üzerine örtü sermesini istedi örtünün üzerine bebeği koydu sonra cebinden beze sardığı sabunu çıkardı.
Sabun bildiğimiz beyaz bir sabundu ama kokusu eve yayıldı hemen çok pis kokuyordu nefesi daraltan ve acı bir kokusu vardı hoca bezden eline bulaşan hafif ıslaklığı silmek için kalktı elini yıkadı ve tedirgin tedirgin tekrar geldi. Oyuncak bebeğe de dokunmadı sabuna da oturup düşündü hepimiz susuyorduk masadan kalkıp biraz yürüdü ama yine kimseden çıt çıkmadı biz gözlerimizle hocayı izleyip durduk. Hoca masaya oturdu sonunda benide yanına çağırdı bana arapça birşeyler yazan bir kağıt verdi .
Okuyabilir misin dedi evet dedim elime aldım ama okuyamıyordum. Sanki dilim tutulmuş beynimde ne biliyorsam silinmiş gibiydi hoca baktı okuyamıyor musun dedi ben okumaya çalıştım yine sonra elimden aldı ben okuyayım sen tekrar et dedi. Ey tehnu zalime cinni dedi ben o an hocanın dediği şeyleri duyuyordum ama kulağımda zzzzzz diye bir ses oluyordu.
Okumaya kalkınca resmen dilim dönmüyordu. içimden diyorum ağzım oynamıyordu.
Hoca okuyamıyorsun bırak dedi devdıbını zaten okumadı hoca da bebeğin cebindeki yazıyı ışığa tutup baktı ama yine okuyamadı.O zaman net bir şekilde gördüm ki aslında bir yazı ve bir insan şekli karışıktı. Harflerin uzatmaları boğazına dolanmış bir insan figürü vardı o yüzden yazıların okunması olanaksızdı, çok karışıktı. Hoca bu işi ben bilemedim bu nedir anlamadım dedi . Babama birini tarif etti, Bir kadını onu buraya alın gelin o da baksın dedi babam tanımıyordu kadını hoca yarın gidelim beraber dedi.
Sonra hoca sabunu okumaya başladı sabunu okudukça nefesinin kuruluğundan mı bilinmez ama sabun suyunu çekiyor kuruyordu. Çok uzun okudu inanın 1 saatte fazladır. Sabuna yaklaşa uzaklaşa okudu sonunda 3 kere tü tü tü dedi ama tükürmeden, sonra sabunu eline alıp kırmaya çalıştı kıramadı. sabun kup kuru olmuştu bana verdi masanın üzerinde dağıtmadan kır dedi sabunu iki elimle tutup ayırdığımda sabunun içinden çıkan şey işte o şey benim boynuma yazılmış olan muskaydı.
Sabunun içinde ne arıyordu ? nasıl sabunun içine girebilir... -
-
1.
0HiKAYE ÇALINTI ÇALINTIIIII HER PART BURADA ZATEN VAAAAAAR
http://www.incisozluk.com...dan-%C3%B6nce-arkana-bak/
-
1.
-
37.
+5Sabunun içinden çıkan muskayı görünce hoca hariç hepimiz şaşırdık. Hoca sanki biliyor gibiydi bunları ve anlatmaya başladı...
Bu sabun senisin oğlum dedi... Bu sabun eridikçe suyun içinde sende zamanla eriyip tükenecek sonunda yok olacaktın dedi. Sana neden bunu yapıyorlar anlamıyorum. Sen onlara ne yaptın dedi...
Bilmiyorum hocam ben ne yapıcam hocam dedim içim daralmıştı artık. Hoca duraksadı ve ( Halfe selase )dedi. ilk duyduğumda tanıdık gelmemişti ama yumurtanın içinden çıkan yazı olduğunu hatırladım. Hoca duraksadı ve nefesi bi tuhaflaştı Tövbe bismillah dedi çok içten bağırarak hocaya su verdik içmedi iki eli ile yüzünü avuçladı yüzünü sıkarak aşağı çekti derin nefes aldı. Halfe selase nin anlamı üç arkasından demek o zaman ne olduğunu anlamamıştım dedi.
Bizde anlamadık hocam siz ne anladınız dedi.
Oğlum sen 3 tane şerli öldürmüşsün bunlar senin peşinde bu yüzden dolaşıyorlar dedi. O üç yumurta ölen 3 şerliyi ve içlerinden çıkan senin muskaların ise senin ne kadar aciz olduğunu sana göstermek içindi dedi.
Babam, peki ya dördüncü muska neydi dedi. Hoca işte o da sensin oğlum dedi bana bakarak.
Üç şerli öldü ve üçünün arkasından seni de öldüreceklerdi, bunun içinde sana seni öldüreceklerini anlattıkları bir kağıt bıraktılar dedi. -
38.
+5Bana neden not bıraktılar hocam dedim. Bu saçmaydı, beni öldürmek isteselerdi gece geldiklerinde hep beraber bunu bir şekilde yapabilirlerdi hocam dedim.
Hoca da duraksadı kilere gitmek istediğini söyledi yanlız kalıp birşeyler yapıcağını anlamıştım. Babamda hocam gayipten bilgimi alıcaksınız dedi. Babama doğru kızgın bir şekilde baktı bana sende gel benimle dedi ve kilere girdik kapıyı arkadan kilitle dedi kilitledim. Önceki seferden kalan mumları çıkardı ortaya koydu cebinden bir yazı çıkardı. Bu bana okutmaya çalıştığı yazıydı. Bunu okuduğunda duvarda dalgalanmalar oluştu mumlar çıra gibi alevlendi, kulağımda çok şidetli bir basınç oldu kulaklarımı tıkadım başımı öne eğdim ses geçti başımı kaldırmamla hocanın arkasında yine çarşaflı iki tane varlık vardı ama bana arkaları dönüktü.
Korkma yine onlar dedi , Hocam ben çıkım nolur ben dayanamam dedim beklemek zorundasın sende bekliceksin dedi o sırada birisi arkasını döndü yüzündki peçe gibi bez kendi kendine havalandı agzı mırıl mırıl bişey ediyordu ama ses yoktu. konuştukça dişleri görünmeye başladı.
Çok sivri keskin görünen ve kararmış araları açık seyrek dişleri vardı benim dikkat ettiğimi anladımı bilmem ama peçe kendi kendine yüzünü gizledi tekrardan o anda bir ateş parladı mumlardan sanki parfümü sıkıp çakmak çakmışsın gibi heryer alev oldu ve o anda mumlar söndü dışarıdan gelen ışık süzmeleri kaldı sadece çok korktum ağzımdan tek bir kelime bile çıkmadı dondum kaldım . -
-
1.
+1 -1HiKAYE ÇALINTI ÇALINTIIIII HER PART BURADA ZATEN VAAAAAAR
http://www.incisozluk.com...dan-%C3%B6nce-arkana-bak/
-
1.
-
39.
+7Hoca sonra mumun tekini yaktı oda biraz aydınlanır gibi oldu hoca ile ikimiz kalmıştık odada yada ben öyle zannediyordum tam o sırada o kadar şiddetli alevlerin çıkmasındandır babam kapıyı tıkladı hocam noldu ne yandı dedi .
Hoca sende gel dedi babam kapının koluna asıldı ben kapı kilitli diye kalkıp açıcaktım babam normal kilitli değilmiş gibi açtı kapıyı .Ben tam kapıyı nasıl açtın dicekken hoca lafa girdi gel otur sende dedi ve ben öylece lafımı bitiremeden kaldım.
Hoca diğer mumuda birbirine dokundurarak tekrardan yaktı. Babam benim yüzümden korktuğumu anladı sararmışım resmen o korku ile babam hocaya çıksın hocam bu biz konuşalım dedi.
Hoca'da yok oda oturacak dedi ve babama bir baktım yanında çarşaflı kadın oturuyordu kalbim duracaktı babama zarar verir diye korktum ama babama onu farketmiyordu. Hoca senin kalp gözün açıldı oğlum şaşırma artık dedi, baban göremez dedi, babam olayı anlıyordu ama nedense şaşırmamış gibiydi. Demek ki hocanın himayesinde onlardan olduğunu biliyordu. Ama babam o yöne doğru baksada birşey göremiyordu o yüzden korku ifadesi yoktu yüzünde...
Hoca bana haber geldi dedi. Senin için yine gelicek oğlum bunlar dedi.Ben sana o yazıyı okutamadım okuyabilseydin bunlar senin emrine geçecekti, istediğinde okuyup çağırabilecektin dedi. Senin okuyup ukuyamadığını test etmiştim dedi. Seni korumakta onları kullanabilirdin ama okutmadılar sana dedi.
Hoca iki mumu da eli ile söndürdü kalkalım dedi yarın ilk iş dediğim kadına gitmemiz gerek, Ben size daha fazla yardım edemiyorum elimden bir şey gelmiyor dedi.O gece oturduk hiç bir şey yoktu. Sanki o kadar şeyi yaşamamış gibiydik babamla eski konulardan, köyden kentten sohbet ettiler çay içtik bir şeyler yedik akşamda yattık.
Hoca yine aynı yerde yattı ama ışık yada mum yakmadı gerçekten uyumaya gitmişti. -
-
1.
0amk çalıntısı devam etme artı k
-
1.
-
40.
+6O gece de normal geçti hiç paranormal bir olay olmadı. Sabahta normal bir şekilde kalktık hoca ve babam erken kalkmış ve namaza gitmişler. Ben uyandığımda dışarıda taburede oturup laf ediyorlardı.
Annem kahvaltı hazırladı kahvaltımızı ettik ve yola çıktık. Bizim araba toros tu 125 km uzakta olduğu için gideceğimiz kadın ( Başka bir ilde) oraya kadar bizim araba ile gidemeyeceğimiz için bizim araba ile şehir merkezine kadar oradanda dayımın arabası ile hoca ve bizim ev ahalisi yola koyulduk. Babam emanet araba diye arabayı yavaş kullanıyordu 2 saatlik yolu 3 saatte vardık. Kadının evi köyde olduğu için yine kırsal yola girdik takriben yine bir 5 saat yolculuk yapmış olduk.
Kadının evi bir vadinin tam en tepesinde tahtadan yapılmış ahşap bir evdi uzaktan görülebiliyordu ve çevresinde hiç başka ev yoktu. Eve yaklaşıp patika yola girince iki taraftada tarla vardı ve tellerle etrafı çevrilmişti, bizde tam iki tarlanın arasından geçiyorduk. Telleri diktiklari kazıklarda ayakalrından ters çekilde bağlanmış ve resmen kurumaya bırakılmış karga ölüleri vardı. Annem bi ara gitmekten vazgeçecek gibi oldu çünkü gittiğimiz yer pek hayrı alamet bir yere benzemiyurdu. Babam ve hoca önden biz annemle arkadan konuşa konuşa evin kapısına kadar geldik. Evin önünde kocaman ağaç kütükleri vardı o ağaç kütüklerini bırakın bir insanı 10 tane kişi bir araya gelse kaldıramazdı. Çok kalın ve kalıp gibi duran kütükler yalnız başına yaşadığını öğrendiğimiz kadın için getirmesi pek mümkün görünmüyordu.
Evinin kapısı açıktı kadının ahşap bir kapısı vardı kapı tahtalar yan yana çivi ile çakılarak yapılmıştı ve sol alt tarafında eve kedi girecek kadar bir kısmı kesilmişti.
Hoca kadına seslendi hiç ses yoktu sabki evde kimse yok gibiydi dış kapının hemen sağ tarafında tahtadan yapılmış pencereleri kapatan bir şey vardı (çizgi filmlerde çok karşılaşırız) .. Tahtalar biraz aralıktı cama baktığımda kadının yüzü camdaydı...
Kadın zaten bizi izliyormuş kadının ağzında diş yok . tam pencerenin dibinde döşek varmış kadın oraya oturmuş bize bakıyormuş.
Yüzü çok yaşlı ve ağzını açmış bize gülüyordu o an görünce irkildim bir anda nereye geldik anasını satim dedim içimden. -
41.
+16'' 'YAV AMINI YURDUNU IRZINI gibTiĞiM iLKOKULLULARI. YAHU huurNUN PIRTLATTIKLARI BAKIN BAKAYIM 1 TANE ŞUKU iSTEMiŞMiYiM BiR KERE TREND OLSUN DEMiŞMiYiM. BE AMINA KODUMUN ÇOCUKLARI BRE ZINDIKLAR BiLiYORSANIZ BiLiYORSUNUZ BiLMiYENLER OKUYOR SiZE GiREN ÇIKAN NE AA BEN BUNU OKUMUŞTUM DiYiP gibTiRiN GiDiN. AMINA KODUMUN ÇOCUKLARI KIZDIRDINIZ YiNE BENi BiDE ADAMIN FAKE HESABINI AÇMIŞ KARDEŞiYiM DiYE NAM KASMAYA ÇALIŞIYOR EZiK huur EVLADI.. . '' '
-
-
1.
+1ne bu atar bu celal
-
2.
0Pampa devam et okuyoruz
-
3.
0abi ben gayet ilgiyle okuyorum sen onları kâle alma devam et lütfen
diğerleri 1 -
1.
-
42.
+8Kadını görünce hocaya burada dedim hoca tekrar seslendi oda eyyy dedi kapının önüne iki büklüm kısa boylu elinde baston olarak kullandığı eski bir baston la kafasını kaldırmadan gözlerini yukarı dikerek bize gelin içeri gelin dedi. Salondan girdik ayakkabıları çıakrmak için ayrı bir bölüm vardı orada ayakkabılarımızı çıkardık ve salondan sağdaki ilk kapıya döndük kadının bize baktığı odaydı burası. Odanın içinde ilk dikkatimi çeken duvardaki takvimdi .. Sayfalarını yırtık aldığımız takvimlerden ama takvim sap sarı sararmıştı tarihide 1976 idi. Evin içinde çok eski gri bir halıfleks vardı ama kirden rengi siyaha yaklaşmıştı ve tahta olan evin duvarlarında çitlerde asılı olan kargaların artık kup kutu olmuş hali vardı. Herkes içeri girdiğinde kadın oturma odasının kapısınıda kapattı ve kapının arkasında genelde kıyafet asılı olan yerde yarasa ölüleri vardı aynı kargalar gibi asılmış şekilde ama kurutulmuştu. Hepimiz tedirgin tedirgin oturduk kadının gözü nedense bendeydi kadının gözlerinde resmen cadılık vardı. Zaten bilen bilir (CAZI ) diye bir efsane vardır karadeniz de uzun yaşayan yaşlı ve kılık değiştirebilen bir tabiri vardır bunun...Tümünü Göster
Herneyse kadın bana gözlerini dikmişti dişşiz ağızı ile saçma sapan gülüyordu ama gözlerinde o gülme yoktu. Hoca lafa girdi nasılsın felan bir şeyler dedi laf açmak için. Yolda gelirken ekmek almıştık kadına giderken elimiz boş gitmeyelim diye ekmeği kadına uzattı hoca , kadında bana oğlum sen mutfağa bırak dedi mutfakta hemen o odadan geçilen biyerdi kapısıda yoktu mutfağa masaya bırak dedi. Mutfağa girdim çok pisti yani mide bulandırıcak derecede ...
Yerde koca bir kazan vardı gözüm ilişti ekmeği bıraktıktan sonra kazanın içinde küçük kaplumbağa kabukları vardı . Bildiğin içinden hayvanı çıkarmış sanki kabuklarını almış gibi 4,5 tane irili ufaklı kaplumbağa kabukları vardı.
Ama kara deniz de ben hiç kaplumbağa görmemiştim. hatta hayatımda hiç görmemiştim ancak televizyonda görmüştüm ama tanıdım doğal olarak başka bir şey olamazdı. Kadın heralde anladı ki hemen gel içerde otur oğlum dedi beni içeri çağırdı . Gözünü bana dikmişti resmen bana acayip bakıyordu . Ağzı gülüyordu ama gözlerinde farklı bir bakış vardı ,Bu beni yeterince tedirdin etmişti birde o kaplumbağa kabuklarını görünce iyice tuhaflaştım bir an önce gidelim istiyordum. -
43.
+5Hoca tüm yaşadığımız olayları kadına anlattı. Kadının ağzı hep açık gülüyordu yüzü, sanki bir deli ile konuşuyor gibiydik kadın dinledikçe de bana bakıp başını sallayıp anlatılanları onaylıyor gibiydi.Tümünü Göster
Hocanın anlattıklarını sonuna kadar dinledi herşeyi anlattı kadın ayağa kalktı yaz günü olmasına rağmen kuzinesi vardı ( Soba) ona odunlar doldurdu ateşi yaktı üzerine kazan koyup kaynar su ile doldurdu kazanı eğleniyor gibiydi bu işler ona eğlenceli geliyor gibiydi. kazanın içine saçma sapan otlar attı buraya kadar iğrenç olan birşey yoktu ama en son kurumuş bir karganın ayağını kesip kazanın içine atıp kaynattı yaklaşık 15 -20 dakika sonra kazandan su alıp bana verdi sap sarı iğrenç ve sıcak bir suydu. içmem için bana verdi ama o şeyi asla içmezdim rezil kokuyordu.
Babamlar da ısrar edince bir kaç yudum mecburen aldım. Kokusu zaten yer yarıyordu . Bardağın gerisini bıraktım kusasım geldi sakın kusma dedi hoca derin nefes almak al dedi dışarı çıktım herkes içeride kaldı derin derin nefes ala ala kusmamaya çalıştım . Onlarında bizim evin ordaki gibi serenti dediğimiz yapıdan vardı kapısı aralıktı içine doğru göz gezdirdim içeride ipe çamaşır gibi asılmış envayi çeşit ot vardı ve aynı şekilde asılmış kargalar vardı. Bu kadın resmen büyücüydü.
Mide bulantım geçince tekrardan içeri geldim annemkadının tereğine geçmiş temizlenmesi imkansız olan pas tutmuş bardaklarını duru suda yıkıyordu çekmecelerde kileride çıkarıp yıkıyordu dolapların içleri örümcek ağı tutmuştu.
Annem üst rafa uzanıp açacak gibi oldu başı yere eğik anneme bile bakmayan kadın urii ya değme ( oraya dokunma) dedi ama sanki kükredi . Babamla hoca konuşurken sohbetine ara verdiler o ses cidden ürkütücüydü. Annemde hazırı yıkadı bıraktı iyilik yaptığına bin pişman olmuştu. Akşam oldu döneceğiz kadın demezmi burda kalsın çocuk dedi.
Babama döndüm yok dedim ağzımı oynatarak , babamda zaten beni buraya bırakacak kadar salak değildi. burda kalmak için ölü olmak lazım ancak o zaman umursamaz insan.
Kadında siz bilirsiniz dedi ben dememiş olayım o zaman gibi bir kelime söyledi. artık hava kararmak üzereydi karşılarda ki köy sokak lambaları yanmıştı akşam ezanı okunmaya başladı zaten karşılar dan kurt çakal ulumaları birbirine karıştı , yürüme gideceğimiz yolumuz vardı hava kararmadan yola çıktık ısmarlaştık uzaktan, herkes önden gidiyordu başımı bir çevirdim arkaya kadının üzerinde uzun siyah şal gibi bir şey vardı. daha 2 saniye olmamıştı ne ara takacak onu sırtına yani imkansızdı. Birde kadının ilk geldiğimizde bize baktığı pencereden bakan biri vardı kesinlikle bundan da eminim ama bunu anneme dediğimde bile kadından korktuk hayal gördün kesin demişti kadın tek yaşarmış demişti. Ama kesinlikle biri vardı ve ben haksız değildim. Sonra zaten sağ tarafa doğru yürüdüğümüzden kadının evini serenti kapattı daha göremedim.
Vadiden inerken hava daha çok kararmıştı. Bir ara arkamı dönüp tekrar baktım...
...
...
inanın bana arkadaşlar gördüğüm şey aynen şu giderken kazıkların üzerindeki kargalar demiştim ya o kargalar ışık gibi sarı şekilde parıldıyordu. Bildiğiniz yolun iki tarafında da sanki sokak ampulleri gibi parıldıyordu ve ev tarafına baktığımda o kadar kalabalıktı ki orası kara kara gölgeler kısa lı uzunlu suretler ve orada bir küçük ışık daha vardı ve o alanı aydınlatıyordu. Sanki orada rüyamda gördüğüm gibi bir düğün vardı.
Senkronize şekilde, sanki oynuyor gibiydiler. Şok oldum bunu ne anneme ne babama nede, hoca ya söylemiştim. -
44.
+3Tekrardan, geldiğimiz onca yolu geri döndük. Kafamda hala o kadınla ilgili bir çok soru kalmıştı. Hele ki o dönerken gördüğüm manzara düşündükçe ülperme me sebep oluyordu.Tümünü Göster
Hoca yol boyunca kadının hal ve hareketlerinin tuhaf olmasına rağmen iyi biri olup bize yardımcı olacağını söylüyordu, bu yüzden de son gördüğüm şeyleri kimseye söylemedim ki belkide kurtuluşum o olacak sa bu gördüklerime katlanmayı kafamda kabul etmiştim.
Şehre geldiğimizde önce hocayı eve bıraktık sonra biz köye geri geldik. Olanları konuştuk, annem ve babamda pek memnun değillerdi , bundan sonra o kadınında hocanın da bize ne faydası olur diye istişare yapmıştık.
Eve geldiğimizde saat çok geç olduğu için bir şey yemeden yattık. Yine aynı şekilde hep birlikte yattık ama gözüme uyku girmiyordu. Hep aklımdan geri dönüp köye baktığımda kargaların ışık olması ve yüzlerce kalabalığın orada bulunması silinmiyordu ve başka bir şey düşünemiyordum. Gece herkes uyudu babamın horlama sesi ve annemin hareketsiz yatışı beni daha da korkutuyordu. Tuvaletim çok vardı ama kalkıp gidicek hiç cesaretim yoktu. Tüm ışıkları yaksam bile gidemeyecek durumdaydım, ayrıca susamıştım .
Kalkıp su içmek istedim, mutfak zaten yakındı ama korkuyordum yinede bir cesaret kalktım önce yattığımız odanın ışığını açtım sonra hemen hızlıca mutfağa koştum ışığı açtım ve ...
Mutfak penceresi tam açılmıyordu önüne buz dolabi geliyordu tam boz dolabının önünde sandalye de oturan çarşaflı bir kadın vardı oturmuştu ve arkası dönüktü. Gördüğümde hocanın emrinde olanlardan birinin beni korumak çin beklediğini düşünmüştüm ama bu korkmama ma sebep değildi.
Hırıltılı hırıltılı nefes alıyordu, sanki boğazı yırtılacakmış gibi sadece bir hırıltı vardı. gördüğümde nedense ilk başıma gelip bekleyen şerlilerden korktuğum kadar korkmamıştım.O an dua da okumadım çünkü hocanın emrinde olanlardan olduğundan artık emindim hiç birşey demeden ışığı açık bırakıp yatağıma geri dönmeyi düşündüm. Nasıl bir pgiboloji idi şuan anlatırken kendime hayret ediyorum. Sonuç olarak o da bu alemden değildi, sanırım onlara alışıyordum.
Tam geri geri yürümek için adım atıcaktım ki hırıltının sesi ince tiz bir çığlık gibi çıkmaya başladı ve o çığlıkta sanki derinlerden bir şey söylüyor gibiydi.
Tam bir adım geriye attım ve o an hayatımda gördüğüm en ama en korkunç sureti gördüm.
Bağıramadım o an karardı sanki her yer gördüğüm şey Kıp kırmızı bir göz , yeşil ve siyah tonlarında bir ten bildiğin bir yaratık bu , dişleri parmak kadar vardı, tıslar gibi oldu dili dışarıda... Üçgen şeklinde dili vardı ve o ağız'a göre bile fazla büyüktü.
Ben bunu gördüğümde en son hatırladığım şey gözlerimin kararmasıydı.
O an kolonya kokusuna ve annemin sesine uyandım.
Babam noldu bayılmış sın ne gördün diye sordu, bende olanları anlattım.Buz dolabının yanındaki pencere hala açıktı. Annem , ben olanları anlattıktan sonra pencereyi senmi açtın diye sordu. -Hayır ben açmamıştım , zaten de o şerli varlık orada oturuyordu Resmen orada izi duruyor gibiydi. Tıpkı filorasan söndüğünde hala beyaz bir kalıntı bırakırya, onun gibiydi. Annemlere bundan bahsettim ama hiç bir şey göremediler.
O gece sabaha kadar kimse uyumadı yatakları kaldırdık gece kahvaltı yaptık. Herkes öyle düşüncelerdeydi. Babam sabah olunca hocayı arayacağını söyledi, zira hoca oradayken bizim eve bu şekilde, bana zarar vermek için hiçbir şerli varlık gelmiyordu.
Sabahı bekledik ve hocayı aradık Hoca içtiği şey demek ki fayda vermemiş dedi.
Daha ben gelemem damat ta yok felan dedi. Babam hocaya ben alırım seni dedi ama nedense pek gelmeye yanaşmadı hoca. Korkmuş muydu , yada artık bunlarla uğraşmak istemiyor muydu bilmiyordum.
Yine gece olmuştu babam bu sefer siz uyuyun ben sonra yatarım dedi. Televizyon açıktı babamda oturuyordu. Ayakları benim yattığımda ayak tarafımın yanındaydı yorganın dışından ayaklarımı onda dokunduruyordum ki hem ses de vardı babamda uyumuyordu ona dokunarak güvende hissediyordum kendimi.
Öylece zaten uykusuz olduğum için uykuya dalmıştım.
Gece rüyamda hiç bilmediğim bir yerdeydim bir şey arıyordum ama ne aradığımı hiç hatırlamıyorum. Rüyamda da gerçekten ne aradığımı bilmiyordum sadece telaşlıydım hepsi bu. yürümeye devam ettim bir şey ararcasına o anda karşımda bir kalabalık gördüm. Bunlar insan gibiler di , bir derenin kenarında kalabalık toplanmış düğün yapılıyordu. Tıpkı diğer rüyalarımdaki gibi fakat oraya başka bir taraftan bakıyordum kalabalığa yaklaştıkça inceden bir davul sesi geliyordu, dahada yaklaştım onları gözetliyordum, bunlar insanalar dı hepsi normal insandı ama bir bahçenin içinde engebeli bir arazide derenin tam kenarında ne düğünü olacaktı ? Biraz daha yaklaştım artık aramızda 50 metre mesafe vardı neredeyse , onlar beni farketmiyorlardı ...
O anda biri arkasına göndü ve normal bir insan yüzüydü fakat ayaklarına baktığımda ayakları tersti...
Geri gitmek istedim geri geri kaçmaya çalıştım o an saniyeler içinde etrafımı çevirdiler yüzlercesi etrafım daydı kalabalığın bir tarafı açıldı ve beyaz resmen bir gelinliğin içinde mutfak da gördüğüm suret bana doğru gelmeye başladı o an babamın sesini duydum bana sesleniyordu bağırıyordu ama babam yoktu etrafta en sonunda biri beni kaldırdı babam başımdaydı annemle beraber beni uyandırdılar ne oldu ne oldu diye telaşlı telaşlı su verdiler hemen bende hala olayı yaşıyordum sanki hemen sıcağı sıcağına olanları babama anlattım. -
45.
+4 -1Babam bu olaydan çok etkilendi. Sürekli aynı rüyayı görmüş olmam beni de artık delirme safhasına getirmişti. Tekrardan yatıp uyumaktan korkar olmuştum. her başımı yastığa koyduğumda aynı şeyleri yaşayacağım korkusu ile yatıyordum.Tümünü Göster
Bir süre geceleri gündüze dönüştürme kararı aldık. Artık geceleri gündüz gibi yaşıyor gündüzleri de gece gibi uyuyordum. Bu şekilde yaklaşık 1 aylık bir süre zarfında hiç bir olay olmamıştı. Sanırım artık her şey normalleşiyordu , Geçen zaman içerisinde babam hoca yı aradığında hoca hiç bir telefonumuzu açmamıştı hatta şehire gittiğimiz zamanlar da da hiç bir zaman hocayı görmemiştik.
Aslında görmemiş olmam pekte umurumda değildi, belki görsem eski anılar depreşicek yada korkularım yeniden beni esir edecek diye görmemek daha iyiydi. Bu dönemde geceleri ders çalışıyor , gündüzleride ikindi vaktine kadar uyuyordum. Bu sisteme alışmıştım artık ama sosyal olarak toplumda neredeyse %90 dışlanmıştım.
Yine geceleri birazda olsa geç saatte olsa uyumaya başlamıştım , artık bu musibetlerin başımdan def olduğuna inanıyordum.
Bir gün bayram olduğu için ananemlerin köyüne gittik. Orada ananemin babası vardı çok yaşlı uzun sakallı göbekli bir adam ...
Onunla ilgili anlatılan çok şey vardı. Derin hocalardan diyorlardı. Bayram münasebeti ile ilkkez oraya el öpmeye gittik. Belki enteresan gelicek ama ilkkez o zaman karşılaşmıştım onunla...
Bizi çok iyi karşılamıştı Hoş sohbetli konuşkan bir insandı. Sohbet derinleştikçe eski konular açıldı, ona başımdan geçen bir kaç hadiseyi anlattığımda beni hiç dikkatini bozmadan dinledi, ama eskisi gibi olmadığını herşeyin düzeldiğini anlattım . O bana hiç unutmam kısa bir dua verdi ezberle her gece bunu oku yüzüne ve belden üstüne avucuna üfleyerek sür dedi. Bana o sıralarda kitapları arasından yazdığı bir muskayı getirdi, ben pek istemesemde takmam konusunda beni ikna etti .
Oradan ayrıldığımızda o dua yı okuyup geceleri yattığımda hiç bir sıkıntı . Artık çok rahattım hayata geri dönmüştüm resmen yeniden doğmuştuk eski günlerdeki gibi mutluyduk artık kara günler geçmişti...
O zamanlarda kendimi derslere verdim çalıştım ve yakın bir ilde 2 senelik bir bölüm kazandım.
Okumak için gittim herşey iyi gidiyordu annemler de çok iyiydi o dönemler çok güzeldi ama her güzel şeyin malesef bir sonu varmış.
başlık yok! burası bom boş!