-
76.
-1Caps vakti...
Merhaba arkadaşlar. Caps atmamı isteyen çok arkadaşım oldu. Bu nedenle bende bir kaç tane caps ayarladım. Size durduğumuz evi, etrafındaki mazarlığı ve sabun ve muskaları bulduğumuz ağacı biraz olsun göstereceğim. Köy e en son ziyaretimde geçen sene çekmiştim bu resimleri bilgisayarımda buldum paylaşayım...
Bu evin son hali. Biz dururken camlar pimapen değildi, boyası da bu renk değildi ev eskiydi..
http://imgim.com/image/1273incim3174070.png
Sağ pencerenin arkasında görünen beyaz uzun ağaç sabun u bulduğumuz yerdi.
---
http://imgim.com/image/mezar.png
Bu resimde cami ve mezarlık göze çarpıyor.Evin sağ tarafı...
---
http://imgim.com/image/yandan.png
Bu resimde diğer resimden kesildi. Resimde ben de olduğum için kestim. Extra dan evin önünde ki yol ile aynı iza da olan depoyu da görüyorsunuz.
Capsler devam edecektir... -
77.
+1Evden çıkan ışıklar bana korkularımın boşa olmadığı gösterdi. Aylar önce burada yaşadıklarımı hayal mayel hatırlamaya başlamıştım. Sanki onca zaman normal hayat a alışmış gibiydim. Işıkları görünce Belki de bu gece bu yaptıklarımdan dolayı beni evdeki şerliler gibi ızdırap içinde öldüreceklerdi. Kadının evine sinsi sinsi yaklaştım. Bu olayı çözmek istiyordum. Belki bir yol bulur her şeyden kurtulurum diye düşündüm. Evin kapısının yanında ki pencereden içeri baktım. Cadı kadın içerideydi. Yere bağdaş kurmuş başı yerde önünde onlarca mum yanıyor ve her mumun yanında bir çay bardağı ve içinde rengini tam anlayamadığım yarı-yarı dolu bir şeyler vardı. Kadın bir ara kafasını kaldıracak gibi oldu. Demen sırtımı duvara verdim saklandım. Beni görmediğinden emindim. Yere diz çöküp evin arkasına dolaşmak istedim. Zira evin yamaç a bakan tarafında demir yoktu ve cam ahşap ve alttan kaldırılıyordu. içeri girip kadını boğmak istedim. O ara telefonum çalar belki ses yapar diye telefonuma baktım ama hiç çekmiyordu. Yinede kapattım cebime attım. Şu yaptıklarımı anlatırken hala elim ayağım titriyor. Evin dışı ahşaptı tamamen dışında paralel-paralel çakılmış tahtalar vardı. (Karadenizli arkadaşlar yöresel evleri bilirler ) Onlara tutunarak camı kaldırıp içeri girdim. içeri girdim ve birde baktım ki ben aslında dışarı çıkmışım. Yani direkt kapının önüne gelmişim. Bu imkansızdı. Aklımı kaçıracaktım. Ben oradan içeri girip cadı kadının arkasından çıkacakken , aslında kadının bulunduğu odadan dışarı çıkıyormuşum.Bu bir ilizyon gibiydi. Çıktığım camdan içeri baktım. Kadın yine içeride aynı pozisyonda oturuyordu. Aman Allah’ım aklımı kaçıracaktım. Yere eğildim o anda aşağı doğru bakıyordum ve kazıkalrın başındaki ışıklı fanuslar sönmüştü. Hemen arkama döndüm ve alttan kafamı kaldırıp içeri bakacakken cadı kadın ile göz göze geldim…
hikayeyi çalan huur çocuğuna pirim vermeyin orijinali buradadır
http://www.incisozluk.com...dan-%C3%B6nce-arkana-bak/ -
78.
+1Kızın yanına doğru yaklaştım. Gerçekten çok güzeldi. Bakışları ile o kadar güzeldi ki, bu dünya ya ait değildi. Büyülenmişim, mühürlenmişim halbuki. Beni öldürmek isterken, neden evlendirdiklerine akıl sır erdiremiyordum. Sarı ışığın altında aynı zamanda küçük sinek toplulukları da cinler alemi ile eğleniyorlardı. Davul yoktu ama nedense şiddetli bir davul sesi ve ayakları ters varlıklar başları yere bakarak etrafımızda 3 halka oluşturmuş dönüyorlardı. Ben ona ismini sormak istedim, ama farklı bir boyut ve alemde olduğum için Arapça konuşuyordum nasıl oluyorsa, bunlarından tamamen farkındaydım, bilincim açıktı ve de korkmuyordum. Büyülenmiştim ve etrafımdaki mahluklardan çok ilgim karşımda ki güzeller güzelindeydi. Ona bakıp;
Ma ismuk ? ( Adın ne ?) dedim. .
Zuzumbilesi dedi. Bu isim bana onun ağzından o kadar güzel gelmişti ki, ilk defa böyle güzel bir ses tonu ile okunduğunda çok anlamsız gelen bir isim, sanki var oluşta ki en güzel isim gibi gelmişti. Bu duygularımla dalga geçebilir, ya da inanmıyor olabilirsiniz. insan büyülendiğinde kendinin farkında olsa da yaşam amacının farkında olmuyor. Bir düğünün içindeydim ama bundan daha fazla bir şey hatırlamıyorum. Bu insani bir düğüne yakın, bir eğlence içinde olan kalabalık var fakat tüm hatırladıklarım bunlardı. Bunları hatırlama zamanım ise, Sabah Ailem kendini çok eski yıkık dökük , kullanılmayan, çatısı dahi olmayan, tahmini eski Pontus Rum imparatorluğu döneminden kalan etrafı yığma traşlanmamış taşlarla kaplı, içi ot tutmuş bir evde bulmuşlar. Olanları hatırladıkları için, evinde iç şeklinin aynı olması yakınlığı ile dün gece ki her şey onların zihnindeymiş. Hemen hepsi kapıya çıkıp beni aramaya başlamışlar. Ben ise o derenin kenarında uyurmuşum. Beni uyandırdılar. Aklım dün gecede kalmış olacak ki hemen zuzumbilesi yi aradı gözlerim. Fakat gündüz olmuştu. içimde bir agresiflik vardı. Dedem ve babam olanları sordu anlattım. Dedem yere diz çöktü ağlamaya başladı. Oğlanı kaybettik kaybettik…..
hikayeyi çalan huur çocuğuna pirim vermeyin orijinali buradadır
http://www.incisozluk.com...dan-%C3%B6nce-arkana-bak/ -
79.
+1Kafamı tam çevirdim kapı tarafına… Pencereden bakan 2 çift göz karşımdaydı. Ama o bir insan gibiydi bu sefer. Çirkin bir yüzü vardı, gözlerindeki ateş aynen devam ediyordu. Boyun 1.90 dan fazlaydı. Boynu çok uzundu. Ayaklarının önünde topuklar vardı, aynı şekilde bacaklarında da kıvrımları vardı.
Beni resmen almaya gelmiş gibi kolları yana hafif açık şekilde karşımda duruyordu. O an hıçkıra hıçkıra Anneeee Babaaaaa Dedeeeeeee ……..Bağırdım.. Onlar hiç kıpırdamıyorlardı bile, sadece nefes aldıkları belli oluyordu. O anda o mahluk konuşmaya başladı
-LN YASTATii AHAD AN YUNKiZAK ( Seni kimse kurtaramaz)
Ben yine anne baba diye bağırdım. Karşımdaki mahluk üzerime doğru bir adım attı. O anda annemlerin arkasındaki pencerede cadı kadını gördüm. Üzerinde sim siyah boydan giydiği bir kıyafet vardı. Bu anaların hazırlığını yapmış gibiydi. Eğildi pencerede dişsiz ağzı ile bir gülüş yaptı .
Mahluk bana daha çok yaklaştı, ağzımın dibine kadar geldi ve şu sözü söyledi.
LN YAKUNA SARABAN HAZiHi ALMARRA ( Bu sefer rüya değil )
bu zamana kadar rüyalarımda da gerçeklerim de de bulunan, beni her an gözetleyen ve en savunmasız anlarımda beni hayattan koparan mahluk karşımdaydı ve birbirimize bakıyorduk… -
80.
+1Dedem, koca adam hıçkıra hıçkıra-hıçkıra ağlamaya başladı. Annem babam ise donmuşlardı resmen. Olanların hala farkına varamamışlardı. Ben ise onlara sinirliydim. Nedense içimde onlara karşı bir sinir vardı ama o zamanlar şerliler tarafından tamamen ele geçirildiğimi bilmiyordum. Bahçe den patika yoldan yürüyerek çıktık. Evin önüne geldik. Ev bahsettiğim gibi harbe bir yerdi. Sanki o bölge şerliler tarafından ele geçirilmiş bir bölgeydi ve sanki onların sınırını geçtiğimizde boyut değiştirip, bam başka bir yere geliyorduk. Dedem hemen buradan çıkalım burası sahipli dedi… Fakat bilmiyordu ki artık bende tamamen sahipli biri olmuştum.
Oradan şarkın şaşkın çıktık. Ben oradan ayrılırken, sanki evimden uzaklaşıyor gibiydim. Sanki buraya aittim. Çitlerin yanından geçip patika yoldan arabaya ulaşmaya çalıştık. Geçerken gördüğüm, patika yoldaki çitlerde karga ölüleri duruyordu hala, o an arkama baktım ev hala terk edilmiş harabe olarak duruyordu. Arabaya vardık babam kullanmaya başladı hemen apar topar evedönüyorduk ama kimsenin bir fikri yoktu. Bundan sonra ne yapacaklardı bilmiyordum. Ama ben artık ne korku ne endişe duyuyor, ne de eve dönmek istiyordum. Sanırım ben oraya ait olmuştum.
hikayeyi çalan huur çocuğuna pirim vermeyin orijinali buradadır
http://www.incisozluk.com...dan-%C3%B6nce-arkana-bak/ -
81.
+1Aklımı kaybedecektim, Ailem oradaydı, evden çıkan ışıklar öylesine yoğundu ki evin camlarından sarı sarı ateş gibi fışkırıyordu. Artık yolun sonuna geldiğimi, bu gecenin hayatımın sonu gecesi olduğunu, buradan asla kurtuluşum olmayacağını düşünüyordu kafam kendi kendine… Ne yapacağımı bilemedim. Evin doğru koştum, ilk geldiğimizdeki camdan baktım. Evde tavanda löküs yanıyordu. Annem , babam, dedem … herkes oradaydı, aynı şekilde duruyorlardı. Hemen içeri girdim. Başları yere eğik gözleri kapalıydı, ama yaşadıklarına emindim. Sanki biri onları uyutuyor gibiydi. Evin içinde bağıra bağıra cadı kadını aradım. Löküs ün olmadığı odalar zifiri karanlıktı. Çildırmamak mümkün değildi, böyle bir perişanlık ve imkansızlık olamazdı. Cadı kadın evde yoktu. Dışarı bakmaya çıkacakken bir anda dışarıda ayrı bir ışık yandığını fark ettim. Yandan vuran ışık eşliğinde belirli bir eksen etrafında dönen binlerce mahluk gölgesi vardı. Onu gördüğümde bayılıcak gibi oldum. Kaçmam gereken bir yer ama ailemi bırakıp kaçamıyordum. Aklıma dua etmekten başka çare gelmedi. Dua ederek annemlerin yanına koştum. O ara mutfağın içi camından da bana bakan üst üste yığılmış kırmızı gözleri gördüm. Gözlerini bana dikmişlerdi. Durumu an ve an yaşıyordum. Bilinç bulanıklığım dahi yoktu bu olanlara rağmen , Arkama bir döndüm bu sefer annemlerin oturduğu küçük pencerenin arkasında da diğerlerinden daha irice olan 2 çift göz gördüm. Bana doğru bakarken gözlerindeki ateş dalgalanıyordu. O ateşin içinde kendimi gördüm. Bana nasıl bir şey yaptılarsa bayılamıyordum bile korkudan. Artık kendimden bile geçtim ailemi düşünüyordum….
-
82.
+1Eve gelmiştik. Yolda kimsenin ağzını bıçak açmadı. Bende onlara dün neler olduğunu hatırlayıp hatırlamadıklarını sordum. Dün onlar sadece eve geldiğimizi hatırlıyoruz, bizi seni alabilmek için uyutmuşlar dedi. Bende onlara nasıl uyuduklarını söyledim. Kısacası onlar hiçbir şey görmemişlerdi. Aklım cadı kadının nerede olduğundaydı. O bir insan mıydı yoksa şerli miydi. Hoca ne damadı nereyedeydi. Bizi tekrardan neden bu duruma düşürmüşlerdi. Ben bundan sonra ne yapacaktım. Ben artık bir cin ile evliydim. Bunları neden ben yaşıyordum. Her şey aklımı kurcalıyordu. işi içinden çıkamıyordum. Artık hacı hoca ile bu amansız yolda bir yere varacağıma inanmıyordum. Eve akşam üstü vardık. Daha akşam ezanı okunmamıştı. Büyük ananemi kızının ( Annemin annesinin) yanına bıraktık. Büyük dedem bizimle köye gelmek istedi. Köye geldik. Eve geçtikten sonra namaz vakti yaklaşmıştı. Babam ve dedem camiye gidiyorlardı , beni de çağırdılar. içimden gitmek gelmedi, sanki beni, bir şey engelliyordu. Dur diyordu içimdeki…Tümünü Göster
Babamlarla gitmedim camiye. Annem evdeydi ben kapının önündeki deponun üzerine çıkıp oturuyordum. Hava soğuktu ama ben atlet ile çıktım dışarı, geceye doğru vücudum yanmaya başladı sanki.. Akşam ezanı okunmaya başladı. Akşam ezanı biter bitmez etraftaki bahçelerde ve mezarlıkta bir hareketlilik başladı. Sanki insanlar oradan akın-kın geliyorlardı. Bu saatte yüzlerce insan bahçelerde ve mezarlıklarda olamazdı. Bana bakarak yanıma yaklaştılar. Ayakları ters topukları ön tarafa dönük yürümeye devam ettiler. Korkmuyordum istirfimi bile bozmadım. Gözlerim zuzumbilesi yi aradı, onu göremedim. Hepsi etrafımı çevirdiler. Yüzler ve vücut aynı insan ama ayaklar tersti. Sonunda öğrenmiştim ki onlardan; her kılığa girerler ama insan kılığında ayakları ters oluyormuş. En çokta kedi kılığında dolandıklarını söylediler. Onlar kendi boyutlarında iken de kediler onları görebiliyor. Bir kedi bir noktaya odaklanıp boş boş dikkat kesilip bakıyorsa, oradan uzak durun…
Bunları bana daha sonra anlatmışlardı. Etrafım şerlilerle doldu fakat bana bir şey yapmıyorlardı. Ortalık onlarla kaynıyordu. Bir araya gelseler sayıları insanlardan misli-misli çoktur. Bunları yaşamadan önce eski insanlar; akşam ezanından önce evde olacaksın, yada gece on yatağa kon dibi laflar derlerdi. Anladım ki, gündüzler bizim, geceler onlarınmış. Artık Gündüz insanlar aleminde , gece ise cinler aleminde yaşamaya mahkum bir hayat yaşayacaktım.
hikayeyi çalan huur çocuğuna pirim vermeyin orijinali buradadır
http://www.incisozluk.com...dan-%C3%B6nce-arkana-bak/ -
83.
+1Kadın elini diline sürüp mum u söndürdü. Çok zor bir imtihandan geçiyorsun , bunlar sana iki seçenek sunuyorlar dedi. Ne seçeneği dedim.
Ya bu cinlerden biri ile evleneceksin, ya da seni öldürecekler dedi. Bunu duyunca o kadar gerildim ki.. Ne evlenmesi öyle şey mi olur, bu ne saçmalık, beni bu hallere siz soktunuz. Şimdide benimle oyun mu oynuyorsunuz dedim. Öylesine sinirlenmiştim ki. Ben sizi öldürmeden onlar beni öldürseler iyi olur dedim kadına bakarak. Annem, babam, dedem, ananem hiç ama hiç birinden çıt çıkmıyordu. Onlar sanki odada yoklardı. Bedenleri karşımdaydı ama kendileri adeta put gibi duruyorlardı.
Baba dedim ses yok….. Dede dedim yine ses yok….. Sonra kadın seni duyamazlar dedi. Kadın onlara ne yapmıştı bilmiyorum. Kalktım babamı salladım, babam uyuyordu resmen, ama otururken hepsi nasıl uyuyabilirdi. O anda kadının söndürdüğü mum tekrardan yandı. Hoca ve damadı ayağa kalktı dışarı çıktılar. Gidiyorlardı .. Nereye dedim cevap bile vermediler. Kapıdan çıktılar peşlerinden gittim bir baktım ki çitlerin başlarında ki kargalar yeniden fanus olmuş ışık yanıyor. Arkamı döndüm evin içi ışık saçıyor. Aman Allah’ım ne oluyor dedim aklımı kaybedecektim. Ailem içerideydi kaçamazdım. Onları bırakıp gidemezdim. Mecbur geri dönmem gerekiyordu. Şerefsizler bizi tekrardan tuzağa düşürmüşlerdi. Sanki yarım kalan bir işmiş gibi geri gelmişti hoca , ama şimdi bırakıp kaçtı. Bunların hepsi bir oyunmuş. Artık yalnız başıma kalmıştım.
http://www.incisozluk.com...dan-%C3%B6nce-arkana-bak/ -
84.
+1Gözleri kedi gözü gibiydi. Bizimki gibi göz bebeği yuvarlak değil yukarıdan aşağı uzun ince sap sarı gözleri vardı. Bize doğru keskin bir bakış attı, kadının tipi resmen kedi gibiydi. ilk geldiğimizde ki yaşlı yüzü olan kadın değildi bu, resmen yüzü gencecik ama kediye benzeyen gözleri ve yüzü vardı.
Kadın bizi görünce ayağa kalktı. Tavana uzantı, tavanı zaten çok alçaktı. Tüpü alttan iteklediğinde üsteki tutma yerinden çıktı ve löküs ile salondan kapımızı açmaya geldi. Tahta kapıyı yavaş yavaş açtı ve iğrenç bir ses tonu ile; hoş geldiniz, gecenin bu saatinde hayır mı şer mi dedi.
Dedem lafa girdi büyük olarak arka taraflardan, Hayır mı şer mi onu sen söyleyeceksin dedi. Kadın elindeki löküs ü havaya kaldırıp dedemin yüzünü görmeye çalıştı . O ara bende yüzüne daha net baktım ve o sarı sarı parıldayan kedigözü gitmiş normal bir insan gözü ve yüzü ile açmıştı bize kapıyı. Kadın bizi içeri davet etti. Dedem sen dışarı gel ışığını alda dedi. Kadın dedem konuştukça takma alt dişlerini yerinden çenesi ile çıkarıp takıyordu. Hoca, dışarıda konuşulmaz bu içeri girip konuşalım dedi.
içeri girdiğimizde kadın löküs ü tavana asmak isterken hoca elinden alıp tavana astı. Oda ap aydınlık oldu ve hemen evde piriz var mı diye baktım. Evde ne bir piriz vardı ne de tavanda bir ampul….
Bu evde elektrik tesisatı bile yoktu… Peki o evden nasıl ışıklar fışkırıyordu ? Nasıl kazık başlarında fanuslar yanıyordu ? Aklımı kaçırmak üzereydim. Bunlar sadece benim mi dikkatimi çekiyordu. Artık fena halde korkmaya başlamıştım.
HiKAYENiN ORJiNLi BURADADIR
http://www.incisozluk.com...dan-%C3%B6nce-arkana-bak/ -
85.
+1Beyler.. Burada size son bir kez uyarı yapacağım. iş evlilik kısmına geldiğinde işi dalgaya aldınız. Pişman olacağınız laflar söylemeyin. Ben bu anlattıklarımdan ne pirim yapmaya ne de boşa vakit harcamaya çalışıyorum. Hikayem bittiğinde buradan çekip gideceğim. Ama bu anlattıklarım kulaklarınıza küpe olsun. inanmayan varsa vaktini harcamasın burada. Bunlar eski geçip bitmiş olaylar diye dalga geçmeyin. Ben o kadar derin anlatacağım yerler vardı. Akşam yatağıma girdiğimde rahat edemediğim için yazmakta tedirgin oluyorum. Anlattıklarım bittiğinde hala dalga geçebilecek onan bir delikanlı çıkıpta.. Ben inanmıyorum deyip bana küfür edecek varsa . Şu an gece . Karanlık bir odaya geçip tüm ışık süzmelerini engelleyip önüne bir ayna alsın. 3 tane mum u da yakıp üçgen şeklinde dizip özelden mesaj atacakalarımı 2 ayrı kağıda yazıp birini tam ortaya diğerini de sesli sesli okusun. O zaman buraya gelipte yazacak bir akıl a sahip olamazsın.
Şimdi söylediklerimin arkasındayım. Varsa böyle bir delikanlı ben hazırım.
Bu entry i 5 dakika sonra silip devam edeceğim. Bu 5 dakika içinde gerçekten dinleyecek olanalar beklesin. Diğerleri hikaye bittikten sonra mesaj atsın.
Bu da son uyarım. Sonuç olarak herkes uyurken yapayalnızdır...
hikayeyi çalan huur çocuğuna pirim vermeyin orijinali buradadır
http://www.incisozluk.com...dan-%C3%B6nce-arkana-bak/ -
86.
+1Hoca yaptığı büyülerden sonuç alamayınca yapacak bir şey bulamamıştı. Yumurtaları kendisi kırıp sabunu da kendisi açmıştı. Amacı bana korku vermekti bu safhada, bunu zaten en baştan başarmıştı. Yaptığı büyüler ahmakçaydı, bekli daha zekice bir şeyler yapabilseydi hayatım tamamen de kararabilirdi.Tümünü Göster
Ona, bizi cadı kadına neden zütürdüğünü sorduğumuzda ise kendisi işin içinden çıkamayınca bizi oraya zütürdüğünü cadı kadınla da iş birliği içinde bana içirdiği o zıkkım sayesinde artık benim şerlilerden oluşan bir toplulukla başım belaya girmişti. Hoca beni bu durumdan kurtaracağını söyledi. Ama gözlerinde nefret vardı. Bana bunca kötülüğü yaptıktan sonra pişman olup ta geri gelip beni kurtarma ifadesi yoktu. Sanırım bende, şerliler bana musallat olunca onlardan hem korkum azalmış hem de insanların aklından geçebilenleri hissetme gibi bir yetenek ortaya çıkmıştı. Gözlerinden içini görebiliyordum sanki.
Hoca zaman kaybetmeden cadı kadının yanına gitmemiz gerektiğini söyledi. Kalktık cadı kadının köyüne doğru yola çıktık ama gece oluyordu. Gece oraya gitmek hiç istemiyordum. içimde hem bir korku vardı hem de oldukça derin bir şüphe….
Kadının köyüne geldik. Arabayı yol kenarına çektik ve yürümemiz gereken patika yola koyulduk. En arkada babam geliyordu önünde ben önümde ananem, annem ve dedem önde damat, onunda önünde hoca vardı. Yol karanlık olduğu için biraz zor ilerliyorduk. Hafif bir ay ışığı ile yolumuza devam ettik. Önümüzdeki virajı döndüğümüzde kadının evi karşımızda olacaktı. ilerlemeye devam ettik. Aklıma oradan son döndüğümüz zaman arkama baktığımda gördüğüm şeyler geldi. Tam o sırada virajı döndüm ve…..
Aynı şekilde tel örgülerin kazıklarında ışıklar yanıyordu. Bunlar gündüz gittiğimizde gördüğümüz kurumaya bırakılmış karga ölüleriydi. Onlar ışık vazifesi görüyordu. Kadının evinde sap sarı ışıkları yanıyordu. Sanki ışıklar dışarı fışkırıyordu , pencere önlerinde kısa çizgiler halinde ışık süzmeleri oluyordu. Bunları sadece ben değil hepimiz gördük. Ama kimseden çıt çıkmadı. Kazıkalrın yanından geçtiğimiz zaman gördüklerim beni hayrete düşürdü. Bunlar filmlerdeki cadıların büyü yapıp bir şeyler gördüğü fanusların aynısıydı ama içlerinde ışıklar yanıyordu. Yavaş yavaş eve doğru ilerlemeye devam ettik. Kadının evine yakınlaştığımızda inceden bir davul sesi duymaya başladık. Daha fazla yaklaştığımızda da davulun sesi artıyordu ama benden başka kimse duymuyordu sanki o sesi.
Serenti nin oradan tam döndüğümüzde evdeki tüm ışıklar söndü, davul sesi durdu . Gördüğümüz kazık başlarındaki ışıklara dönüp baktım onlarda sönmüştü. Sadece ay ışığı ile aydınlanıyordu sanki etraf korkmaya başladık herkesin ağzından mırıldanma duyuyordum, dua okuyorlardı galiba.
Hoca kadına adı ile seslendi bakan olmadı. Ben hemen nasıl bir cesaret ise küçük penceresinden baktım. içeride LÖKÜS(küçük piknik tüpü ile yanan gaz lambası) yanıyordu. Löküs ü tutma yerinden tavana asmış kendisi yerde bağdaş kurmuş oturuyordu başını yere eğmiş sanki ritüel yapıyor gibiydi.
Hoca yanıma geldi oda görüp cama tıkladı. Kadın yavaş yavaş kafayı kaldırıp bize öyle bir baktı ki……..
http://www.incisozluk.com...dan-%C3%B6nce-arkana-bak/ -
87.
+1Geri gitmek istedim arkama baktım yattığımız odanın kapısı kapalıydı. imkansızdı bu be kapatmamıştım. Kapatsam hemen kapanmıyor sert çekmek gerekiyordu. Bunu yapsam annem ve ananem uyanmış olacaklardı. Geri adım attım bir anda arkada o ilk başta gelenlerden bir ordu vardı. içeri girmiyorlardı. Hava aydınlanır gibi olmuştu. O aydınlığı oradaki yığılma kesmişti. Resmen camın önüne yığılmışlardı üst üste birbirlerini eziyorlardı. Arkamda bir ışık yandığını hissettim yanan yattığımız odanın ışığı idi. O an aklıma biri uyandı şimdi beni kurtaracak hissi gelmişti.
Aslında olan tek şey dün gece elektrikler gittiğinde ışık yanık kaldığı için elektrik gelir gelmez ampul yanmıştı. Kurtulamayacağımı biliyordum, bilincim ap açık yaşıyordum bunları..
O anda Ezanın sesi ile irkildim. Oradaki tüm mahlukat ezanın sesi ile yok oldu. Ezanı okuyan babamdı. Babam beni kurtarmıştı. Az kalsın onların tuzağına düşecektim. Ezan okunmasa sizler şu an bunları okuyor olamazdınız. Hemen arkamı döndüm içeri koştum , az önce kapalı gördüğüm kapı sonuna kadar açıktı. Ananem ve annem uyuyordu. Hemen bağırdım ayağa zıpladı resmen ikisi de , Başımdan neler geçmişti, O an gitmiş olsam neler olacaktı….
Olanları hemen sıcağı sıcağına anlattım. Onlar benim anlatmamdan bu kadar korkmuş ken olayı yaşayan bendim hal bu ki…
huur ÇOCUĞU BU ŞEKiLDE KOPYALIYOR ORiJiNALi iÇiN LiNK E TIKLAYIN
http://www.incisozluk.com ... dan-%C3%B6nce-arkana-bak/ -
88.
-1Dedem bunları söylediğinde aklımı oynatacaktım. Köydeyken pencerenin önünde gelip benimle konuşan tipler ile aynı tiplerdi bunlar. Dedemin bahsettiği tek fark ise kulaklarının büyük olmasıydı, benim gördüklerimde kulaklar sivriydi.Tümünü Göster
Dedem gerçekten çok korkmuştu perdeleri çekti yere bağdaş kurdu ve sürekli ağzı bir şeyler okuyordu. O an yine trans a geçti sandım seslendim bana baktı gözü ile iyiyim işareti yaptı ama ağzından tek kelime çıkmadı. Gözlerinden o korku hala silinmemişti. O gözler zaten hiçbir zaman geçmedi…..
Sabah oldu dedem bana babamı arattırdı babam gelip bizi köyden aldı olanları anlattık. Babam artık son raddesini yaşıyor olacak ki, o adamın ağzından hiç duymadığım küfürleri duydum. Hoca ya öyle küfürler etti ki , hoca hak etse de babamın ağzına yakışmıyordu. Hemen bizim köye geldik. Büyük ananemde ordaydı. Babam gelir gelmez annemin telefonu ile hocanın evi sattığı adamdan aldığım telefonunu aradı. Bunu yapmasındaki amaç ben den ve kendisinden daha önce aramış ulaşamamıştı. Farklı bir numara olur da telefonu da açık olursa açar diye düşündük. Düşündüğümüz gibi de oldu…
Hoca ( Şerefsiz ) telefonu açtı babam ağzına ne geldi ise söyledi. Hiç konuşmadan dinledi. Babam ile bir şeyler konuşuyorlardı ama babamın yüksek sesinden telefonda ne konuşulduğunu duymuyorduk. Hoca babama ben oraya geleceğim deyip kapatmış.
Babam telefon yüzüne kapatılınca sinir küpüne döndü evde eline ne geçirdi ise fırlattı. Başta telefonu olmak üzere….
Dedem uslu olarak onu sakinleştirmeye çalıştı , büyük ananem ve annemde etmedik bed dua bırakmadılar. O gece dedemlerde bizde kaldılar . Ananem yaşı gereği erken yattığı için , aldığı ilaçların da verdiği bitkinlik ile uyudular. Dedem ve babam da bir araya gelip beni iki taraftan da sürekli okuyup kağıda bir şeyler yazıp , bardağa su koyup yazdıklarını suyun içine attılar. Aradan 10, 15 dakika geçtikten sonra bana o suyu içirdiler.
Onlar okudukça ben rahatlıyordum ferahlıyordum ama ben olan şeylerden korkmama ya başlamıştım. O durumlar bana cazip gelme ye , sanki benim onlar çağırdığında gitmem gerekiyormuş hissi oluşmaya devam ediyordu ve bu his her an daha da artıp içim içime sığmıyordu.
Dedem bu olanların farkında olduğunu o zaman belli etti. Zira beni o gece, ben dışarı çıkmaya çalışırken yakalamıştı. Aslında o an bana rüya gibi geliyordu ama olan buydu..
huur ÇOCUĞU BU ŞEKiLDE KOPYALIYOR ORiJiNALi iÇiN LiNK E TIKLAYIN
http://www.incisozluk.com...dan-%C3%B6nce-arkana-bak/ -
89.
+1Odamda kalan ve insan suretinde olan bana döndü ve ; Artık seni rahatsız edemeyecekler.. dedi.Tümünü Göster
Onlar sizden değimli diye sordum. Onlar …… kabilesinden. Sen onların kabilesinden birilerinin ölmesine sebep olmuşsun. Onlar da sana ızdırap vererek seni esir e etmek istiyorlardı. Artık bir daha gelemeyecekler dedi.
Artık anlamıştım. Bana ilk başlarda hayatı zehir eden, benim nasıl olduysa öldürdüğüm 3 şerlinin geride kalan kabile üyelerinden gelen birkaç şerli varlıkmış. Bu son gelişleri onların ölmesine sebep olmuştu. Bunların yaşanması beni korkutmaya başladı. Bir gün beni de aynı şekilde alıp giderler korkusu içimi bürüdü.
Hemen kalkıp annemin yanına geri yattım. Korkum yoktu, sadece endişe içindeydim. Bu olanlardan kurtulmak istedim. Zuzumbilesi ile evli olmak artık doğru olmayan bir yoldu. Ama bundan nasıl kurtulabilirdim. Düşüncelere daldım, o şekilde uyumuşum.
Sabah kalktığımda hiçbir olaydan bahsetmedim. Normal bir uyku olduğunu ve korkulacak bir şey olmadığını söyledim. Önümdeki yaklaşık 1 aylık bir dilim böyle geçti. Dedem köyüne gitmişti. Annem ve babam benim iyileştiğimi düşünmeye başlamıştı. 1 ay kadar bir süre hiç ama hiçbir olay yaşamadım. Bu yüzden de babam ne hocayı ne de damadını aramadı. Onlar o geceleri rüya, hayal mayel şeklinde hatırlıyorlardı. Gerçekten olduğunu bile tam kestiremiyorlardı. Zamanla siliniyordu sanki onlardan….
Uzun bir zaman sonra bir gün şehirdeydim. Akraba ziyaretlerine başlayacak kadar düzelmiştim.
Bu ziyaretlerin gecesinde dışarıda dolanırken karanlık bir sokakdan geçiyordum. Gerçekten ıssız ve çok kullanılmayan bir yerdi. O dönemlerde dayımda kalıyordum ve şehirden birkaç arkadaş ile gece geç saatlere kadar geziyordum. Gece saat 11 civarlarıydı. Uzun dar bir sokak vardır bulunduğum yerde, genelde şimdilerde içki içenlerin uğrak mekanları. O zamanlarda çok kullanılmazdı.
Karşı yoldan gelen uzun boylu, sağa sola sendeleyen vücudu net görünse de yüzü görünmeyen bir varlık bana yaklaşıyordu. Onu insan sanmıştım , Bana gerçekten zarar verebileceğini, sendelediği için sarhoş olduğunu düşündüm. Yaklaştıkça ayaklarının ters olduğunu fark ettim. Durup bana bakmaya başladı. Niyeti iyi gibi değildi. NE amaçla karşıma çıktı hala bilmiyorum. Bana doğru bakıp bakıp en sonunda yok oldu.
Bu olaydan sonra, benim peşimi bırakmadıklarını anladım. Ama ailem artık çok iyiydi. Onlarla bu konuları konuşup, asla onları üzmek istemedim. Bu yüzden de anlatmadım. Birkaç tane daha benzer olay yaşadıktan sonra artık bir şeyler yapmam gerektiğini anladım. Hala hazırda şerlilerden de korkmadığım için, o gece cadı kadının evinde yaşananları çözme fikri ile birkaç gün sonra babamdan arabayı alıp cadı kadının evine gitmek üzere yola çıktım. Amacım neydi bilmiyorum. Belki de sadece orayı tekrar görmek istiyordum. Belki de şerliler fikirlerimi etkileyip beni oraya çağırıyorlardı.
Yolda giderken köy yolunda heyelan olmuştu arabalar peş peşe dizilmişti. Heyelan olan yer köyün aşağı mahalleleriydi. Önümde 2,3 araba da yolun açılmasını bekliyordu. Bende bekledim biraz ama arkama da arabalar yığılınca oradanda çıkamadım mecbur bekliyordum yolun açılmasını. Çok uzun sürdü ama elimden bir şey gelmiyordu. Sonunda yol açıldı. Arabalarla konvoy halinde bir yere kadar gittik. Bir yerden sonra hiçbir araba yukarı yola çıkmadı. Zaten yol devam ediyor ama yol o kısımdan sonra çimenler doluydu. Yani bu yolu kimse kullanmıyordu. Yukarıda da o haraba evden başka hiçbir ev yoktu. Ben yukarı yola devam edince Arabalardaki herkes bana doğru şaşırmış ifade ile baktı. Diğer arabalar ise az geride ki aşağı yola sapıyorlardı.
Yolda çok oyalandığım için akşam olması yakındı, hava zaten o zamanlarda erken kararıyordu. Gelmişken geri dönemezdim, nasıl cesaret ettim aklım almıyor bu işi ama arabayı çekip patika yolu yürümeye başladım. Hava alacakaranlığa döndü, Ezan okunmaya başladı, içimi uçsuz bucaksız bir korku kapladı, O anda tam virajı döndüğümde birde ne göreyim……
Tarlaların etrafındaki çitlerin başındaki kargalar yeniden ışıklı fanus olmuş, O en son yıkık olarak gördüğümüz cadı kadının evi tıpkı diğer geldiğimiz zamanki gibi ışıklar saçıyordu pencerelerinden…
hikayeyi çalan huur çocuğuna pirim vermeyin orijinali buradadır
http://www.incisozluk.com...dan-%C3%B6nce-arkana-bak/ -
90.
+1Ayağa kalktım. Ben kalktığımda hemen yolu açtılar. Bana saygı duyuyor gibiydiler. Peki beni düne kadar öldürecek olan bu şerliler, neden beni korkutmamak için insan sureti ile gelip, birde bana saygı duyarcasına insani hareketler sergiliyorlardı? Kafamda her geçen saniye farklı ve bambaşka sorular oluşuyordu. içimden onların gitmesini istedim ve kalabalık bir anda yok oldu. Eve gittim babam ve dedem hala camideydi. Annemle oturduk, annem hep iyi misin-iyi misin diyip durdu. Bende dışarıda olanlardan hiç bahsetmedim. Korkum yoktu artık, olanlara alışmışmıydım, yada artık bu evlilik sayesinde onların gözünde bir statüye mi girdim bilmiyordum.Tümünü Göster
Gece denem ve babam beni çok okudular. Babam hoca yı ve damadını 2. Kazığından dolayı çok sefer aradı, ama hiçbir aramamızda ulaşamadık. Gece olduğunda beni uyutmak istemediler. Gündüz uyu gece uyursan yine onları göreceksin diye beni uyutmama ya çalıştılar. Ama ben artık onları görmekten korkmuyordum. Zaten beni korkutacak surette gelmiyorlardı. Ama unuttuğum bir şey vardı ki o gece kafamda artık bir şeyler yerine oturacaktı, ama gördüklerim kapılacağım gafletinde fitilini ateşleyen olay olacaktı.
O gece uykumun çok olduğunu söyledim. Zaten bana bir şey yapmak isteseler sizi yine uyuturlar dedim. Benim korkmadığımı anlamışlardı. Söylediklerimde mantıksız değildi. O gece annemle ben yerde, dedem ile babamda karşılıklı iki koltukta yattılar. Uyudum
Gece nasıl uyudum bilmiyorum, Günlerin yorgunluğu idi beklide… Gece bir ses ile uyandım. Adımla seslendiler. Kalktım yatakta doğruldum. Karşımda pencere vardı. Burası yattığım yer değildi. Ben yatak odasında uyanmıştım. Pencerenin önüne ilk gördüğüm şerliler vardı. Bana neden insan suretinde görünmediler anlamadım. Beni korkutmaya çalışıyorlardı. Gözleri ateş saçıyor ve çok sinirli bir surat ifadeleri vardı. Korkmuyordum yinede, onca şeyden sonra bana korkunç gelmiyordu. O anda inanılmaz bir şey oldu. Akşam deponun üzerinde oturduğumda yanıma gelip sonra bana yol açan 100 lerce şerli bir anda oraya geldi. Karşımda duran ve beni korkutmaya çalışan 3 tane şerli yi kollarına girip ayakları yerden kegib bir şekilde camdan çıkıp gittiler. Beni korkutmak için gelenlerin acı çığlıkları hala kulaklarımdadır….
hikayeyi çalan huur çocuğuna pirim vermeyin orijinali buradadır
http://www.incisozluk.com...dan-%C3%B6nce-arkana-bak/ -
91.
+1Alel acele telefona sarıldım, içimden de sürekli dua okuyordum. Oturma odasının kapısını o an açtım ve halı yanıyordu. Halının köşesi alev almıştı. Babamı aramadan önce halıyı söndüreyim dedim. Su doldurup geldim geldiğimde kendi kendine sönmüş sadece yanık yer duruyordu. Bu nasıl olurdu? Nasıl yanardı duru durduk yere halı… Bu zaman a kadar böyle bir durumla karşılaşmamıştım.Tümünü Göster
Babamı aradım daha köye varmadan hemen geri döndü. Babam gelene kadar çıkıp kapının binanın önünde bekledim. Babam son sürat geri geldi. Ağlayarak olanları anlattım. iş çığırından çıkmıştı artık. Dünün, kral gibi emir verip istediğini yaptıranı, bugün köle olacak durumdaydım. Halının yandığından bahsettim. Yukarı çıkıp babama da gösterdim. O gece direkt dedemin yanına gittik. Dedem o kitabı tekrardan çıkardı ve bir sayfa açtı. Açtığı sayfayı sonuna kadar bana okuttu. Onları okuduğumda beynimde çığlık sesleri oluşuyordu. Beynim patlayacak gibi oldu, o an elimi başıma zütürdüm. Dedem de galiba bunu deniyor olacak ki kitaba okumamam için elini tuttu. Bu okudukların sana zarar veren şerlilere acı veriyorsun. Onların çığlıklarını duydun. Kaç tane çığlık duydun dedi…
Bağımda neredeyse 100 tane çığlık vardı ve hepsinin tonu farklıydı. Sayıyı duyunca dedemin tipi değişti. Babama sen burada kal dedi beni yatak odasının yanında küçük bir oda vardı oraya zütürdü.
Çekmeceden bir sürü mum çıkardı ve halka oluşturacak şekilde dizdi. Benden bir bardağa küçük abdestimi bozmamı ve bardağı getirmemi istedi. Gidip biraz ıkınarak ta olsa yapıp getirdim. Bardağı en ortaya koydu. Kitaptan başka bir sayfa açtı ve açtığı sayfada aynı şekilde oluşturulmuş bir resim vardı. Dedem şeklin altında ki yazıları okumamı istedi. Ben okuduğumda mumların ateşi diğer olanların aksine çok azaldı, neredeyse sönecek duruma geldi.
Dedem dur dedi. Ben sana dediğimde buradaki mumları sırası ile yavaşça alıp bardağın içine sokup söndüreceksin dedi. Bunu yapış amacımız ; buradaki her bir mum, her bir şerli için boyut değiştirebileceği bir kapı görevindeydi. Okuduğum yazılar onları çağırıyormuş fakat ne diğer boyuta geri dönebiliyor ne de bizim boyutumuza geçebiliyormuş. Onları zoraki çağırıp bu duruma sokan bir yazı…
Mumların ateşinin azalma sebebi ise; tek yapabildikleri şeyin kendi mumlarını söndürüp eski boyutlarına kaçabilmesiymiş. Ben eğer onları bardağın içine söndürmeden sokabilirsem, o kapıdan gelen şerli ölecekmiş. Bu şekilde 4 tane mum söndürebildim, diğer kalan mumlar okumaya başladığımda, ya da elime aldığımda sönüyordu. Bunları öldürmek imkansız görünüyordu
hikayeyi çalan huur çocuğuna pirim vermeyin orijinali buradadır
http://www.incisozluk.com...dan-%C3%B6nce-arkana-bak/ -
92.
+1Dedem tekrar tekrar denedi, fakat kalan mumlar nedense kendi kendine sönüyordu. Bunun sebebi onların güçlü olmasıymış. Şerlilere kapıları açan mumları, kendileri söndürerek o kapıdan geri gidiyorlardı. Bu nasıl bir güçtü? Bunlarla baş edebilmek için ne yapmam gerekirdi? Fiziksel boyuta geçiyorlardı artık ve bana fiziksel müdahale de bulunuyorlardı. Dedeme ister istemez sitem ettim. Başka yolu yok mu bunlardan kurtulmanın. Hayatım bitti dede. Kimse ile arkadaş bile olamıyorum. Benim bu halimi gören benden uzaklaşıyor. Ben ne zaman normal insanlara döneceğim dedim.
Dedem konuşmalarımı dikkate bile almadı. Kaldırdı mumları, zaten hepsi sönmüştü. Bana da bardağı verdi. Serentinin altında kazma var toprağı biraz eşele bardağı oraya dök, bardağı da at dedi.
Dışarı adımımı atar atmaz evin önündeki fındık bahçesinin aşağısında bir ışık yanıyordu. Eğilerek gidip baktım. Aşağı da 4,5 kişi vardı ama o saatte dedemin bahçesinde kim olacaktı yani? Bardağı falan bıraktım yere hemen dedeme çağırdım. Dedem geldi aşağı taş atmaya başladı. Dedemin attığı taşlar bize geri gelmeye başladı. O kadar mesafeden yukarıdan aşağı taş gelme şansı yok zaten, hem de ağaçlara vurur yani. Hemen içeri geçtik o ara ben bardağı dökmeyi unuttum. Aklıma bir yarım saat sonra geldi. Hemen dedemle beraber dışarı çıktık tekrar. Bardak duruyor ama içi boş. içindeki benim idrarım buhar olmuş sanki. Dedem bana biraz bağırdı neden dökmedin diye ama dökmeden önce olanlar yüzünden unutmuşum.
hikayeyi çalan huur çocuğuna pirim vermeyin orijinali buradadır
http://www.incisozluk.com...dan-%C3%B6nce-arkana-bak/ -
93.
-1inanana acırım
-
-
1.
0Nick entry.
-
1.
-
94.
+1Long dark (':
-
95.
+1Hadi panpa devam et
-
-
1.
+1http://www.incisozluk.com...kumadan-önce-arkana-bak/
BEYLER HIKAYENIN ORJINALI BURADA UP LAYINDA ASIL HIKAYE TRENDE CIKSIN. PRIMCILERR ALDANMAYIN.
-
1.
başlık yok! burası bom boş!