0
Geçen sene oruç zamanı hocamız erkeklerle iftar yapalım dedi bizde gittik size bi fıkra anlaticam dedi
Temel malum kişiye, Dursun, demiş, daldadır, sarıdır, öter; bil bakalım bu nedir? Dursun, kuş, demiş. Bilemedin, demiş Temel, kuş değil. Kahramanız Karadenizli ya, cevabın kuş olmadığını bile bile serçeden bülbüle, kanaryadan ibibiğe aklına gelen bütün kuşları saymış; bilememiş. Yaprak dese, yaprak ötmez ama, belki rüzgarda öter diye yaprak bile demiş. Neyse, uzatmayalım, alakalı alakasız “dalda” olabilecek her türlü şeyi saymış dökmüş, Temel Nuh diyor peygamber demiyor. Çaresiz yenilgiyi kabul ederek, bilemedim madem, sen söyle bakalım, neymiş cevabı, dediğinde Temel, olanca rahatlığıyla “Hamsi” demez mi? Dursun durur mu artık;
-Temel, demiş, Allah aşkına söyle, hamsinin dalda işi ne? Temel’den anında cevap:
-Bağlarım onu!
-Peki, sarı mıdır hamsi?
-Boyarım onu?
-Hadi, bağladın, boyadın, inandık da, hamsi öter mi be birader? Temel olanca pişkinliğiyle ne dese beğenirsiniz?
-O da şaşırtmacası!
işin garibi şimdi başlıyor
eve gittim kankama ;
-knk sana bi fıkra anlaticam
+anlat
- ...
+ olum bunu sen nerden biliyon bizede anlattılar
bu arkadaş Fırat kolejinde okuyor
kendi teorimce
Burda dalda hamsinin olması ileride bir tehdit olacağı anldıbına geliyor balıkların sudan çıkıp yukseleceği
Hamsiyi boyaması bunu çaktırmadan yapacağı anlamina
Hamsinin otup işin sasirtmasida birden yapılacağı anlamina geliyor