1. 51.
    +3
    part 28 - Bush&william görüşmesi (beyaz saray)

    sekreter: sayın başkan william geldi, sizinle görüşmek ister
    bush: hemen içeri al

    william odaya önünü ilikleyerek girer

    william: beni emretmişsiniz sayın başkan
    bush: gel, willy otur şöyle.. sana göstermek istediğim birşeyler var.

    (bush uçak saldırısının görüntülerini zoom in yaparak william'a gösterir)

    bush: william, nerede bu uçağın geri kalanı?
    william: şey...
    bush: bak willy bunu biz görebiliyorsak tüm dünya da görecektir. belki de lanet uçağın orada olmadığını görmüşlerdir bile. bu olayın acilen örtpas edilmesi lazım. sayın bin laden ile görüştüm. saldırıyı üstlenecekler. senden istediğim şey bin ladene tüm maddi desteği verip onu koruman. olaylar yatışmaya başlayınca da işini bitiricez.

    william: emredersiniz efendim. bu arada bir problemimiz var.
    bush: nedir?
    william: annie...
    bush: ne olmuş annie'ye?
    william: efendim, örgüt ile ilgili bağlantılarımızı, gizli olan herşeyi basına anlatacağından bahsediyor.
    bush: (kısa bir süre düşünür) o benim kızım sayılır... ona bir zarar gelsin istemem. ama bu konuda babam mezarından kalkıp gelse bile yardımcı olamam. trafik kazası organize edin, sonra da hafızasını yitirsin. klipleri zamanla dönmemeye başlasın. delirdiğini ve cameroon'a taşındığı haberini verin. öldürmeyin ama piyasadan silin
    william: emredersiniz efendim
    ···
  2. 52.
    +1 -2
    part 29 - 1902 - hırvatistan

    adam: nikola, hazırlan ohio'ya gidiyoruz.
    nikola: neden?
    adam: thomas alva ile görüşeceksin
    nikola: o sahtekarın yanına mı? hayatta olmaz!
    adam: bak nikola, senin dehan ve onun dehası birleştiğinde dünya için inanılmaz şeyler yapabiliriz
    nikola: ne gibi inanılmaz şeyler?
    adam: senin geçen ay yaptığın deney için aradılar amerikadan... büyük ilgi görmüş. acilen alva ile birlikte kafa kafaya vermenizi ve bu teknolojiyi geliştirmenizi istiyorlar.
    nikola: tamam da alva'ya ihtiyacım yok ki benim. tek başıma yardımcıları olabilirim.
    adam: hayır, herşey hazırlandı thomas ile görüşeceksin. bu konuşma burada bitmiştir.
    ···
  3. 53.
    0
    part 35de buralar yıkılır...
    ···
  4. 54.
    +1
    part 30

    annie: alo baba? baba seni çok özledim ne zaman görebilirim.
    baba: annie kızım ben de seni çok özledim. 2 gün sonra görüşebiliriz. michigan gölündeki the sun otelde olacağım
    annie: tamam babacığım, orada olacağım.
    baba: kızım, dikkatli ol
    annie: tamam merak etme
    ···
  5. 55.
    -2
    part 31 - 13 eylül 1996

    (kısık sesle iki adam telefonda konuşmaktadır)

    adam: Lesane Parish'ı kanada st.mary's hastanesine gönderdik.
    adam2: estetik ameliyatı tıpkı resimdeki gibi olacak
    adam: biliyorum haberim var. profesör single onunla özel olarak ilgileniyor.
    adam2: robyn'in de ameliyatını o mu yapmıştı?
    adam: evet...
    adam2: bu lanet pislik oldukça karışmaya başladı. baştakinin tüm bu olanlardan haberi var mı acaba
    adam: kapatmam lazım

    adam: emredin sayın başkanım
    başkan: lesane ne oldu?
    adam: emrettiğiniz gibi sayın başkanım.
    başkan: bu adamın öldüğünü tüm dünyaya inandıracaksınız. sahte bir cenaze, sahte mezarlık ne gerekiyorsa hepsini yapın.
    adam: emredersiniz efendim
    ···
  6. 56.
    -1
    @182 al panpa http://bumacevdeizlenir.b...2009/09/futbol-blogu.html
    ···
  7. 57.
    +1 -1
    annie thomson ile ilgili tüm merak ettikleriniz...

    http://www.anniethomson.net/
    ···
  8. 58.
    -1
    @186da annie ilgili ilgili ipuçlarına ulaşabilirsiniz. ama bu yaşlı falan demeyin giberim belanızı... ilerleyen bölümlerde açıklanacak
    ···
  9. 59.
    -2
    part 32 - haarp

    sekreter: bay william geldi efendim
    adam: içeri al

    adam: william hoş geldin, ziyaretinin sebebi nedir?
    william: progresyonu tekrar başlatacaksınız
    adam: Herkesin kendini birsey sandigi yerde hic kimse birsey olamaz... bu laf sana birşeyi hatırlatıyor mu william?
    william: büyük dedem bir deliydi, bana onun laflarıyla bilgiçlik taslama.. progresyonu tekrar başlatacaksınız... başkanın emri...
    adam: hangi başkan?
    william: (kulağına doğru eğilir ve ismi söyler)
    adam: lanet olsun
    ···
  10. 60.
    -1
    @196 adam haklı :(
    ···
  11. 61.
    0
    part 33 - flashback 1902 - alva&nikola buluşması

    ortam baya gergindir. nikola, alva ile gözgöze gelmemeye özen gösterir

    adam: bay nikola, burada bir araya gelmemizin nedeni...
    nikola: bakın bay...
    adam: Max... Max Planck...
    nikola: bakın bay planck, bay thomson alva ile benim paylaşacak herhangi birşeyim olamaz. buraya gelmem bile hataydı, izninizle...
    alva: nikola...

    (nikola arkasını döner ve nefret dolu gözlerle bakar)

    alva: nikola, bu işte yalnız ilerleyemeyiz. kişisel rekabetimizi bir kenara bırakıp dünya yararına faydalı olacak birşeyler yapmalıyız. ben max'ın bana anlattıklarını baya mantıklı buldum. bir tarih yazabiliriz.

    nikola: (samimiyetsiz bir şekilde sırıtır ve odadan çıkar)
    ···
  12. 62.
    0
    part 35'e ne kaldı şunun şurasında... bombalar patlıyor toplanın
    ···
  13. 63.
    -1
    part 34

    annie, babasıyla buluşmak üzere evden çıkar. arabasına biner ve michigana gitmek üzere havaalanına doğru hareket eder.

    müziğin sesini açar ve robyn'i dinler... tam o sırada telefon çalar

    telefondaki kadın çok telaşlıdır

    kadın: annie neredesin?
    annie: michigana gidiyorum, babamla görüşücez.
    kadın: annie hemen o arabadan inmen gerekiyor
    annie: ne, neden?
    kadın: lanet arabadan in hemen... 10, 9, 8, 7 in arabadan annie

    annie: süratle giden arabadan kapıyı açarak panikle kendini yere atar ve saniyeler içerisinde araba infilak eder
    ···
  14. 64.
    +1 -1
    part 35 - laboratuar

    adam: kopyalar ne durumda?
    prof: efendim çoğu hazır ve bitmiş durumda.
    adam: kurulacak yeni düzen için her önlemi almamız çok önemli, bu da senin ellerinde profesör
    prof: teşekkür ederim efendim.

    devasa bir laboratuarda yüzlerce cam fanus vardır. her bir fanusta yazan isimlerden bir kaçı görünür..

    Никола Тесла
    thomas alva
    joseph jackson
    annie thomson
    amuru shakur
    b.jean spears
    g.bush
    drew bieber
    Robyn fenty
    murat deniz
    william gilbert
    benny the dip
    ···
  15. 65.
    0
    bugünlük bu kadar panpalar. her gün 10 part... toplam 150 partta bitecek. herşey açığa kavuşacak. yerleri alın
    ···
  16. 66.
    0
    part 36 - 17 şubat 2009 - flashback (part 24)

    loş bir odada yüzlerce koparılmış yaprak sayfa vardır. kalem sesi kulağı tırmalar..

    birinin bir yaprağa aşağıdaki satırları yazdığı görülür

    When I say 'em
    or do something
    I do it,
    I don't give a damn

    (telefon çalar)

    adam: marshall?
    marshall: evet?
    adam: nasılsın?
    marshall: hazırlanıyorum
    adam: ne için?
    marshall: boşver
    adam: neyse, saat 3te bekliyoruz
    marshall: sizin bu lanet toplantılarınız bıktım!
    adam: marshall, fazla uzatma ve 3'te orada ol

    marshall telefonu sinirle kapatır, yere fırlatır ve iki elini başının arasına koyar düşünmeye başlar...

    arabasına bindiğinde birini arar

    marshall: (ağlamaklı) bu saçmalığa son vermek istiyorum
    kadın: marshall yapma
    marshall: sözlerimle tüm dünyayı uyarıcam. josephi anlayan olmadı ama beni anlayacaklar
    kadın: yaşatmazlar!
    marshall: 7 senedir yaşamıyorum zaten, artık korkmuyorum

    toplantı yeri - saat 3

    x: bugün burada toplanmamızın bir amacı olduğunu herkes biliyor değil mi?
    M.Mathers: (ani bir çıkışla) sizin lanet olası pisliğiniz için toplandık

    ...
    ···
  17. 67.
    0
    part 37 - sözleri kim yazıyor?

    bilinmeyen yer

    adam: fikir takımı odama gelsin
    sekreter: emredersiniz efendim

    çok geçmeden adamın odasına 12 kişilik bir takım gelir

    adam: robyn'inki hazır mı?
    kadın: hazır efendim (kağıtları uzatır ve umbrella başlığı göze çarpar)
    adam: konusu nedir?
    kadın: rainman temalı efendim
    adam: güzel...

    adam: annie'ninki?
    kadın2: hazır efendim
    adam: bunun konusu nedir?
    kadın2: şey.. aşk efendim
    adam: aşk mı? tanrı aşkına laura! amacımız liselileri ağlatmak değil
    kadın2(laura thomson): efendim, bu sözlerle de iyi çıkış yakalayacaktır. zaten amacımız sanatçılarımızın çıkış yakalaması değil mi?
    adam: laura bak... seni hapishaneden çıkarttığım günü dün gibi hatırıyorum. kocan için gözyaşı döküyordun...

    odadaki diğer kişilere siz çıkın der ve herkes odadan çıkar

    adam: kocan yıllardır bize hizmet etti, o doğru yolda... onun ricasıyla seni de aramıza aldık. ama görüyorum ki bilinçlendirme eğitimlerimiz hiçbir işe yaramamış. lütfen aldığın eğitimler doğrultusunda sözleri revize et
    laura: tamam

    laura tam odadan çıkacakken..

    adam: laura, stan için teşekkürler... çok başarılıydın
    laura: çok geç kalmış bir teşekkür bu ama mathewsi severim, önemli değil
    ···
  18. 68.
    +2
    part 38

    bir otel odası - günümüz (flashback part 19)

    davutoğlu odadan çıkmıştır.

    siyah ceketli adam: makineyi hazırlayın sinyal gönderilecek
    tracy: nereye efendim?
    siyah ceketli adam: sana bir soru sorayım...
    tracy: ?
    siyah ceketli adam: tarih boyunca kim hep haddini aşmıştır tracy?
    tracy: anladım efendim, hangi şehre gönderiyoruz
    siyah ceketli adam: davutoğlu'nun kulağına izmir diye fısıldadım ama ters köşe yapacağız. bu da benimle nasıl konuşması gerektiğini ona öğretir. ülkenin en doğusuna gönderin sinyali, var olan bütün fay hatları kırılsın.
    tracy: emredersiniz efendim
    siyah ceketli adam: olay medyaya düşer düşmez de yardım uçaklarını yola çıkarın. ilk yardıma giden ülkelerden biri biz olmalıyız.
    tracy: emredersiniz başkanım

    odada duran nikola tesla fotoğrafına bakarak

    siyah ceketli adam: sen bir dahisin dostum..
    ···
  19. 69.
    -1
    part 42 de buralar sallanır binler yerlerinizi ayırtın
    ···
  20. 70.
    +1
    part 37/38-2 - sözleri kim yazıyor?

    adam kendi kendine tüm şarkı sözlerine bakmaya başlar... çoğunda rainman kelimesi göze çarpar ve adam geçmişe dalar...

    12 ocak 1996 - flashback

    adam: barry?
    barry morrow: aa bu ne şeref hoşgeldin, geç otur şöyle
    adam: barry seninle birşey konuşmam gerekiyor. sen ekiptensin, sır tutarsın...
    barry morrow: nedir bu sır? yine gizli mizli işler mi ha? hahahah
    adam: barry durum ciddi... yaklaşık 10 sene sonra başlanacak bir hareketin öncüsü sen olacaksın
    barry morrow: ne gibi?
    adam: sana sınırsız bir bütçe verebiliriz. bir film çekmen gerekiyor. örgüt bu filmi dünyanın en iyi filmleri arasına sokacak
    barry morrow: konusu ne olsun?
    adam: aslına bakarsan konusu yazıldı bile... sadece senin çekmeni istiyoruz. film bir otistik'in öyküsünü ele alıyor. ancak daha da önemlisi bu filmin isminin rainman olması...
    barry morrow: tamam da bu otistiğin yağmur yağdırma gibi bir gücü mü var?
    adam: hayır..
    barry morrow: yağmur yağınca mı kafası çalışıyor?
    adam: hayır...

    barry morrow kısa bir süre adamla bakışır ve

    barry morrow: anladım... rainman tabi ya!
    adam: rainmani tüm dünyanın bilinçaltına işlemeye başladık. yaklaşık 10 sene sonra tüm şarkılarda rainman geçecek... Ve bu rainman kelimesi senin çekeceğin bu filme atıf gibi duracak ve kimse huylanmayacak... hep bir ağızdan herkese efendimizin ismini söyleteceğiz. onun da istediği tam olarak bu...

    barry morrow: gayet iyi anladım. tamam ben varım!
    adam: bu arada robyn ve annie tam 10 yaşına bastılar... 10 yıl sonra hareket başlıyor
    barry morrow: robyn ve annie ha? ne çabuk da büyümüşler... onları benim için öp william
    ···