-
251.
0panpa yukarıda yazdıklarının hiçbirinin aksini iddia etmiyor bu senaryo. wait and see
-
252.
04.sezon part 2Tümünü Göster
kadın(elizabeth): alo, murat?
murat: seni dinliyorum
kadın(elizabeth): kanı aldım
murat : güzeeelll!
6 yıl sonra - 25 nisan 1994 - quebeck- canada
linda: o daha 6 yaşında!
murat: biliyorum, biliyorum. annie ile aralarında tam 8 yaş var. ama bu sorun olmayacak. james bunu sonunda istemeye istemeye de olsa kabul etmek zorunda.
linda: barbados'tan haber alıyor musun? yarın birgün başımıza bela olabilir
murat: onun için bir planım hep aklımın bir ucunda var.
- kapı çalar -
linda: (kapı gözünden bakar ve laura'yı görür) laura gelmiş, yanında da annie var
murat: aç, hemen ne istiyorlarmış bir öğrenelim.
linda: hoşgeldin hayatım
laura: (ağlamaklıdır)
linda: neyin var tatlım gel içeri, ne oldu anlat...
murat: hoş geldin laura...
laura: ottawa'dan bir polis memuru aradı. brian ile ilgili bir gelişme varmış!
murat: tanrım, bu çok güzel bir haber laura!
laura: bilmiyorum, belki de ölmüştür, belki de cesedini bulmuşlardır (ağlamaya başlar)
linda: saçmalama tatlım, öyle olsaydı telefonda da belli ederlerdi. burası kanada...
laura: bilmiyorum, çok heyecanlı ve tedirginim linda... annie evde yalnız kalsın istemedim, ben gidip gelene kadar sizde kalabilir mi? dönebilirsem bu gece dönemezsem en geç yarın sabah geleceğim.
murat: tabi! lafını bile etme
annie: ben kocaman bir genç kızım artık anne! evde de kalabilirim
linda: hiç gerek yok tatlım, hem robyn ile oynarsın biraz...
annie: (dudağını büker ve alaycı bir tavırla) murat amca?
murat: efendim tatlım?
annie: sana birşey sorabilir miyim?
murat: tabi ki
annie: siz robyn'i nereden evlatlık edindi...
-laura şiddetle araya girer-
laura: annie kapa çeneni! lütfen onun kusuruna bakmayın
annie: ama kanada'da zenci barındıran bir yurt mu var merak ettim!
laura: sana kapa çeneni dedim, hemen özür dile! hemen dedim!
annie: özür dilerim.. ben robyn'in yanına gitsem iyi olacak
laura: lütfen ona aldırmayın
murat: (sırıtır) yok, hiç önemli değil, o daha küçük bir çocuk bizim gözümüzde...
linda: ya, öyle tabi...
laura: peki, benim acil yola çıkmam lazım. ottawa buradan oldukça uzak...
murat: seni bırakabilirim istersen?
laura: a, yok hayır buna hiç gerek yok teşekkür ederim.
murat: peki, sen bilirsin, annie emin ellerde... iyi yolculuklar
linda: hoşçakal...
laura: teşekkürler
laura evden ayrılır.
- laura evden çıkar çıkmaz murat bir telefon görüşmesi yapar -
telefon kapandıktan sonra murat eşi linda ile çocukların oyuna daldığından emin olduktan sonra kapıyı kapatırlar ve aralarında şu diyalog geçer
murat: beklenen gün geldi bunu artık ikimizde biliyoruz. annie’ye çok iyi bakmamız gerekiyor
linda: murat bak, bundan tam olarak emin değilim. bence bir an önce tüm bunlardan uzaklaşıp başka bir yere taşınmalıyız
murat: anlamıyor musun, artık çok geç
linda: hayır, bak ailenin yanına istanbul’a gideriz. izimizi bir süre sonra da tamamen kaybettirebiliriz
murat: (acı bir tebessüm eder) izimizi kaybettirmek isteyen kim? ben olacaklar hakkında sorumluluğu üzerime alıyorum. inan bana her şey o kadar güzel olacak ki…
(linda kapıyı aralar ve çocukların oyun oynadıklarından emin olmak için onlara doğru bakar)
linda: james ne diyecek sence?
murat: bunu isteyen james zaten!
murat’ın telefonu çalar
-annie’yi hemen alberta’daki st. mary's hastanesine getirmen gerekiyor. orada genel cerrahiden doktor dean single ile görüşeceksin ve annie’yi hemen ameliyata alacaklar
murat: robyn ne olacak?
-robyn için daha vakit var. sen sadece sana söyleneni yap
murat: emredersiniz efendim
-telefon kapanır -
murat: tatlım, sanırım işler çok hızlı ilerliyor. bu sürecin sonunda bambaşka yerlerde olacağız.
linda: korkuyorum.
murat: korkma, ben st.mary's e kadar gidip geliyorum.
linda: ya laura dönerse!?
murat: (güler) hiç sanmıyorum... -
253.
0sevgili binler, 4.sezonda cevapsız kalmış hiçbir part olmayacak. yani ilk sezonda anlatılanların öncesi ve sonrasını okuyacaksınız.
tartışmalı pozisyonlar olacak rihanna ve bieber ile...
ayrılmayın -
254.
04.sezon part 3Tümünü Göster
laura, annie'yi komşuları linda ve murat'a bıraktıktan sonra aracıyla ottawa'ya gitmek için yola koyulmuştur
aynı gün - ottawa
laura ottawa polis karakoluna vardığında eşinin ölüm haberini alacağından emindir... gözlerinden yaşlar süzülerek danışmaya ismini verir ve bekleme salonuna oturur
polis: bayan thomson hoşgeldiniz. hemen konuya gireceğim... dün gece..
laura: cesedi nerede?
polis: (hafif bir sırıtmayla) sanıyorum yanlış bir anlaşılma var eşiniz ölmedi
laura: ölmedi mi? nerde ne oldu peki?
polis: bunu zamanla öğreneceksiniz
laura: zamanla mı?
o sırada odaya 2 tane güvenlik görevlisi gelir ve laura’yı yaka paça kelepçeleyip bir hücreye atar.
laura: bırakın beni! bırakın dedim!
polis: bayan thomson lütfen sakin olun, sizi buradan çıkaracağız merak etmeyin. ancak bir müddet misafirimiz olacaksınız.
laura: bakın memur bey burada neler oluyor bilemiyorum ama misafirlik anlayışınız buysa hiç centilmen değilsiniz. ayrıca burası çok pis!
polis samimi bir tebessüm eder ve laura'yı sakinleştirip hücreye koyar.
polis: bayan thomson, keyfini çıkarın...
bir süre sonra hücrenin içerisindeki bir monitör dikkatini çeker ve tuşuna basarak çalıştırır. ekran açıldığında eşini bir yatağa eli kolu bağlı bir şekilde başka bir hücrede tutulduğunu görür
laura şok olmuş bir biçimde eşine siyah beyaz ekrandan bakar ve onun bir şeyler mırıldandığını fark eder.
brian: bu ayin son bulmalı, yılanlar üzerimize geliyor, destansı bir yaşam, şeytanın oyunundan beni kurtar
(brian aniden agresifleşir ve duvara defalarca kafasını vurmaya başlar)
brian: (sesini daha fazla yükselterek) yılanlar üzerimize geliyor, destansı bir yaşam, şeytanın oyunundan beni kurtar. yılanlar üzerimize geliyor, yağmur adam üzerime yılanlarını salıyor, şeytanın oyunundan beni kurtar
(sesleri duyan görevliler hücreye gelir ve brian’a bir iğne yaparak onu etkisiz hale getirir)
laura: (dehşete düşmüş bir şekilde) neler oluyor burada! (sesini iyice yükseltir) kimse yok muuuuuuuu imdaaaaaaaaaat
polis: bayan thomson, bir sorun mu var efendim?
laura: bu, bu bu nedir? brian yaşıyor ve ona işkence ediyorsunuz, sizi gördüm, sizi gördüm
polis: bunu size açıklayacağız bayan thomson lütfen sükunetinizi koruyun.
laura: bunu benden nasıl istersi...
william: neler oluyor burada? paul, sorun nedir?
polis: şey efendim bayan thomson biraz...
william: bayan thomson'u serbest bırakın. bay thomson ile bir görüşme ayarlayın. ancak önce odama gelsin... bayan thomson (selamlar ve gider)
-o sırada –
st mary’s hospital – alberta
murat: dean single ile randevum vardı
görevli: lütfen bekleyin, hemen haber veriyorum
dean single: murat?
murat: evet, benim nasılsınız?
dean single, muratın bu sorusuna cevap vermeden, kaybedecek vaktimiz yok hemen ameliyata alacağız
murat: benim yapabileceğim bir şey var mı?
dean single: evine dön
murat: şey, robyn?
dean single: sana robyn için daha vakit olduğunu söylemediler mi?
murat: söylediler ama ben yine de şa…
dean single: konu kapanmıştır. 9 saat sonra annie’nin ameliyatı bitmiş olacak, yarın buraya gelip onu alabilirsiniz. yarına taburcu olur.
murat: tamam
murat, robyn’in geri plana atılmasından rahatsız olur ve oldukça sinirlenir. bir telefon görüşmesi yapar ve eve döner.
1 saat sonra – deniz ailesinin evi –
-kapı çalar-
linda: hoş geldin hayatı…
murat: çabuk robyn’i hazırla, hemen
linda: ne oldu?
murat: fazla vaktimiz yok, acele et
linda: tamam
-linda apar topar robyn’i hazırlar. murat ise bir köşede sigara üstüne sigara içerken dakikaları saymaktadır –
st mary’s hospital – alberta
michael mcbride: hoş geldiniz murat bey
murat: merhaba, robyn’in hemen ameliyat tetkiklerinin yapılması gerekiyor, hem de hemen!
michael mcbride: biliyorum, murat bey telefonda büyük patronla görüştük. ufak kızımızla asistanlarımız az sonra ilgilenecek, siz merak etmeyin.
murat: teşekkür ederim. yalnız, şu profesör… adı dean…
michael mcbride: dean single… onun haberi olmayacak konuyla ilgili bilgim var
--
-6 saat sonra -
dean single dinlenme odasında gözlerini açar
dean single: oof, saat kaç, içim geçmiş… tanrım! lanet olsun bu kadar saat nasıl uyuyabildim!
-apar topar dışarı çıkar ve koridorda bir asistana rastlar-
dean single: ameliyathane hazır mı?
asistan: hazır efendim
dean single: tamam, annie'yi ses tellerinden ameliyat edeceğiz. çok başarılı bir operasyon olması gerekiyor, yoksa işimiz biter
asistan: efendim?
dean single: söyle
asistan: efendim şuan ameliyathane dolu
dean single: neden?
asistan: çünkü... çünkü hastanenin sahibiyle birlikte bir adam geldi ve robyn'in ameliyata alınması gerektiğini söyledi. şuan içerde robyn var...
dean single: lanet olsun, şimdi işim bitti! bu ameliyat gerçekleşmemeli
asistan: sanırım, bitmek üzere
dean single: bu lanet olası operasyondan benim niye haberim olmadı!
asistan: efendim, defalarca kaldırdık ama uyanmadınız… sonra bay mcbride geldi ve sizi rahat bırakmamızı isteyince biz de uyandırmadık.
dean single: lanet olsun! william ile böyle konuşmamıştık
asistan: sanırım plan değişmiş doktor
o sırada yan odadan bir babanın konuşmaları duyulur.
jeremy: oğlum oldu bir oğlum oldu!
anne: ismi drew olsun jeremy...
jeremy: hayır justin olacak...
anne: justin drew olsun
jeremy: anlaştık... justin drew güzel isim...
doktor: bay bieber, artık bebek ile anneyi biraz yalnız bırakmamız gerekiyor
jeremy: tamam, tamam doktor... sizi seviyorum! -
255.
0arkadaşlar copy pasteciler iş başında, yenisini yakaladım. millet kendi yazmış gibi paylaşıp duruyor. ben de bu mustafa öztürk denen arkadaşı takip ediyorum artık. hepimiz kalanını ondan okuruz.
not: hikayeyi çalacak olan arkadaş benden gelip izin istese zaten hayır demem muhtemelen, korsana hayır!
http://www.hocam.com/foru...ati_hikaye_mi_gercek_mi_/ -
256.
0neyse sakinim az sonra türkiye'yi ve bizleri ilgilendiren bir partla geliyorum.
-
257.
+24.sezon part 4
6 temmuz 2006 - ispanya - ibiza
esat: 3,2,1 kayıttayız!
acun: (feridun'a) adam geldi fransızca konuşuyor. seni tanıyorum diyor
adam: (fransızca) hangi televizyon?
acun: ingilizce biliyor musun?
adam: hayır
acun: türk müsün? hayır
adam: hayır...
acun: beni nasıl tanıyorsun?
adam: televizyonda gördüm
acun: hangi tv?
adam: fransız televizyonunda
acun: sanmam
adam: hahahha türk'üm ben
acun: hahhahah
esat: tamam kestik!
acun: esat ananı gibim senin bunu sen düzenlediysen ahahhaha
esat: hahahhaha
feridun: abi ben çekiyorum hala bunu kamera arkası yaparız
acun: ahahah dıbına kodumun salağı! bak bunu da veririz kamera arkasına hahahhah
esat: ahhahahahah
acun: tamam abi kes çok yoruldum biraz oturalım
-5 dakika sonra snack bar'da-
acun: esat oğlum yarın görüşme güzel geçerse paranın anasını giberiz bak o kadar diyim sana
esat: bizi de kurtarırsın artık ahahah
acun: herhalde olm ama bu muallak feridunla işim olmaz ahahhaha
feridun: ben ne yaptım abi şimdi
ertesi gün - madrid
acun: dıbına koyim nerede lan bu
yoldan birini çevirir
acun: excuse me, how can i go to Avenida de Manoteras 18?
adam: i dont' know
acun: hay ananı gibim nerede bu soktuğumun bulvarı mı caddesi mi ya
feridun: abi şurada manofi yazıyor ama
acun: manofi değil amk manoteras olacak
esat: hah, hah olm hayvan gibi tabela var lan şurası
acun: oh be! yalnız birşey diyeyim mi, adresi bulamasaydık rezil olurduk heriflere ahahhahah
esat: aynen ahhahahah. daha yol bulamıyosunuz muallakler program mı çekeceksiniz derlerdi valla
acun: aynen ahhahaha
acun, esat ve feridun binanın önüne gelirler ve görüşmeye gidecekleri şirketin logosu dikkatlerini çeker
acun: oğlum sana birşey diyim mi, bu muallakler hakikaten şansal abinin dediği gibi, mason mudur nedir bunlar. baksana logoya
feridun: ne var abi ne olmuş, ben anlamadım
esat: ulan gib kafalı logoya baksana resmen o muallaklerin her yere koydukları göz işte bu, doların üzerinde olan
feridun: hangi doların
acun: ya esat allah aşkına bırak şu malı ya, olm sen illuminati diye birşey duymadın mı?
feridun: ilimimumi mi?
esat ve acun: ahahahha hay dıbına koyim senin ya
feridun dışarıda bekler esat ve acun içeri girerler
danışma: (ingilizce) endemol'e hoş geldiniz, nasıl yardımcı olabilirim? -
258.
+24.sezon part 5Tümünü Göster
Joop van den Ende: ne derler bilirsin acun... Ömrümün sonuna kadar eşeğe binmektense, bir yıl ata binmek yeğdir.biz seni 1 yıl değil sonsuza değin ata bindirebiliriz.
acun: elbette efendim, anlıyorum fakat...
ende: fakat ne? bak ben şirketi devretmeme rağmen halen olayın içinde bir yerlerdeyim. sevgili dostum şansal sana bazı şeylerden bahsetti mi acaba?
acun: ne gibi?
ende: (esat'a bakar ve öhm, kısık sesle) arkadaşına güvenebilir miyiz?
acun: tabi ki ondan sır çıkmaz merak etmeyin, can dostumdur.
ende: evet güzel, sırları severiz... yani senden istediğimiz tek birşey var
-o sırada kapı açılır-
ende: aah, william hoşgeldin
william: selam (acun ve esat'ı gözleriyle süzer)
ende: seni tanıştırayım, bunlar bahsettiğim arkadaşlar, acun ve ee şey..
esat: esat efendim...
ende: ha evet esat...
william: tamam, lafı fazla uzatmayacağız. sanırım sertab ile olan işbirliğimizi biliyorsunuz?
acun: evet, duyduk
william: tamam, size bir anlaşma imzalatılmayacak sadece güven ilişkisine dayalı bir ortam hazırlamamız yeterli
acun: anlaşma yok derken yani tam olarak anlamadım, o şekilde nasıl...
william: dostum, bak sana verilecek teliflerden bahsetmiyorum. senin bize vereceğin sözlerden bahsediyorum. daha sonra bizim senden istediğimiz şeyler var. işin türkiye ayağında önemli bir kişi haline getirebiliriz seni ve öyle de olacak zaten. sen sadece dediklerimizi yapacaksın ve bize güveneceksin, tabi ki bu aşamada bizde sana güvenmek durumundayız.
ende: sana sonsuz şöhret ve paranın anahtarını veriyoruz acun... bu basit birer yarışma formatı değil, unutma...
acun: ama benden ne istediğinizi bilmiyorum henüz
esat: evet, bunu öğrenmemiz şar..
william: dostum, lütfen sen karışma, seninle herhangi bir bağımız yok ve olmayacak. hatta lütfen bizi dışarıda bekle
acun: esat sen çık dışarı
esat: (sinirlenir) tamam abi!
acun: peki, ne yapmam gerekiyor?
william: ilk 3 sene hiçbirşey! sadece yükselişini tüm ülken görsün... insanlar hep seni talep edecekler, her yaptığın şey tutacak... hatta daha önce denenmiş fakat tutmamış şeyler bile senin elinde birer sanat eserine dönüşecek. tüm medyaya hakim olacaksın, büyük bir ekibin olacak
acun: 3 seneden sonra?
william: onu zamanı geldiğinde konuşuruz. şuan bu konuşma bittiğinde şartlarımızı kabul etmiş olacaksın anlaştık mı?
acun: peki, kabul denemeye değer.
william: tek bir hatırlatma acun... bu kapıdan çıktığımızda süreç başlar ve süreç sadece lider ölürse değişir. sen hayatta kaldığın sürece planımız işler. b planı yok... yazılmış bir kader gibi...
ende: yazılmış bir kader... aynen öyle dostum...
-2 saat sonra-
acun: ne bileyim amk yazılmış bir kader diyip durdular
esat: ee?
acun: ee'si o işte olm, sonra dışarı çıktık
esat: sözleşme falan?
acun: yok, abi hepsini biz ayarlıcaz sen onlara kafa yorma hayatına devam et falan dediler
feridun: abicim seni yemişler çok fena
acun: sen bi sus amk
feridun: tamam sustum
-o sırada telefon çalar-
acun: oha william arıyor lan susun... efendim?
william: sözleşme hazır acun, en kısa zamanda gelip imzala, sana 4 tane format veriyoruz. yalnız bunların yayına girme zamanını biz belirlicez, o yüzden sadece kendini ispat edip kanalına söz geçirebilmen için 1 tanesini sen belirleyeceksin. yalnız şunu bil ki hangisini seçersen seç bir şekilde reytinglerde hep bir numara olacaksın. nasıl olduğunu hiç sorma zamanla öğreneceksin. en kısa zamanda endemol'e bekliyoruz
acun: aa şey fazla uzaklaşmadım, gelebilirim hemen isterseniz...
william: aa, yok hayır bugün olmaz ende ile bir işimiz var yarın gel lütfen
acun: peki, görüşmek üzere
telefon kapanır
acun: oldu bu iş! -
259.
04.sezon part 5Tümünü Göster
10 eylül 2007
- var mısın yok musun progrdıbının başlamasından 7 saat önce -
ende: rahat ol, kendin ol, gerisini bize bırak
acun: biraz endişeliyim joop...
ende: hayır, hiç endişelenme bir bebek gibi huzurlu ol... ayine katılan hiçkimse başarısız olamaz. bu kuraldır dostum
acun: tamam teşekkür ederim içimi rahatlattın,
-telefon kapanır-
acun evi penceresine doğru gider, denizi gören evden uzunca bir süre dışarı bakar. sonra ezan okunmaya başlar...
-acun ezanın sesini duyar ve geçmişe dalar-
7 temmuz 2006
-telefon çalar-
acun: oha william arıyor lan susun... efendim?
william: sözleşme hazır acun, en kısa zamanda gelip imzala, sana 4 tane format veriyoruz. yalnız bunların yayına girme zamanını biz belirlicez, o yüzden sadece kendini ispat edip kanalına söz geçirebilmen için 1 tanesini sen belirleyeceksin. yalnız şunu bil ki hangisini seçersen seç bir şekilde reytinglerde hep bir numara olacaksın. nasıl olduğunu hiç sorma zamanla öğreneceksin. en kısa zamanda endemol'e bekliyoruz
acun: aa şey fazla uzaklaşmadım, gelebilirim hemen isterseniz...
william: aa, yok hayır bugün olmaz ende ile bir işimiz var yarın gel lütfen
acun: peki, görüşmek üzere
-telefon kapanır-
acun: oldu bu iş!
esat: ne oldu lan?
acun: oğlum tamamdır lan ben yarın sözleşmeyi imzalamaya gidiyorum
8 temmuz 2006 - endemol entertaintment -
danışma: 5p odasında oturabilirsiniz bay ilicali
acun: teşekkürler
--
william: hoşgeldin acun
ende: hoşgeldin dostum
acun: merhaba...
william: 1 hafta sonra belirtilen adreste olman gerekiyor. sözleşme orada imzalanacak
acun kağıda bakar
acun: tamam da neden burada imzalamı...
william: az soru sor acun... 1 hafta sonra kağıttaki adreste bulun. ok?
acun: tamam
---
esat: ne oldu anlat lan?
acun: ne bilim şu adresi verdiler, oraya gel dedi o kadar, orada imzalanacakmış
esat: oğlum bak şu ayinlere sokmasınlar seni lan
acun: yok oğlum sanmam, alt tarafı bir yarışma formatı verecekler amk beni eminem mi yapacaklar sanki!
esat: olm belli olmaz bak, bu muallaklerin gücünü ikimiz de biliyoruz
acun: a, dur lan demir'i arayayım o da biliyordur
esat: abi telefonda biraz riskli olur o işler, adam konuşmaz sana diyim bak
acun: olsun bir şansımızı deneyelim.
--
acun: alo demir?
demir: efendim acun, nasılsın?
acun: iyidir ya demir seninle konuşmam lazım ama telefonda konuşamayacağımıza kanaat getirdim . 3 gün sonra türkiye'ye dönücem, seni nerede bulurum?
demir: abi 3 gün sonra kemancı'da konserim var, çıkışta görüşebiliriz. gelin, hem dinlemiş olursunuz
acun: tamamdır demir teşekkürler, görüşürüz o zaman
demir: görüşürüz abi
3 gün sonra - kemancı -
demir'in konseri bittikten sonra cihangir'deki arkadaşları müjdat'a geçerler.
demir: abi merak etme, müjdat'ı göndeririz çok özel birşeyse
acun: abi gözünü seveyim bak cidden çok gizli bir mevzu duyulursa yanarım
demir: tamam abi, dur bakayım hatta evde de olmayabilir bende anahtar var.
-demir kapıyı açar ve evde kimse yoktur-
demir: hah, al işte abi kimse yok gir içeri
acun: oh, iyi...
--
acun: sana tek bir soru sorucam ama tek bir cevap istiyorum, net cevap tamam mı?
demir: sor abi
acun: ve kimseye söylemeyeceksin bugün burada konuşulanları
demir: tamam sor lan aaaaaaa
acun: 2003'te neler oldu?
demir: 2003'te?
acun: yani şu eurovision olayı, illuminati falan
demir biraz duraksar
demir: haaa, zekice acun, zekice... ama ben senin arkadaşınım yakıştı bu şimdi sana?
acun: anlamadım?
demir: nerede?
acun: ne nerede olm?
demir: ayak yapma olm, kayıt cihazı nerede? aklınca birkaç soru sorup medyaya sızdıracaktın değil mi? oglum ben böyle şeyleri yemem haberin olsun
acun: ha, yok lan yanlış anladın. kayıt cihazı falan yok
demir: yok, abi hadi dışarı çıkalım ben kıllandım çok fena...
acun: ya demir saçmalama abi vallahi yok öyle birşey
demir: ne diye soruyorsun lan o zaman garip garip sorular. bilmiyorum ben illuminati falan
acun: oğlum william diye biriyle görüştüm
demir çok şaşırır
demir: william mı? nerden tanıyorsun onu
acun: işte onu anlatıcam dinlemiyosun ki abi ya
demir camları kapatır televizyonu çalıştırır ve sesini açar
demir: anlat dinliyorum... -
260.
0bayadır paylaşıp paylaşmama konusunda çekiniyordum ama artık paylaşmam gerekiyor.
http://www.incicaps.com/r/incin43953.jpg/
takdir halkın -
261.
0@1521 yavşağı, dikkat et de o gönderdiğin mailler dönüp sana girmesin. daha da birşey demiyorum sana
-
262.
0@1511'deki capsi ve yazıyı ben paylaşmadım. kamuoyuna duyurulur.
-
263.
0@1519 evet oynama var ama kim oynamış bir fikrim yok. daha da sormayın birşey sanırım bu hikaye birilerinin canını yakacak. daha paylaşmasam iyi olur. tırnak içerisinde "tırstım" ama son bölümünü anlatabilirim
-
264.
0ya da anlatanı gibeyim amk. adamlar başbakanlığa kadar ispitlemişler de acun medyaya gitmişler de vay amk. ulan bunu yapan bin, günlerdir yazsana çok iyi panpa devam et diyen babandı de mi eşşeoğlusu. yok size gizem mizem gibtirin gidin ferre izleyin stoya izleyin
-
265.
0yanımda giderken seni de yakacam antonyo bentderesi muallaksi. bu pekekentle beraber piyonladık dicem. işin içinde o da var dicem. seni evinden aldıralım da gör amk
-
266.
+1o değilde şaka lan gibime kadar yolun var amk ahhaha
-
267.
0bu arada justin'in gibtiği orijinal rihannaydı bunu da dip not olarak belirtmek isterim. michael jackson şuanda ascension'da son günlerini yaşıyor. eceliyle ölebilir muhtemelen
acun da son şaşalı dönemlerni yaşıyor. seneye yeni yapacağı işlerde bitirecekler onu da
eminem 17 şubatta rahmetli
başka ne soru kaldı cevaplanmayan -
268.
0ha william ve annie kim?
bunu da kitap piyasaya çıkınca öğrenirsiniz amk. öğrenince de şok olmazsanız kitabı elinizden düşürmezseniz bende bi gib bilmiyorum.
peki, neden kitabın çıkmasını istemiyorum şuan? çünkü eminem in ölmesini bekliyorum. o ölmeden çıkarsa sakata gelme ihtimalimiz var -
269.
0ha bıde şu boğaz köprüsünün yıkılma olayı vardı, blue beam'in ilk ciddi denemesi olacak... 3.köprünün temelini babasının hayrına atmayacaklar. ha bir de eğer blue beamle çok inandırıcı olmayacaklarına kanaat getirirlerse normal bir yıkılma da olabilir. tabi bunu da hemen bakım sırasında oluşan teknik bir aksaklığa bağlarlar
yani dostlar bunlar hayal ürünü, inanmayın -
270.
0fenerbahçe'yi düşürenler ve üzerine oynayanlar da hiç gücenmeyin ama illuminatidir. sebeplerine 5.sezonda değinecektim ama kızgınım artık gerek yok.
siz bu oyunda türkiyenin oynadığı rolün henüz farkında değilsiniz binler. bu kadar diyim size
not: fbliyim
-
pipisi olsada fark etmez ki olm
-
iffeti olan kadın
-
peşimde istihbarat servisleri olsa
-
niye lan kimse demiyor
-
darwinizm materyalizm
-
1 ekimden itibaren yazarların zamlı maaşı
-
komiklikler şakalar ehehe
-
mesaj gönderirken dm falan rahat olun
-
çok ciddiyim soru sorcam
-
5 haziran 2026
-
monkas ananın adı boxerıma başlık
-
beeyler gelin re cep tayyibe neden oy verdiklerini
-
charlie kirk denilen adi herif
-
aşkın bende
-
karıya bak karıyaa
-
23 yasinda genc bi ukreynali kiz
- / 1