1. 51.
    +2 -1
    part 24

    bilinmeyen yer

    x: bugün burada toplanmamızın bir amacı olduğunu herkes biliyor değil mi?
    M.Mathers: (ani bir çıkışla) sizin lanet olası pisliğiniz için toplandık
    x: bay mathers lütfen sakin olun aksi takdirde sizi dışarı çıkarmak zorunda kalabilirim
    M.mathers: benim ufaklığı dışarı çıkarmaya ne dersin patron?
    x: bay mathers lütfen dışarı çıkın
    m.mathers (bu laftan sonra sinirle masaya elini vurur ve dışarı çıkar) bu sırada "x" telefonla birini arar ve kısık sesle

    x: 1158'i defterden silin
    adam: emredersiniz efendim

    2 ay sonra
    paul rosenberg: marshall üzgünüm sözleşmemizi iptal etmemiz gerekiyor, kendine yeni bir menajer ve yapımcı bulacaksın
    m.mathers: sen de mi lanet olası pisliğe bulaştın? bunu onlar istiyor değil mi paul?
    paul rosenberg: (sessizliğini korur)
    m.mathers: bu lanet olası pislik için herkesi uyarıcam, sonumun joseph'e benzeme pahasına olsa bile...
    ···
  2. 52.
    +3
    part 28 - Bush&william görüşmesi (beyaz saray)

    sekreter: sayın başkan william geldi, sizinle görüşmek ister
    bush: hemen içeri al

    william odaya önünü ilikleyerek girer

    william: beni emretmişsiniz sayın başkan
    bush: gel, willy otur şöyle.. sana göstermek istediğim birşeyler var.

    (bush uçak saldırısının görüntülerini zoom in yaparak william'a gösterir)

    bush: william, nerede bu uçağın geri kalanı?
    william: şey...
    bush: bak willy bunu biz görebiliyorsak tüm dünya da görecektir. belki de lanet uçağın orada olmadığını görmüşlerdir bile. bu olayın acilen örtpas edilmesi lazım. sayın bin laden ile görüştüm. saldırıyı üstlenecekler. senden istediğim şey bin ladene tüm maddi desteği verip onu koruman. olaylar yatışmaya başlayınca da işini bitiricez.

    william: emredersiniz efendim. bu arada bir problemimiz var.
    bush: nedir?
    william: annie...
    bush: ne olmuş annie'ye?
    william: efendim, örgüt ile ilgili bağlantılarımızı, gizli olan herşeyi basına anlatacağından bahsediyor.
    bush: (kısa bir süre düşünür) o benim kızım sayılır... ona bir zarar gelsin istemem. ama bu konuda babam mezarından kalkıp gelse bile yardımcı olamam. trafik kazası organize edin, sonra da hafızasını yitirsin. klipleri zamanla dönmemeye başlasın. delirdiğini ve cameroon'a taşındığı haberini verin. öldürmeyin ama piyasadan silin
    william: emredersiniz efendim
    ···
  3. 53.
    +1 -2
    part 29 - 1902 - hırvatistan

    adam: nikola, hazırlan ohio'ya gidiyoruz.
    nikola: neden?
    adam: thomas alva ile görüşeceksin
    nikola: o sahtekarın yanına mı? hayatta olmaz!
    adam: bak nikola, senin dehan ve onun dehası birleştiğinde dünya için inanılmaz şeyler yapabiliriz
    nikola: ne gibi inanılmaz şeyler?
    adam: senin geçen ay yaptığın deney için aradılar amerikadan... büyük ilgi görmüş. acilen alva ile birlikte kafa kafaya vermenizi ve bu teknolojiyi geliştirmenizi istiyorlar.
    nikola: tamam da alva'ya ihtiyacım yok ki benim. tek başıma yardımcıları olabilirim.
    adam: hayır, herşey hazırlandı thomas ile görüşeceksin. bu konuşma burada bitmiştir.
    ···
  4. 54.
    +3
    part 39 - sezon finali -

    bir anda kapı açılır ve içeri biri girer, çok telaşlıdır

    görevli: efendim, efendim!
    william: söyle, ne oldu?
    görevli: efendim annie kaza yapmış
    william: (umutsuz bir şekilde)öldü değil mi?
    görevli: hayır efendim, arabadan atlamış ve araba birden infilak etmiş
    william: (şaşkın) tamam hemen yanına gidiyorum nerede?
    görevli: havaalanına 5km uzaklıkta güney kavşağında

    william apar topar giyinip ofisinde çıkarken bir yandan da telefonla birini arar

    william: siz yaptınız değil mi bunu annie'ye ha siz yaptınzı değil mi?
    x: öyle gerekiyordu
    william: lanet olsun pislik herifler

    slow bir piano eşliğinde annie'nin doğumu, çocukluğu ve kazasını izleriz. marshall'ın isyanı, sisteme aykırı geldiği satırlar göze çarpar... Ardından joseph ve shakurun görüntüleri gelir, bir hastanededilerler... görüntüler hastaneyi zoom out çekerek gösterir. en az 10 km karelik bir alanda hastaneden başka hiçbir şey yoktur... saflar yavaş yavaş belli olmaya başlamıştır. iç savaş kapıdadır. ilk kıvılcımlar annie'nin kazasıyla yakılmıştır.
    ···
  5. 55.
    +3
    2.sezon - special episode

    17 ağustos 1999 - haarp

    görevli: (çok telaşlıdır) lanet olsun tracy ne yaptın sen böyle!
    tracy: durduramıyorum bu gibtiğimin oyuncağını
    görevli: hemen william'ı ara, çabuk!

    tracy: alo william.. sanırım bir problemimiz var
    william: ne oldu?
    tracy: bu lanet makineyi durduramıyorum. substrom sırasında ulf geniş bant aralığı maksimuma çıktı
    william: lanet olsun bütün deneyi berbat edeceksiniz, hemen imha edin, güç kaynaklarını kesin, acele edin! tanrı aşkına tracy bir felakete dönüşmeden hemen şu makineyi durdur
    tracy: emredersiniz efendim

    görevli: tracy bunu görmen gerek... (manyetometreyi gösterir)
    tracy: aman tanrım, hemen tüm güç kaynaklarını kapat acele et

    gerilim had safhadadır. tüm laboratuarda acil durum alarmı verilmiştir. herkes bir yerlerden bir yerlere koşuşturmaktadır.

    Ertesi gün - istanbul

    b.ecevit: ahmet lafı fazla uzatmayacağım. bu işte amerikanın bir parmağı olabilir mi?
    a.m.ışıkara: depremden mi bahsediyorsunuz?
    b.ecevit: evet
    a.m.ışıkara: sayın başkanım böyle birşey mümkün olabilir mi? deprem doğal bir afettir.
    b.ecevit: tamam, ahmet yine de araştırmalarınızı iyi yapın

    telefon kapanır.

    a.m.ışıkara: (şaşkın bir ifadeyle kendi kendine söylenir) iyice bunadı...
    ···
  6. 56.
    +3
    beyler filmin sonunu söylüyorum 3. sezonda oyuna girecek ajdar illüminati ocakları türkiye kolu başkanı oluyor
    ···
  7. 57.
    +3
    Gene zütünüz açık kalmış amk.
    ···
  8. 58.
    +3
    istek üzerine karakter isimleri ve meslek ya da yakınlıkları

    annie thomson - şarkıcı
    brian thomson - annie'nin babası
    laura thomson - annie'nin annesi
    murat deniz - thomson ailesinin komşusu
    linda deniz - thomson ailesinin komşusu
    robyn fenty - şarkıcı
    dean single - doktor
    william gilbert - ajan
    joseph jackson - şarkıcı
    james brown - şarkıcı
    cameroon fieldrow - dj
    marshall mathers- şarkıcı
    tracy sharpe - mühendis
    kate oseman - mühendis
    james weishaupt - ?
    justin drew bieber - şarkıcı
    jeremy bieber - justin bieber'in babası
    george bush - başkan
    ahmet davutoğlu - türk bakan
    james vanover - nasa mühendisi
    nikola tesla - bilim adamı
    thomas alva - bilim adamı
    tufan baltalı - türk mit ajanı
    scott rosenberg - gazeteci
    max planck - fizikçi
    barry morrow - yönetmen
    steve jackson - oyun yazarı
    daniel iorio - şarkı sözü yazarı
    jane kendall - mühendis
    James J. Donnelly - senatör
    daniel tesla - nikola tesla'nın ağabeyi
    ···
  9. 59.
    +2 -1
    vay oç bombayı koydu amk
    zütü yiyen yarın boğazda takılsın
    ···
  10. 60.
    +3
    2.sezon - part 17 - 11 eylül 2001

    amaru hastaneden çıkmıştır, şehir merkezine gelir ve bir bankaya girer

    amaru: merhaba ismim Christian, adıma yatırılmış tüm parayı çekmek istiyorum
    bankacı: soyadınız nedir bay christian
    amaru: fremont, Christian Frémont...
    bankacı: bir saniye efendim...

    bu sırada amuru'nun telefonu çalar, arayan william'dır

    william: hahahahhaaaa bunu görmeliydin dostum bunu görmeliydin!!

    bankanın televizyonundan 11 eylül saldırının görüntüleri döner, tüm müşteriler bir anda işini gücünü bırakır ve korku dolu gözlerle televizyonu izler

    amaru telefonu kapatır

    bankacı: efendim, 1,5 milyon doların hepsini de çekmek istiyor musunuz?
    amaru: hayır 500bin dolarını Andorra la Vella'daki hesabıma, kalan 1 milyonu da freetown'daki hesabıma yatırılmasını istiyorum
    bankacı: efendim freetown'da hesabınız bulunmuyor
    amaru: lanet siera leone diye arattır
    bankacı: tamam efendim kontrol ediyorum

    amaru sıkıntılı bir bekleyiş içine girmiştir o sırada yanına şaşkın bakışlarla bir adam yaklaşır...

    adam: christian? christian fremont?
    amaru: e, evet?
    adam: lanet olsun burada ne işin var dostum hahaha bu ne büyük bir tesadüf böyle
    amaru: sizi tanımıyorum
    adam: yıllar seni hiç değiştirmemiş ama halen lanet sarkozy'nin köpeği gibi kokuyorsun hahhaha

    bankacı: bay fremont işlemleriniz tamamdır, şuraya bir imza atmanız gerekiyor

    amaru evraklara imza atarken bir yandan da bu adamın kim olduğunu düşünmeye devam eder.

    bankacı: bay fremont paranızı almak için lütfen benimle gelin

    amaru bankacıyla birlikte adamın yanından uzaklaşırken adam amaru'ya seslenir...

    adam: hey fremont!

    amaru arkasına bakmaz...

    adam: hey lesane parish!

    amaru arkasına bakar ve şaşkın gözlerle adamı süzer

    adam: yeni ismine daha alışamamışsın dostum, hava alanında görüşmek üzere

    amaru: (içinden kısık sesle)bu da kim amk
    ···
  11. 61.
    -3
    rezerve diye bişey var burda gözün gibe mi bakıyor lan..
    eksileyin beni kaybetmiyeyim..
    ···
  12. 62.
    +3
    dıbını yidiğim tesla bini yıktı dimi laboratuarı? çıkan adama da senin ağzını yüzünü giberim huur çocuğu diyip tekrar aşağı atacak kesin.
    ···
  13. 63.
    +3
    4.sezon - part 6

    ...
    demir: ne diye soruyorsun lan o zaman garip garip sorular. bilmiyorum ben illuminati falan
    acun: oğlum william diye biriyle görüştüm

    demir çok şaşırır

    demir: william mı? nerden tanıyorsun onu
    acun: işte onu anlatıcam dinlemiyosun ki abi ya

    demir camları kapatır televizyonu çalıştırır ve sesini açar

    demir: anlat dinliyorum...

    -2 saat sonra-

    demir: demek şansal abi...
    acun: aynen amk ya... oğlum bak deli paralar kazanacaksın falan diyorlar. hatta geçen yine bir konuşmamızda o william denen zenciye dedim ki "çok paradan kastın ne 1 milyon dolar falan mı?" diyince bastı kahkahayı
    demir: ee?
    acun: eesi bu gülünce taşak geçildiğimi sandım ve sustum. sonra bu gitti bir vcd getirdi, oturduk izliyoruz. yalnız ortamın anası gibilmiş, beni zütürdüğü yerde yeminle kan kokusu vardı. yerler damalı damalı sanki satranç oynamışlar da biri kaybedince çekmişler tetiği gibi böyle ürkütücü bir ortam...
    demir: biliyorum orayı... st patrick kapısı..
    acun: ne kapısı?
    demir: st patrick... irlandalı bir masonun hikayesi işte... her yıl 17 martta bir kurban verilirmiş. muhtemelen onun kokusu sinmiştir
    acun: yok sanmam, ben gittiğimde temmuz'du... neyse abi dedi ki bu işte ortama iyice ayak uydurmaya çalış, 1 saat falan seni burada yalnız bırakıcam dedi. gitti ve sonra bir daha da gelmedi
    demir: sen ciddi misin?
    acun: aynen abi
    demir: acun, iyi hatırlamaya çalış takriben kaç saat bunu sorgulamadan odanın içinde gezindin?
    acun: abi sorgulama olayına girersek kafam çok karışıyor çünkü hakikaten tam 6 saat boyunca neden gelmediğini sorgulamadım. hep dolandım odanın içerisinde... ben de en sonunda acıktığım için çıktım, çıktığımda gece yarısını çoktan geçmişti. yolda yürürken aklıma geldi bu adam niye 1 saat sonra gelicem diyip gelmedi diye...
    demir: acun seni tebrik ederim dostum
    acun: neden ne oldu lan?
    demir: bunu sana sonra açıklarım ama bak şimdi senden kol isteyecekler
    acun: kol ne oğlum?
    demir: yani sağına ve soluna birer sırdaş bulacaksın. yani hedefe giden yolda senin türkiye ayağında lider olmanı sağlayacak kollar. mesela benden 3 aydır yeni bir grup çıkarmamı istiyorlar. aklıma gelmiyor. daha doğrusu aklıma gelenler de ya çok inançlılar ya da korkaklar. bana şöyle inançsız birkaç tip lazım
    acun: ahahah oğlum bizim fatma'yı alsana?
    demir: fatma kim?
    acun: dur, dur lan telefonunu vericem
    demir: fatma kim oğlum abuk sabuk tiplerle muhatap etme beni
    acun: dur.. şş... alo fatma? he, nasılsın? kızım zengin olmak ister mis...

    demir telefonu acun'dan alır ve bir anda kapatır

    demir: lan gerizekalı ne yapıyorsun sen?
    acun: ne kızıyorsun olm iki dakka geyik yapacaktık
    demir: kim oğlum bu fatma?
    acun: ya valla bak sesi çok güzel hem bir grubu da var hem de satanist midir deist midir ateist midir o taklardan birşey
    demir: tak sensin
    acun: hops, tamam pardon...
    Tümünü Göster
    ···
  14. 64.
    -2
    part 7

    St mary’s hospital – alberta
    Murat: dean single ile randevum vardı
    Görevli: lütfen bekleyin, hemen haber veriyorum
    (dean 60lı yaşlarda beyaz saçlı çok karizmatik bir doktordur. )
    Dean single: murat?
    Murat: evet, benim nasılsınız?
    Dean single: muratın bu sorusuna cevap vermeden, kaybedecek vaktimiz yok hemen ameliyata alacağız
    Murat: benim yapabileceğim bir şey var mı?
    Dean single: evine dön
    ···
  15. 65.
    -2
    part 17

    7 aralık 2011- haarp

    tracy: (içeri hışımla girer) durun, durun!
    kate: ne, ne oldu?
    tracy: progresyonu durdurun
    kate: neden?
    dane: neden, ne oldu?
    tracy: onun yanından geliyorum...
    kate: tanrı aşkına tracy kimin yanından geliyorsun?
    tracy: (herkesi gözüyle süzer ve) "james weishaupt" der...
    ···
  16. 66.
    +2
    hayda aq jastin biberde çıktı ortaya sonumuz hayrola
    ···
  17. 67.
    -2
    yerlerinizi alın binler 1 saate kadar hikaye kaldığı yerden devam edecek
    ···
  18. 68.
    -2
    part 31 - 13 eylül 1996

    (kısık sesle iki adam telefonda konuşmaktadır)

    adam: Lesane Parish'ı kanada st.mary's hastanesine gönderdik.
    adam2: estetik ameliyatı tıpkı resimdeki gibi olacak
    adam: biliyorum haberim var. profesör single onunla özel olarak ilgileniyor.
    adam2: robyn'in de ameliyatını o mu yapmıştı?
    adam: evet...
    adam2: bu lanet pislik oldukça karışmaya başladı. baştakinin tüm bu olanlardan haberi var mı acaba
    adam: kapatmam lazım

    adam: emredin sayın başkanım
    başkan: lesane ne oldu?
    adam: emrettiğiniz gibi sayın başkanım.
    başkan: bu adamın öldüğünü tüm dünyaya inandıracaksınız. sahte bir cenaze, sahte mezarlık ne gerekiyorsa hepsini yapın.
    adam: emredersiniz efendim
    ···
  19. 69.
    +1 -1
    annie thomson ile ilgili tüm merak ettikleriniz...

    http://www.anniethomson.net/
    ···
  20. 70.
    -2
    part 32 - haarp

    sekreter: bay william geldi efendim
    adam: içeri al

    adam: william hoş geldin, ziyaretinin sebebi nedir?
    william: progresyonu tekrar başlatacaksınız
    adam: Herkesin kendini birsey sandigi yerde hic kimse birsey olamaz... bu laf sana birşeyi hatırlatıyor mu william?
    william: büyük dedem bir deliydi, bana onun laflarıyla bilgiçlik taslama.. progresyonu tekrar başlatacaksınız... başkanın emri...
    adam: hangi başkan?
    william: (kulağına doğru eğilir ve ismi söyler)
    adam: lanet olsun
    ···