1. 26.
    +1 -3
    part 3

    Saat 1600 - Deniz ailesinin evi

    Annie ve deniz ailesinin kızı robyn oyuncaklarla oynamaktadır. O sırada robyn’nin babası Murat eşi Linda ile çocukların oyuna daldığından emin olduktan sonra kapıyı kapatırlar ve aralarında şu diyalog geçer

    Murad: beklenen gün geldi bunu artık ikimizde biliyoruz. Annie’ye çok iyi bakmamız gerekiyor
    Linda: Murat bak, bundan tam olarak emin değilim. Bence bir an önce tüm bunlardan uzaklaşıp başka bir yere taşınmalıyız
    Murat: Anlamıyor musun, artık çok geç
    Linda: Hayır, bak ailenin yanına istanbul’a gideriz. izimizi bir süre sonra da tamamen kaybettirebiliriz
    Murat: (acı bir tebessüm eder) izimizi kaybettirmek isteyen kim? Ben olacaklar hakkında sorumluluğu üzerime alıyorum. inan bana her şey o kadar güzel olacak ki…
    (linda kapıyı aralar ve çocukların oyun oynadıklarından emin olmak için onlara doğru bakar)
    Saat 1630 – Ottawa polis karakolu
    (Laura pis bir hücrenin içine atılmış ve üzerine kapı kilitlenmiştir. Hücrenin içerisindeki bir monitör dikkatini çeker ve tuşuna basarak çalıştırır)
    Ekran açıldığında eşini bir yatağa eli kolu bağlı bir şekilde başka bir hücrede tutulduğunu görür
    ···
  2. 27.
    +1 -3
    part 6

    16:55 Ottawa Polis karakolu
    Laura şok olmuş bir biçimde eşine siyah beyaz ekrandan bakar ve onun bir şeyler mırıldandığını fark eder.

    Brian: bu ayin son bulmalı, yılanlar üzerimize geliyor, destansı bir yaşam, şeytanın oyunundan beni kurtar
    (Brian aniden agresifleşir ve duvara defalarca kafasını vurmaya başlar)
    Brian: (sesini daha fazla yükselterek) yılanlar üzerimize geliyor, destansı bir yaşam, şeytanın oyunundan beni kurtar. Yılanlar üzerimize geliyor, yağmur adam üzerime yılanlarını salıyor, şeytanın oyunundan beni kurtar
    (sesleri duyan görevliler hücreye gelir ve Brian’a bir iğne yaparak onu etkisiz hale getirir)
    Laura: (dehşete düşmüş bir şekilde) neler oluyor burada!
    ···
  3. 28.
    +1 -3
    part 8

    Brian’ın kaçırılmasından 2 gün önce – Brian’ın evi – flashback
    Laura: Tatlım ben annie ile birlikte okula gidiyorum, görüşürüz
    Brian: tamam, hayatım
    Telefon çalar
    Brian: Alo?
    -bay thomson?
    Brian: evet, benim
    -bay thomson merhaba, ben dtc inc’den William, sizinle bir konu hakkında görüşmemiz gerekiyor
    Brian: konu neydi acaba?
    -ancak ofisimize geldiğinizde bunu sizinle paylaşabilirim ama bana güvenebilirsiniz
    Brian: şey, bakın bu aralar çok yoğunum
    -bakın, bay thomson siz isteseniz de istemeseniz de bu görüşme gerçekleşecek
    Brian: bu saçmalık, henüz ne hakkında konuşacağımızı bile bilmiyorum, lütfen bir daha aramayın
    (Brian william’ın bu tehditkar tarzı karşısında biraz korkmuş ve telefonu kapamıştır)
    Telefon tekrar çalar
    Brian: Alo?
    -kapıyı açın bay thomson
    Kapı çalar.
    (Brian iyiden iyiye korkmuştur)
    Eline bir sopa alır ve kapıya doğru yönelir…
    ···
  4. 29.
    +2 -2
    part 9

    19 Aralık 2012 – Günümüz

    Bir stadyumun içinde yaklaşık 100bin kişiyi görürüz, hepsi sahne alacak şarkıcıyı çığlıklar atarak beklemektedir.
    Sahnedeki dev billboardtan şarkıcının adı eşliğinde klibi dönmeye başlar ve Annie sahneye çıkar
    ···
  5. 30.
    +3 -1
    part 11

    Konser sonrası Annie'nin evi

    Annie: (biraz gergin) William artık bu saçmalıktan kurtulmak istiyorum. iş ciddi boyutlara gelecek. Sonum eğer Michael gibi olacaksa ben yokum

    William: Anny saçmalama, o ideallere aykırı geldiği için öldürüldü, senin böyle bir düşüncen yok!

    Annie: Bilmiyorum William, gerçekten bilmiyorum. Önümüzdeki konser sonrasında sanırım ben bazı açıklamalar yapacağım, bunu gerçekten çok düşündüm

    William: bana bak huur, eğer böyle birşey yaparsan seni yerle bir ederler, sonun michaelden de kötü olur! o yüzden sus ve işini yapmaya devam et. Ben yönetmenle konuşacağım bundan sonraki klipler normale dönecek. ortalık biraz yatışana kadar en azından...
    ···
  6. 31.
    +2 -2
    part 12

    annie: tamam ama o robyn kaltağını mı yoksa beni mi bu işin başına getirecekler, bu belirsizlikten bıktım artık
    william: rihanna'dan mı bahsediyorsun?
    annie: evet!
    william: hahaha robyn sadece bir maşa... sen işini yapmaya devam et

    olayda geçen kişi ve kurumlar gerçektir. silinmeden okuyun
    ···
  7. 32.
    +2 -2
    artık herşey daha netleşecek bu bölümde...

    part 13

    7 aralık 2011 - haarp

    yetkili: tüm dünyada büyük bir karmaşa yaratacaksınız ve hiçkimse bunu kimin yaptığını anlamayacak öyle mi?
    şef: kesinlikle öyle, sen merak etme ve proje üzerinde çalış
    yetkili: bakın bu saçmalığı bilmeyen kalmadı, websitesinde bile ilanen bunu yayınlıyorsunuz
    şef: 2 gün önce sayacı durdurduk. sen işine bak
    yetkili: peki, sen bilirsin o zaman butona basma zamanı geldi
    ···
  8. 33.
    +1 -3
    part 14

    william: tüm dünyada üzerindeki üye listesini istiyorum. derhal!
    görevli: emredersiniz efendim

    liste gelir ve şu isimler kısa bir süreliğine göze çarpar

    1154-robyn r. fenty
    1155-james brown
    1156-cameroon fieldrow
    1157-annie thomson
    1158-marshall mathers
    1159-joseph jackson (gone)

    william: 1154 numaranın işini bitirin
    ···
  9. 34.
    +1 -3
    part 18

    flashback - St mary’s hospital – alberta

    dean single: lanet olsun! william ile böyle konuşmamıştık
    asistan: sanırım plan değişmiş doktor

    o sırada yan odadan bir babanın konuşmaları duyulur.

    jeremy: oğlum oldu bir oğlum oldu!
    anne: ismi drew olsun jeremy...
    jeremy: hayır justin olacak...
    anne: justin drew olsun
    jeremy: anlaştık... justin drew güzel isim...

    doktor: bay bieber, artık bebek ile anneyi biraz yalnız bırakmamız gerekiyor
    jeremy: tamam, tamam doktor... Sizi seviyorum!
    ···
  10. 35.
    +4
    beyler adamın bahsettiği murat deniz türkiyenin en güçlülerinden biri. bu da capsi http://www.kadırgatesisl...s/nebahat-murat-deniz.gif
    ···
  11. 36.
    +4
    2.sezon - special episode 2 - 4 ocak 1994

    gizemli bir ortamda birisi bazı şeyler çizer... o sırada kapı çalar

    çizimi yapan adam kapıyı açar

    william: müsait miydin steve?
    steve: müsaitim gel william, ben de iş üzerinde çalışıyordum
    william: çok iyi. şunları bir inceleyelim..

    steve 2 kahve hazırlar ve william ile masaya otururlar

    steve: bak, burada 524-4/9'un olayı var
    william: çok iyi!
    steve: burada da 485-9/11'in olayı...
    william: çok iyi yalnız çok büyük şaşkınlık yaratır bu... biraz değiştir
    steve: tamam... buna ne diceksin?
    william: hahaha hussein, süper! en çok bunu beğendim...
    steve: bu da uzaylı saldırısı
    william: bu lanet saçmalıklara insanlar nasıl inanıyor hala anlamış değilim... güzel steve hepsi çok iyi... sen dahi bir oyun yazarısın...
    ···
  12. 37.
    +4
    ulan deşifre ettin hep bizi ama olsun iyi gidiyo çekirdekle devam
    ···
  13. 38.
    +4
    2.sezon part 25 - 1903 -

    james, nikola ile yaptığı inanılmaz görüşmenin ve deneyimle gördüklerini ve yaşadıklarını anlatmak üzere amerika new york'a gider.

    new york'da yakın dostu jacob schiff ile görüşür.

    james: buna inanamayacaksın, anlattıklarıma inanamayacaksın jacob!
    jacob schiff: sakinleş james, bu ne telaş, ne olmuş olabilir ki?
    james: sakın bana deli deme..

    (james nikola ile yaşadıklarını anlatır. zamanda yolculuk ettiklerinden bahseder)

    jacob schiff: söylediklerine inanıyorum, ee inanıyorum fakat...
    james: fakat'ı yok bu işin jacob, senin yardımına ihtiyacım var.
    jacob schiff: james, sana inanıyorum ama benim de görmem gerekiyor. Hatta yanımızda sevgili dostum john philip'i de getirmek isterim.
    james: o da kim?
    jacob schiff: john philip sousa... örgüt için çok emeği geçiyor. böyle birşeyi görmeyi o da hak ediyor bence
    james: bunun için nikola'ya hemen bir telgraf çekiyorum o zaman...

    james telgrafı çeker ve 1 hafta sonra cevap gelir.

    nikola: sizi ağırlamaktan büyük onur duyacağım...

    1 hafta sonra - hırvatistan

    james, john ve jacob, nikola ile tanışırlar ve yolculuk için hazır olduklarını söylerler. ancak john sousa'nın deli tavırları nikola'nın sinirini bozar

    nikola: bay john sousa'nın nesi var acaba?
    john: ben bu saçmalığa inanmıyorum ve çok sıkıldım
    james: john! lütfen şuan misafiriz ve saygılı olman gerekiyor
    nikola: yo, yo... size ne bunun bir saçmalık olmadığını ispatlayabilirim bay john

    (çekmesinden bir silah çıkarır ve john'a uzatır)

    nikola: bu belinizde dursun, gerçek bir kan akıtıp tadına bakmak isteyebilirsin

    (herkes birbirine bakar ve susar)

    nikola: evet baylar, lütfen diğer odaya geçelim.

    (bu sefer bir jenaratör çalıştırır)

    nikola: evet baylar sihirli bir yolcuğa çıkıyoruz. yalnız yüzme bilmeyen varsa gelmesin hahahahah

    3 misafir, nikola'nın ne demek istediğini tam olarak anlayamadan kendilerini bir anda bir teknenin içinde bulurlar. kaptan görünüme giren nikola, tekneyi sürmektedir.

    nikola: evet baylar az sonra olacaklara hazırlanın!
    jacob: lanet olsun bu adam büyücü!

    nikola: bakın ileride bir misafirimiz var ve sanırım onu iyi tanıyorum. eğlenceye hazırsanız rollerinizi anlatıyorum

    nikola: sen bay james, karşımızdan gelen botun içinde bir zenci var ismi jeremy, yanındaki de zenciden bozma beyaz... ona laf atmanı, sataşmanı ve korkutmanı istiyorum
    james: tamam da zenciden bozma beyaz ne demek?
    nikola: boşver james ve john... james sana komut verdiğinde aniden sana verdiğim silahı çıkarıp jeremy'yi yani zenciyi öldüreceksin.
    john: ta, ta tamam...

    nikola: jacob lütfen siz de benimle içeride olan biteni izleyin...
    jacob: peki.
    nikola: işte yaklaşıyoruz!

    jeremy: eeeh neyse... o da ne lanet olsun
    amaru: ne ne?
    jeremy: karşıdan geleni görmüyor musun, bunlar da kim
    amaru: sadece bizim gibi bir tekne dostum niye panikliyorsun
    jeremy: dostum ben buraları avcumun içi gibi bilirim, insanları da adım gibi bilirim... ve bu gelenler hiç de iyi birilerine benzemiyor, güven bana...

    jeremy ve amaru'nun şaşkın bakışları arasında gördükleri tekne iyice onlara doğru yaklaşır.

    james: hey sen, beyaz züt
    amaru: bana mı diyorsun?
    james: jeremy hiç beyaza benziyor mu?
    amaru: seni tanıyorlar lanet olası pislik
    jeremy: kim bunlar ben tanımıyorum!
    james: kesin konuşmayı. john, jeremy'yi aramızdan ayır bakalım...
    john: peki efendim. (jeremy'yi tek kurşunla öldürür)

    amaru: lanet olsun ne yapıyorsunuz, siz kimsiniz!!!
    o sırada ağır adımlarla kaptan köşkünden bir adam çıkar...

    amaru: sen!... nikola?!
    Tümünü Göster
    ···
  14. 39.
    -4
    eksileyin panpalar kaldığım yeri unutmıyım ayraç niyetine.
    ···
  15. 40.
    -3
    part 4

    Saat 16 45 - Deniz ailesinin evi
    Murat’ın telefonu çalar
    -Annie’yi hemen Alberta’daki St. Mary's Hastanesine getirmen gerekiyor. Orada genel cerrahiden doktor Dean Single ile görüşeceksin ve Annie’yi hemen ameliyata alacaklar
    Murat: robyn ne olacak?
    -robyn için daha vakit var. Sen sadece sana söyleneni yap
    Murat: emredersiniz efendim
    ···
  16. 41.
    +2 -1
    @33 malöz o da benim. burada part halinde veriyorum ki heyecan olsun
    ···
  17. 42.
    +1 -2
    arkadaşlar yanlış anlamayın ama.ben bu ilimunatimidir ne yannanımsa hiç birine inanmıyorum.ve inimunatiyi çıkaranında anasını zütünden gibiyim .ulan bu huur çocuklarının kazandığı parayı kimse kazanmıyor bide yalan dolanla. bakın panpa kardeşilerim bırakın şu illimunati anası gibikleri.
    ···
  18. 43.
    +1 -2
    part 15

    mezarlık

    nerede olduğu belli olmayan bir mezarlıkta annie'yi görürüz. michael jackson'ın mezarının başına çökmüş ve dua etmektedir.

    annie: sana defalarca söyledim joseph... defalarca söyledim... tanrı yanında olsun... amen..

    annie duasını ettikten sonra ayağa kalkar ve arabasına binmek üzere mezarlıktan uzaklaşır.
    annie'nin ardında bir adam onu takip etmeye başlar, tam arabasına binecekken yanına gelir ve...

    adam: annie bir imzanı alabilir miyim?
    annie: lütfen şuan iyi değilim
    adam: "sakın konser sonrası bir apttallık yapayım deme" der ve oradan uzaklaşır...
    annie: hey, dur ne diyorsun
    ···
  19. 44.
    +1 -2
    part 16

    flashback - St mary’s hospital – alberta

    dean single: ameliyathane hazır mı?
    asistan: hazır efendim
    dean single: tamam, annie'yi ses tellerinden ameliyat edeceğiz. çok başarılı bir operasyon olması gerekiyor, yoksa işimiz biter
    asistan: efendim?
    dean single: söyle
    asistan: efendim şuan ameliyathane dolu
    dean single: neden?
    asistan: çünkü... çünkü hastanenin sahibiyle birlikte bir adam geldi ve robyn'in ameliyata alınması gerektiğini söyledi. şuan içerde robyn var...
    ···
  20. 45.
    +1 -2
    part 23

    11 eylül saldırısı sonrası

    adam: efendim başkan sizi 2 saat içerisinde odasında istiyor
    william: neden?
    adam: sanırım senkronizede hata olduğunu söylüyor. uçakların hologram olduğu anlaşılmış
    william: saçmalık bu. hem fahişelerle uğraş hem bunla uğraş. babam bu halde olduğumu görseydi beni lanetlerdi eminim
    adam: efendim.. acele etseniz iyi olru
    william: tamam tamam çıkıyorum, helikopteri hazırlayın
    adam: emredersiniz
    ···