illuminati nin hayatımı nasıl siktiğini

anlatıyorum.

burada yazılanlar yüzde yüz gerçek, şahsım adına yaşanmış olaylardır.

erasmus için ingiltereye gitmiştim amk. london universityde okuyordum. fatih terim`le tuncay şanlı ayarında ingilizcemle etrafımdakilerin sempatisini kazanmıştım. güle oynaya dersleri de geçiyordum. çok zeki olduğum için dersten arta kalan zamanda piyeslerde oynuyordum. bizim sınıfta da bir kız vardı amk. aslında bütün bunları onun gözüne girmek için yapıyordum.bir gün dayanamadım gittim yanına " benimle çıkar mısın ? "dedim. güldü ve "neden olmasın" dedi. adeta havalara uçtum,o kadar uçtum ki,kızın yanağıma kondurduğu öpücüğü bile hissetmedim.o derece uçtum yani. neyse biz bununla takılmaya başladık.bir gün derse gelmiycem, yerime imza at dedi * bende tamam aşkitom dedim. bunu türkçe söyledim.:)) imza atayım diye kağıt önüme geldiğinde şoke oldum. kızın soyadı "rocthshild".

...

ilgi görürse devamı gelecek.

tabi baştan inanamadım.her gün sormak istesem de soramadım.bir gün dayanamadım ve sordum " aşkım sen ünlü bir ailenin kızısın değil mi ? " bunu azıcık fatih terim aksanıyla sordum.o da " yeah" dedi. yeah ne lan rap mi yapıyoruz diye içimden sitem ettim."meğersem "evet" demek istemiş."istersen ailemle tanıştırabilirim" dedi."yoov" dedim, bunu hayır manasında söylediğimi anladı. ısrar etti,gel diye. ulan bende ne olacak sanki deyip gitmeye karar verdim. birmingan sarayına benzer bie şatoya gittik. londra eski sanayiden 100 metre ilerde bir şatoya gittik. kapıda korumalar vardı. neyse içeri girdik. içersi aynı tom cruise nin bir filmi vardı aynı onun gibiydi. bizi eldivenli bir adam karşıladı. fötr şapkası padişah kavuğu gibiydi."merhaba bayım" deyip tokalaştık.

derken ...

bu bana "nerelisiniz" diye sordu".istanbul giber" dedim. tabi giber kısmını anlamadığını düşündüm. neticede adam ingiliz amk nerden bilsin küfrettiğimi kız arkadaşım da anlamadı. bizi salona zütürdüler. çok zengin oldukları belliydi. eşyalar filan antikaydı. yemeğe gidelim istersiniz dediler. bende "olur" dedim. ortam iyice kasvetli olmaya başladı. yemekler birbiri ardına gelmeye başladı. şarap ikram ettiler çok güzeldi. bordeaux`tan getirttik dediler.olm küba yaşadık lan dedim.bu kızla evlenirsem hayatım kurtulur.o esnada bir şey dikkatimi çekti. mutfağın duvarında geyik kafası vardı. gülmemek için zor ttum kendimi. sonunda dayanamadım kahkaha attım.

atmaz olaydım.