ilkokuldan akılda kalanlar

arkadaslarima "inter'i tutuyorum lan" diye hava atmam.
markasi "inter" olan beyaz spor ayakkabilarim vardi da ondan, cok da güzeldi.
o kadar interli'yim ki, ayakkabilarim bile..
vay arkadas ne günlerdi.

@1... 39 (tenzih edilenler var) hala ilkokul beyler.

beyler ilkokula ilk başladığım gündü (1. sınıfa) ana okuluna falan gitmemiştim, babalar gibi 1 den başlamıştım.

binin biri gelip artistlik etti üstüme atladı, sonra yerde yuvarlandık. elemanın başı sıranın demirine değdi ve kafasından kan fışkırmaya başladı.

fıskiye gibi fışkırıyordu aq. sonra sınıftaki kızlar yerler kirlenmesin diye çocuğun kafasını çöp tenekesine soktular. hem ağlıyorlar hem de çocuğun kafasını tenekenin içinde tutmaya çalışıyorlardı. dün gibi aklımdadır. :D

sonra hoca gelip çok pis dövmüştü beni.

ciddi olaylar silsilesi olması nedeniyle hafızada yer edinen olaylardır. misal benim hiç unutamadığım anım 1. sınıfta herkese aşı yapmak için gelen hemşireler sınıfa doluşunca ve aşı korkum dağlara kadar olunca, bir müddet sınıfın önündeki askılıkların içine gömülmek suretiyle saklanma akabinde orda saklanmaktan sıkılıp nasılsa öğretmenim erkek kızlar tuvaletine giremez zihniyetiyle kızlar tuvaletine kaçmamdır. işin ilginç tarafı daha sonra beni aramaya gelen öğretmenimin kızlar tuvaletine girmeyerek 'kızım gelip aşını olsana ne var korkucak diye' beni dışardan telkin etmeye çalışmasıdır. *

benden 4 yaş küçük kardeşim aksi için ağlayıp sızlamama rağmen benim okuluma yazılmıştı. kardeşimden önce servisin ablası bendim,bir tatsızlık çıktığında bana gelinirdi ancak o geldi geleli servisin huzuru bozulmuştu adeta. servisteki ufak atışmalar yerini "coolshek abla kardeşin kusuyoo" tarzı feryatlara bırakmıştı.
bir cuma günüydü yanılmıyorsam."iyi tatiller mıstık abi" diyip arka kapıdan indim. gözüm ön kapıdan inmiş olması gereken kardeşimi aradı."herhalde iniyodur" diye eve doğru yürümeye başladığım anda servis hareket etti. artık içeride ne olduysa benim salak kardeşim inmemişti."mısstık abeee duuur, mıstık abeee" diye bağıra bağıra kaç sokak koştuğumu bir ben bilirim.en sonunda yetiştim gittim bindim servise. mıstık abi gülmekten direksiyona kapanmıştı, diğer çocuklarda deli gibi kahkaha atıyorlardı ve benim kardeşim bütün bu gürültünün içinde hala uyuyordu.ah yitip gider,can yitip gider...

2. sınıfta tam son ders çıkış zamanı sıranın en arkasında kusmuştum

@ 1... 9999 Özet geçin lan bin kuruları

Özet geçin dedikçe hala giblemiyolar.
caps bile yok bu ne lan kitap mı yazıcaksınız aq adam oldunuz

...

kantinden alınan ve çantaya konulan bir aburcuburun kaybolması. çantanın defalarca aranması, bulunamaması. sıra arkadaşı ile birlikte düşebileceği muhtelif yerlerin aranması, bulunamaması. sıra arkadaşının bu duruma çok üzülmesi. sonra bu arkadaşın sınıftan çıkması ve arama çalışmalarının tekrar başlatılması. aramalar esnasında sıra altındaki beslenme çantasına göz ilişmesi. aniden daha önce bilinmeyen bir kavramın beyinde yavaş yavaş oluşması. bir kararsızlık sürecinden sonra sıra arkadaşına ait beslenme çantasının açılması. aranan nesnenin bulunması. sıra arkadaşının dönmesi ve kaygılı gözlerle "buldun mu" diye sorması. "buldum" cevabını almasıdır.

hep kötü, hep gerilim. ben böyle bir insanım işte.
ilk aklıma gelen beş şeyi sıralıyorum, üzerinde durmadım, aradan seçmedim:

1) tahtaya çarpma sağlaması için kalkışım, heyecandan yapamayışım, elimden kalemin havaya uçması.
2) sınıf kapısının kilidinin sıkışması, içerde kalmamız ve mahsur kaldım ölücem galiba diye paniğe girişim
3) bir okul çıkışında kalabalıktan çok dik merdivende ayaklarımın yerden kesilmesi, kalabalıkla sürüklenirken nefes alamayışım
4) kırık öğretmen sandalyesiyle oynarken hademenin biz kırdık sanması, üstümüze kapıyı kilitleyip müdürü çağırması, yapmadığım şeyin azarını yemek, ailemi bile yapmadığıma inandıramamak.
5) yine heyecandan sabah "andımız"ı okurken unutmam, müdürün elimden mikrofonu alırken bana attığı bakış.

biri bana yardım etsin.

pandik oyunu ve pandik kraliçesi

çift katlı kames topumuzun araba altında kalıp patlaması sonucu ezilmiş kutu kolalarla yaptığımız maçlar. bu maçlardan bir tanesinde;

zilin çalmasına çok az kalmıştır.. 5a ve 5c sınıfları arasındaki maç berabere devam etmektedir. öğrencilerin ortalama 35 numara olan ayakları muazzam toz kaldırmakta, her iki sınıfın güzel kızları ip atlamayı bırakmış ve maça bakmaya başlamıştır. 5d sınıfı sol kanattan; sınıfının en iri yarı çocuğu, uğur ile hızlı bir akın gerçekleştirir. uğur adeta kendine müdahale edenleri yere sererek dip çizgiye kadar iner ve teneke kutu ayağına tam oturarak şutunu çeker... teneke kutu ip atlamayı bırakan güzel kızların çığlıkları arasında süzülerek kaleye doğru gider..

zil çaldı çalacak, teneke kutu tusubasa çizgi filmlerinden çıkmışçasına hala kaleye varamamıştır ama öyle böyle sert bir şut değildir... 5c sınıfın iyi top oynayan ama yenilen hatalı gollere tahammül edemeyip, "çık lan kaleden ben durucam" diyerek kaleyi devralan öğrencisi emrah.. sağ tarafa estetik bir uçuşla teneke kutuyu yakalar.. ip atlamayı bırakan güzel kızlar daha bir şevke gelmiş, panter uçuşuyla şutu kurtaran emrahı daha da motive etmiştir.. emrah mavi önlüğünün toz olan dirseklerini bakmadan silkeler ve ilerdeki arkadaşlarına bakar... azalan zaman nedeniyle oyunu eliyle başlatacaktır.. 5d kalesi önünde hareketlenen ramazan'ı görür.. ramazan çok iyi top oynamaz fakat zamana karşı yarışta emrah'ın elindeki en iyi alternatiftir.. emrah teneke kutuyu fırlatır.. kutu süzüle süzüle 5d kalesine doğru gelir... ramazan ani bir hareketle yükselir... havadan gelen ezilmiş teneke kutuya, döneminin iyi oyuncularından van basten gibi kafayı vurur.. teneke kutuya kafa atmak gibi aptalca bir hareketi beklemeyen 5d kalecisi kontrada kalır ve golü yer... 5c sınıfı sevinç içindedir, ip atlayan kızlar ise çığlık çığlığa.. fakat çığlıkların tonunun değişmesi birşeylerin ters gittiğinin işaretçisidir...

5c'nin galibiyet sevinci kısa sürer, ramazan başına dikiş atılması için hastaneye, bizde teneke kutu ile maç yaptığımız için sıra dayağı yemeğe sınıfa çıkarız...

"kendinide evde unutsaydın" ve "bağırsaklarını içine sok" diyen öğretmenlerimin belasını gibesim gelirdi.

gozluk kullaniyorsaniz bircok oyundan mahrum kaldiginiz aklinizda kalmistir. olabilecek en gibimsonik seydir gozluklu olmak cocukken. cunku sizi hic bir oyuna almak istemezler. " olum senin gozlugun var kirilir falan diyerek".
ilkokul 3. siniftayim, arkadaslarin uyarisina; olum birsey diyerek maca girmistim. kames top gozume nasil geldigini anlamadan kendimi yerde bulmustum. ve aci manzara: gozlugumun cami kirilmisti yerde oylece catlak cam ile duruyordu. o manzarayi gormemle aglamaya baslamam bir olmustu, cunku sonuc belliydi. eve gidince guzel bir sopa * ama bunlar yildirmamisti beni oynamaya devam etmistim onlarca kere cami catlatmama ragmen...

altima isiyodum amk

siniftaki erkeklerin bazen gazoz kapagini bazen de bi kertenkelenin cesedini top niyetine kullanarak bahcede mac yapmalari.

liseli bazi abilerin basket sahasinin etrafindan gecen herseyden habersiz ilkokul miniklerine sirf eglenmek icin basket topu firlatmalari. kafanin cok acimasi.

suyu sogun tutsun diye evden alinan ici cam aynali termosu dusurup icini kirmak, termosun icinin cam kirigi olmasi, bahcede kapagini acinca gozlerimin kamasmasi.

asidan kacmak, arkadasla kantinin ordaki banklarin altinda 1 saat kadar saklanmayi basarmak, iri yari hemsirenin bizi tutup geri getirmesi, salya sumuk asi olmak.

ogretmenimle konusurken cubuk kraker yedim diye ortaokullu bi cocugun bana kizmasi, sonra cocuga celme takip dusurmem, oooh canima degmesi.

okulun bahcesinin her tarafini saran makiler.

hayat bilgisi kitabinin kokusu.

23 nisan'da adana 5 ocak stadyumu'nda sicaktan bayginlik gecirmek, ayiltilip gosteriye devam ettirilmek.

tebesir kokusu, beslenme saati mandalinasi, sut tozundan hazirlanmis beslenme saati sutu, kantinde satilan sosisli sandvicler, buyuk ablalar iciyor diye ozendigimiz ama harcliklarimiz yetmedigi icin butun paramizi birlestirip 5 kiz arkadas ortak aldigimiz sutlu kahveden ictigim bi yudum

özet geçin binler

okumayı öğrendiğim ilk gün arkadaşımı da alıp bebeğin nasıl oluştuğunu araştırmak için okul kütüphanesine gitmem. sonrasında annemle şöyle bir diyalog gerçekleşmişti:
l*: ben her sorduğumda geçiştirdin ama bugün bebeğin nasıl olduğunu öğrendim ben
a*: öyle mi? nasılmış bana da anlat bari
l: anne ve babanın vücudu birleşiyor. babadan anneye jel gibi bir sıvı akıyor ve sonra bebek annenin karnında büyüyor.
a: ...

bebeğin normal doğumda anne karnından çıkmadığını öğrendiğimde şok oluşum var ayrıca.

tamam bu son, "sen müslüman mısın" diye sorulduğunda "hayır ben izmirliyim" demem.

bir de öğretmenimin rengarenk kravatları.

okul sergisi için alınan özene bezene yapılmış resmimi okulun arka tarafında sokakta bulmam. alıp hocaya neden attınız demem, hocanın biz de onu arıyorduk deyip resmi alması, sergiden sonra gene sokakta bulmam o resmi.
kadının atası varmış herhalde.

vicdansızz! çok özenmiştim lan.

Böyle anı mı olur amk. Ben ilkokulda altıma sıçmıştım hademe yıkamıştı kıçımı taklu donumu poşete koyup eve göndermişti.

Bu arada ne yediysem taklar zütüme batıodu amk.