-
24.
0-devam ediyor-
-10. bölüm-
kantinde sıradayken melis gelirse sıradan çıkıp kaçıyodum. tenefüste sınıfta teksem melis gelince kaçıyodum. artık melis nerdeyse ben oradan çok uzakta durmaya çalışıyodum. bir gün bir matematik dersinden sonra zil çalar çalmaz melis yanıma geldi. "merhaba esp" dedi. heyecandan sesim titreyerek "merhaba" dedim. "bak esp, şimdi sen benden hoşlanıyosun di mi?" dedi. konuşamadım, kafamı evet anlamında salladım. "ben burak'tan hoşlanıyorum" dedi. çok kötü olmuştum. gözlerim dolu, dudaklarım titrek bir şekilde tekrar tamam anlamında başımı salladım. "benimle biraz konuş, geçen seneki gibi" dedi. başımla onayladım tekrar. melis gülümsedi ve gitti. o günden sonra melis her gün yanıma gelip benimle az az konuşmaya başladı. ben de az da olsa bişeyler söylüyodum. sene sonu yaklaşıyodu. sınıfta parti gibi bişey düzenleme kararı alındı ve son gün sınıfa teyp, cipsler kolalar, fantalar getirdi herkes. romantik bir müzik çalmaya başladı ve burak ile melis dans etmeye başladılar. çok kötü oldum onları öyle görünce. herkes tahtanın önünda dansederken, arka tarafa gidip kardeşim hakan'a "ben gidiyorum dostum, kendine iyi bak" dedim. sarıldık. sonra o kalabalığın içinden kimseye görünmeden bahçeye çıktım. demir parmaklıklardan atlayıp 5km yol yürüyüp eve geldim. annem karnemi sordu. "almadım" dedim. "nasıl almadın!" diye bağırdı azarladı falan filan. ama umrumda değildi onun azarları. birden ağlamaya başladım. annem bi anda yumuşadı. "noldu evladım?" dedi. olan herşeyi anlattım ve kız çocuğu gibi annemin omzunda ağladım. annem "oğlum boşver daha yaşın küçük aşk değil bu" falan filan dedi ama hiç bi fayda sağlamadı.
ertesi sene 3. sınıfa başladık. fakat sınıfta melis'i göremedim. sonra öğrendim ki melis'ler ankara'ya taşınmıştı...
-devam edecek- -
23.
0reserfevegfsdg
-
22.
0-devam ediyor-
-9. bölüm-
tenefüste hakan sınıfta kalmak zorundaydı, ben hem benim yüzümden ceza alan hakan'ın yanında kalmak istiyodum, hem de bahçede arkadaşlarımla futbol oynamak istiyodum. çünkü futbol beni o kadar rahatlatıyodu ki..
dayanamayıp futbol oynamaya gittim, tabi hakan'ı da satmış oldum. hakan da sinirlenip herşeyi melis'e anlatmıştı. sınıfa çıktığımda herkes dalga gülüyodu ve "esp melis'e aşııık" diye şarkı söyleyip eğleniyodu. başımı yere eğip hızlı hızlı sırama yürüdüm ve oturup sıraya kapandım. ders zili çaldı. hakan da gelip yanıma oturdu. hakan'a dönüp "bidaha benimle konuşma satıcı" dedim. hakan "satıcı sensin tenefüste kavga edelim kim satıcı görürüz" dedi. tenefüs zili çaldı. hayatımda ilk defa kavga edicektim. hakan'ın 3 tane abisi vardı ve kavgalara alışıktı. tenefüste ayağa kalktı ve "kantinin oraya gel" dedi. ayağa kalktım ve kantine gittim. sınıftaki herkes orada toplanmıştı. melis de ordaydı. "işte fırsat bu fırsat" dedim. hakan'ı döversem melis'i etkileyeceğimi düşünmüştüm. hakan'ın karşısına çıktım. "ben seni yine de seviyorum arkadaşım" dedim. bu lafıma karşılık bi tane tokat yedim. ben de tokat salladım ve hakan'ın suratına geldi. ilk kavgamı ediyordum. bu güne kadar kavgayla olan tek alakam jackie chan filmleriydi. ordaki hareketleri taklit ettim. karnına bitane tekme attım. bi tane daha tokat yedim. sonra hızlı hızlı yumruklar sallamaya başladım ve hakan ağlamaya başladı. o sırada koşarak ümit öğretmen geldi ve ikimize de tokat atıp bizi müdürün yanına zütürdü. müdür annelerimizi aradı. ikimizin de annesi okula geldi. tabi o sırada herşey ortaya çıktı. melis olayını annemler de öğrenmişti artık. ertesi gün okula gittim. hakan sırada sessiz sessiz oturuyodu. yanına oturdum ve "o gün seni sattığım için özür dilerim" dedim. bana döndü "ben de özür dilerim" dedi. birbirimize sarıldık ve barıştık. tabi artık melis ona olan aşkımı bildiği için eskisinden de kötü durumdaydım. eskiden sadece konuşamıyordum. şimdi ise, onu her gördüğüm yerde ondan kaçıyordum.
-devam edecek- -
21.
0-devam ediyor-
-8. bölüm-
burak bini melis'e aşıktı! akşam evde yatağıma uzandım ve eskisi gibi tavanı izleyerek melis'i düşündüm. ona hala deli gibi aşıktım ama neredeyse 1 yıldır tek kelime bile konuşmamıştık. o kadar utangaç ve korkaktım ki, sabahları günaydın bile diyemiyordum.
yatakta yatıp düşündükçe daha kötü oluyodum. en sonunda tüm cesaretimi topladım ve korkudan ellerim titreyerek melis'lerin evini aradım. annesi açtı. heyecandan hemen kapattım. derin derin nefes aldım ve tekrar aradım.
annesi açtı tekrar.
-alo?
-iyi akşamlar, melis'le görüşebilir miyim.
-tabi canım veriyim. meliiiis! arkadaşın arıyo!
"kim anne? burak mı?" diye melis'in sesini duydum. telefonu kapattım ve odama gidip ağlamaya başladım. acaba melis beni unutmuş muydu?
ertesi gün okulda olanları kardeşim dediğim hakan'a anlattım. ağladığımı, melis'e çok aşık olduğumu söyledim. derste biz konuşurken ümit öğretmen birden arkasını dönüp bize baktı ve hakan'ı konuşurken yakaladı. o anda beni yakalamadığı için hakan'a "hakan, bu gün cezalısın, tüm tenefüslerde sınıfta oturacaksın" dedi. o sırada "öğretmenim ben konuşturdum" demeyi çok istedim ama dediğim gibi, çok çekingen ve korkak bir çocuktum.
-devam edecek- -
20.
0-devam ediyor-
-7. bölüm-
hakan artık bir dost değil, bir kardeşti benim için, aynı şekilde futbol oynadığım arkadaşlarımın içinde sinan, ahmet ve kerem olmak üzere çok iyi dostlar edinmiştim. onlar benim kardeşimdi. ama hiç biri melis'in yerini tutamazdı tabiki. birinci sınıf bitti ikinci sınıf başladı ben hala aynıydım. sadece futbol oynayarak mutlu olan, melis'le alakası hiç kalmamış olan biriydim. melis her zaman kalbimdeydi. onu ne zaman görsem kalbim yerinden çıkacak gibi oluyodu, aklıma geldikçe karnıma ağrı giriyodu. ama o hep burak bininin yanındaydı. dediğim gibi hakan artık kardeşimdi ve bu melis sıkıntısı artık içimde o kadar rahatsız edici bir boyuta ulaşmıştı ki, bunu biriyle paylaşmam lazımdı. ben de hakan'a anlattım. melis'e aşık olduğumu söyledim. hakan sırtıma vurdu ve hangi filmden özendiyse "seni çapkın" dedi. hakan ne kadar kardeşim gibi olsa da burak biniyle aynı mahallade oturuyodu ve onun da samimi arkadaşıydı. hakan'ın beni daha çok sevdiğini düşüyüodum ve burak'la melis hakkında konuşmasını istedim. melis'ten hoşlanıyomuydu? bunu sormasını rica ettim. hakan yanıma geldi ve burak bininin melis'e aşık olduğunu söyledi.
-devam edecek- -
19.
0-6. bölüm-
o akşam eve gittiğimde salak gibiydim, yatağıma yatıp tavanı izledim, melis'i düşündüm. her sabah erkenden fırlayan ben, o sabah çok zor uyanmıştım. annem elli kere "uyan evladım, uyan yavrum" diye diye uyandırmıştı. kahvaltımı zar zor edip, ağır ağır giyindikten sonra aşağıdan servisin korna sesini duymamla aşağı koştum.
o güne kadar hep servisi bekleyen ben, ilk defa servisi bekletmiştim.
sınıftan içeri zar zor girdim, kendimi sırama attım ve yeni sıra arkadaşım hakan'ın yanına oturdum. derslerde hep melis'i izledim. melis bu sefer burak biniyle dost olmuştu. konuşuyolardı, gülüyolardı..
kendimi o kadar kötü hissediyordum ki, yutkunamıyordum. boğazım düğümlenmişti. artık koşa koşa okula değil, eve gidiyordum. her akşam okul giysilerimi atıp, pijamalarımı giyiyor, yatağıma uzanıp tavanı izliyodum, melis'le yaşadıklarımızı kafamdan tekrar tekrar yaşıyodum. aradan uzun zaman geçmişti ve sıralarımız ayrıldığından beri melis'le tek kelime bile etmemiştim, çekingen bir çocuktum (aslında hala öyleyim) melis yanıma gelmedikçe ben onun yanına gidip konuşamazdım. bi ara onun yanında açılmış, rahat olan, bülbül gibi konuşan ben, geçen süre boyunca ondan tekrar uzaklaşmıştım. belki yanıma gelse heyacandan konuşamayacktım. bu geçen süre boyunca hakanla yakın dost oldum. hatta sadece hakanla değil, sınıfın tüm erkekleriyle çok yakın arkadaş oldum. artık tenefüslerde dışarıda futbol oynuyodum. o zamanlar futbol oynamaktan başka hiç bir aktivite yapmadığım için melis'ten sonra girdiğim o ruh halinden sadece futbol oynayarak rahatlıyıp kurtuluyordum. futbol oynadığım zamanlar herşey çok iyiydi. ama ne zaman sınıfa çıkıp burak bini ve melis'i konuşup kikirdeşirken görsem sinirlerim alt üst oluyodu. o yüzden her fursatta arkadaşlarımı ikna edip futbol oynuyodum. futbol oynarken gol atmak, arkadaşlarımın sırtıma vurup beni tebrik etmesi o sıralar tek mutluluğumdu. işte o zamanlar futbol hastalığım başladı. öyle bir dönem geçirmeseydim futbolla alakam olmazdı.
-devam edecek- -
18.
0reserved panpa bi ara okurum
-
17.
0ilkokul 1 de haluk levent dinleyen kız.. hadi hayırlısı... eeee panpa sonra..
-
16.
0orrrrrooossspu sorduk mu?
-
15.
0rezerve
-
14.
0-devam ediyor-
-5. bölüm-
sürekli konuşuyorduk ve onunla konuşurken o kadar mutluydum ki, sabahları okula büyük bir mutlulukla gidiyordum.
her okul bitişinde ertesi günün hayalini kuruyodum, sabahları erkenden uyanıyordum, hızlı hızlı kahvaltı edip alel acele üstümü giyiniyodum, servis 1 dakika bile gecikse sinirleniyodum, haftasonlarından nefret ediyodum. işte böyle bi aşktı melis'e duyduğum, anormal bi duruma sokmuştu beni. okuldan nefret eden ben o sıralar tam bi okulcuydum. artık o kadar açılmıştım ki, onunla her konudan konuşuyorduk. o bana komşu kızlarla oynadığı oyunları anlatıyodu, annesiyle arasında geçen olayları anlatıyodu ben de büyük bir dikkatle ve mutlulukla herşeyi dinliyodum. okul açılalı 2 ay olmuştu ama ikimizin de birbirimizden başka samimi arkadaşı yoktu. hep beraberdik, derslerde tenefüslerde hatta bazı akşamlar birbirimizin evini aradığımız oluyodu. işte o günler benim en mutlu günlerimdi. fakat günün birinde, bi derste, biz yine konuşurken ümit öğretmen "evladım dersi dinlemiyosunuz birbirinizle konuşuyosunuz sürekli" dedi ve bizim sıralarımızı ayırdı. kapı tarafında orta sırada burak ve hakan diye iki bin yan yana oturuyodu ve hakanı benim yanıma yollayıp melis'i burak'ın yanına yolladı. işte ilk defa ayrılmıştık. o kadar kötü hissediyodum ki kendimi, gözlerim dolmuştu, ağlamamak için kendimi zor tutuyodum, dudaklarım titriyodu.
-devam edecek- -
13.
0gibsen okumam bu kafayla
-
12.
0işte bi duygusal hikaye daha güzel bin yaz severim böyle hikayeleri. yıllar sonra kavuşma tarzındakileri özellikle
-
11.
011 sene önce ilkokula başladıysan lise kaçsın yarrammm
-
10.
0reserved
-
9.
0reserved.
okumaya değer değilse gibtim belanı -
8.
0-devam ediyor-
-4. bölüm-
o akşam eve gittiğimde annem "nasıl geçti okul arkadaş edindin mi?" dedi. "evet melis diye bi kız yanımda oturuyo onunla arkadaş olduk" dedim. annem hemen "vaay güzel bi kız mı?" dedi. "yaa uff hayır be" dedim. odama gittim ve televizyonda çizgifilmlerimi izlemeye başladım. aklımda hep melis vardı. akşam yemeğine kadar odamda oturup melis'i düşündüm. babam eve geldiğinde odama gelip "ee olum melis diye bi arkadaşın varmış ehehehe" dedi. "ya off gidin başımdan" dedim. daha sonra yemek yiyip yattım. ertesi gün okula büyük bi sevinçle gittim çünkü melis'i görücektim. sınıfa gittiğimde o çoktan gelmişti ve sıramızda oturuyodu, yanına oturdum. bana "merhaba esp, dün neler yaptın?" dedi. "televizyon izledim, sen ne yaptın" dedim. "ben de yoncimik, serdar ortaç, haluk levent şarkıları dinledim" dedi. ben bunların hiçbiriyle ilgilenmiyordum ama o akşam eve gidince ders çalışır gibi o şarkıları dinledim ertesi gün beraber şarkılarını söyledik. her gün okula hep sevinçle gidiyordum. tenefüslerde beraber şarkı söylüyoduk gün geçtikçe benim onun yanındaki heyecanım da azalıyordu ve rahatlayıp açılıyordum, sürekli konuşuyorduk hatta derslerde bile konuşuyorduk.
-devam edecek- -
7.
011 sene önce ilkokula başladım dedin beni benden aldın liseli..
-
6.
0-devam ediyor-
-3. bölüm-
ümit hanım "ilk dersimiz bitti çocuklar, bu sene çok işimiz var, hepiniz artık kocaman çocuklar oldunuz okuma yazma öğreneceksiniz" dedi ve masasına geçti. herkes şaşkın şaşkın etrafa bakınıyordu. ben ise melis'in yanımda olmasının heyecanıyla kıpırdayamıyordum. sıranın üzerinde ellerimi birleştirmiştim ve ellerimle oynuyordum. melis birden bana dönüp elini omzuma koydu ve "merhaba, yoncimik şarkılarını biliyo musun?" dedi. heyecandan ağzımı açamadım sadece kafamı evet anlamında salladım. melis onun şarkılarından birini söylemeye başladı ve "ben en çok bu şarkısını seviyorum." dedi. "ben de" dedim. melis "hmm çok güzel, beraber söyleyelim mi?" dedi. "olmaz" dedim çünkü bi tak bilmiyodum. melis "tamam o zaman ben söyliyim sen de dinle" dedi. "olur" dedim.
-devam edecek- -
5.
0reserved lan çok güzel devam