1. 51.
    0
    vay amk serdar ortaç dinliyor ha amk 1. sınıftayken gibinin yerini biliyormuydun sen de aşık oluyorsun
    ···
  2. 52.
    0
    -devam ediyor-

    -21. bölüm-
    derin nefes alıp vermeye devam ediyordum. önce gözlerim açıldı. tekrar melis'e baktım. hala ağlıyordu. sonra kürt binlere baktım, şişeyle kafama vuran bin, arkadaşını yerden kaldırmaya çalışıyordu. sonra kulaklarım açıldı sesleri duymaya başladım. melis'in acı acı ağlamasını duyuyodum. insanlar etrafa toplanmış bizi izliyordu. kimse ayırmaya yeltenmiyordu. kendime geldim. bulanık görüyordum. o binleri net görmeliydim çünkü analarını gibecektim. gözlerimi fal taşı gibi açtım. arkadaşını yerden kaldırmaya çalışanı ittim. yuvarlandı. yerde yatanın çenesine, topa vurur gibi, hatta çok sert bir şut çeker gibi bi tane tekme koydum. küt diye ses geldi. o bin orada bayıldı büyük ihtimalle. sonra yuvarlanan ayağa kalktı. üstüme yürümeye başladı. karnına bi tane yumruk attım. boşluğuna baya sert vurmuştum. karnını tutup bi anda eğildi. işte o an hemen suratına dizimle bi tane koydum. geriye düştü. suratı kan içindeydi. yerde yatarken göğsüne oturup suratını yumruklamaya devam ettim. artık kafayı yemiş bi manyaktım. gerçek benden eser yoktu ortada. ben onu yumruklarken etrafta mal mal izleyen huur çocukları gelip bizi ayırdı. beni tuttular ve polis çağırdılar. kafamda şişe kırılmıştı. kan içindeydim ama hiçbirinin umrunda değildi. onlar kürt binlerle ilgilenirken melis'in koluna girip "burdan gidelim" dedim. bizim eve döndük. halam uyumuştu. gömleğim baya kan içindeydi. melis gömleğimi çıkarıp kafama pansuman yaptı. sonra temiz giysilerimi getirdi ve onları giydirdi. beni yatırdı ve telefonla annesini arayıp olanları anlattı. "bu gece burda kalmam lazım halası uyuyo, uyandırıp panik etmiyim başında ben bekliyim." dediğini duydum. sonra "çok teşekkür ederim annecim" dedi. yatağımın yanındaki koltuğa oturdu. "beni savunduğun ve koruduğun için çok teşekkür ederim" dedi. sessizce "bişey değil" dedim. uykuya daldım.
    -devam edecek-
    ···
  3. 53.
    0
    anlat bari okuyoruz bin
    ···
  4. 54.
    0
    reserve alayım ilk sayfayı okudum kustum amk velet muhabbetinden. asıl konuya gelince haber ver bari amk
    ···
  5. 55.
    0
    -devam ediyor-

    -22. bölüm-
    sabah uyandığımda melis ve halam başımda bekliyorlardı. uyandığımı gördüklerinde halam "oo kahraman uyanmış" dedi. güldüm. "ne kahramanlığı ya?" dedim. melis "valla kimsenin yapamayacağı birşeyi yaptın" dedi. kalkmama yardım etti. oturduk kahvaltı ettik. melis'le beraber balkonda sandalyelere oturup aşağı izlemeye başladık. melis elimi tuttu ve "seni çok seviyorum" diyip yanağımdan öptü. "ben de seni" dedim. yine dudaklarımız birbirine yaklaştı, tam birleşecekti ki, kapı çaldı. içeri doğru uzanıp baktım, halam kapıyı açtı ve gelenler melis'in annesi ve babasıydı. halamla merhabalaşıp tanıştıktan sonra halam "balkondalar" dedi. yanımıza geldiler. babası "geçmiş olsun arkadaş, neler yaptın öyle" dedi ve güldü. sırtımı sıvazladı. annesi "geçmiş olsun canım, sana çok teşekkür ederiz" dedi. "yok efendim kim olsa yapardı" dedim. melis "kimse öyle bişey yapamazdı" dedi ve güldü. onlar da oturdu. 2, 3 saat muhabbetten sonra babası "arkadaş bu akşam benle rakı içer misin?" dedi. daha önce içmemiştim ama, "olur" dedim. akşam babası gitti rakı aldı geldi. rakı sofrasında babasıyla kanka oldum. futbol muhabbeti falan yaptık. gece giderlerken melis annesiyle babasına "ben kalıyim nolur?" dedi. halam "canım gerek yok bak koç gibi maşallah iyileşti sen annenlerle git yarın gelirsin yine merak etme" dedi. melis gerçekten de her gün sabahtan gelip, akşama kadar yanımda oturup benimle konuşuyordu...
    -devam edecek-
    ···
  6. 56.
    0
    aşk tesadüfleri sever terk
    ···
  7. 57.
    0
    -devam ediyor-

    -23. bölüm-
    artık tamamen iyileşmiştim. melis'le beraber sabahları denize gidiyorduk. öğlenleri evde oturup akşamları çıkıp birşeyler içiyorduk. bi akşam yine beraber bi barda birşeyler içerken melis lavaboya gitti. o sırada taş gibi bi rus kız yanıma yanaştı. tanışmaya çalıştı yüz vermedim. fakat melis gelip kızı yanımda görünce herşeyi yanlış anladı ve basıp gitti. arkasından koştum ama "gelme gelme" diye bağırınca bişey yapamadım. bara geri döndüm. rus kız bana el salladı. aslında düşündüm de küçükken melis, burak binine gitmemiş miydi? ayrıca rus kız da taş gibiydi. yanına gittim. konuştuk biraz. sonra "let's go to your home" dedi. çıktık. eve girip içeri baktım, halam uyumuştu. kızla odama girip yiyiştik. iki posta attım. ama bi anda öyle pişman oldum ki. kıza gibtiri çektim. yatağa oturup ağlamaya başladım. ben nasıl bi hayvandım?
    -devam edecek-
    ···
  8. 58.
    0
    reserve
    ···
  9. 59.
    0
    -devam ediyor-

    -24. bölüm-
    gece rüyamda yine öğretmenin melis'le beni ayırdığı o rüyayı gördüm ama bu sefer beni kaldırıp o rus kızın yanına oturtuyordu. uyanır uyanmaz hemen dışarı fırlayıp melis'lerin evinin oraya gittim. kapılarına oturup beklemeye başladım. melis ekmek almak için dışarı çıkacaktı. bekledim bekledim ve kapı açılır açılmaz ayağa fırlayıp "melis nolur yanlış anlama, hiç birşey olmadı" dedim. ağlamaya başladım. "inaniyim mi?" dedi. "evet nolur" dedim. "tamam inandım" dedi. sımsıkı sarıldım melis'e. bir daha onu bırakmayacaktım.
    -devam edecek-
    ···
  10. 60.
    0
    çizgi filmi lan bu dıbına kodumun
    ···
  11. 61.
    0
    reservvvv
    ···
  12. 62.
    0
    -devam ediyor-

    -15. bölüm-

    bankta uyandıktan sonra sol tarafımda keskin bir acı hissettim. meğer ben sızmışken bu iki barzo gelip böbreğimi çalmışlar. şu an diyaliz makinasından yazıyorum. sigara içmeyin. hayat çok güzel.

    -the end-
    ···
  13. 63.
    0
    ecdad giben padisah abiniz olarak size ilkokul aşkımı yıllar sonra tavlama hikayemi anlatıcam. işte bu da benim hikayem diyerek başlıyorum:

    -1. bölüm-
    bundan 11 sene önce önce, ilkokul 1. sınıfa başlamıştık. dün gibi hatırlıyorum. herkes ağlıyordu ama ben zaten 3 senedir anaokuluna gittiğim için alışkındım ve sıraları, tahtayı, panoları inceliyordum, çok garip gelmişlerdi bana. ayakta birtek ben vardım, herkes oturmuş ağlıyordu. içeri öğretmenimiz ümit hanım girdi. olduğum yerde kaldım, tahtanın önünde duruyodum. yanıma geldi ve elini omzuma koydu. sınıftaki dönüp, "merhaba çocuklar" dedi. bana da "merhaba, bundan sonra ben geldiğimde beni burda değil sıranda oturarak bekle tamam mı? bak burası senin yerin olsun, hadi bakalım" dedi ve beni öğretmen masasının önüne oturttu. sınıfa dedi ki: "evet çocuklar, ben sizin sınıf öğretmeninizim, ismim ümit, şimdi de siz sırayla kendinizi tanıtın." dedi. işte tam o sırada kapı çaldı ve hayatımı değiştiren o kız içeri girdi. görür görmez o minik kalbim hızlı hızlı çarpmaya başlamıştı..
    -devam edecek-
    ···
  14. 64.
    0
    rezerve
    ···
  15. 65.
    0
    orrrrrooossspu sorduk mu?
    ···
  16. 66.
    0
    ilkokul 1 de haluk levent dinleyen kız.. hadi hayırlısı... eeee panpa sonra..
    ···
  17. 67.
    0
    reserved panpa bi ara okurum
    ···
  18. 68.
    0
    -6. bölüm-
    o akşam eve gittiğimde salak gibiydim, yatağıma yatıp tavanı izledim, melis'i düşündüm. her sabah erkenden fırlayan ben, o sabah çok zor uyanmıştım. annem elli kere "uyan evladım, uyan yavrum" diye diye uyandırmıştı. kahvaltımı zar zor edip, ağır ağır giyindikten sonra aşağıdan servisin korna sesini duymamla aşağı koştum.
    o güne kadar hep servisi bekleyen ben, ilk defa servisi bekletmiştim.
    sınıftan içeri zar zor girdim, kendimi sırama attım ve yeni sıra arkadaşım hakan'ın yanına oturdum. derslerde hep melis'i izledim. melis bu sefer burak biniyle dost olmuştu. konuşuyolardı, gülüyolardı..
    kendimi o kadar kötü hissediyordum ki, yutkunamıyordum. boğazım düğümlenmişti. artık koşa koşa okula değil, eve gidiyordum. her akşam okul giysilerimi atıp, pijamalarımı giyiyor, yatağıma uzanıp tavanı izliyodum, melis'le yaşadıklarımızı kafamdan tekrar tekrar yaşıyodum. aradan uzun zaman geçmişti ve sıralarımız ayrıldığından beri melis'le tek kelime bile etmemiştim, çekingen bir çocuktum (aslında hala öyleyim) melis yanıma gelmedikçe ben onun yanına gidip konuşamazdım. bi ara onun yanında açılmış, rahat olan, bülbül gibi konuşan ben, geçen süre boyunca ondan tekrar uzaklaşmıştım. belki yanıma gelse heyacandan konuşamayacktım. bu geçen süre boyunca hakanla yakın dost oldum. hatta sadece hakanla değil, sınıfın tüm erkekleriyle çok yakın arkadaş oldum. artık tenefüslerde dışarıda futbol oynuyodum. o zamanlar futbol oynamaktan başka hiç bir aktivite yapmadığım için melis'ten sonra girdiğim o ruh halinden sadece futbol oynayarak rahatlıyıp kurtuluyordum. futbol oynadığım zamanlar herşey çok iyiydi. ama ne zaman sınıfa çıkıp burak bini ve melis'i konuşup kikirdeşirken görsem sinirlerim alt üst oluyodu. o yüzden her fursatta arkadaşlarımı ikna edip futbol oynuyodum. futbol oynarken gol atmak, arkadaşlarımın sırtıma vurup beni tebrik etmesi o sıralar tek mutluluğumdu. işte o zamanlar futbol hastalığım başladı. öyle bir dönem geçirmeseydim futbolla alakam olmazdı.
    -devam edecek-
    ···
  19. 69.
    0
    -devam ediyor-

    -7. bölüm-
    hakan artık bir dost değil, bir kardeşti benim için, aynı şekilde futbol oynadığım arkadaşlarımın içinde sinan, ahmet ve kerem olmak üzere çok iyi dostlar edinmiştim. onlar benim kardeşimdi. ama hiç biri melis'in yerini tutamazdı tabiki. birinci sınıf bitti ikinci sınıf başladı ben hala aynıydım. sadece futbol oynayarak mutlu olan, melis'le alakası hiç kalmamış olan biriydim. melis her zaman kalbimdeydi. onu ne zaman görsem kalbim yerinden çıkacak gibi oluyodu, aklıma geldikçe karnıma ağrı giriyodu. ama o hep burak bininin yanındaydı. dediğim gibi hakan artık kardeşimdi ve bu melis sıkıntısı artık içimde o kadar rahatsız edici bir boyuta ulaşmıştı ki, bunu biriyle paylaşmam lazımdı. ben de hakan'a anlattım. melis'e aşık olduğumu söyledim. hakan sırtıma vurdu ve hangi filmden özendiyse "seni çapkın" dedi. hakan ne kadar kardeşim gibi olsa da burak biniyle aynı mahallade oturuyodu ve onun da samimi arkadaşıydı. hakan'ın beni daha çok sevdiğini düşüyüodum ve burak'la melis hakkında konuşmasını istedim. melis'ten hoşlanıyomuydu? bunu sormasını rica ettim. hakan yanıma geldi ve burak bininin melis'e aşık olduğunu söyledi.

    -devam edecek-
    ···
  20. 70.
    0
    -devam ediyor-

    -8. bölüm-
    burak bini melis'e aşıktı! akşam evde yatağıma uzandım ve eskisi gibi tavanı izleyerek melis'i düşündüm. ona hala deli gibi aşıktım ama neredeyse 1 yıldır tek kelime bile konuşmamıştık. o kadar utangaç ve korkaktım ki, sabahları günaydın bile diyemiyordum.
    yatakta yatıp düşündükçe daha kötü oluyodum. en sonunda tüm cesaretimi topladım ve korkudan ellerim titreyerek melis'lerin evini aradım. annesi açtı. heyecandan hemen kapattım. derin derin nefes aldım ve tekrar aradım.
    annesi açtı tekrar.
    -alo?
    -iyi akşamlar, melis'le görüşebilir miyim.
    -tabi canım veriyim. meliiiis! arkadaşın arıyo!
    "kim anne? burak mı?" diye melis'in sesini duydum. telefonu kapattım ve odama gidip ağlamaya başladım. acaba melis beni unutmuş muydu?
    ertesi gün okulda olanları kardeşim dediğim hakan'a anlattım. ağladığımı, melis'e çok aşık olduğumu söyledim. derste biz konuşurken ümit öğretmen birden arkasını dönüp bize baktı ve hakan'ı konuşurken yakaladı. o anda beni yakalamadığı için hakan'a "hakan, bu gün cezalısın, tüm tenefüslerde sınıfta oturacaksın" dedi. o sırada "öğretmenim ben konuşturdum" demeyi çok istedim ama dediğim gibi, çok çekingen ve korkak bir çocuktum.

    -devam edecek-
    ···