1. 1.
    0
    ecdad giben padisah abiniz olarak size ilkokul aşkımı yıllar sonra tavlama hikayemi anlatıcam. işte bu da benim hikayem diyerek başlıyorum:

    -1. bölüm-
    bundan 11 sene önce önce, ilkokul 1. sınıfa başlamıştık. dün gibi hatırlıyorum. herkes ağlıyordu ama ben zaten 3 senedir anaokuluna gittiğim için alışkındım ve sıraları, tahtayı, panoları inceliyordum, çok garip gelmişlerdi bana. ayakta birtek ben vardım, herkes oturmuş ağlıyordu. içeri öğretmenimiz ümit hanım girdi. olduğum yerde kaldım, tahtanın önünde duruyodum. yanıma geldi ve elini omzuma koydu. sınıftaki dönüp, "merhaba çocuklar" dedi. bana da "merhaba, bundan sonra ben geldiğimde beni burda değil sıranda oturarak bekle tamam mı? bak burası senin yerin olsun, hadi bakalım" dedi ve beni öğretmen masasının önüne oturttu. sınıfa dedi ki: "evet çocuklar, ben sizin sınıf öğretmeninizim, ismim ümit, şimdi de siz sırayla kendinizi tanıtın." dedi. işte tam o sırada kapı çaldı ve hayatımı değiştiren o kız içeri girdi. görür görmez o minik kalbim hızlı hızlı çarpmaya başlamıştı..
    -devam edecek-
    ···
  1. 2.
    0
    ayırtıldı!
    ···
  2. 3.
    0
    -devam ediyor-

    -2.bölüm-
    siyah uzun saçları, yeşil gözleri vardı. en sevdiğimden ee insan 7sinde neyse 70inde de öyle olurmuş işte ehehehe.. o içeri girdi ve annesi kapıdan kafasını uzatıp, "hoca hanım kusura bakmayın geciktik, ilk gün trafiği işte malumunuz" dedi. öğretmenimi ümit hanım "önemli değil efendim ama bidaha geç getirmeyin bu güzel kızımı bana" dedi ve güldü. sonra onu yanına çağırıp "madem en son sen geldin, kendini ilk sen tanıt" dedi. anlatmaya başladı "adım melis, modada oturuyoruz, bi tane ablam var, müzik dinlemeyi ve dans etmeyi çok seviyorum... " o anlatıyordu ama ben hayallere dalmıştım, anlatırken onun jest ve mimiklerini izleyip hayaller kuruyordum. konuşmasını bitirince öğretmenimiz "hadi sen de şuraya geç" dedi ve onu benim yanıma oturttu. çok heyecanlanmıştım. sonra kapı tarafından başlayıp sırayla herkes tek tek kendini tanıttı. öğretmen masasının önünde olduğum için sıra en son bana geldi. ayağa kalktım. melis de dönüp o yeşil gözlerini açıp bana bakıyordu. o kadar heyecanlıydım ki sadece adımı söyleyebildim. öğretmen "ee bu kadar mı?" dedi ve gülüp "ee evladım nerde oturuyosun ne yapmayı seviyosun anlatsana" dedi. ben de "üsküdarda oturuyorum, resim yapmayı seviyorum" dedim ve hemen yerime oturdum. o kadar heycanlanmıştım ki.
    -devam edecek-
    ···
  3. 4.
    0
    rizörvıd
    ···
  4. 5.
    0
    reserved lan çok güzel devam
    ···
  5. 6.
    0
    -devam ediyor-

    -3. bölüm-
    ümit hanım "ilk dersimiz bitti çocuklar, bu sene çok işimiz var, hepiniz artık kocaman çocuklar oldunuz okuma yazma öğreneceksiniz" dedi ve masasına geçti. herkes şaşkın şaşkın etrafa bakınıyordu. ben ise melis'in yanımda olmasının heyecanıyla kıpırdayamıyordum. sıranın üzerinde ellerimi birleştirmiştim ve ellerimle oynuyordum. melis birden bana dönüp elini omzuma koydu ve "merhaba, yoncimik şarkılarını biliyo musun?" dedi. heyecandan ağzımı açamadım sadece kafamı evet anlamında salladım. melis onun şarkılarından birini söylemeye başladı ve "ben en çok bu şarkısını seviyorum." dedi. "ben de" dedim. melis "hmm çok güzel, beraber söyleyelim mi?" dedi. "olmaz" dedim çünkü bi tak bilmiyodum. melis "tamam o zaman ben söyliyim sen de dinle" dedi. "olur" dedim.
    -devam edecek-
    ···
  6. 7.
    0
    11 sene önce ilkokula başladım dedin beni benden aldın liseli..
    ···
  7. 8.
    0
    -devam ediyor-

    -4. bölüm-
    o akşam eve gittiğimde annem "nasıl geçti okul arkadaş edindin mi?" dedi. "evet melis diye bi kız yanımda oturuyo onunla arkadaş olduk" dedim. annem hemen "vaay güzel bi kız mı?" dedi. "yaa uff hayır be" dedim. odama gittim ve televizyonda çizgifilmlerimi izlemeye başladım. aklımda hep melis vardı. akşam yemeğine kadar odamda oturup melis'i düşündüm. babam eve geldiğinde odama gelip "ee olum melis diye bi arkadaşın varmış ehehehe" dedi. "ya off gidin başımdan" dedim. daha sonra yemek yiyip yattım. ertesi gün okula büyük bi sevinçle gittim çünkü melis'i görücektim. sınıfa gittiğimde o çoktan gelmişti ve sıramızda oturuyodu, yanına oturdum. bana "merhaba esp, dün neler yaptın?" dedi. "televizyon izledim, sen ne yaptın" dedim. "ben de yoncimik, serdar ortaç, haluk levent şarkıları dinledim" dedi. ben bunların hiçbiriyle ilgilenmiyordum ama o akşam eve gidince ders çalışır gibi o şarkıları dinledim ertesi gün beraber şarkılarını söyledik. her gün okula hep sevinçle gidiyordum. tenefüslerde beraber şarkı söylüyoduk gün geçtikçe benim onun yanındaki heyecanım da azalıyordu ve rahatlayıp açılıyordum, sürekli konuşuyorduk hatta derslerde bile konuşuyorduk.

    -devam edecek-
    ···
  8. 9.
    0
    reserved.

    okumaya değer değilse gibtim belanı
    ···
  9. 10.
    0
    reserved
    ···
  10. 11.
    0
    11 sene önce ilkokula başladıysan lise kaçsın yarrammm
    ···
  11. 12.
    0
    işte bi duygusal hikaye daha güzel bin yaz severim böyle hikayeleri. yıllar sonra kavuşma tarzındakileri özellikle
    ···
  12. 13.
    0
    gibsen okumam bu kafayla
    ···
  13. 14.
    0
    -devam ediyor-

    -5. bölüm-
    sürekli konuşuyorduk ve onunla konuşurken o kadar mutluydum ki, sabahları okula büyük bir mutlulukla gidiyordum.
    her okul bitişinde ertesi günün hayalini kuruyodum, sabahları erkenden uyanıyordum, hızlı hızlı kahvaltı edip alel acele üstümü giyiniyodum, servis 1 dakika bile gecikse sinirleniyodum, haftasonlarından nefret ediyodum. işte böyle bi aşktı melis'e duyduğum, anormal bi duruma sokmuştu beni. okuldan nefret eden ben o sıralar tam bi okulcuydum. artık o kadar açılmıştım ki, onunla her konudan konuşuyorduk. o bana komşu kızlarla oynadığı oyunları anlatıyodu, annesiyle arasında geçen olayları anlatıyodu ben de büyük bir dikkatle ve mutlulukla herşeyi dinliyodum. okul açılalı 2 ay olmuştu ama ikimizin de birbirimizden başka samimi arkadaşı yoktu. hep beraberdik, derslerde tenefüslerde hatta bazı akşamlar birbirimizin evini aradığımız oluyodu. işte o günler benim en mutlu günlerimdi. fakat günün birinde, bi derste, biz yine konuşurken ümit öğretmen "evladım dersi dinlemiyosunuz birbirinizle konuşuyosunuz sürekli" dedi ve bizim sıralarımızı ayırdı. kapı tarafında orta sırada burak ve hakan diye iki bin yan yana oturuyodu ve hakanı benim yanıma yollayıp melis'i burak'ın yanına yolladı. işte ilk defa ayrılmıştık. o kadar kötü hissediyodum ki kendimi, gözlerim dolmuştu, ağlamamak için kendimi zor tutuyodum, dudaklarım titriyodu.
    -devam edecek-
    ···
  14. 15.
    0
    rezerve
    ···
  15. 16.
    0
    orrrrrooossspu sorduk mu?
    ···
  16. 17.
    0
    ilkokul 1 de haluk levent dinleyen kız.. hadi hayırlısı... eeee panpa sonra..
    ···
  17. 18.
    0
    reserved panpa bi ara okurum
    ···
  18. 19.
    0
    -6. bölüm-
    o akşam eve gittiğimde salak gibiydim, yatağıma yatıp tavanı izledim, melis'i düşündüm. her sabah erkenden fırlayan ben, o sabah çok zor uyanmıştım. annem elli kere "uyan evladım, uyan yavrum" diye diye uyandırmıştı. kahvaltımı zar zor edip, ağır ağır giyindikten sonra aşağıdan servisin korna sesini duymamla aşağı koştum.
    o güne kadar hep servisi bekleyen ben, ilk defa servisi bekletmiştim.
    sınıftan içeri zar zor girdim, kendimi sırama attım ve yeni sıra arkadaşım hakan'ın yanına oturdum. derslerde hep melis'i izledim. melis bu sefer burak biniyle dost olmuştu. konuşuyolardı, gülüyolardı..
    kendimi o kadar kötü hissediyordum ki, yutkunamıyordum. boğazım düğümlenmişti. artık koşa koşa okula değil, eve gidiyordum. her akşam okul giysilerimi atıp, pijamalarımı giyiyor, yatağıma uzanıp tavanı izliyodum, melis'le yaşadıklarımızı kafamdan tekrar tekrar yaşıyodum. aradan uzun zaman geçmişti ve sıralarımız ayrıldığından beri melis'le tek kelime bile etmemiştim, çekingen bir çocuktum (aslında hala öyleyim) melis yanıma gelmedikçe ben onun yanına gidip konuşamazdım. bi ara onun yanında açılmış, rahat olan, bülbül gibi konuşan ben, geçen süre boyunca ondan tekrar uzaklaşmıştım. belki yanıma gelse heyacandan konuşamayacktım. bu geçen süre boyunca hakanla yakın dost oldum. hatta sadece hakanla değil, sınıfın tüm erkekleriyle çok yakın arkadaş oldum. artık tenefüslerde dışarıda futbol oynuyodum. o zamanlar futbol oynamaktan başka hiç bir aktivite yapmadığım için melis'ten sonra girdiğim o ruh halinden sadece futbol oynayarak rahatlıyıp kurtuluyordum. futbol oynadığım zamanlar herşey çok iyiydi. ama ne zaman sınıfa çıkıp burak bini ve melis'i konuşup kikirdeşirken görsem sinirlerim alt üst oluyodu. o yüzden her fursatta arkadaşlarımı ikna edip futbol oynuyodum. futbol oynarken gol atmak, arkadaşlarımın sırtıma vurup beni tebrik etmesi o sıralar tek mutluluğumdu. işte o zamanlar futbol hastalığım başladı. öyle bir dönem geçirmeseydim futbolla alakam olmazdı.
    -devam edecek-
    ···
  19. 20.
    0
    -devam ediyor-

    -7. bölüm-
    hakan artık bir dost değil, bir kardeşti benim için, aynı şekilde futbol oynadığım arkadaşlarımın içinde sinan, ahmet ve kerem olmak üzere çok iyi dostlar edinmiştim. onlar benim kardeşimdi. ama hiç biri melis'in yerini tutamazdı tabiki. birinci sınıf bitti ikinci sınıf başladı ben hala aynıydım. sadece futbol oynayarak mutlu olan, melis'le alakası hiç kalmamış olan biriydim. melis her zaman kalbimdeydi. onu ne zaman görsem kalbim yerinden çıkacak gibi oluyodu, aklıma geldikçe karnıma ağrı giriyodu. ama o hep burak bininin yanındaydı. dediğim gibi hakan artık kardeşimdi ve bu melis sıkıntısı artık içimde o kadar rahatsız edici bir boyuta ulaşmıştı ki, bunu biriyle paylaşmam lazımdı. ben de hakan'a anlattım. melis'e aşık olduğumu söyledim. hakan sırtıma vurdu ve hangi filmden özendiyse "seni çapkın" dedi. hakan ne kadar kardeşim gibi olsa da burak biniyle aynı mahallade oturuyodu ve onun da samimi arkadaşıydı. hakan'ın beni daha çok sevdiğini düşüyüodum ve burak'la melis hakkında konuşmasını istedim. melis'ten hoşlanıyomuydu? bunu sormasını rica ettim. hakan yanıma geldi ve burak bininin melis'e aşık olduğunu söyledi.

    -devam edecek-
    ···