-
151.
+4Evet bu yaz. Temmuz 2013. Selçuk ile uzun zaman görüşmemiştik. Gel falan dedi gittim sitelerine. Özge’nin babası emekli olmuştu. ilçe de yapılan toki evlerine taşınmışlar. Evlerinin önünden geçtim. ilk defa ağlayacak gibi oldum. Selçukla beraber lokale gittik. Yedik konuştuk sohbet ettik. “kaç yıl oldu” dedi. “bilmiyorum” dedim. Aslında biliyordum 3 yıl 8 ay olmuştu. Hiçbir kızla yakınlaşmamıştım bile. Konuşmaya devam ettik. Akşam onlarda kalacaktım. Ailesi yoktu zaten. Akşam eve gittik bizden yarım saat sonra ailesi geldi. Çok ısrar ettiler ama kalmadım, kalsam rahat edemezdim. “ e nereye gideceksin kardeşim kal işte” dedi Selçuk. “yok ya arkadaşım örende kalıyor onun yanına giderim merak etme.” Deyip iyi geceler dedim ve çıktım. Arkadaşım falan yoktu. Sırt çantamla beraber çıktım siteden ve örene giden 8 kmlik yolu yürüyerek aştım. Gecenin kaçı olduğunu hatırlamıyorum çoğu kişi sahildeki şezlongların birinde uyudum. Sabah kalkıp kafelerin birinde kahvaltı yaptım. Küçük termos bardağa soğuk su doldurup yürümeye başladım.
-
152.
+7Ören dediğim yer Muğla Milas ilçesine bağlı ören beldesi. Balıkesir değil. Ören’e giden ya da orayı bilen varsa dediğim yeri bilir. Sahil güvenlik var sahilin sonunda onun orası çok boş olur kimse gitmez. Kaldırımdan bir metre aşağısı sahildir zaten. Sonuna kadar gittim sahilin. Orada bir ağaç vardı dibine oturup kitabımı açıp okumaya başladım. Tehlikeli oyunlar. Kaçıncı kez okuyordum bilmiyorum bu kitabı. Kitabı okurken arada termostan su içiyordum. Keyifliydim. Denizin esintisi ya da gürültünün uzakta kalması nedeniyle olabilir. Sonra en sevdiğim cümleyi okudum; “Kelimeler, kelimeler albayım, bazı anlamlara gelmiyor... ” sonra değişmişsin diye bir ses duydum. Dönüp baktığımda melek kolyesiyle karşı karşıya kaldım.
-
-
1.
+1bitirme be merak ettim
-
2.
0burda bırakılırmı dalyarak
-
3.
0Bırakma reis
-
4.
0Devam et reis
diğerleri 2 -
1.
-
153.
+2Güzelleşmişti, kalbim sıkışıyordu. Kaldırımdan inip yanıma oturdu, nefes alamıyordum. Yüzüme bakıp gülümsemeye çalıştı, konuşamıyordum. “özür dilerim” dedi. Bir şey diyemedim. Diyeceğim tüm sözler boğazımda sıralandı, çıkmadı ağzımdan. O an kalkıp gidebilirdim, küfredebilirdim, kitap okuyabilirdim, bayılabilirdim, ölebilirdim ama ben sadece sustum. “ güzelleşmişsin” dedim bir müddet sonra teşekkür etti. “nasıl buldun beni?” dedim. “ derin bir nefes alıp bağdaş kurmuş bacaklarına koydu elini “ Selçuk örene gittiği söyledi, sahilleri seviyorsun, sessizliği seviyorsun. Burada olacağını tahmin ettim ve bildim. “ dedi. Bir şey demedim. “numaranı değiştirmişsin” dedi. Güldüm “yeni mi fark ettin” dedim. “ne zaman değiştirdin ki “ dedi. “ 3 yıl önce” dedim. Bir şey diyemedi. Bu sefer ben konuştum “ neden geldin” dedim. “senden özür dilemek için” dedi. Kolaydı söylemek. Sözcükler ruhtaki yaralara ne kadar tesir edebilir ki? “neler yaptın? Üniversite, askerlik?” diye sordu, anlattım sağlık sorunlarından bahsettim. Üzüldü. Gözleri doldu bir ara galiba ya da ben dolmasını istedim. “senin için kolay olmadı mı?” dedi. Evet dolmuştu gözleri. “sen gittikten sonra her şey farklı olur, yalnızlık bile demiştim sana” dedim. “kafasını öbür tarafa çevirdi, sonra eğdi. Yüzüme bakıp “biliyor musun bana da kolay olmadı. Ama sana kolay olduğunu düşünerek avuttum kendimi. o şekilde kolay oldu. inan istemedim, seninle sonsuza kadar ola..” bu sefer ben kestim sözünü. “kelimeler bazı anlamlara gelmiyor” dedim. O anladı ama ben anlamadım ne dediğimi ne demek istediğimi. Sonra kalktı. “ artık buradayım. Numaram aynı. Görüşmek üzere” dedi ve gitti. Kitabı denize atmadan önce okuduğum son cümle “Fakat benim de sevmeye hakkım yok mu albayım ? Yok. Peki albayım. Ben de susarım o zaman.” Kalktım ve bende gittim.
-
154.
+24 yıl boyunca çok uğraştım konuşmak için. ankaraya bile gittim ama geri döndüm konuşamadan. 4 yıl boyunca o hiçbir şey yapmadı. aramadı ya da başkasına sormadı. numaram yakın arkadaşlarımda vardı alabilirdi almadı. gurur falan yapmıyorum zaten pek kalmadı elimde ama o kadar çabaladıktan sonra insanda bir beklenti oluşuyor.
-
155.
+1yarın sabah güneşin doğup havanın en soğuk olduğu saatte bizim parkımızda, aynı bankta, ağacın altında kahvaltı sözü istedi benden. "bir şeyleri bitirmemiz lazım" dedi.
uyumadım. 9. kahvemi içiyorum. bir yandan da umursamazlığa vurmaya çalışıyorum.
sevindim; demek ki bir şeyler var içinde.
üzüldüm; demek ki bir şeyleri bitirecek. -
-
1.
0Panpa sonuna kadar devam et çok iyi
-
1.
-
156.
+2sabahın yedisinde kalktım gittim parka. bizim park, bizim ağaç, bizim park. ortalık sessiz. kimse ortada yok oda yok ortada. ben simidi, çayı, üçgen peyniri aldım. aynı lisedeki gibi. sonra o gözüktü diğer taraftan. benim gibi almış simidi, çayı, çekmiş eşofmanları gelmiş. dedim ya birbirimizi tamamlarız o beyaz giymişti ben siyah. geldi yanıma. bir şeyleri bitirecek olmanın rahatlığıyla "hoşgeldin" dedim sadece. "hoşbulduk" dedi oturdu karşıma. elini sıkmadım. ikimizde yabancı kaldık birbirimize o çıkardı kendi getirdiği simitleri ben çıkardım kendi çıkardığım simitleri. "ben peynir getirmedim" dedi. benimkimden verdim bi tane. "şekerde almamışım" dedi. eskiden bunu dediğinde parmağını batır çaya karıştır biraz derdim. demedim bu sefer şekerden de uzattım. biraz yedik. "anlaşılan ben konuşmaya başlamadan konuşmayacaksın" dedi. "evet, bir şeyleri bitirmek için konuşmaya sen çağırdın." dedim.
-
157.
+1"tamam o zaman kısa kesicem" dedi. rahattım. biliyordum bir şeyleri bitirmek için konuşacaktık. " ben her şey için sana teşekkür ederim. ve özür dilerim." dedi. sinirlendim ilk defa. "zaten ayrılık konuşmasını 4 yıl önce yaptın, bu ne şimdi? neyin bitmesini istiyorsan söyle, konuş bitirelim gitsin." dedim. eğer o an konuşmasını devam ettirse kalkıp giderdim gerçekten. o yüzden direkt sonuca bağladı konuyu. " bu kadar sinirlenmene, kızmana gerek yok. bak eskiden yaptığım şeyin ne kadar anlamsız olduğunu anladım. çok önceden anladım bunu ama cesaret edemedim. ne diyecektim? ben çok pişmanım salaklık yaptım geri döneyim mi diyecektim. diyemedim işte. ben o kadar yıl boyunca senden başka bir şey istemedim. kolyen hala bende. senden başkada kimse olmadı, olmayacakta. bunu anlatmaya çalışıyorum sana. ben tekrar benim ol istiyorum. olamaz mıyız? bir şans veremez miyiz?" dedi. işte bu kelimeleri hece hece beynime kazıdım o an.
-
158.
+3o an hissettiğim şeyi anlatamam. gerçekten anlatamam çünkü ne hissettim bilmiyorum. lise çağıma döndüm. ilk kez ondan hoşlandığımı söylediğim ana döndüm. eskiye döndüm. tüm yaşanılan şeyler, mutluluklar, üzüntüler, kavgalar, barışmalar her şey tekrar tekrar aklıma doldu. bir nevi sistemi geri yükledim gibi oldu. bir kez daha anladım. ondan başka kimse giremiyor kalbime. ve şimdi kasıma ramak kala tekrar biz olduk. tekrar deneme değilde tekrar doğuş oldu bizim için. yazdıklarımı sonuna kadar okuyan kardeşlerim var. "neden mutlu bitirmedin yavşak" diyenler vardı. her dert, her üzüntü sebepsiz yere olmuyor demek ki. bunu kimseyle paylaşmadım. burada yazdıklarımı gerçek hayatta bilen kişi sayısı az. burada paylaşmak istedim. çünkü içime sığmadı. biliyorum eğer paylaşmasaydım burada olan bir kaç kardeşimle konuşmasaydım ben bu şehirden çeker giderdim. ne tekrar biz olurduk ne benden bir parça kalırdı geriye. bekle konuş falan diyenler oldu, akıl verenler, kaybettiğim değeri kazandıranlar oldu. o yüzden kaldım zaten burada işimin başında. sonunda işte tekrar başlıyoruz.
-
-
1.
0Devam reis
-
2.
0kardeşim çalıntı burdan okuma (bkz: bir kızı ilk kez öpmek)
-
3.
0Panpa devam et
-
4.
0Yazsana amk saatlerdir bekliyorum
diğerleri 2 -
1.
başlık yok! burası bom boş!