/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 51.
    +4
    ÇALINTI DiYENLER KANIT GÖSTERSiN AMK !
    ···
    1. 1.
      0
      giberim onları panpa merak etme yaz sen
      ···
    2. 2.
      +3
      Çalıntı zaten amın Feryadı
      ···
    3. 3.
      +3
      Calinti okudum ben bunu
      ···
    4. 4.
      +3
      Lan çalıntı bu silik atın şuna
      ···
    5. 5.
      +1
      Kes lan huur çocu çalıntı zaten
      ···
    6. 6.
      0
      (bkz: bir kızı ilk kez öpmek) al huur çocu calınti
      ···
    7. 7.
      0
      Calinti
      ···
    8. diğerleri 5
  2. 52.
    +9
    Ertesi gün sena da erken kalktı eski arkadaşlarıyla buluşacak. Beraber çıktık evden, durağın oradan ayrıldık. Tam o gitti sevdiğimin servisi geldi. iner inmez ben günaydın dedim. O “ o kız kim?” dedi. “Halamın kızı tanıştırayım istersen” dedim. “Tamam gerek yok” dedi. Kıskandı lan. Çok sevindim, havalara girdim gülüyorum falan. Bana baktı “çok salaksın” dedi. Bende “çok güzelsin” dedim. O kızgın ben mutlu girdik okula. Derste konuşmadı yüzüme bakmadı, teneffüste çıktı hemen durmadı. Gitmedim arkasından. Defterine “ bir melek buldum, beni cennetine aldı, şimdi başka bir şeyler aradığımı sanıyor. Sor bakalım kendine sensiz cennetim bir işe yarar mı diye.” Yazdım. iyi hatırlıyorum bu notu. Anlık yazdığım ilk dizeydi diyebilirim. içeri girdi yüzüme bakmadan oturdu yine yanıma. Açtı defteri.
    ···
  3. 53.
    +7
    ilk önce yazıyı okudu. Sonra biraz gülümsedi. Sonra kulağıma; “kalbim bu kadar hızlı atarsa kalp krizi geçirebilirim. Görürsün o zaman sen cenneti” dedi. Bende “tamam o zaman bundan sonra güzel söz, iltifat, şiir yok.” Dedim. “ öküz” dedi. Yine iyiydik. Devam ettik. Çıkışta yine direkt gitti eve. Akşam konuşuruz dedi. O akşamı iyi hatırlıyorum. 12 şubat gecesi. Telefonla konuşuyoruz. Ben odamda sena içerde kendi halinde takılıyor. “ annemler yok iki gün. Bak selçukta bizim sitede gel onlarda kalırsın. Akşamları da beraber takılmış oluruz sahile falan gideriz “ dedi. Sena var gidemem ki amk. Ama o senanın bizde kaldığını bilmiyor. Sadece birbirimize görüşürüz derken görüp öyle davrandıysa bizde kaldığını bilse neler olur acaba. Belki çok büyük bir şey değildi sabah yaptığı ama sevdiğiniz birinin tek bir hareketi canınızı feci yakabilirim. Ben mutlu olmuştum beni kıskanmasına. Her neyse biz konuşurken sena bana seslendi. Dondum kaldım.
    ···
  4. 54.
    +5
    Senaya dedim ki ben telefonla konuşuyorum bir şey olursa kapıya tıklat bakarım. Ama içerden haykırıyor ismimi resmen. Ben dondum özge dondu. Sonra sinirli bir şekilde ”o kim” dedi. “kim kim” dedim. “ ya saçmalama kim o söyle. “ dedi. “halamın kızı sena” dedim. “ya bir tek sabah gördüm, ilk defa adını orada duydum bir şey demedim. Ailen yok ama kız sende mi kalıyor?” dedi. “ ya hayatım bizimkilerin evde olmadığını bilmiyordu adanaya gitmeden uğramış bizimkileri görmek için gelmiş biletini de iki gün sonraya almış. O yüzde…” lafım yarım kaldı tabi. Sena ben cevap vermeyince odama gelip “ canım çağırıyorum neden cevap vermiyorsun” dedi. Telefon suratıma kapandı. Tekrar Aradığımda operatör bana “aradığınız kişiye şu anda ulaşılamıyor” diyor ben sena ya canını gibim diyorum.
    ···
  5. 55.
    +4
    “ ne küfür ediyorsun be” diyor bi de. “ yav bi sus amk! Sana dedim ki telefonla konuşuyorum seslenme bağırma dedim senin yaptığın ne amk” diye bağırdım. Zaten o an ne yapacağımı bilmiyordum. Bi an senaya tekme tokat dalmak geldi içimden. “ ne bilim unuttum.” Dedi. Arıyorum telefon kapalı, ordaki evin telefonunu da bilmiyorum. Ne yapacam diye düşünürken aklıma Selçuk geldi. Aradım. “ Selçuk benim sizin siteye gitmem lazım, nerdesin” dedim. “pubtayız da noluyor lan” dedi. “ ya boşver amk anlatırım nasıl gidecem sizin siteye?” bir saat sonra personel servisi var onla gidecem ben beraber gideriz” dedi. “ tamam oraya geliyorum” deyip kapattım telefonu. Sena kapı önünde bana bakıyor. “görüşürüz” deyip çıktım. Yanıma hiçbir şey almadım. Zaten eşofman t shirt hırka var üstümde, yürüyerek Selçukların olduğu pub’a geldim.
    ···
  6. 56.
    +4
    Yanına gittim direkt. “ noldu oğlum anlat” dedi. Anlattım olan biteni. “ eve kız atmadın değil mi lan” dedi. Küfür edince sustu. “hadi gidelim gelir servis birazdan” dedi. Çıktık durağa kadar yürüdük. Çok beklemeden servis geldi. Bindik çıktık yola. Koca otobüs, yollar virajlı ve karanlık yavaş yavaş gidiyor servis. Yoldayken de aradım ama kapalı hala telefon. Siteye vardık girişte indik zaten. Gecenin üçü. “evleri nerde” dedim. Sıra sıra evleri geçtik. iki katlı evler 4 daire, apartman gibi değil müstakil evleri birleştirmişler gibi. “şurası işte, alt kat” dedi. 4 daireden ışık yanan tek yer. Koştum kapıya kadar, apartman girişi değil zaten ufak bir veranda var. Durdum kapının önünde, nefes alışımı, kalp atışlarımı kontrol etmeye çalıştım başaramadım. Çaldım kapıyı. Kapıyı açtı sanki arkasında ışık huzmesi vardı. saçlar açık, üzerinde polar eşofman, bluz, hırka üçlüsünü tamamlayan donuk bir bakış, ama şaşkın çünkü beklemiyordu beni. Ağzını açtı ilk önce diyemedi bir şey.
    ···
    1. 1.
      0
      Gadam kızın anası babası nerde
      ···
  7. 57.
    +4
    “Ne arıyorsun burada” dedi. “ seni.” Dedim. “ yüzünü bile görmek istemiyorum.” Dedi bu sefer. “ ya açıklamama biri izin versen her şeyi anlata…” sözümü kesip “defol” diye haykırdı. Sonra kapıyı suratıma çarptı. Sen bilirsin dedim. Olduğum yerde dönüp etrafa baktım; karanlık, ağaçlar, uzaklardan gelen dalga sesi. Oturdum kapının yanına yere. Gecenin kaçı olduğu, havanın ne kadar soğuk olduğu ya da burada ölmek beni ilgilendirmiyordu. Bekleyecektim. Ya ailesi gelene kadar evden çıkmayacaktı, ailesi geldiğinde babası benimle ilgilenecekti ya da dışarı çıkıp benimle konuşacaktı. Ne olursa olsun bekleyecektim. Saat ilerledikçe soğuk arttı, karanlık arttı. Üşüdüğümü ilk o zaman fark ettim. Devam ettim oturmaya, bir yandan üşüyor bir yandan uyumamaya çalışıyordum. Sonuç güneş doğmasına yakın uyudum.
    ···
    1. 1.
      0
      Seri yaz lan
      ···
  8. 58.
    +5
    Her yerim tutulmuş, titriyorum büyük ihtimal. Üşüyorum bunu hissediyorum, kemiklerime kadar soğuğu hissediyorum, donmuşum, kışın deniz kenarı bir yerde dışarıda uyumak. işte aşkın mantığı bu. Her yerim soğuk ama yüzümde bir sıcaklık var. Yanağımdan alnıma doğru. Sonra öbür yanağımda hissediyorum sıcaklığı. Sanki biri yüzüme sıcak bir şey bastırıp ısıtmaya çalışıyor beni, sanki biri kalbime dokunmaya çalışıyor. Sonra sesini duyuyorum; uykulu, korkmuş, kızmış bir ses. “ ya kalksana” diyor. Gözümü açmak istiyorum ama kirpiklerim birbirine yapışmış. Zorla açıyorum gözlerimi bulanık görüyorum ama tanıyorum bu yüzü. “kalk hadi içeri geç.” Deyip kaldırdı kollarımdan beri. Anneler derler ya kalk yerine yat diye, sevgi ve şiddet karışımı bir sesle. Bunu sevgilinizin dediğini düşünün. ister istemez gülümsedim. “geri zekalı aptal bir de gülüyor musun” diyor ama oda sırıtıyor hafiften. içeri girdim onun yardımıyla.
    ···
  9. 59.
    +5
    Direkt kaloriferin yanına oturttu beni. Bekle burada deyip içeri gitti. Tekrar kapattım gözlerimi. Tekrar açtığımda o gelmiş üstüme battaniye örtmüş sıcak su torbası koymuş. Ben yerde cenin pozisyonunda yatıyorum o başımda bir minder üstünde oturmış bekliyor. “ aptalsın, malsın, geri zekalısın, beyinsizsin, öküzsün, embesilsin” dedi. “hayır aşığım” dedim. “ bak gerçekten sandığın gibi değil sena bi..” “ biliyorum sena seni aradı açtım anlattı durumu. Ben özür dilerim” dedi. Bir şey diyemedim. Toparlandım oturdum. Şimdi tam karşımdaydı. Bağdaş kurmuş, saçları omuzlarından dökülmüş, ela gözlerini bana dikmiş beni izliyor. Sonra sehpayı gösterip “ye bunları” dedi. Çay ve bisküvi var. “bunlar ne?” dedim. Ayağa kalkıp kusura bakma beyefendi bugünlük bu kadar hamaratım.” Dedi ellerini beline koyarak. Olsun dedim. Kalkıp oturdum koltuğa yanıma oturdu. Bu sefer ben onun ağzına zorla bisküvi tıkıştırdım aynı bardaktan çay içtik. Yine mutluyduk. O kadar mutluydum ki başımı dizine koyup uyumuşum. Saçlarını yüzümde gezdirmese uyanmazdım aslında. “ bir daha bunu yapma olur mu? Ben sana kızarım ama vazgeçmem senden, git derim ama ciddi söylemem. Sen benim en değerlimsin. Kızdıysam biraz zaman ver bana düzelir zaten her şey.” Dedi. Bir kız size bunu diyorsa ve o bunu derken siz onun dizine başınızı koyma ayrıcalığına sahipseniz bir şey demeyin. Susun. Ben öyle yaptım. Sustum ve sadece tuttuğum elinin avuç içini öptüm.
    ···
  10. 60.
    +2 -2
    Beyler Soru Sormayın hikaye bittiğinde bütün sorularınız cevab bulacaktır
    ···
    1. 1.
      0
      Saten calinti amk cocu
      ···
  11. 61.
    +6
    Uyandığımda elimdeydi hala eli. Başımı dizine koyup uyumuşum, o da oturduğu yerde uyumuş. Yavaşça kalktım. Yüzüne düşen saçını elimle itip alnından öptüm. Sürekli söylüyorum ama aşk gerçekten bambaşka bir şey. 6 aydır sevgiliyiz ama hala alnından öperken kalbim sıkışıyor. Öylece oturdum onu izledim, geleceği düşündüm. Gerçekten bir geleceğimiz olacak mıydı? Olmalıydı. Onsuz ne yaparım bilmiyordum. Bunları düşünürken yavaş yavaş açtı gözlerini. Uyku mahmuru ela gözleriyle şaşkınca baktı bana. Gülerek “günaydın sevgilim” dedi. “günaydın sevdiğim” dedi. Sevdiğim.. birine sevgilim demek ayrı sevdiğim demek ayrı. Sevdiğim daha derindi, gözleri gibi, sesi gibi. “sahile inelim hadi “ dedi. Olur dedim. O içeri gitti bende Selçuklara gittim üstümü değiştirmek için. Selçuk’un kıyafetlerinden çarptım iki parça, sevdiğimin yanına döndüm.
    ···
  12. 62.
    +5
    Kapının önünde bekliyordu. indik beraber sahile. Sahilde kumdan eser yoktu. Ege sahilleri genelde taşlıktır, plajlar hariç. Site lokantasında yemek yedik. Zaten saat 4e geliyordu, sahilde oturduk, güldük, konuştuk. iki aşığın ne yaptığı önemli değildir, yan yana olmaları, birbirlerine dokunabilmeleri, seslerini duyabilmeleri yeterlidir. Öyleydik bizde, aşkın boş vermişliğinde sahildeki banka oturup denizi izliyorduk güneş ardımızda batarken. “bana şiir oku” dedi. “ şiir mi? Düşünmem lazım.” Dedim. “ ya odunluk yapma işte oku, bir kerecik istedim kıracak mısın beni?” dedi. Bunu söylerken yüzüme bakmasına bile gerek yoktu ki. Cevaben bildiğim tek şiirin son bölümünü okudum;
    “Senin bu ellerinde ne var bilmiyorum göğe bakalım
    Tuttukça güçleniyorum kalabalık oluyorum
    Bu senin eski zaman gözlerin yalnız gibi ağaçlar gibi
    Sularım ısınsın diye bakıyorum ısınıyor
    Seni aldım bu sunturlu yere getirdim
    Sayısız penceren vardı bir bir kapattım
    Bana dönesin diye bir bir kapattım
    Şimdi otobüs gelir biner gideriz
    Dönmeyeceğimiz bir yer beğen başka türlüsü güç
    Bir ellerin bir ellerim yeter belleyelim yetsin
    Seni aldım bana ayırdım durma kendini hatırlat
    Durma kendini hatırlat
    Durma göğe bakalım”
    ···
  13. 63.
    +5
    “Turgut uyarla beni kandırabileceğini mi sanıyorsun kendi yazdıklarından oku” dedi. “ sen yanımdayken başka şiire ihtiyaç duymam ben, hayatımın dizelerisin sen” dedim. Biraz durup “çok pisliksin, her gün beni kendine aşık etmekten utanmıyor musun?” dedi. “ yoo senden intikamımı alıyorum işte” dedim. Omzuma vurup “ ciddençok pisliksin” dedi gülerek. Gülüşünü çok seviyorum. Biraz daha oturup sohbet ettik orada. Sonra kalktık eve gittik. Tost yaptık beraber. Yedikten sonra çıkıp biraz daha yürüdük site etrafında. 13 şubatı 14 şubata bağlayan gecedeydik. Akşam onlarda kalmamı istedi. Kabul ettim. Selçuk’a uğrayıp kıyafetlerimi aldım onlara gittik.
    ···
  14. 64.
    +5
    Gece yarısına kadar konuştuk, bizden gelecekten vs. sonra sana bir sürprizim var dedi, içerden pikap getirdi. Babasınınmış. Pikap dediğim plak çalar, gramofonun teknolojiği. Ayten alpman, zeki müren, neşe karaböcek, nil Burak, çok şarkı dinledik o gece. Kanepeyi açıp ışıkları kapatıp eskiden kalma gaz lambasını açtık. Babası eski tip bir insan. Romantik bir ortam oldu. Battaniyenin altında oturup birbirimizi izlerken çözüldü dilim.
    ···
  15. 65.
    +5
    "aklımdan hep sen geçiyorsun, yanında olduğumda bile. Sanki seni görmesem, sesini duymasam dünyam hep karanlık olacak. Senden sonra ne zaman kitap okusam, film izlesem ya da müzik dinlesem senden bir parça arıyorum. Şiire düştüm, senden öğrendiğim aşkı sana yazmaya çalışıyorum. Tüm dünyamın anldıbını adına sığdırmaya çalışıyorum. Ne yaptın bana böyle? Aşka bu kadar düşmemem lazımdı, sana bu kadar bağlanmak değil de seni bir gün kaybetme ihtimalimin olması korkutuyor beni. Seni üzme ihtimalim korkutuyor.” Elimi yanığına koydum sıcaklığı hissettim kalbim delirdi yine. “hayatımın sonuna kadar birbirimizin olalım, bırakmak istemem seni hiçbir zaman” dedim. Kafa salladı sadece. Yüzüme bakmıyordu. Ateş yüzümü yakıyordu. içimden gelen ateş… ellerim titriyordu, kalbim göğüs kafesime çarpıyordu. Yüzümü yüzüne eğdim. Dudaklarına yaklaşırken gözlerini kapattı, bende kapattım. Yaklaştım ve değdi dudaklarım dudaklarına. Islaktı, tuzluydu, öptüğüm göz yaşıydı, ağlıyordu. Korktum, yanlış bir şey yaptığımı sandım. “ağlıyor musun” dedim. Gülümsemeye çalışıp doğruldu yerinde sus dedi sarıldı bana. Sonra sıcaklığı tekrar dudaklarımda hissettim. Ruhumu dudaklarımdan çekip alıyordu.
    ···
  16. 66.
    +6
    hayatımdaki unutamadığım tek geceydi belki de. o ruh hali içinde sizi ağlayarak öpen bir kız var. ne nefes alışımı kontrol edebildim, ne kalp atışımı, ne düşüncelerimi ne de kendimi. zamana bıraktık her şeyi, o ana bıraktık, birbirimizin olup tenimizi birbirine karıştırdık. sevişmek güzeldir evet ama aşkla sevişmek o başka bir his, başka bir heyecan işte.
    ···
  17. 67.
    +8
    Beyler ben yine buradan devam edicem okuyacak olan varsa belli etsin kendini
    ···
    1. 1.
      0
      Rezervasyon
      ···
    2. 2.
      0
      EEEEEEEEDDDD
      ···
  18. 68.
    +5
    ondan önce uyandım. çıplak omzunu öptüm. saçını okşadım, tekrar tekrar aşık oldum. bir kağıda " uyan ki günüm aysın sevdiğim" yazıp avucuna sıkıştırdım kağıdı, sessizce içeri gidip elimden gelenin en iyisini yapıp tost yaptım, çay demledim. "niye aşık olduğumu anladım" dedi arkamdan. arkanızı dönüp birden güneşle karşılaştığınızı düşünün. sabah serinliği, sıcak bir gülüş, gülen gözler ve meleğiniz. o an orada ölsem üzülmezdim. kahvaltıya sevgilinizin dudaklarıyla başlamak nasıl tarif edilebilir? sanki hayata yeni başlıyor gibiydim. sanki ilk defa dünyaya tüm duygulardan arınmış gibi bakıyordum. aşk nedir derler ya aşk budur işte, dünyayı bambaşka görmek, sanki cenneti dünya da keşfetmiş gibi. ben cenneti keşfetmiştim ve hiçbir şey umurumda değildi benim.
    ···
  19. 69.
    +2
    beraber kahvaltı yaptık. sonra ilçeye döndük servisle. sanki başka bir yere gelmiş gibiydim şimdi. saha iki gün önce buradaydım ama şimdi bambaşka geliyordu. akşam olacak, o gidecek, ilçe onsuz olacak, ben boğulacaktım. bu kadar sevmek kalbe zararlı. gün boyu saçma saçma fotoğraf çekildik. dolaştık, oturduk, kahve içtik. herkese göre sevgilisi güzel güler. ama o bambaşkaydı benim için. sanki o gülünce dünyada ki tüm ışıklar dudaklarında toplanıyordu. onu gülerken izlemeyi seviyordum, dudaklarının aldığı şekli, gamzelerini, utanmasını. seviyordum. bizim parkımıza o banka gitmiştik yine. artık ne konuşacağımızı, neyden bahsedeceğimizi bilmiyordum. konuşulacak her şeyi konuşmuştuk; çocukluğumuz, hayallerimiz, ailemizi hatta bazen tarihten falan da konuşurduk. hep konuşurduk. şimdi hep dinliyoruz bir şey söylemesek bile.
    ···
  20. 70.
    +5
    günler devam etti böyle. aynı mutluluklar, arada ufak tartışmalar. her şey güzeldi yine. yine mutluyduk. geçte olsa ders çalışmaya başlamıştık beraber o bana ben ona yardımcı oluyordum. birbirimizle alay ediyorduk bazen. hatta üniversite sınavından sonra beraber tatile gitmeye karar verdik. yer önemli değildi zaten onu sonra kararlaştıracaktık. çoğu kişi sevgili olduğumuzu bilmiyordu. hatta bir gün biri bir yerlere gitmeyi teklif etmişti ona. sevdiğiniz birine başka birinden böyle bir teklif gelse ne yaparsınız? kan beynime sıçradı, sinirlendim, içimden yükselen hiddet duygusuna kapıldım. aslında sakin biriyimdir o da derdi sakinliğini seviyorum diye. o zaman sakin olamadım. aslında ben haklıydım. sevgilim var dediği halde aynı yavşaklıkla davranışlarına devam eden biri kaşınıyordur. ne yaptım? buldum çocuğu.
    ···