/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 76.
    +4
    Sonunda geçti zaman. Üniversite sınavını da atlattık, tatil için gün sayıyoruz. Hazırlıklar yapıldı ve o çıktı yola. 3 gün boyunca onu görmemek zor olacaktı. Sesini duyacaktım tabi telefonla falan ama 3 gün 3 asır gibi gelecekti bana. Antalya’ya ulaştığını haber verdikten sonra sadece 1 gün bekledim ertesi gün çıktım bende yola. Haberi yoktu, sürpriz yapacaktım. Alanya’daydı evleri. 6 saatlik bir yolculuk sonrasında Antalya’ya ulaştım. Sonra 2 saat falan Alanya sürmüştü. Verdiği adrese gittim. Kapıyı çaldım. Cevap yok. Arıyorum telefona bakmıyor. Herkesin aklına kötü şeyler bu durumda. Başka kimseyi de tanımıyorum. Arkadaşlarının numarası falan da yok, ailesini de arayamam. Yaklaşık 45 dakika bekledim orada. Sürekli arıyorum bakmıyor, evde değil. Evin etrafında dolaşıp arka kapı falan var mı gireyim diye batkım ama yok, kapalı kapı pencereler. Ben arkadayken ön taraftaki bahçe kapısı açıldı.
    ···
    1. 1.
      0
      Hadi hızlı
      ···
  2. 77.
    +4
    “Ne arıyorsun burada” dedi. “ seni.” Dedim. “ yüzünü bile görmek istemiyorum.” Dedi bu sefer. “ ya açıklamama biri izin versen her şeyi anlata…” sözümü kesip “defol” diye haykırdı. Sonra kapıyı suratıma çarptı. Sen bilirsin dedim. Olduğum yerde dönüp etrafa baktım; karanlık, ağaçlar, uzaklardan gelen dalga sesi. Oturdum kapının yanına yere. Gecenin kaçı olduğu, havanın ne kadar soğuk olduğu ya da burada ölmek beni ilgilendirmiyordu. Bekleyecektim. Ya ailesi gelene kadar evden çıkmayacaktı, ailesi geldiğinde babası benimle ilgilenecekti ya da dışarı çıkıp benimle konuşacaktı. Ne olursa olsun bekleyecektim. Saat ilerledikçe soğuk arttı, karanlık arttı. Üşüdüğümü ilk o zaman fark ettim. Devam ettim oturmaya, bir yandan üşüyor bir yandan uyumamaya çalışıyordum. Sonuç güneş doğmasına yakın uyudum.
    ···
    1. 1.
      0
      Seri yaz lan
      ···
  3. 78.
    +4
    Size de olmuştur. Yatakta dönüp durursunuz, uyuyamazsınız. Kafanızda o kadar düşünce vardır ki neyi düşündüğünüzü bile bilemezsiniz. Her şey birbirine girmiş, her şey karmakarışıktır. Yaşanılan hemen hemen her şeyi gözden geçirir, düşünürsünüz. Utandığınız, korktuğunuz anılar hücum eder zihninize. Kalkıp odandan çıkıp karanlıkta biraz dolanır, mutfağa gidip su içip geri yatarsınız. Terlersiniz sıkılırsınız ama nafile uyuyamazsınız. Telefona bakar, pencereden dışarı bakar, yatağa girip yastığın diğer tarafını çevirirsiniz ama uyuyamazsınız. Ölüyor muyum diye düşünürsünüz. Aslında ölmüyorsunuzdur, sadece perde kalkmıştır. Her şey daha nettir. Her mutluluk sebepsiz ya da sonuçsuz değildir. Aynı şekilde yalnızlıkta öyle… bunlar kafanıza hücum etmeye devam ederken farkında olmadan uykuya dalarsınız yavaş yavaş.
    Ve uyurken yarın tekrar uyanabileyim diye dua edersiniz. En azından ben ettim. Çünkü onu bırakamazdım
    ···
  4. 79.
    +3 -1
    Gerekli hazırları yaptım. Hediye bile aldım. Sarı saçlı, ela gözlü bir sevgilim var. Ben ona beyazı yakıştırıyorum. Beyaz bir elbise aldım bu yüzden. Sürpriz için geri kalan şeyleri de ayarladıktan sonra yıldönümümüzde öğle vakti oraya gittim. Tabi haberi yoktu, Selçuk’un bile haberi yoktu. Her şeyi tek başıma yapacaktım. Sitenin sahilinin en sonunda korunaklı diyebileceğimiz bir yer vardı. Sahilden ancak sazlıkların arasından geçip ulaşılabiliyordu, sazlıkla deniz arasında ince bir yol vardı oradan geçilirdi. Şimdi temizlemişlerdir kesin. Diğer tarafı zaten kayalıktı. Sazlık, kayalık, deniz arasında kalmış bir yer arka tarafında yüksekte piknik alanı vardı ama pek kimse kullanmıyordu. Sazlığı geçtikten sonra ufak bir sahil çıkıyor karşına. Oraya kamp kuracaktım bir bakıma. ileride ters dönmüş eski bir kayık vardı. Hemen yanı başına çadır kurdum. Halim abi vardı mahallede kamp malzemeleri, avcılıkla ilgili şeyler satardı ondan almıştım. Bayağı uğraştım çadır için ama başardım sonunda almayı. Şimdide kurmak için çabalıyordum.
    ···
  5. 80.
    +4
    O gün gerçekten çok güzeldi. Sevdiğinin gülüşü kadar güzel bir şey olamaz. Saf, samimi bir gülüş. O güldükçe bende mutlu oldum. Biraz daha birbirimizle uğraşıp sandviçlerimizi yedik. Hava iyice karardı. Getirdiğim bütün fenerleri açtım. Küçük bir ışık huzmesinin ortasında kalmış gibiydik. Yan yana uzandık. O gökyüzüne ben ona bakıyordum. O yıldızını arıyordu ben yıldızımdan gözümü alamıyordum. Buraya kadar okuduysanız sürekli dediğim bir şey var; aşk bambaşka bir şey. Elimi tutup bana döndü. “ hep çok güzel şeyler yapıyorsun benim için, ben bir şey yapamıyorum.” Dedi. “ beni seviyor musun?” diye sordum. “ tabi ki seviyorum yoksa işim ne burada.” Dedi. Biliyordum sevdiğini “ beni seviyorsan benim için en özel şeyi yapmış oluyorsun zaten” dedim. “ off yine utandırıyorsun beni” dedi gülerek. “ ne yapayım yanaklarının kızarmasını seviyorum” dedim. iyice yanıma sokuldu. Kokusunu içime çektim bol bol
    ···
  6. 81.
    +4
    bu gece selçukta mı kalacaksın?” diye sordu. “yoo” dedim. Başını kaldırıp “ e nerede kalacaksın?” dedi. Çadırı gösterip “bunu boşuna getirmedim hayatım” dedim. Tamamen yanımdan kalkıp oturdu “ o zaman bende kalacam.” Dedi. “e annen?” dedim. telefonu eline alıp “ nazanda kalacam diye mesaj atıyorum, nazana da diyeceğim bozuntuya vermesin. “ dedi. Bir şey diyemedim. Annesi de Nazan da tamam dedi. Tekrar yanıma uzandığında radyoyu açtım. Hangi kanal olduğunu hatırlamıyorum ama çalan şarkıyı yarıda yakaladım. O zaman bilmiyordum ama sonra öğrendim ismini; esin engin – bana ellerini ver. “ ayaklarım üşüdü.” Dedi sevgilim. Çadırımıza geçtik. Pek büyük olmadığı için çantaları, dışarı koyduk. Tekrar uzandık yan yana aramızda bir tane lamba diğerlerini kapattık. Bu sefer o telefonundan şarkı açtı; phil collins. Şarkının adını hatırlamıyorum ama. Bir yerden sonra dudaklarımız kavuştu çünkü. Birbirimizin olmaya adaydık bir kez daha
    ···
    1. 1.
      0
      Seri seri patlat be kanka
      ···
  7. 82.
    +4
    ikimizde çok sadeydik. O çok güzeldi evet ama ben yakışıklı değildim, biliyorum. Kahverengi keten bir pantolon ve onun bana aldığı beyaz gömlek vardı üzerimde. Ben onun saçlarını uzun seviyordum o benim saçlarımı kısa. Üç numaraydı saçlarım. Birlikte, yan yana yürüyerek gittik sahile. Herkes ona bakıyordu biliyordum. Ama umurumda bile değildi. Beraber indik sahile. “sana bir sürprizim var” dedim. “dinliyorum” dedi. “gidince görürsün” dedim. Sazlığa doğru yürümeye başladık. işin güzel tarafı hiçbir şey görünmüyordu hazırladığım sürprize dair. “ birazdan gözlerini kapatacağız küçük hanım” dedim. “ o nedenmiş” dedi. Cebimden beyaz bir bez parçası çıkarıp “ prosedürümüzün bir parçası” dedim. “ peki madem” dedi bende bağladım gözlerini. Yavaş yavaş yürüyerek sazlığın önüne geldik. “şimdi bir araca bineceksin” dedim. “ ne.. ne aracı” dedi heyecanlandı tabi. “bu araca” dedim bir elimi beline koyup diğer kolumu bacaklarının altından geçirip kucağıma aldım. “düşüyordum.” Dedi gibi. “ o zaman düşmüş bir melek olurdun” dedim bende. Yavaşça, dikkatle sazlıkların arasındaki ince yoldan geçip kamp alanıma girdik. Yavaşça indirdim sevgilimi. Yüzünü bana çevirip açtım gözlerini. “ sürprizim sen miydinnn, çok beğendim” deyip öptü beni. Bu yüzden seviyordum onu
    ···
  8. 83.
    +4
    Ertesi gün telefonun sesine uyandım. Arayan oydu. Açtım telefonu. “günaydın uykucu, sevgili uyandırma servisinden arıyorum.” Dedi. Gel de âşık olma. “ sana da günaydın sevgilim” dedim. Biraz konuştuktan sonra çıkardı ağzında ki baklayı. “dayımlar geliyor hayatım, ailecek geliyorlar ve bizde kalacaklarmış.” Dedi. Anlamıştım da anlamazlıktan gelip “e yani?” dedim. “ yanisi onlar gidene kadar gelebileceğimi pek sanmıyorum. Bir de dayım biraz geri kafalıdır telefonla falan fazla uğraştığımı görürse kurcalamadan durmaz. Çok fazla görüşemeyeceğiz onlar gidene kadar.” Dedi. Sesinden isteksiz olduğu belliydi yani o da hoşnut değildi bu durumdan. Benim durum tahmin edileceği gibi sinirli. Ama yine de ona belli etmemeye çalışarak “olsun hayatım sorun değil.” dedim. “seviyorum seniiii” dedi. Sonra biraz daha konuşup kapattık telefonu. Akşama doğru mesaj atıp misafirlerinin geldiğini söyledi. Gece yatarken mesaj atacak o zaman biraz konuşacaktık.
    ···
  9. 84.
    +4
    ÇALINTI DiYENLER KANIT GÖSTERSiN AMK !
    ···
    1. 1.
      0
      giberim onları panpa merak etme yaz sen
      ···
    2. 2.
      +3
      Çalıntı zaten amın Feryadı
      ···
    3. 3.
      +3
      Calinti okudum ben bunu
      ···
    4. 4.
      +3
      Lan çalıntı bu silik atın şuna
      ···
    5. 5.
      +1
      Kes lan huur çocu çalıntı zaten
      ···
    6. 6.
      0
      (bkz: bir kızı ilk kez öpmek) al huur çocu calınti
      ···
    7. 7.
      0
      Calinti
      ···
    8. diğerleri 5
  10. 85.
    +3
    o an hissettiğim şeyi anlatamam. gerçekten anlatamam çünkü ne hissettim bilmiyorum. lise çağıma döndüm. ilk kez ondan hoşlandığımı söylediğim ana döndüm. eskiye döndüm. tüm yaşanılan şeyler, mutluluklar, üzüntüler, kavgalar, barışmalar her şey tekrar tekrar aklıma doldu. bir nevi sistemi geri yükledim gibi oldu. bir kez daha anladım. ondan başka kimse giremiyor kalbime. ve şimdi kasıma ramak kala tekrar biz olduk. tekrar deneme değilde tekrar doğuş oldu bizim için. yazdıklarımı sonuna kadar okuyan kardeşlerim var. "neden mutlu bitirmedin yavşak" diyenler vardı. her dert, her üzüntü sebepsiz yere olmuyor demek ki. bunu kimseyle paylaşmadım. burada yazdıklarımı gerçek hayatta bilen kişi sayısı az. burada paylaşmak istedim. çünkü içime sığmadı. biliyorum eğer paylaşmasaydım burada olan bir kaç kardeşimle konuşmasaydım ben bu şehirden çeker giderdim. ne tekrar biz olurduk ne benden bir parça kalırdı geriye. bekle konuş falan diyenler oldu, akıl verenler, kaybettiğim değeri kazandıranlar oldu. o yüzden kaldım zaten burada işimin başında. sonunda işte tekrar başlıyoruz.
    ···
    1. 1.
      0
      Devam reis
      ···
    2. 2.
      0
      kardeşim çalıntı burdan okuma (bkz: bir kızı ilk kez öpmek)
      ···
    3. 3.
      0
      Panpa devam et
      ···
    4. 4.
      0
      Yazsana amk saatlerdir bekliyorum
      ···
    5. diğerleri 2
  11. 86.
    +3
    Beyler yarım saat sonra eve geçicm seri seri atarım partları
    ···
  12. 87.
    +3
    aşık olduğunuz kız, size ait bir ortam, sabah ciksi. ne yapıyorsanız yapın aşk katınca daha güzel oluyor her şey. öyle oldu zaten. çocuklar gibi gülüp seviştik sonrasında. işte içene sıkışıp kalmak istediğim bir an daha. sabahın daha erken saati olduğu için tekrar sarılıp uyuduk. sırtını, ensesini, omuzunu öptüm tekrar tekrar. "uykumu kaçırma bir hafta daha buradayız nasılsa" dedi. kolumu başının altından geçirdim, diğerini karnının üstünden geçirip elini tuttum. uyuduk öyle.
    ···
  13. 88.
    +2 -1
    Kayık ve çadırın arasına bir örtü serdim kenarlarına taş koydum. Öyle ki denizden biri baksa kayığı ve arkasında ki çadırın üst kısmını görürdü. Özel bir yer olsun istedim. Tekrar dönüp arabadan termosu ve çantaları aldım. Taşıyana kadar terden öldüm. Termosun içinde bir bölmede içecekler diğer bölümünde soğuk sandviç vardı. Onları da koydum çadırın içine, diğer çantada birkaç kıyafet vardı. ilk önce deniz şortumu giyip denizden çıkanların duş aldığı yere gidip duş aldım. Sonra üzerimi değişip sevgilimin evine gitmedim tabi. Selçukların orada bekledim. Biraz çok bekledim ama geldi sonunda. Sarıldık, öptük birbirimizi. Sonra kıyıda ki lokal denilen yere gidip yemek yedik güzelce. “ al bakalım zamansız sürprizlerinden vazgeçersin belki” diyerek hediyesini uzattı. Açarken pakete zarar vermemeye çalıştım. Saat almıştı. Gri, metal çok güzel bir saat… “zamanın sensiz geçmediğini anlamama yardımcı olur bu” dedim. Güldü. Ben uzattım hediye mi “artık melek takımını tamamlama zamanı” dedim verirken. Biliyordum zaten beyaz bir elbisesi vardı ama ben yine de almak istemiştim
    ···
  14. 89.
    +3
    Tavırları o kadar artist ki konuşmak yerine direkt giresim geldi. Ters bir hareket yapsa dalmayı planlıyorum. “ ne var?” dedi ağzını yamultarak. Zaten ayar olmuştum iyice sinir oldum “ derdin ne lan senin, tanıştığımızdan beri bir tavırlar, artistlikler. Dünde görüşmeyin falan demişsin. Derdin ne yüzüme karşı söylesene” dedim. Elleri cebinde suratıma bakıyor. “derdim falan yok, öyle istedim öyle dedim napacaksın” dedi. Eğer tek bir yumruk atamadan bu çocuk giderse intihar ederdim. “ ağzımı bozmak istemiyorum da, sen ne gibime karışıyorsun ki bize? Sana noluyor?” dedim. Yav işte kuzenimi görmüyorum falan derken bir adım attım burun buruna geldik. “ bak. Özgenin kuzenisin bir şey diyemiyorum. Ben…” derken lafımı kesip “ desen ne olacak lan yavşak” dedi gülerek. Arkaya baktım sevgilimin sırtı bize dönük, Ozan’a baktım karşımda gülüyor. Dayanamadım. Yumruğu karnına geçirdim. O orada iki büklüm olurken sevgilimin yanına gittim. Kalırsam fazlası gelecekti.
    ···
    1. 1.
      0
      gib onu panpa
      ···
    2. 2.
      0
      Rezervasyon
      ···
    3. 3.
      0
      hadi amk
      ···
    4. diğerleri 1
  15. 90.
    +3
    Hemen koştum. Sinir ve rahatlama duygularını beraber hissettim. Sevgilim karşımdaydı, ellerinde bir sürü poşet. Beni görünce şaşırdı tabi. “ ne işin var burada” dedi sinirle ve şaşkınlıkla. Bende mal gibi zoraki bir gülümsemeyle “sürpriz” dedim. Poşetleri aldım, içeri girdik. “hani benden 3 gün sonra gelecektin” dedi. “ seni özledim, ne yapayım. Fena mı sürpriz yaptım işte” dedim. “ öyle de hayatım ev berbat sen gelmeden çekidüzen vermek için zamanım olsun istedim” dedi. Belinden sarıldım, öptüm alnından. “ beraber yaparız” dedim. Daha sonra keşke sonra gelseydim diye çok söylendim kendi kendime ama. Ev berbat durumdaydı. Süpürdük, sildik, toz aldık, temizledik, toparladık, düzenledik. Sanki evlenmişiz ve evimizi yerleştiriyoruz gibi hissettim. Yorucu ve güzel bir gün oldu yine. Beraber o kadar iş yaptıktan sonra market alışverişine çıktık. Dönüp eşyaları yerleştirdik. O akşam ben yemek yaptım. Yemek dediysem kızartma yani fazla bir şey değil. Yedikten sonra bahçede sallanan bahçe koltuklarından vardı. Ona oturduk.
    ···
  16. 91.
    +3
    Zaman geçti aynı dershaneye gidiyor yine her gün görüşebiliyorduk. Bir ara 10 günlüğüne bir yere gittiler. 10 gün boyunca görüşmedik. Telefonla bile zor görüşüyorduk. Çok özlemiştim onu. Döndükten sonra görüştük hemen. Ailem yoktu düğün için izmir’e gitmişlerdi. Bizim eve geldi. Oturduk odamda müzik dinliyoruz, konuşuyoruz, 10 gün boyunca neler yaptığımızı anlatıyoruz birbirimize. Arada telefonla mesaj atıyordu arkadaşına. “ ya hayatım 10 gündür görüşemedik bak çok özledim seni, telefonla uğraşmasan olmaz mı?” dedim ses tonum tahmin edilebilir. “tamam hayatım” dedi. Telefonu sessize alıp kenara koydu. Güldük, konuştuk yine. Zaman çok çabuk geçti iki saat falan olmuştu galiba telefonu kenara koyalı. Bir ara telefonu alıp mesaj falan var mı diye baktı. “oha” dedi. Kalktım dizinden “ne oldu hayatım?” dedim. “ 14 cevapsız arama babamdan ve Aysel teyzeden” tam arayacaktı ki babası aradı, açtı. Normal bir şekilde efendim baba diyecekti ki laf ağzından çıkmadan kaldı. Bir şey diyemedi sadece “ ne” deyip ayağa kalktı.
    ···
  17. 92.
    +2 -1
    Çalıntı beyler eski bir yazidan okumayın
    ···
  18. 93.
    +3
    Yaz sonuna kadar ara sıra o geldi ara sıra ben gittim. Üniversite bu sene olmamıştı, gelecek sene tekrar deneyecektik. Dershane senesiydi bu sene. Daha da önemlisi 18 gün sonra yıl dönümümüz olacaktı. Geldiğinde çarşıya gider mağazaları gezerdik, beğendiği bir şey varsa hediye olarak almak için. Ne yapmaya çalıştığımı anladığı için bilerek söylemiyordu bir şey kendi başıma karar vermemi istiyordu. Şiir yazıyordum ama bu konu da odundum işte. Bizimkiler bu sefer buradaydı evde sürpriz hazırlayamazdım. Başka şeyler düşündüm. En mantıklısı sadece gündüz takılmaktı. Konu özge olunca ben mantıklı düşünemezdim ki. Oturdukları sitede bir şey yapmayı düşündüm. Selçuk vardı ama o da müsait değildi onda kalamazdım. Umurumda değildi zaten. O gün orada, sahilde ona güzel bir sürpriz yapabilirdim ve yapacaktım
    ···
  19. 94.
    +3
    “Seni birden hatırlarım akşamlar içinde
    fevkalade tatlı bir sesin söylediği
    şöyle kolay dokunaklı aydınlık ve temiz
    gittikçe yakınlaşan bir melodi gibi
    kalbim artık ürperen bir mandoline benzer
    ne güzel şeydir seni hatırlamak

    saçların örülmüş örülmüş olsun
    ve beyaz ellerin geceye karşı çıplak
    porselen tabakta yıkanmış kayısılar
    yere düşmüş bir kitap bir şiir kitabı
    içinde hürriyetten bahseden mısralar

    insan bir düşünse ne çok şey bulabilir
    hatırlamak gülmek ve ağlamak için
    arzularımız nereye sürüklüyor bizi
    neredeydik hangi rüzgara karıştık
    ve şimdi ne tür manzaralar çekiyor
    karanlık içinde açılmış gözlerimizi

    saçların mutlaka örülmüş olmalı
    mektepli bir kıza benzemelisin
    aklında kimbilir kimden bir mısra
    gözlerin nur gibi parlasın saadetten”

    Hiç bitmesin dediğimiz anlar var ya hep o anları yakaladık biz beraber. Hep hatırlamak istediğim şeyler senden ibaret dedim ona
    ···
    1. 1.
      0
      Devam bro
      ···
    2. 2.
      0
      Adamsın panpa
      ···
  20. 95.
    +3
    Her zaman dobra bir kız olmuştur, hiç sakınmamıştır söyleyeceklerini. Direkt yüzüme karşı “ bitirelim” dedi. Anlamadım ilk başta “neyi?” dedim. Ağlamasını bastırmak için derin bir nefes alıp “bizi” dedi. Dünya başıma yıkılsaydı keşke, yıkılsaydı enkaz altında kalsaydım ve bu an yaşanmamış olsaydı. “neden” diyebildim sadece. Gözlerimin içine bakıp “ o gün telefonu sessize almasaydım daha erken gidebilirdik hastaneye, belki de annemle son bir kez konuşabilirdim.” Dedi. O an sanki kazayı ben yapmışım, annesini ben öldürmüşüm gibi hissettim. Acısını yaşamamıştım, pgibolojisini, düşüncesini, hislerini bilemiyordum. “beni suçlu mu görüyorsun” dedim. Bir şey demedi başını eğdi sadece. Ne yapacaktım ki. “ bak hayatım bunu şimdi konuşmayalım, kendini toparladıktan sonra konuşalım” dedim. Ne değişecek dercesine baktı ama ağzından “tamam” çıktı. Bu konuşmaya devam edene kadar hep soğuk kaldı aramız
    ···