-
26.
+7"bu aralar pek konuşmuyoruz, yanlış bir şey yapmadım umarım" dedi. hala konuşurken biraz çekingen davranıyordu anlıyordum sesinden. "yok yanlış bir şey yapmadın, eskiden geliyordun artık gelmiyorsun" dedim. sitem ediyor gibi çıktı sesim. ikimizde bir şey demedik bir müddet. sonra o "benim hep en iyi arkadaşım, şimdi çok arkadaşım var ama en iyi arkadaşım sensin yine de. sen hiç gelmiyorsun ama konuşmaya hep ben mi gelmeliyim." dedi. haklıydı aslında bir kaç kere yazılılarda yanına oturmak için gittim. onun dışında hep o geldi. e şimdi eskisi gibi yalnız değil gelmemesi normal. o zamanlar böyle düşünmedim tabi. ergeniz akıl başta değil farklı düşünceler hakim. sanki sevgilimde beni aldattı gibi düşünüyorum. " neyse ya sorun yok" dedim.
-
27.
+7ilk önce yazıyı okudu. Sonra biraz gülümsedi. Sonra kulağıma; “kalbim bu kadar hızlı atarsa kalp krizi geçirebilirim. Görürsün o zaman sen cenneti” dedi. Bende “tamam o zaman bundan sonra güzel söz, iltifat, şiir yok.” Dedim. “ öküz” dedi. Yine iyiydik. Devam ettik. Çıkışta yine direkt gitti eve. Akşam konuşuruz dedi. O akşamı iyi hatırlıyorum. 12 şubat gecesi. Telefonla konuşuyoruz. Ben odamda sena içerde kendi halinde takılıyor. “ annemler yok iki gün. Bak selçukta bizim sitede gel onlarda kalırsın. Akşamları da beraber takılmış oluruz sahile falan gideriz “ dedi. Sena var gidemem ki amk. Ama o senanın bizde kaldığını bilmiyor. Sadece birbirimize görüşürüz derken görüp öyle davrandıysa bizde kaldığını bilse neler olur acaba. Belki çok büyük bir şey değildi sabah yaptığı ama sevdiğiniz birinin tek bir hareketi canınızı feci yakabilirim. Ben mutlu olmuştum beni kıskanmasına. Her neyse biz konuşurken sena bana seslendi. Dondum kaldım.
-
28.
+7Ören dediğim yer Muğla Milas ilçesine bağlı ören beldesi. Balıkesir değil. Ören’e giden ya da orayı bilen varsa dediğim yeri bilir. Sahil güvenlik var sahilin sonunda onun orası çok boş olur kimse gitmez. Kaldırımdan bir metre aşağısı sahildir zaten. Sonuna kadar gittim sahilin. Orada bir ağaç vardı dibine oturup kitabımı açıp okumaya başladım. Tehlikeli oyunlar. Kaçıncı kez okuyordum bilmiyorum bu kitabı. Kitabı okurken arada termostan su içiyordum. Keyifliydim. Denizin esintisi ya da gürültünün uzakta kalması nedeniyle olabilir. Sonra en sevdiğim cümleyi okudum; “Kelimeler, kelimeler albayım, bazı anlamlara gelmiyor... ” sonra değişmişsin diye bir ses duydum. Dönüp baktığımda melek kolyesiyle karşı karşıya kaldım.
-
-
1.
+1bitirme be merak ettim
-
2.
0burda bırakılırmı dalyarak
-
3.
0Bırakma reis
-
4.
0Devam et reis
diğerleri 2 -
1.
-
29.
+6 -1lise boyunca hiçbir kızla konuşmadım neredeyse aklımda sadece özge oldu. oda kimseyle sevgili olmadı. şimdi düşününce büyük salaklık yaptığım ortada açık bir şekilde benden hoşlandığı ortadaydı kızın ama mal gibi adım atmadım hiç. aklıma son sene geldi nedense. senenin hemen başında konuşmaya karar verdim. antalyadan dönmesini bekledim. döndükten iki gün sonra dışarı çıktık beraber, sinemaya gittik yemek yedik vs. okulun yakınındaki o parka gittik. güneş batmış son ışıkları da çekiliyordu. daha önce oturduğumuz o bankta oturduk yine, aynı ağaç aynı bank. aslında söze nasıl başlayacağımı önceden kararlaştırmıştım ama o an her şey allak bullak oldu zaten. her şeyi unuttum deli gibi heyecanlandım. sonra konuşmayı başardım.
-
30.
+7geri döndüğümde sınıfa girer girmez onu aradı gözlerim. ilk başta göremedim. yine bir değişikliğe gitmişti. saçlarını küt kestirmişti. yanına gittim. "aa hoşgeldin" dedi. bende saçların güzel olmuş" dedim. teşekkür etti. neler yaptığımız konuştuk vs. okul çıkışı beraber bir kafeye gidip oturduk. uzun uzun konuştuk. aşık olduğuma emindim. o kadar konuştuk ama ben pek dinlemedim. onu izledim o kadar saat. gülüşünü, yüz ifadelerini oturup karşısında saatlerce izledim. ne ara bu kadar aşık oldum anlamadım zaten. büyük ihtimal ben onun için en yakın arkadaşıydım. mevzu döndü dolaştı aşk konusuna geldi. direkt sordum hiç teklif eden oldu mu diye. "oldu ama ben kabul etmedim" dedi. sinir dalgası yükseldi içimden. kim olduğunu sordum ama söylemedi. çıktık eve gittik. artık bahar gelmişti. bahar aylarında insanlar da aşık olma duygusu olur, sersemler ya bende öyleydim işte.
-
31.
+7+ ben senden hoşlanıyorum.
- ne!?
+ senden hoşlanıyorum.
- ne zamandan beri?
+ bilmiyorum.
- nasıl yani?
+ çok uzun zamandır.
Bir süre ikimizde konuşmadık. Diyecek bir şeyler aradım ama bulamadım. Sonra o ayağa kalktı. “gidelim mi “ dedi. “cevap vermeyecek misin?” dedim. “düşünmek için biraz zaman ver “ dedi. Kalktım. Yürümeye başladık. Her zaman geçtiğimiz sokaklardı ama ben kaybolmuş gibi hissediyordum. Sanki o ana sıkışmışız gibi yol bitmek bilmedi bir türlü. Sonunda evlerinin önüne geldik. Hava kararmıştı sokak lambaları yanıyordu. O an filmlerdeki gibiydi işte. karşımda durdu gözlerimin içine baktı. Elimden tuttu. Kalbim o an durabilirdi, nefes almayı unutabilirdim, konuşmayı unutabilirdim. Hiçbiri olmadı; sustum ve o konuştu. -
32.
+6Güzel anılardan biride mart ayının sonlarına doğru oldu. doğum günümde…
Evden çıkıp durağa gidecektim yine ama evden çıktığımda meleğim gelmişti bile. Erken kalkıp o beni karşılamıştı bu sefer. Günaydın deyip öptü dudaklarımdan. Okula gitmeyelim bugün dedi. Beraber kahvaltı yaptık. Sonra onların site servisine inip gittik. 1 saatlik yolculuk o kadar kısa gelmişti ki. Sahile gittik yine. Ama başka bir yere. Onların sitelerinin girişinde indik. Gelen dolmuşlardan birine binip yakınlardaki başka bir siteye giden yola girdik. Nereye gittiğimiz bilmiyordum aslından. Sürpriz deyip durdu zaten. Yolda bir marketin önünde indik. Bekle dedi kendi içeri girip bir piknik sepetiyle çıktı. Hadi gidelim dedi. Yürümeye başladık. Birkaç sokak geçince aşağı sahile doğru inen bir yol gösterdi, oradan devam ettik. Ama araba falan giremez, tepeden taş basamaklarla aşağıya doğru indiğinizi düşünün. Tek sıra halinde. Birkaç kez düşme tehlikesi atlattık ama indik sonunda. Etrafı tepelerle çevrili bir koy, böcek sesleri, hafifçe kıyıya vuran dalgaların sesi, ağaçların hışırtısı ve gözünün alabildiği kadar mavilik -
33.
+5 -1Okulda daha doğrusu sınıfta herkes normal karşıladı. Biliyorlardı geç bile kalmıştık onlara göre. Okulda klagib ergen liseliler ne yaparsa onu yaptık. Okuldan sonra sokaklarda dolandık boş boş. Bana deseler ki seni cennette göndereceğiz ama onunla hiç tanışmamış olacaksın. Kabul etmem. Eğer gerçekten seven varsa, aşık olan, kendinden geçen varsa anlar beni, benim anlatabileceğim pek bir şey yok aşk hakkında. Neyse, dönüp dolaşıp sokağımıza girdik ama öbür tarafından ilk benim evimin önünden geçecektik, yürümeye devam ettik. Rüzgarın hızlanması ya da hafiften başlayan yağmur umurumuzda değildi. Hala koluma girmişti, hala elini tutuyordum. Sonra durduk. Sokak lambası yanıp sönerken yüzüme bakıp gülümsedi. Onların evinin önüne gelmiştik. Bir şeyler söylemem için bana bakıyordu hissediyordum bunu. Ama odundum işte diyemedim bir şey. Anladı güldü yanağımdan öptü “ iyi akşamlar sevgilim” dedi. Çözüldüm; “ bu ana sıkışıp kalsak olmaz mı? Zaman dursa.. beni öptüğün anda takılsak, dudaklarını hep yanağımda hissetsem, kalbim hep deli gibi atsa, hep kokunu içime çeksem, hep saçların tenime değse, hep böyle kalsak olmaz mı?” dedim. Sadece sarıldı. “ beni hep sev” dedi ve gitti. Yine kaldım olduğum yerde. Aşk bambaşka bir şeydi. Bütün duyguların birleşimi bir şey. Kalbim sıkışmış vaziyette eve gittim. O akşam şiir yazmaya karar verdim.
-
34.
+6hayatımdaki unutamadığım tek geceydi belki de. o ruh hali içinde sizi ağlayarak öpen bir kız var. ne nefes alışımı kontrol edebildim, ne kalp atışımı, ne düşüncelerimi ne de kendimi. zamana bıraktık her şeyi, o ana bıraktık, birbirimizin olup tenimizi birbirine karıştırdık. sevişmek güzeldir evet ama aşkla sevişmek o başka bir his, başka bir heyecan işte.
-
35.
+6"hiç bırakma" dedim. "simidi mi?" dedi. güldük. "anladın kastettiğim şeyi" dedim. "biliyorum sevgilim, ve kolay kolay benden kurtulamazsın" dedi. simit, peynir, çay bitti. birbirimize kaldık. parkın bir manzarası yoktu, benim tek manzaram vardı. ben sustum, o başını omzuma koydu. ben susmayı tercih ettim o konuşmayı, ömrümün sonuna kadar dinlerdim onu. "lise 1deki halimi hatırlıyor musun? peki neden değiştiğimi biliyor musun? senin için. senin için değiştim, seninle olmak istedim. aynı kalırsam onlar gibi olacağını düşündüm değiştim. yapabileceğim şey buydu senin için, bende yaptım. bırakma beni olur mu?" dedi. cevap olarak açıkta kalan alnını öptüm. sonra cebimdeki kağıtları çıkardım. "onlar ne" dedi. 4 numaralı kağıdı verdim "eve gittiğinde oku ama şimdi okuma" dedim. kaç saat kaldık orada bilmiyorum. bildiğim şey sevdiğin biri yanındaysa sessizlik en güzel müzik olabilir. biz sessizliği dinledik, birbirimizi dinledik.
-
36.
+6“bak sen benim en iyi arkadaşımsın yani hep öyle oldun ve…”
dedi orda kestim sözünü; “eğer ben seni arkadaş olarak görüyorum öyle kalalım sohbetine başlayacak hiçbir şey söyleme” dedim. işte o an kalbim kafamın içinde atmaya başladı diyebilirim. Bana sarıldı. Tepki veremedim ilk başta ama sonra “bu ne demek oluyor” dedim. “ bu şimdiye kadar neden söylemedin demek oluyor “ dedi. Sonra bıraktı, sabah görüşürüz deyip gitti. Orada dikildim, anlam veremdim. Belki çok şaşırmam gereken bir şey değildi hatta başkası olsa anlardı belki hislerin karşılıklı olduğunu. Ama ben ihtimali hep düşük görüyordum, karamsar bakıyordum. Evim yakındı ama uzun sürdü gidişim. Eğer gerçekten aşık olmuşsanız size de olmuştur. Mal mal gülümsemek, hayallere dalmak falan. Mutlu olduğum zamanlar olmuştu ama bu başkaydı. -
-
1.
0Harbiden olum aşık olunca yüzüne bakmaya utanıyorsun.
Neyse güzel hikaye verdim şukunu.
Kızla hala görüşüyor musun? -
2.
0Hikayenin sonunda bütün soruların cevabını bulacak pnp
-
1.
-
37.
+6kasım ayının başı, hava yağmurlu. okuldan çıkış zili çaldı ama şemsiyesi olan çıkıyor okuldan, ya da servisi gelen. bekliyorum kapının önünden. yanıma geldi özge, saçlarını ev topuzu yapmış "bende şemsiye var gel beraber gidelim" dedi. olur dedim. çıktık okuldan yürümeye başladık beraber. oturduğumuz yerin alt yapısı tak gibi zaten. sokağı su başmış neredeyse. onların evi tamam da bizim eve gitmek işkence gibi amk. o da gördü bunu. " gel bizim apartmanda bekleyelim" dedi. ailesini falan tanımıyorum zaten evine davet etmedi. apartmanın giriş kapısından girip merdiven sahanlığında bekledik. bizim son ders bedendi eşofmanlar var üstümüzde. ya kız birden çok değiştiği için ya önceden iyi bir sohbetimiz olduğu için ya da şimdi etrafında bir sürü arkadaşı olduğu için kıskanıyordum onu. saçmaydı ama öyleydi, sohbet ettik biraz.
-
38.
+6normalde benim dansa kaldırmam lazımdı ama o dans edelim dedi. ellerimi beline koydum, başımı omzuna koydu. belki de şarkı sonuna kadar birbirimize "seni seviyorum" dedik. o akşamı hayatımdaki hiç bir şeye değişmem. gece boyu oturduk. konuştuk, gülüştük.. sonunda gitmesi gerekti kalamazdı. onunla beraber bende çıktım evden. kapılarının önüne geldik. aslında filmlerdeki gibi bir hava beklerdim, yağmurlu falan. hava olabildiğince açık, patlak olan sokak lambası yerine ay ışığı egemen. tekrar sarıldı. "seni seviyorum, çok güzel bir hediyeydi" dedi. "daha hediyemi vermedim ki" dedim. yüzüme baktı şaşkın bir biçimde. gömleğin cebinden kolyeyi çıkardım. ellerimi omzunun üstünden geçirip taktım boynuna, ucunda melek kanadı olan gümüş bir kolye, kanatların arka yüzünde adı yazılıydı. ya mutluluktan parlıyordu ya da gözü dolmuştu. bir şey demedi. bende demedim. alnından öptüm. iyi geceler deyip içeri girdi, evime döndüm.
-
39.
+6Uyandığımda elimdeydi hala eli. Başımı dizine koyup uyumuşum, o da oturduğu yerde uyumuş. Yavaşça kalktım. Yüzüne düşen saçını elimle itip alnından öptüm. Sürekli söylüyorum ama aşk gerçekten bambaşka bir şey. 6 aydır sevgiliyiz ama hala alnından öperken kalbim sıkışıyor. Öylece oturdum onu izledim, geleceği düşündüm. Gerçekten bir geleceğimiz olacak mıydı? Olmalıydı. Onsuz ne yaparım bilmiyordum. Bunları düşünürken yavaş yavaş açtı gözlerini. Uyku mahmuru ela gözleriyle şaşkınca baktı bana. Gülerek “günaydın sevgilim” dedi. “günaydın sevdiğim” dedi. Sevdiğim.. birine sevgilim demek ayrı sevdiğim demek ayrı. Sevdiğim daha derindi, gözleri gibi, sesi gibi. “sahile inelim hadi “ dedi. Olur dedim. O içeri gitti bende Selçuklara gittim üstümü değiştirmek için. Selçuk’un kıyafetlerinden çarptım iki parça, sevdiğimin yanına döndüm.
-
40.
+5Senaya dedim ki ben telefonla konuşuyorum bir şey olursa kapıya tıklat bakarım. Ama içerden haykırıyor ismimi resmen. Ben dondum özge dondu. Sonra sinirli bir şekilde ”o kim” dedi. “kim kim” dedim. “ ya saçmalama kim o söyle. “ dedi. “halamın kızı sena” dedim. “ya bir tek sabah gördüm, ilk defa adını orada duydum bir şey demedim. Ailen yok ama kız sende mi kalıyor?” dedi. “ ya hayatım bizimkilerin evde olmadığını bilmiyordu adanaya gitmeden uğramış bizimkileri görmek için gelmiş biletini de iki gün sonraya almış. O yüzde…” lafım yarım kaldı tabi. Sena ben cevap vermeyince odama gelip “ canım çağırıyorum neden cevap vermiyorsun” dedi. Telefon suratıma kapandı. Tekrar Aradığımda operatör bana “aradığınız kişiye şu anda ulaşılamıyor” diyor ben sena ya canını gibim diyorum.
-
41.
+5Her yerim tutulmuş, titriyorum büyük ihtimal. Üşüyorum bunu hissediyorum, kemiklerime kadar soğuğu hissediyorum, donmuşum, kışın deniz kenarı bir yerde dışarıda uyumak. işte aşkın mantığı bu. Her yerim soğuk ama yüzümde bir sıcaklık var. Yanağımdan alnıma doğru. Sonra öbür yanağımda hissediyorum sıcaklığı. Sanki biri yüzüme sıcak bir şey bastırıp ısıtmaya çalışıyor beni, sanki biri kalbime dokunmaya çalışıyor. Sonra sesini duyuyorum; uykulu, korkmuş, kızmış bir ses. “ ya kalksana” diyor. Gözümü açmak istiyorum ama kirpiklerim birbirine yapışmış. Zorla açıyorum gözlerimi bulanık görüyorum ama tanıyorum bu yüzü. “kalk hadi içeri geç.” Deyip kaldırdı kollarımdan beri. Anneler derler ya kalk yerine yat diye, sevgi ve şiddet karışımı bir sesle. Bunu sevgilinizin dediğini düşünün. ister istemez gülümsedim. “geri zekalı aptal bir de gülüyor musun” diyor ama oda sırıtıyor hafiften. içeri girdim onun yardımıyla.
-
42.
+5Direkt kaloriferin yanına oturttu beni. Bekle burada deyip içeri gitti. Tekrar kapattım gözlerimi. Tekrar açtığımda o gelmiş üstüme battaniye örtmüş sıcak su torbası koymuş. Ben yerde cenin pozisyonunda yatıyorum o başımda bir minder üstünde oturmış bekliyor. “ aptalsın, malsın, geri zekalısın, beyinsizsin, öküzsün, embesilsin” dedi. “hayır aşığım” dedim. “ bak gerçekten sandığın gibi değil sena bi..” “ biliyorum sena seni aradı açtım anlattı durumu. Ben özür dilerim” dedi. Bir şey diyemedim. Toparlandım oturdum. Şimdi tam karşımdaydı. Bağdaş kurmuş, saçları omuzlarından dökülmüş, ela gözlerini bana dikmiş beni izliyor. Sonra sehpayı gösterip “ye bunları” dedi. Çay ve bisküvi var. “bunlar ne?” dedim. Ayağa kalkıp kusura bakma beyefendi bugünlük bu kadar hamaratım.” Dedi ellerini beline koyarak. Olsun dedim. Kalkıp oturdum koltuğa yanıma oturdu. Bu sefer ben onun ağzına zorla bisküvi tıkıştırdım aynı bardaktan çay içtik. Yine mutluyduk. O kadar mutluydum ki başımı dizine koyup uyumuşum. Saçlarını yüzümde gezdirmese uyanmazdım aslında. “ bir daha bunu yapma olur mu? Ben sana kızarım ama vazgeçmem senden, git derim ama ciddi söylemem. Sen benim en değerlimsin. Kızdıysam biraz zaman ver bana düzelir zaten her şey.” Dedi. Bir kız size bunu diyorsa ve o bunu derken siz onun dizine başınızı koyma ayrıcalığına sahipseniz bir şey demeyin. Susun. Ben öyle yaptım. Sustum ve sadece tuttuğum elinin avuç içini öptüm.
-
43.
+4 -1Beyler okuyan varsa ona göre devam etçem
-
-
1.
0yaz yaz okuyoz
-
2.
0var okuyoruz panpa
-
3.
0Biyler hikaye çakma birinden alıyor linki
http://www.incisozluk.com...-kez-%C3%B6pmek/sahibi/8/
diğerleri 1 -
1.
-
44.
+5Kapının önünde bekliyordu. indik beraber sahile. Sahilde kumdan eser yoktu. Ege sahilleri genelde taşlıktır, plajlar hariç. Site lokantasında yemek yedik. Zaten saat 4e geliyordu, sahilde oturduk, güldük, konuştuk. iki aşığın ne yaptığı önemli değildir, yan yana olmaları, birbirlerine dokunabilmeleri, seslerini duyabilmeleri yeterlidir. Öyleydik bizde, aşkın boş vermişliğinde sahildeki banka oturup denizi izliyorduk güneş ardımızda batarken. “bana şiir oku” dedi. “ şiir mi? Düşünmem lazım.” Dedim. “ ya odunluk yapma işte oku, bir kerecik istedim kıracak mısın beni?” dedi. Bunu söylerken yüzüme bakmasına bile gerek yoktu ki. Cevaben bildiğim tek şiirin son bölümünü okudum;
“Senin bu ellerinde ne var bilmiyorum göğe bakalım
Tuttukça güçleniyorum kalabalık oluyorum
Bu senin eski zaman gözlerin yalnız gibi ağaçlar gibi
Sularım ısınsın diye bakıyorum ısınıyor
Seni aldım bu sunturlu yere getirdim
Sayısız penceren vardı bir bir kapattım
Bana dönesin diye bir bir kapattım
Şimdi otobüs gelir biner gideriz
Dönmeyeceğimiz bir yer beğen başka türlüsü güç
Bir ellerin bir ellerim yeter belleyelim yetsin
Seni aldım bana ayırdım durma kendini hatırlat
Durma kendini hatırlat
Durma göğe bakalım” -
45.
+5“Turgut uyarla beni kandırabileceğini mi sanıyorsun kendi yazdıklarından oku” dedi. “ sen yanımdayken başka şiire ihtiyaç duymam ben, hayatımın dizelerisin sen” dedim. Biraz durup “çok pisliksin, her gün beni kendine aşık etmekten utanmıyor musun?” dedi. “ yoo senden intikamımı alıyorum işte” dedim. Omzuma vurup “ ciddençok pisliksin” dedi gülerek. Gülüşünü çok seviyorum. Biraz daha oturup sohbet ettik orada. Sonra kalktık eve gittik. Tost yaptık beraber. Yedikten sonra çıkıp biraz daha yürüdük site etrafında. 13 şubatı 14 şubata bağlayan gecedeydik. Akşam onlarda kalmamı istedi. Kabul ettim. Selçuk’a uğrayıp kıyafetlerimi aldım onlara gittik.
başlık yok! burası bom boş!