ilk uzaya çıkışımı anlatıyorum

nasa, amstrog, yerli dizi terk diyenlere baştan gibtir git

geçen sene asosyalliğin dibine vurmuşum nasıl canım sıkılıyor cepte 5 kuruş yok yapacak birşey arıyorum yolda yürürken duvarda bi tane afiş gördüm

sizde hayatınızı değiştirmek istiyorsanız bilinmeyene yolculuk tam size göre diye

bu ne böyle arkadaş ne olabilirki dedim aramaya karar verdim en yakın postaneye gidip telefon ettim postacıya 3 posta osbir çekip borcumu ödedikten sonra ki borçlu kalmayı hiç sevmem postaneden ayrıldım
telefondaki kancık sesli karının söylediklerini analiz etmeye başladım.

önümüzdeki hafta yolculuk başlıyormuş herkesi almıyorlarmış sadece elit insanlar gidebilirmiş benden olsa olsa elin iti olur elitlik kim biz kim sallıyor herhalde
ilk sefer olduğu için ücret taleb etmiyorlarmış fakat herhangi bir sorun için mesuliyette kabul etmiyeceklermiş. zaten neyim varlan kaybedecek hem yolculuk esnasında topkekle meyve suyuda vereceklermiş sınırsız su varmış daha ne olsun

kafa yatmıştı bu olay kancık sesli karıyı tekrar aradım ve yaz benide bacım dedim

kusura bakmayın beyefendi az önce kontejanlarımız doldu ama sizi yedeklere alalım biri boşalırsa yerine sizi alırız dedi.

şans yokki acil plan yapmam lazımdı gideceklerin listesini alıp birinin gitmesine engel olmam lazımdı.

kancık sesliyi bir daha aradım takun yiyem yoksa ver şu listeyi deim çok anlayışlı çıktı kancık sesli kız listedekilerin iletişim bilgilerini saymaya başladı

şöyle bi göz gezdirdikten sonra kurbanımı seçtim. 3. sıradaki rıfkı güngörmez
hemen atladım yolun ortasına koşmaya başladım binin biri arkadan koş forrest koş diye bağırdıysada giblemedim.

rıfkı güngörmezin işhanına gittim gel bi dakka konuşçaz diye bunu ikna edip dışarı çıkardım.

hacı abi 2 dakka ver şu telefonu dedim tekrar kancık sesli karıyı aradım.

adres ver gelelim dedim aldım adresi rıfkının 1992 model şahinine atlayıp gittik karının yanına

selamunaleyküm bacım ben telefondaki buda gidecek olan rıfkı abi dedim

kancık sesli kız ne dediğimi anlamamış bi şekilde suratıma bakıyordu fırsat bu fırsat diyip rıfkı abinin donları sıyırdım aşağı başladım osbir çekmeye bi hayli zorladı ama sonunda rıfkı abi boşalmıştı.

buyrun bayan yolcularınızdan biri boşaldı artık onun yerine ben gidebilirim herhalde dedim.

kız prosedürleri gözden geçirdi ve evet beyefendi yolculuk sizin hakkınız dedi.

rıfkı abi 1 posta boşalmanın verdiği üzüntüyle ağlamaya başladı.

nasa, amstrog, yerli dizi terk

rıfkı abiyi 2 gözü 2 çeşme oracıkta bırakıp eve gittim ne de olsa yolculuğun başlaması için 2 gün kalmıştı. Bavulumu hazırlamalıydım nede olsa bi nevi tatil neyle karşılaşacağımız bile belli değil.

Bi kaç bişey almak için markete gittim.

24 faktör havuçlu güneş kremi aldım. Ne olur ne olmaz güneşe yakın seyehat edecez kavrulmanın luzumu yok.

En sevdiğim sirareptin kremlerinden aldım. Uzaya gidiyoz olum osbir orucuna girmiyoruz. Hem uzaya milyonlarca çocuğumu bırakmak isterim.

Akşamları eser diye hırka, bi su birikintisi bulursak diye deniz şortu bi kaç ıvır zıvırın sonunda yeteri kadar sigara ve 3-5 büyük aldım alayını doldurdum bavula.

Sabah 6da alarm sesine uyandım. içim kıpır kıpır lan uzaya gidecem

kalktım kahvaltımı yaptım. anamın elini öptüm. hazırladığı yolluğu elime tutuşturu verdi cevizli ekmek yaptım yolda yersin dedi.

otobüsle bursa'dan istanbula geçtikten sonra kararlaştırıldığı gibi eminönünden alıp tekirdağ tarafına doğru acayip bi yere zütürdüler bizi. kocaman açık bi alan öyle roket falan yok ortalıklarda
herhalde gizlilik içerisinde yürütülüyordu bu proje diye düşündüm. birazdan butona basarlar yerin altından roket çıkar diye hayal sınırlarıma tecavüz etmekle meşkuldüm.

bi yerde durduk araçtan indik ve küçük bi biriding verdiler.

atmosferi delmeden ( sanki kız gibiyoruz ) emniyet kemerlerinizi çıkarmayınız.
atmosferden çıkmadan fanusları kafanıza takın.
fanusları taktıktan sonra bişey yiyip içmeyin.
kaptanla konuşmayınız.
ayakta dolaşmayınız.
bi ton şey saydılar diğer yolcular gibi benimde pek gibimde değildi.

evet buyrun arkadaşlar diyip 302 kırmızı beyaz bi otobüsü işaret ettiler.
gibko gibi kalmıştık hepimiz 302 otobüs ne lan dolmabahçeye gitmez bu.

asistanlık yapan kişi böyle bir tepkiyi bekliyormuş ki açıklama yaptı.

göründüğü gibi değil sanayide bizim kaportacı murtaza dayıya modifi ettirdik. 3. viteste 540 yapıyor manyak bi alet oldu. tekerleklerin oraya yerleştirdiğimiz hava yastıkları sayesinde uçabiliyor.

yapacak birşey yok bindik otobüse kemerlerimi taktık. otobüsün hareket etmesini bekliyoruz.

toplamda 14 yolcuyduk.

@18 panpa tutarsa serinin devamı gelecek 2. uzaya çıkışım falan

koskoca otobüs bilirsiniz lan önceden şehir içinde kullanılanlardan
http://kisalt.be/57hkun

ortalarda bi yerde otobüsün solunda cam kenarına bi koltuk parselledim hemen.

onca koltuk varken göbekli 55-60 yaşlarında bi dayı geldi yanıma oturdu.

be o koca göbeğindeki kıllarını gibtiğim
be ayakkabı bacığına boşaldığımın adamı yannanmı var yanımda git başka bir yere otur.

sağ tarafımzda 40lı yaşlarda iki tane teyze ama bildiğin malledeki teyzelerden öyle kokoşlardan falan değil.

3 tane üniversite öğrencisi vardı.

2 tane kız arkadaş vardı. ayşen ile hülya ( bu isimleri ezberleyin ilerleyen dadikalarda uzay gibişi yaşarız belki )

1 tane iş adamı birde iş addıbının sağ taşşağı gelmiş gibtimi yalakası

evet otobüste bukadardık.. 3 kişide tırsmış vazgeçmiş yolumuza 11 kişi devam edecektik.

hoppp kaptan bindi arabaya mavi gömlekli çakma rayban gözlüklerini takmış kenarda kalan saçlarıda beyazlaşmış bir dayı. koltuğa oturup kafasını arkaya çevirip gibici bir bakış attı.

ben kafamı çevirmiş boş araziyi izliyorumm... birden kulağımda acayip bi ses tırmalaması oldu dikkat kesildim kancık sesli karının sesiydi.

Sayın yolcularımız seyehatimiz birazdan başlamak üzere otobüse binmeden yapmanız gereken talimatları söylediler ama ben yine tekrar ediyorum dedi ve vir vir vir vir hepsini saydı.

kaptanın kontağı çevirmesiyle uğultulu bir motor sesi kulaklarımızda feriştah fantazilerine başlamıştı bile.

açık alanda iyice hızını almış otobüs yer çekimine meydan okuyarak yavaşça havalanmaya başladı. biraz şaşkın şaşkın etrafıma bakıyorum otobüsün hızından koltuğa yapışmışım. istanbul semalarında bi kaç tur atıyorduk ki astral seyahate çıkmış iki kişiye çarptı bizim kaptan. yanımdaki dayı sittir et ipnelere gün içinde gezdikleri yetmiyormuş gibi bide uykularında gezmeye çıkıyorlar acımayacaksın böylelerine diyip kaptanı gaza getirdi.

yandaki teyzelerden biri kaptana

yavrimmm

hazır havaya kaldırmışken ( ayşenle hülya kikirdedi ) bizim memlekettende bi geçsek ya

memleket nere teyze

bartın yavrim

ben bartını duyunca bi duygu patlaması yaşadım. yıllardır sadece haritada gördüğüm adını bildiğim insanların yaşayıp yaşamadığından haberim olmayan haberlere hiç çıkmamış şehirden birini görmenin sevincini yaşıyordum

başımla beraber diyip kaptan direksiyonu sola kıvırdı 18dk 22saniye sonra bartındaydık.

kaptan işte teyze bartın demeden bartından çıkıyoruz dedi girmemizle çıkmamız bir olmuştu teyze bi gibim anlamadan memleket havası soludum diyip diyip sümüklerini sildiği mendille göz yaşlarını siliyordu

kaptan teybe taktı orhan babadan batsın bu dünyayı. bütün yolcular derbeder takılıyor.

sen uzaya gidecek teknolojiye yetiş otobüsü uçur otobüsün içine hiç yatırım yapma bildiğin o kahverengi deri koltuklardan.

yanımdaki göbekli dayının yolculuk nere evlat demesiyle irkildim.

Fatih Sultan Mehmet'in yanına gidiyorum bi kaç yanlış taktik vermişti

anlamadım

dayı amma sordun ha nereye gidebiliriz.

yok ben jüpiterde inmeyi düşünüyorum da ondan sordum

hımmm

kancık sesli karı yine konuşmaya başlıyor biri şunu gibsede kurtulsak fantezileri yapmaya başlıyorum

sevgili yolcularımız atmosferi terk etmek üzereyiz koltuğun altında bulunan fanuslarınızı lütfen takınız

birden şekle giriyorum karizmatik bir görüntüye sahip olucam amstrong amca gibi lan

hemen fotoyu çekip face profil fotosu yapar piyasanın anasını giberimm

elimi koltuğun altına atıp fanusu buluyorum

ulan bukadar da olmaz arkadaş bildiğin balık fanuslarından almış cimri herifler mecburen kafamıza geçiriyoruz

yandaki dayı arada çaktırmadan fanusu çıkarıp verilen topkeki kemirmeye başlıyor