-
1.
+2 -3evet ilk duyuşta gerçek gibi gelmeyebilir ama sonuçta bazı bilinmeyen gerçekleri burda sizinle paylaşmak istedimTümünü Göster
başlıyorum uzatmadan 2 entryde filan anlatacağım okuyan herkese teşekkürler.
edit:başlıyorum sakin olun capsler ve osmanlıca yazıları eklicem 4dk sonra filan biter
edit2:ayrıca bununla ilgilenen bununlada ilgilenir.
einstenin atatürke yazdığı mektup
http://inci.sozlukspot.co...in-atat%C3%BCrke-mektupu/
Abdülhamid Han'ın yaptırmış olduğu 'ALÂMET' isimli robot; dünyada ezan okuyan ilk saat olma özelliğine sahiptir. Sultan, bu muhteşem özelliklere sahip saati Japonya'ya göndermiştir. Muhtemel ki Japonlar, bugünkü robot teknolojilerini, semâ yapan, ezan okuyan bu saatten almışlardır.
1887 yılında Japon imparatoru'nun yeğeni Prens Komatsu bir savaş gemisiyle istanbul'a gelir. Abdülhamid Han'a birtakım hediyeler takdim eder ve Sultan ile görüşmelerde bulunur.
1889 yılında ise; Japon imparatoru Meiji, istanbul'a özel elçiler gönderir. Bu elçilerle birlikte; Sultan Abdülhamid Han'a özel hediyeler ve bir de özel bir mektup gönderir. Gönderilen bu hediyeler içersinde; Japonya'nın en büyük nişanı olan, Büyük Krizantem Nişanı'nı da vardır. Bu Nişan, Sultan Abdülhamid Han'a takdim edilir. Özel mektupta ise Japon imparatoru, Abdülhamid Han'dan; "islâm dini, ilim ve teknolojik gelişmeler, vakıflar, hayır kurumlar vs. konuları ile ilgili olarak kendilerine Japonca veya Fransızca olarak bilgiler," gönderilmesini rica eder.
Abdülhamid Han, konuyu Şeyhülislam Cemâleddin Efendi'ye açar. Osmanlı'nın bilgi ve teknolojisi hakkında bilgi isteyen, deniz aşırı bir ülkeye, eli boş elçiler gönderilemezdi. ilk etapta; tezhipli bir Kuran-ı Kerim ve daha bir çok hediye, elçilerle Japon imparatoru'na gönderilir. Diğer bilgiler için de süre istenir.
Bu süre zarfında Sultan Abdülhamid Han, Yeni Kapı Mevlihânesi saat sanatkârı, Musa Dede'yi Huzur'a çağırır. Musa Dede saat mekaniğini çok iyi bilen zattı. Sultan, Musa Dede'den; "çok iyi bir ekip kurarak, daha önce hiç yapılmamış, eşi benzeri olmayan, teknolojik bir saat yapmasını," ferman buyurur. Bunun üzerine Musa Dede, yedi kişilik bir ekip kurarak çalışmalara başlar. " Daha önce hiç yapılmamış, dengi olmayan nasıl bir saat yapmalı ?" Diye derin düşüncelere dalar.
Birkaç gün sonra, Sultan Abdülhamid Han, çalışmalar hakkında bilgi almak için Musa Dede'yi Huzur'a çağırır. Musa Dede ve ekibinin çizdikleri projeleri inceler, ancak bunlardan tatmin olmaz. Çünkü Musa Dede'nin getirdiği çizimler, klagib saat örneklerinin değişik versiyonlarıdır. Huzur'da bulunan Derviş Dede'ye fikri sorulur. Derviş, kağıttaki çizimleri inceler ve şöyle der: "Bu saat Semâzen şeklinde olsun. Her saat başı, kollarını açıp semâ etsin ve gong çalsın." Sultan Abdülhamid Han projeyi eline alır, dikkatlice inceler, tefekküre dalar ve dahiyane şu fikri söyler: "Hayır gong çalmasın! Ezan okusun. Öyle bir tertip yapın ki, saat başı ezan okusun," der. Kağıda birkaç ayrıntı çizerek Musa Dede'ye verir. Musa Dede, "Ferman Sultanımındır," diyerek düşünceli bir şekilde huzurdan ayrılır.
Guguklu, gonglu ve değişik melodili saatler mevcuttu. Bunlar; körük ve mekanik düzenlerle halledilebilirdi. Ama ezan sesi, insan sesiydi. Bu nasıl yapabilirdi? Sultan'a, ' Efendim bu nasıl olur?' Demeden Huzur'dan çıkmıştı. Musa Dede, bu düşüncelerde sahafları dolaşırken, Fakir Dede'ye rastlar. Fakir Dede Melâmi Mevlevî Meşreb bir zattı. Musa Dede, konuyu gizlice Fakir Dede'ye açar. Fakir Dede, Musa Dede'yi neşeye boğan şu bilgileri vermişti: Frenk icadı Gramofondan ilham alınabilir. Edison 1877 yılında fonograf cihazını bulmuştu. Ses kaydı yapan bu cihazı önerir. Gramofonun 1887 yılının 20 Eylülü'nde Emil Berliner tarafından patenti alınmıştı. Yani ezan okuyan saat yapmak mümkündü.
Hemen çalışmalara başlandı. Kısa bir süre sonra, Semâzen şeklinde, normal bir insan boyuna yakın, saatli bir robot yapıldı. Robotun özellikleri şu şekilde idi: Kaideye oturtulmuş gövdesi; saat başı semâ ediyor, bu esnada kollarını açıyor, gümüş levhalardan yapılmış etekleri açılıyor ve aynı anda ezan okuyordu. Etek kısmının üstündeki mazgallardan ezan sesi geliyordu. Öyle bir mekanizma kurulmuştu ki, tüm bunları yaparken yarım metre yürüyor, hem dönüyor ve ezan bitince de tekrar yarım metre geri giderek yerine dönüyor; kollarını ve eteklerini indiriyordu. Robot'un tamamı gümüş ve altın kaplamadan yapılmıştı. Robot'un arka kısmında kurma yeri mevcuttu ve yedi günde bir kuruluyordu.
Robot'u Sultan Abdülhamid Han'a gösterdiklerinde, Sultan çok beğenmiş ve biraz da şaşkınlıkla; " bunun ismi ALÂMET olsun. Bu tam bir ALÂMET," demişti.
Alâmet'in, gövdesinin boyun kısmına yakın yerinde; altın işlemeli ay-yıldız, eteğindeki mazgalların altında ise, Osmanlı Devlet Arma'sı bulunuyordu. Sağ kolunun altında ise, bu projede yer alan ustaların baş harfleri yer almıştı.
ilk capsimiz : http://imgim.com/alamet.jpg -
2.
+3 -1lazım olucak reserved
Şunun bilinmesinde fayda vardır; robot teknolojisi çoğunun bildiği gibi, yeni bir teknoloji değildir. 1900 yılların başında yayınlanan Osmanlıca gazetelerin birinde: Robotları kullanarak dünyayı ele geçirilmeye çalışılacağı ve bu yönde çalışmaların olduğu yazılmaktadır
3.capsimiz
http://imgim.com/gazeterobot.jpg
islâm bilginleri, robot diye tabir edilen çalışmaları asırlar önce yapmıştır. Fakat bilinen ve işlevi olan ilk robot ALÂMETTiR. Robot terimi, önceden programlanmış komutları yerine getiren mekanik vs. cihaz demektir.Çok azı insana benzer. -
3.
-3lazım olucakTümünü Göster
Sultan Abdülhamid Han; asrın harikası, sanat ve teknoloji eseri olan, ezan okuyan bu robotu, Ertuğrul Firkateyni ile Japon imparatoru'na, özel bir mektup, başka hediyeler ve nişanlar ile beraber göndermişti.
Firkateynin, kafile Başkanı Albay Osman Bey, gemi komutanı da Yarbay Ali Bey'di. Temmuz 1889 yılında istanbul'dan yola çıkan gemi, 7 Haziran 1890 tarihinde Japonya'nın Yokohoma limanına varmış ve Japon Hanedanınca görkemli bir tören ile karşılanmıştır.
Şimdi, bu Alâmet isimli ezan okuyan saatin varlığı bugüne kadar niye bilinmedi? Biraz bu konuyu irdeyelim: Japon elçiler istanbul'a gelip, Sultan Abdülhamid Han'a Japonya'nın en büyük nişanı olan Krizantem'i verdiklerinde, mukabiliyet esasına göre, kendilerine Abdülhamid Han'ın da, Osmanlı Devlet'i adına Japon imparatoru'na bir nişan verip vermeyeceği sorulur. Bunun üzerine Ertuğrul Firkateyni ile ; Osmanlı Özel Nişanı ve yanında diğer hediye ve nişanlar, Osman Bey tarafından Japon imparatoru'na takdim edilir.
Tarih kitapları ve Osmanlı arşivlerinde bu olaylar belgelerle sabittir. Fakat bilinmeyen konu şudur: Peki Alâmet isimli, ezan okuyan, saatli robottan neden hiç söz edilmez! Bu işin sırrı da şudur: Belgeler de şöyle der: "Osmanlı nişanları, hediyelerle beraber Japon imparatoru'na takdim edilmiştir." Bu kısımlar Japonlara ait belgelerde ise şu şekilde mevcuttur: " Osmanlı Devleti adına, Sultan Abdülhamid Han'ın elçileri, Osmanlı nişan ve hediyelerini Japon imparatoru'na sunmuşlardır." işin püf noktası, Alamet'ten bahsedilmemesinin sırrı burada saklıdır. Şimdi lütfen dikkat buyurun: Osmanlıca, Alâmet demek, nişan, işaret demektir.YaniALÂMET kelimesinin Osmanlıca lügat karşılığı NiŞAN'dır. işte sır budur. ALÂMETTEN; NiŞANLAR VE HEDiYELER olarak kayıtlarda bahsedildiğinden, Alâmet adeta kamufle olmuştur. Yani bilerek bir saklama yoktur. Bugüne kadar tarihin tozlu sayfalarında saklı kalmış bir hakikat böylece ilk defa gün yüzüne çıkmış oldu.
Fakat yine de akıllara bazı soru işaretleri gelebilir? Meselâ, Japonlar niye bu robot (Alâmet) gerçeğini ifşa etmemişlerdir? Bu soruya şöyle yanıt bulunabilir: O dönemlerde Japon Hanedanlığı karışıklıklar yaşıyordu. Saraylar ve bazı özel hediye mekânları yağmalandı, soyuldu. Alâmet o karışık dönemde, bu soygunlar esnasında birinin eline geçmiş olabilir. Bir başka soru işareti ise; O dönemlerdeki saat firmaları acaba Alâmet'ten ilham almış olabilirler mi? Mesela, Seikosha saat fabrikası 1892 yılında kurulmuş, 1899 yılında ilk alarmlı saati piyasaya sürmüştür. 1881 yılında Kintaro Hattori tarafından Seiko Co limitet şirketi kurulmuştur. Soru şudur: Acaba Alâmet bu saatlere ilham olmuş mudur? Acaba Alâmet'in üzerinde bulunan 7 ustanın baş harfleribir şeyler ifade ediyor mudur? Ezan okuyan saatlerin menşeinin Japonya olmasında acaba ne kadar Alâmet'in etkisi vardır? Bilinmez ama bilinen bir şey varsa; ilk ezan okuyan ve robot sayılabilecek saati dünyada ilk defa Sultan Abdülhamid Han sahneye çıkarmıştır.
SIRDAŞ, Alâmetle ilgili olarak Sultan Abdülhamid Han'a tarihi bilgileri okur, ve Kara Kaplı'ya kaydeder. Sultan Abdülhamid Han'da; "bu teknolojinin daha da geliştirilmesi gerektiğini vurgular."
Alâmet'in tek resmi; muhtemelen YILDIZ yağmasında yanmış olup, deforme olmuş haliyle geride kalkan parçasına baktığımızda; bu projede görev alan ustalardan biri elinde kurma kolu ile görülmekte, yanında ise Alâmet bulunmaktadır.Resmin üzerinde, silinmiş Osmanlıca yazılar ve bir köşesinde silinmiş Japonca harfler yer almaktadır.
2.capsimiz
http://imgim.com/gazetehali.jpg -
4.
0bi gibtir git amk erbakancısı
-
5.
0bukadar yazıyı bir arada görünce gözüm ağrıdı oç
-
6.
0yaptıkta noldu amk
-
7.
0ee yapmışsak nolmuş ne var şimdi elde? bizim milletimiz geçmişiyle övünmeyi çok sever gel gör ki şimdi elinde bir gib yok
-
8.
0japonlar okumuş da yapmış biz hala üşenelim
-
9.
0Panpa düzgünce okuyordum baktım bitecek gibi değilbıraktım özeti yok mu bunun bin
-
10.
0erbakancı pekekent gibtir git
-
11.
0reserved
-
12.
0insan okuyacak bunu bin.
-
13.
0amk hırsızı barı alıntı yaz altına sankı kendısı arastırmış oktan reyizden çalmış gelmiş buraya amk hırsızı
-
14.
0ben böyle başlık görmedim rezerve
-
15.
0@9 qanqa küfür mü edyon analmadm kfredyrosan annı siqm zaaaaaa xDxDxD
-
16.
0reserved.. sonra okurum
-
17.
0şukunu masanın üstüne bırakıyorum
-
18.
0adam haklı benim dedem çalışmıştı yapımında
-
19.
0ohaaa
-
20.
0dandiq
-
kafesten bir kuş uçtu
-
kış günü iş saati okul vakti sabahın 10 u
-
caylak caylak bekleyen
-
her devrin iti
-
hiko babanın hastalığı işte bu
-
gran torino allah kurtarmış
-
mematiyi silerseniz sözlük biter
-
sözlük bildiğim amateme dönmüş
-
eski sevgilim bali den foto atmış
-
memati sana silah cekseydim ne yapardın
-
ben no fabı cinsellik için değil zindelik
-
ak partiye oy vermiyenlerr
-
kızlar klozete sıçmışlar çok ağır kokulu anal
-
babamı kendime yakın hissetmiyorum
-
ebeni gibiyim artık kimin payi varsa
-
çeşmeler var her bir yerde
-
yeter lan biri baslik acinca aynisini
-
eski kız arkadaşım masördü
-
kız için bali ye gitsem geri döner mi
-
memati biraz lol oynayalım
-
kadınlar yaşamayı haketmiyor der bir bilge
-
sozluge yeni gelen cocuga bakin
-
herkes saatinin markasını yazıyorr
-
günümüzz kızlarıı
-
yayin acsam kac kisi gelir la
-
titocuyum sorusu olan varsa sorabilir
-
almanya da askıda yemek varmış
-
eskort gibi giyinen kadınların atatürk sevdası
-
baycerrah özlettin kendini
-
topal odlek ordek hayırlı geceler diler 20 11 2024
- / 2