1. 1.
    +2 -4
    bilmeniz gereken ilk şey. ilk insan diye birşeyin olmadığı!!!

    ilk insan hiçbir zaman var olmadı.

    öncelikle şu insanın evriminin kronolojik olaraktan sıralandığı resmi inceleyelim.

    not: resim wikipediadan alınmıştır.

    http://i.imgur.com/xTO7SYj.png?1

    dünyadaki canlı oluşumu evrim sayesinde rahatça anlaşılabiliyor. eminim birçoğunuz bunu benimsediği gibi birçoğunuz yalanlıyorsunuz. ama evrim tıpkı dünyanın yuvarlak olması gibidir. siz ne derseniz diyin vardır.

    bizim inceleyeceğimiz şey ise, evren yani bigbang sonrasında oluşan ortamda nasıl canlı varlıklar oluştu.

    bildiğiniz gibi evren hakkında birçok teori var, bunlardan biri füzyon teorisidir ki bigbangin yaratıcı olmadan nasıl oluştuğunu kesin bir şekilde anlatır ve birçok yaratılışçıya kapak olur.

    bir diğeri kuantum, bir diğeri izafiyet, bir başkası paralel evrenler...

    birçok teori vardır anlayacağınız. bunlardan biri de şudur!

    evren bir canlıdır. ve bizler de evrenin bir hücresi belki atomu belkide atomu oluşturan parçaların parçasının parçasının... parçasıyız.

    evreni bir insan olarak düşünün, galaksi kümelerini birer hücre olaraktan, galaksileri, hücre organları, yıldız sistemlerini atom olaraktan, gezegenleri ise atomun parçacığı olaraktan düşünün. bu saydığım tüm parçalar insan vücudunda olduğu gibi canlı ve kendi zekası olan varlıklardır.

    evrene x canlısı diyelim. ve inceleyelim.

    x canlısı nasıl var oldu?
    cevap: füzyon teorisi.

    kısaca füzyon teorisi şöyledir. (basitleştirerek anlatıyorum)

    200 mili litre su kaynattınız. bir bardağa döktünüz. üzerine 20 gram kahve 30 gram krema, 50 gramda şeker eklediniz.

    ve karıştırdınız. bardağın ağırlığını çıkarıp kahveyi tartığınızda (atom terazisiy le : ) ) zannetmeyin ki ağırlık 300 gram olacak!!!

    kesinlikle 300 gramdan daha fazla olacak. çünkü birleştirdiğimiz bu 4 maddenin kendilerine ait enerjileri vardır. bir başka enerjiyle birleştiklerinde aralarında bir çeşit savaş çıkacaktır. ve birbirlerini yeneceklerdir. su daha fazla olduğu için savaşı su kazanacak ve diğer maddelerde onun formuna dönüşecektir fakat içinde kahve krema ve şeker olan suyun yapısıda değişecek ve başka bir maddeye yani bir bardak kremalı şekerli kahveye dönecek.

    başka birşeye dönüşme aşamasında etrafında bulunan maddeleri de içine çekecektir bu burada hava olabilir, nem olabilir, yada bardaktan renk, asit vb alacak. sonucunda ise 300+ gram bir birleşim ortaya çıkacak.

    peki bunu evrenin başlangıcına uyarlar isek.

    evrenden önce hiçbir şeyin olmadığını düşünelim. yani kahve yapacak hiçbir maddemiz yok.

    ama tek bir şeyimiz var! o da alan. kahve yapacak maddelerimiz yok ama mutfağımız var. ama mutfak ta bomboş.

    tam burada kuantum teorisi devreye giriyor ve hiçbir şeyin boşluk olamayacağını, boşluğun aslında potansiyel enerji olduğunu anlıyoruz.

    enerji ise o kadar yüksek ki mutfağı tarumar ediyor, duvarlara vuruyor, dışarı çıkmak istiyor. görünmez duvarlara her çarpışında geriye sıçrıyor ve diğer duvara çarpıyor. o kadar çok ordan oraya çarpıyor ki ortaya yüksek miktarda ısı çıkıyor. ve ısınıyor ısınıyor, ısındıkça enerji başka türde enerjilere ve maddeye kavuşuyor. sonundada bin bang dediğimiz olay başlıyor.

    big bang ise enerji madde ve boşluk yani 3 maddeyle başlamıştır.

    big bang bir nevi hücre bölünmesidir.

    ve böylece şuan içinde oturduğumuz küçük, minicik evrenimiz doğuyor. zaten içinde var olan canlı hayatını doğuruyor.

    --->>> anlatırken ekgiblerim olmuş olabilir, soru ve eleştirilerle (düzeyli olaraktan) belirtin. elimden geldiği kadar yardımcı olayım.

    ...
    Tümünü Göster
    ···
  2. 2.
    +1
    @21 x canlısını değil panpa x canlısını oluşturan hücrenin nasıl oluştuğunu anlattın. mesela insanlar sperm hücresiyle yumurta hücresinin birleşmesinden oluşuyo. bu x canlısını oluşturan bu spermle yumurta nasıl oluştu? bayağı cinsel ilişkiye mi girdi x kavmi? yanlış anlama konuyu sulandırmak gibi niyetim yok mecaz olarak sperm yumurta örneğino verdim. ama materyalistlerin yaptığı sürekli işi sonsuz bi kısırdöngüyle açıklamak. daha önce evren sonsuzdur dendi, çöktü. sonsuz evren fikirleri sürekli başka fikir olarak atılıyo önümüze. o yüzden soruyom bunları.
    ···
  3. 3.
    +1
    bu sefer de x canlısı nasıl ortaya çıktı diycez.
    ccc yaratılışçı düşünce ccc
    ···
  4. 4.
    -1
    olum halen evrime inananlar var amk
    hawkings bile inanamıyor amk sırf millete oyuncak çıksın
    ···
  5. 5.
    0
    @32 dinlerin ilk ortaya çıkışı insanları tek bir amaca yönlendirmek, bir çeşit birlik kurmaktır.

    zaten bir dönem devletlerden çok dinler önemliydi. devletler değil dinler savaşırdı.

    bir çeşit yasa diyebiliriz ama anayasa gibi toplumsal değil, tanrısaldır.

    ve tabii ilahi bir güç tarafında gönderilmediler.
    ···
  6. 6.
    0
    1991 'de Avusturya Alpleri'nde buzullar arasında donmuş bir erkek cesedi bulundu. Şaşırtıcı olan cesedin 5.200 yıl önce yaşamış birine ait olması ve bugüne kadar hemen hemen hiç bozulmadan kalabilmesiydi. 'Alp Çobanı' adı verilen bu,cesette dikkat çeken bir başka husus da, yüzünde sakal ve bıyık olmamasıydı.
    Arkeologlara göre erkekler tarih öncesi devirlerde de tıraş oluyorlardı. Mağara duvarlarındaki bu devirlerden kalma resimler sakal tıraşı için kabukların, köpekbalığı dişlerinin, en çok da keskinleştirilmiş çakmaktaşlarının kullanıldığını göstermektedir. Günümüzde keşfedilen bazı ilkel kabilelerde çakmaktaşının bu amaçla kullanıldığı gerçekten de görülmektedir. Mısır'da açılan mezarlarda eski Mısırlıların M.Ö. 4. yüzyılda sakal kesmek için kullandıkları altın ve bakır aletler bulunmuştur.
    Tarih öncesi erkeğinin sakal tıraşı olma nedeni, kesilmezse 150 santimetreye kadar uzayabilecek olan sakalın hareket kabiliyetini hayli kısıtlamasıdır. Ancak sinek kaydı tıraş olma ihtiyacının nedeni bilinmemektedir. Her gün kesilmesi gerekiyorsa erkekler niçin sakallı yaratılmışlardır, o da ayrı bir konu. Erkekler günümüzde olduğu gibi geçmiş zamanlarda da din, toplumsal konum ve moda gibi nedenlerle tıraş oluyorlardı. Örneğin, Ro-ma'da sadece özgür insanlar tıraş olabilirdi.
    MS. 14. yüzyılda şimdiki usturanın ilkelleri ortaya çıkmaya başladı, ama erkeklerin acılı ve kanlı tıraş derdi 20. yüzyılın başlarına kadar devam etti. King Camp Gillette (jilet) ABD'de 1901 yılında ilk iki taraflı jileti keşfetti. Ancak Birinci Dünya Savaşı yıllarına kadar 168 jilet ve 51 makine satabilmişti. Savaş başlarında ABD hükümeti ordunun ihtiyacını karşılamak için firmaya 3,5 milyon tıraş makinesi sipariş etti. Böylece tıraş bıçağı bir sektör haline geldi
    Kısa bir süre sonra eski bir kılıç üreticisi olan Wilkinson firması da tıraş bıçağı üretimine geçti ve bu ikili günümüze kadar piyasanın devleri olarak geldiler. Günümüzde Gillette dünya pazarının yüzde 66'sini elinde bulundururken, Wilkinson'un payı yüzde 20'dir. Daima sektörün motoru olan Gillette aslında kaşifinin ve firmanın ismi ve bir marka iken ürünün de ismi haline gelmiştir.
    1950'li yıllarda ilk elektrikli tıraş makineleri devreye girdi. Aynı yıllarda ise paslanmaz çelik tıraş bıçağı piyasaya çıktı. Günümüz erkeklerinin yaklaşık yüzde 80'i ıslak tıraşı yani tıraş bıçağı kullanmayı tercih ediyor. Dünyada tıraş olan 2 milyar erkek ve her birinin yüzünde ortalama 15 bin kıl varken ve hele hele bu kıllar günde yaklaşık 2 milimetre uzarken, yani bir erkeğin ömrünün ortalama 100 günü tıraş olmakla geçerken, kim bükebilir tıraş bıçağı sektörünün bileğini?
    Tümünü Göster
    ···
  7. 7.
    0
    @34 hawkingin iddiası şu .evren hiçlikte ortaya çıktı ancak o hiçlik aslında bir çok şeydir. yani vakumlar. şimdi burda hiçliği tanımlamak lazım. eğer hiçliği kabul ediyorsak, yani salt hiçliği ( gözümüzü kapadığımızdaki o karanlık boşluk bile hiçlik değildir ) bu hiçlikte kuantum dalgalanlanmaları oluyorsa buna hiçlik diyemeyiz. çünkü o salt hiçliğin içinde birşeyler etkileşimde bulnmuş oluyor
    ···
  8. 8.
    0
    @29 asıl soru boşluktaki enerji ne ayak? nerden çıktı bu muallak? yani tabi daha bilimsel olarak kurmak lazım cümleleri. kahve ağzıyla garip oluyo.
    ···
  9. 9.
    0
    @28 hayır .tanrı yoktur demekte felsefidir. bilimsel olarak ne ispatı nede kanıtını bulabilirsin.

    sadece şunu diyebilirsin. bilimin alanı tanrı değildir. bilim tanrı vardır yada yokturla uğraşmaz.var olanı açıklar. tanrıyla, felsefe ilgilenir

    edit: attığım 2 videoyu da izle ve yorumunu yaz buraya. adam bizim işin piri dostum. ki senin john lennoxu biliyor olmaz lazım
    ···
  10. 10.
    0
    @1 dinler nasıl var oldu hepsi insan yapımımı ?
    var oluş amaçları insanları düzene sokmak kargaşa önlemekmi
    yoksa anayasa görevi görmesimi
    ilahi bir güç ile yönlendirmekmi ?

    ne düşünüyorsun
    ···
  11. 11.
    0
    @30 http://inciswf.com/cok_ust_duzey_bir_espri.swf
    ···
  12. 12.
    0
    @25 hmm, yazdıklarımı tekrar okudumda sanırım haklısın.

    bize asıl gereken birden mi ortaya çıktık yoksa bir döngüde tekrar mı ortaya çıktık. bunu düşüneceğim

    yorumun için teşekkürler.
    ···
  13. 13.
    0
    @36 alaka?
    ···
  14. 14.
    0
    @34 aslında boşluk bile bir potansiyel enerjidir ve yayılmak ister... yani herşey enerjidir.

    star wars hesabı.
    ···
  15. 15.
    0
    @33 bilim var olan şeylerle ilgilenir.
    ···
  16. 16.
    0
    @47 panpa çok uçtun . tanrı maddenin ötesindedir .maddeye tabi değildir. teoloji felsefesinin kabul ettiği tanrı olgusu budur. bilim ise maddeyi inceler. parçacıkları,fotonları vs vs. tanrı madde ötesiyken ,sen kalkıp diyorsun ki tanrı yoktur çıkarımı bilimseldir. bilim madde öttesini inceleyip analiz edip tanrı yoktur fikrine nasıl ulaşıyor ?

    bilimin burdaki duruşu agnostik olmalıdır. anlıyor musun ? felsefi açıdan tanrı yoktur derken neyden yola çıkarak bu varsayıma vardın ? materyalist felsefeye göre olmayabilir. ancak felsefe =materyalist düşünce demek değildir

    misal felsefede en mehşur soru : nden hiçlik yerine bir şeyler var ? ne oluyor da insan zihni evreni anlayabiliyor ? yaratıcı hipoteziyle paralel evrenin ne alaksı var .hımm.ama böyle olmadı ya.sen felsefe okuduğunu söylüyorsun ve bilim felsefesinin en büyük sorunuyla ilgili bir şey bilmiyorsun

    teistlerin argümanına karşı argüman olarak ,bu evrendeki hassas ayarları açıklamak üzere ortaya atılmıştır bu paralel evrenler. yani sonsuz sayıda paralel evren olursa,bu evrendeki hassaslık açıklanabilir düşüncesi. tabi bu fizikçiler arasında tartışmaya yol açtı. metafizik bir olguyu fiziğin içine çekmeye çalışılıyor diye. işte alakası budur. tahminimce 2 videoyu da izlemedin.
    ···
  17. 17.
    0
    @50 hmm düşünüyorum...

    aslında evet haklısın pek geçerli bir cevap olmamış.

    bu konu üzerinde de araştırmalar yapacağım.
    ···
  18. 18.
    0
    @49 panpam be sorumun hiç cevabı olmamış, yazdığını tekrar bir oku istersen.
    inandığın şeyi açıklama, açıkladığın şeye hep beraber inanalım.
    ···
  19. 19.
    0
    @48 helal olsun çok güzel soru.

    hemen cevaplayayım.

    şimdi boşluk düşün. hiçbir yere hareket edemiyor hatta var olan hacmin bile sıkıştırılıyor, küçülüyor.

    bir zamanlar evrene sonsuza dek büyüyecek derlerdi hatırlarsın. bu şu demektir sonsuza dek büyüyecek.

    aynı şekilde küçülmekte sonsuza dek sürer. ama asla bitmez yani alan ortadan kalkmaz.

    yani zaten olmamış bir alan olamaz. biliyorum biraz kafa karıştırıcı ama.. *

    birşeyi asla yok edemezsin gibi birşey bu. 1 metre küplük bir alanı ne kadar küçültürsen küçült hala var bir alan var olur. 1 cm küp olur. 1 mm küp olur. 1 nano küp olur...

    ama asla yok olmaz işte bu olaylarda o asla yok olamayan alanda gerçekleşiyor.
    ···
  20. 20.
    0
    peki big bang'ten önce neden alan dediğimiz şey vardı panpa?
    ···