ilişki

ince kısımlarının kadınlara bırakılması gereken kollektif uyum gerektiren bir atlayıştır ilişki. bırakın kadın denilen üst düzey zarif varlık ilişkinin o kalın parmaklarla dokunamayacağınız noktalarına erişsin ve şekillendirsin. şimdi bunu neden söylüyorum çünkü bir çok ergen, kadınların kimyasını çözeceğim derdine hayatlarının bir 4 yılını azap içinde geçiriyorlar. ateşin yaktığını öğrenmek için illa sobaya sarılmaya gerek yok ey ergen kişi, gel biraz dertleşelim.

şimdi şu olduğun yaşlarda sen sanıyorsun ki kadınlar sana gerçekten istediklerini söylüyorlar. hayır evladım hayır. kadınlar hakkında bilmen gereken ilk şey budur. onlar asla birşeyi dosdoğru anlatmazlar. illa işin içinde bir akıl oyunu, bir tuzak, bir şimdisıçtımağzına bulunur. her kadın mutlak kibar, nazik, anlayışlı bir adam aradığını söyler mesela. sen de safsın ya hemen atlayıp elinden geldiğince bu havalara girersin. ancak unutma ki asla bir kadın bu denli mükemmel bir adamla uzun sürekli takılmaz. zira işin temelinde bir sürü başka faktör var.

kadınların efendi adam yerine bin tercihi git bak bu başlığa, bir sürü bu olguya şaşıran insan var. aslında burada garip bulunacak birşey yok. biz, kadın ve erkek olarak bir bütün oluşturacak şekilde kodlanmışız. ve bu bütünü oluşturan her parça diğerinde olan özellikleri çekici bulmakta. yani sen bir kadında zerafet, letafet, bülbül bir sesi çekici bulurken. o, sahip çıkmanı, onu kollamanı, ayı gibi tepişmeni çekici buluyor. evet belki bunu itiraf etmekten çoğunlukla çekiniyorlar ama gerçek bu oğul, aklını başına topla. zaten ben seni kendi haline bıraksam da bu sonuca yıllar içinde ulaşacaksın. ellerinde çiçeklerle peşinden koştuğun hatunun, gidip üç hafta yıkanmadan bar kapısında kusan adamla öpüştüğünü gördüğünde hayat senin için yeniden başlayacak. sakın o anda bunalım denizlerine salma kendini. bak şimdiden daha yaş bir ağaçken söylüyorum sana, içindeki erkeği özgür bırak. kırılıp bükülme hoşlandığın kızın ideal erkek anlatılarına göre. sen git kahvede böğüre böğüre maç seyret, evinde spor araba maketi koleksiyonları yap. basketbol oyna, ferre biriktir. kafanı olmadığın birşeyle doldurmak yerine, olduğun halin keyfini çıkar. merak etme doğa senden çok daha doğru programladı herşeyi.

iyice haydar dümen oldum farkındayım ama son birşey daha söylemeden edemeyeceğim. ben mi böyleydim tek bilmiyorum ama zamanında bir kıza onu arzuladığımı söylemkten öcü gibi korkardım. oysa siz öyle olmayın ey yükselen yeni nesil. kadınlar iki lafı bir araya getirip gerçek düşüncesini içinden geldiği gibi anlatabilen erkeklere bayılırlar. ama o kısmı biraz daha tecrübeyle ilgili. işaretleri doğru okumak lazım. şimdilik o dersi atlayalım isterseniz. zira anlatırken farkettim ki siz bu gazla gidip ilk karşınıza gelen kıza "seni arzuluyom" falan dersiniz. olmaz öyle. yine de kızlara duygularınızı açmaktan çekinmeyin bu konudan alınacak hisse de bu olsun.

bir de şu var ki biz erkek milleti olarak o yaşlarda aşkın karşısında pek bir savunmasız kalıyoruz. o güne kadar her zaman işimize yarayan kaba kuvvet, sevilen kızın bir "hayır" lafının rüzgarında darmadağın oluyor. işte yıkım burada başlıyor aslında. kendini öyle bir anda bulduğunda defansını salma hemen, gidip salya sümük kıza yalvarma. zira kızlar kibar, nazik, anlayışlı erkeklerden tiksindiklerinden daha fazla yakalarına yapışanlardan tiksinirler. bırak yahu olmuyorsa olmuyor. git uzuneşek falan oyna, kafayı dağıt. biliyorum çok seviyorsun, ölüyorsun yokluğunda ama bil ki geçiyor o acılar. geriye şöyle hayvan gibi oynanan bir uzun eşek kalıyor sonrasında."ulan muallakye bak sen ne anlarsın aşktan" dediğini duyar gibiyim. ama valla ben de senin gibi sevdim zamanında. vallaha lan. şimdi bakıyorum da pekçoğu arkadaşım olmuş, onlar da senin benim gibi insanlar. öyle gözünde büyütüp büyütüp perilere çevirdiğin, meleklere benzettiğin aşkın herkes gibi kırılıyor, ağlıyor, saçma sapan espiriler yapıyor, rezil oluyor. ama olması gereken de bu zaten. ah be evladım keşke bana inanabilsen akşam akşam zütümü yırttım biraz daha az hasarla çık o evrimden diye. ama var ya zerre kadar da güvenim yok sana, bak daha şimdi bir kamyon laf anlattım yarın neclayı arayıp "sövüyoruum hulan" diye böğürmezsen hiçbişey bilmiyorum. bizim içimizde var yenilmek anasını satayim ne tak yersen ye.

edit: sana kız mı yok