-
1.
+31 -4hikayemiz, yerlileri düşük zekalı, manipüle edilebilir omrian gezegenininde geçiyor.
bölüm ı
sene 2181
omrianlar var oldukları andan itibaren olduğu gibi gezegenlerinde huzur içinde yaşıyordu. yine huzurlu bir günün şafağında gökten bir alev topu yeryüzüne düştü. meteor zannettikleri bu cismin, aslında bu dünyaya vahşet getirecek insanları taşıyan uzay mekiği olduğunu bilmiyorlardı. omrian gezegenine sürekli meteor düşerdi, o yüzden merak edipte meteorun yerini bulmaya çalışmadılar. bir süre sonra omrian gezegeninde içinde bulunduğu sistemin hayat ışığı quatrisyıldızının bir açılık hareketi gerçekleşti. bu bir açılık hareket sonucu quatris\'den saçılan ışınlar uzay mekiğinin metal yüzeyine yansımaya başladı. bu yansımadan çıkan ışınlar omrianlar\'ın kutsal saydığı ormonek kulesi\'ne yansıdı. omrianlar bunu tanrının işareti olarak saydılar ve bu işaretin kaynağını bulmak için gezegeni aramaya koyuldular.
hikayeyi bitirdim. buyrun linki: https://goo.gl/TE74St -
2.
+9bölüm ıı
jk: jerokan
jm: jeroman
jm: nasıl hissediyorsun?
jk: nasıl hissettiğimi biliyorsun neden soruyorsun aptal! ama en azından durumumuzu göz önüne sermek için ikimiz adına bir daha açıklayayım. dünya saatiyle 3 gündür bu bilinmeyen gezegendeyiz. şuana kadar kimse yardıma veya öldürmeye gelmediği için canlı varlıkların olmadığını varsayıyo...
jm: şşşş dur konuşma sesleri dinle!
jk: bu da ne böyle
ikizlerin şaşkınlığı üzerlerinden geçemeden mekiğin tavanı bir bıçak yardımıyla kesilmeye başlandı. kardeşler çaresiz sıkıştıkları yerden silahlarına uzanamıyorlardı. zaten uzansalar bugün kendilerini öldürmüş olurlardı. mekiğin tavanı boydan boya açıldı ve quatris'in yakıcı ışınları gözlerini birkaç saniyeliğine kör etti. ikizler açlık, susuzluk ve yaşadıkları şoktan dolayı bayıldılar. -
-
1.
0Okumayacam salak kamil yazma pislikkkkk
-
2.
0Rezervur
-
1.
-
3.
+5bölüm ııı
ayıldıklarında ikiside bir su aygırının üzerinde olduklarını gördüler ve bir kez daha bayıldılar. omrianlar için hava hoştu. bu insanların tanrı tarafından gönderilmiş melekler olduğuna inanıyor ve her bayıldıklarında tanrıdan mesaj aldıklarını sanıyorlardı. omrianlar çok neşeliydi. tanrının yaptığı kuleden beri ilk kez tanrı tarafından dikkate alındıklarını hissediyorlardı. tabii bu durum hoşlarına gidiyordu. bu yeni canlıların gelmesi şerefine omrian kralı chlyt tüm halka bedava yemek dağıtıyor, fakir ailelerin çocuklarını el işlerini öğrenmeleri için okullara gönderiyordu. -
-
1.
0Yok aq halk eğitime yönlendirseydi bide
-
1.
-
4.
+5bölüm ıv
jeromekan tekrar ayıldığında gördükleri karşısında bir kez daha şoka uğradı. neyse ki bu sefer iradesi üstün gelmiş ve bilinç açığa çıkmıştı. normal insan odası ebatlarında, duvarları mısır hiyerogliflerini anımsatan ahşap oymalarla süslenmiş temiz bir yerdi. sağında kardeşi jeromeman yatıyordu. kollarında sülük benzeri bir canlı vardı. ilk başta korktu ama kendini iyi hissettiğine göre bu canlı sayesinde olmalıydı. o an neler yaşadığı bir kez daha aklına geldi. ölmediği için mutluydu ama neden yaşadığı konusunda duyduğu belirsizlik onu korkutuyordu. bunları düşünürken odaya diğerlerine göre birkaç cm daha uzun bir omrianlı girdi. bu omrianlı'nın kafasında bir ışık hüzmesi vardı. bu onun diğerlerinden üstün biri olduğu anldıbına geliyordu. jeromekan meraklı gözlerle onu izlemeye koyuldu. omrianlı birdenbire üstüne doğru koştu ve onu öpmeye önünde eğilmeye başladı. bu jeromekan'a dünyada yaptığı ibadetleri anımsattı. bu anımsamayla neden hayatta oldukları konusuda açıklığa kavuştu. özel giysisinde bulunan, evrendeki her canlı türünün lisanını çeviren bir alette vardı. omrian kralı onun önünde kapaklana dursun o omriancayı aramaya koyuldu ve bulması uzun sürmedi.
jk: bizi niye kurtardınız?
kral: siz tanrı tarafından gönderilmiş meleklersiniz.
o an tahminleri konusunda emin olan jeromekan bu kralı etkisi altına almak için onun uydurduğundan daha büyük bir yalan uydurmaya karar verdi
jk: melek mi? hahahahaha biz melek değiliz. biz tanrıyız. sizin yaptığınız ibadetleri işittikte buraya geldik.
kral bu lafları işitince bir anlık afalladı ve sağa sola emirler yağdırarak dışarı çıktı. -
5.
+2Arkadaşlar 5 reze yazarım duvara anlatmayalım.
-
6.
+2bölüm v
kral odaya tekrar döndüğünde ikizler aralarında tanrı olma durumunu varlıklara karşı nasıl kullanacaklarını tartışıyorlardı. ikisininde ortak olduğu bir nokta vardı o da bu varlıkları sömürmek. iliklerine kadar. kral elinde başında bulunan ışık huzmelerinden iki tane taşıyordu. önlerinde durdu ve iki ışık hüzmesini ikisine uzattı. ikizler onun ne demeye çalıştığını odaya girdiğinde anlamıştı. bu ülkenin kralı olacaklardı. omrianlar onların tanrı olduğuna inanmıştı. kral ışık huzmelerini verdikten sonra kafasındakini çıkartıp bir kenara fırlattı. ışık hüzmesi anında söndü. sanki sahibinin onu artık istemediğini anlar gibi ışıklarını kapattı. kral önlerinde diz çöktü ve bekledi. kardeşler ayağa kalktı. kralda onlarla beraber ayağa kalktı. ikizler önde kral arkada odadan dışarı çıktılar. -
7.
+2bölüm vı
burası bir kuleydi, büyük bir kule. jeromeman bu saf canlılar bu kuleyi nasıl yapmış diye düşünüyordu. jeromekan ileride yapacağı sarayları, fetihleri düşünerek yüzünde bir gülümsemeyle ilerliyordu. duvarlarda parlak gri renkte hiyeroglifler vardı. bir tanesinde bir omrianlı'ya yukarıdan atılan büyükçe bir mızrak saplanmıştı. bir başkasında, bir ışık hüzmesi tüm göğü kaplamış, bütün omrianlar gökteki ışığa bakıyordu. belki de omrian kralının başında ışık hüzmesi taşımasınım sebebi buydu. bunları düşünürlerken kulenin balkonun önünde durdular. kral önlerinde geçmiş ve istemeyerek bu insanları balkona gitmeleri konusunda yönlendirmişti. ikizler kendilerini bekleyen kalabalığı görebiliyordu. bütün omrianlar ellerinde fgrntlerle bekliyordu. bu fgrntlerle tiz sesler çıkarıyordu. jeromeman sanırım tanrılarını çağırmak için veya ibadet etmek için bu aletleri kullanıyorlar diye düşündü. doğru düşünüyordu. bu onların kutsal müzik aletiydi. ikizler balkon konuşması yapmak için dışarıya çıktılar. -
8.
+2bölüm vıı
herkes birbirine vurduğu fgrntları yere bıraktı. iki elini köprücük kemiğinin üstüne koydu. bu omrianlar'ın saygı hareketiydi. ikizlerden jeromekan konuşma yapmak için bir adım öne çıktı. bir anda omrianlar yüzlerini yere çevirdiler. jeromekan;
- ey benim sevgili omrianlarım. fgrntlerle çıkardığınız sesleri duyduk, gördük. bu sonsuz sadakat ve bağlılığınızı kutlamak için gezegeninize geldik. gördük ki ibadetleriniz kusursuz ama yeterli değil. ibadetlerinizi yeterli hale getirmek için şimdi ayağa kalkın ve jeromekan diye bağırın, şimdi!
omrianlar hep bir ağızdan jeromekan diye bağırmaya başladılar. bunları gören jeromeman çileden çıktı, kardeşinin mutlak hakim olmak için temel kazdığını gördü ve o anlık öfke ve refleksle kardeşini aşağı itti. jeromekan yere düştü ve beden bir karpuz gibi parçalandı. -
9.
+1bölüm vııı
omrianlar tanrılarının yanına koştular. parçalanmış cesedinden sızan kan damlalarına bakakaldı, ve suspus oldular. sessizliği jeromeman'ın sesi bozdu.
-sevgili omrianlarım. o düşen sefil yaratık, gerçek tanrınız olan benim, sizin bağlılığınızı ölçmek için kullandığım bir piyondu. ah benim saf kullarım...
aslında içinden geçenler çok daha farklıydı. az önce ikiz kardeşini öldürmüştü. kendini koruma içgüdüsü ile böyle bir konuşma yapmıştı. iş işten geçmişti bir kere. hayatı boyunca bu vicdan azabı ile yaşayacaktı. bunları düşünmenin sırası değildi tekrar kontrolü ele almalıydı ve bu konuşmayı böyle sürdürerek aldı da. herkes tekrardan frgntlarını vurarak ibadet etmeye başladı. artık bu gezegenin mutlak hakimi oydu. yapacağı icraatları düşünmek üzere kuledeki odasına çekildi. -
10.
+1bölüm ıx
ilk işi uzay gemisi ile birlikte getirdiği ileri teknolojiyi omrianlar'a öğretmek oldu. bu canlılar düşük zekalıydı ama jeromeman'ın öğrettiklerini tanrı öğretisi sanıyorlardı. bu yüzden bu öğretileri sonsuz inanç ve çabayla öğrenmeye çalışıyorlardı. zamanla öğrendilerde. inanmak ve çalışmak başarı için yetmişti.
2183 senesi omrianda ilk silah fabrikası kuruldu.
jeromeman burada omrianları eğitip başka gezegenlere paralı asker niyetine satmayı planlıyordu. planladığı gerçekleştide. herkes omrianları almak için birbiriyle yarışıyordu. bu varlıklar küçük olabilir ama çok atiktilerde. aynı zamanda sahiplerine sonsuz bağlılardı. bunun sebebi bunu tanrı görevi olarak görmeleriydi. jeromeman'ın cebine yüklü miktarda para girdi ama gezegen nüfusu zamanla yarı yarıya azaldı. bu gezegende ki omrianlar'ın ününü duyan dış güçlerin gezegeni ele geçirmek için adım atmasını kolaylaştırdı. sistemdeki diğer 3 gezegen omrianlar'a karşı savaş ilan etti. -
11.
+2bölüm x
3 gezegenin savaş ilan etmesi omrian gezegeninin galaksiyle olan tüm bağlarını koparmıştı. yinede tanrıları'nın gelmesiyle birlikte hem teknolojik hem de ruhsal olarak üstünlüğe sahiplerdi. birleşik gezegenler filosu gezegeni ablukaya almış, düşmanın açlık, susuzluktan kırılmasını bekliyordu. birleşik filonun gemileri ilkeldi. normalde galaksiler arası yolculuklarda kullanılıyordu. bu seyahat gemileri sağına ve soluna işin topları takılarak askeri gemiye dönüştürülmüştü. gemilerin iniş takımları yoktu bu yüzden taarruz edemiyorlardı. yaklaşık 3 aydır omrianlar'ın teslim olmasını bekliyorlardı. omrian gezegeninde ki silah fabrikasını vurmuşlardı. gezegenden tehdit gelemezdi. -
12.
+1Beyler okuyan varsa ses versin.
-
-
1.
0He gülüm
-
1.
-
13.
+1Hadi beyler ses verin ilgi gelirse geceye bitiririm.
-
14.
+3bölüm xı
jeromeman düşman gemilerinin fabrikayı vuracağını öngörmüş, içindeki neredeyse bütün teknolojik aletleri yer altına taşımayı başarmıştı. böyle günler için hazırladığı ambarlar onları yıllarca idare edebilecek düzeyde doluydu. jeromeman'ın beklemeye hiç niyeti yoktu. sattığı omrianlar'dan kazandığı parayla aldığı teknoloji harikası silahlar ve aletlerle full donanımlı bir gemi yapmıştı. bu geminin adını ölüm meleği koymuştu. büyük büyük babası joseph mengele'den esinlenmişti. ölüm meleği yarın düşman filolarına kan kusturacaktı. gezegendeki omrianlar'da onunla beraber gelecekti. gezegen nüfusunun yaklaşık yarısını paralı asker olarak başka galaksi imparatorluklarına satmıştı. birleşik gezegen filoları'nın ilk saldırısı sonucu kalan nüfusun yarısı da yok olmuştu. tanrıları yani jeromeman isteseydi onları kurtarabilirdi. böylesi işine gelmişti. sonuçta geminin kapasitesi belliydi. düşman öldürmese kendisi öldürecekti. kendisi öldürseydi omrianlar tanrılarından şüphe duymaya başlayabilirdi. bu düşüncelerle derin bir uykuya daldı. -
15.
+2bölüm xıı
uyandığında quatris'in yakıcı ışınları tavandaki küçük cam aralıktan içeri sızıyordu. bugün büyük gündü. simsiyah kaftanını giydi, ışık hüzmeli kutsal tacını taktı ve dar koridorlarda dolaşmaya başladı. her koridorda sağlı sollu hücreler vardı. herkes hücresinde heyecanlı bir şekilde hoparlörlerden çalacak fgrnt sesini bekliyordu. jeromeman ana kumanda odasına girdi, şaheseri olan ölüm meleğini uzun uzun, dudağında bir zafer tebessümüyle inceledi. bu gezegeni düşündü. bu lanet yer yüzünden ikiz kardeşinden olmuştu. onu feda ederek mutlak tanrı konumuna yükselmişti. biraz daha bunları düşündükten sonra siren düğmesine bastı, beş dakika sonra tüm omrianlar geminin içindeydi. -
16.
+2bölüm xııı
omrianlar hırslı gözlerle jeromeman'a kitlenmişlerdi. sonunda ana kumanda odasının kapağı açıldı ve gemi yavaş yavaş yükselmeye başladı. omrianlar'ın çoğu ilk kez uçuyordu. bunun heyecanı ve korkusuyla bağırmaya başladılar, ya ki jeromeman "susun" diye bağırana kadar. bütün halk jeromeman'a kulak kesildi
- sevgili kullarım, bu zaman kadar göstermiş olduğunuz cesaret, fedakarlık ve bağlılık ölümden sonraki hayatta mükâfatlandırılıcaktır. bu çoğunuzun son seferi olacak. birçoğunuz kahramanlık ve fedakarliklarınızla bu ödüle layık olduğunuzu bir kez daha ispat edeceksiniz. şimdi söyleyin bakalım var mısınız?
omrianlar hep bir ağızdan öyle bir bağırdılar ki jeromeman birkaç dakikalığına geçici işitme kaybı yaşadı. o anki sağır kalma korkusuyla ağız dolusu sövmüştü. neyse ki birkaç dakika sürmüştü yoksa herşey berbat olabilirdi. düşman filoları normal düzenlerinde bekliyorlardı. hepsi uyku da savunma kalkanları inikti. -
17.
+3Okuyan varsa ses versin devam edeceğim?
-
18.
+2Beyler bugünlük son partı attım. Yarın sabah rez alın 7\'de başlayıp 9 gibi bitireceğim. *
başlık yok! burası bom boş!