iddia ediyorum incinin en bomba hikayesi

geçen ay yaşadığım bi olay, anlattığım herkes oscar’lık binsin dedi.. dinliyorsanız başlıyorum çok uzun değil zaten, okuduğunuza pişman olmayacaksınız..

ses verin binler

beyler durumu tam kavramanız için biraz baştan alıyorum, öncelikle 7 aydır italyada yaşıyorum erasmus dayı sağolsun.. şubat ayında bi boşluğunu bulup türkiyeye gittim 15 günlüğüne.. tamam burda vakit çok güzel geçiyor falan ama temelin sharon stone’u gibip kimseye anlatamadığı gibi, karşında oturan türk bi arkadaşına anlatamadıktan sonra yaşadıklarının hiçbir kıymeti yok amk.. gibmeye değil bakmaya kıyamayacağım polonyalı hatunlar gibimi kuruttu burda ama canciğer bi arkadaşımla oturup rakı içerken anlatamıyorum ya burda, 31 çekerken tam boşalmadan önce odanın kapısının açılması kadar can sıkıcı amk..

dolayısıyla içimde bi özlemle atladım türkiye’ye gittim.. istanbula iner inmez liseden arkadaşımın üsküdardaki evine attık çantaları doğru taksime.. 6 aydır dana eti yememenin verdiği iştahla bi güzel 1,5 iskenderi mideye indirdikten sonra arkadaşımın abisinin karaköydeki ofisinde birkaç saatliğine efes pilsen özlemimi de giderdim ve sonrasında her zaman gittiğimiz joker club’a gittik..

bilenler bilir, istiklal’deki demirören’in hemen yan sokağında üst katta bi bar, “nuri alço” isimli, bayanlarda afrodizyak etkisi yaratan kokteyli ile meşhurdur.. gelen karıların çoğu da vermeye gelir zaten ama herkesi almazlar kapıdaki huur çocuğu badigardları tanımak lazım.. herneyse uzatmayayım bu muallakleri tanıdığımızdan dolayı biz girdik içeri ama bi de ne göreyim yanımdan geçen herkes ingilizce konuşuyo amk.. hemen içki almak için gittim, barmene de sordum aga ne dönüyo burda diye, bu gece erasmus parti var demesin mi amk! Allaaaaaah açılın ben ordan geliyorum zaten dedim içimden..

dinliyor musunuz lan?

biz arkadaşla başladık içmeye içeriyi kesiyoruz bi yandan, mekan tıklım tıklım ama tek huur çocuğu biz değiliz sürüyle sap var içerde amk, kurbanlık koyuna girer gibi bi kıza 2 kişi 3 kişi yazıyor muallakler.. ben de kendi kendime gibtir et bu akşam karı kızı arkadaşla muhabbete devam edeyim diyorum ama arkadaşım da sıkıldı, daha doğrusu adam bozuldu lan ben anlattıkça çünkü herifin yıllardır hayali avrupada yaşamak, bi de ordaki karı kız kıtlığı da canına yetmiş.. geçen yıl ben de aynı durumdaydım o yüzden çok iyi anlıyordum onu..

bir ara 2 kız gördüm birlikte dans eden, tiplerindeki yosmalıktan belli türk oldukları ama vasat da değiller hani baya gibilir, jartiyer vardı birinde üstüne de tek parça siyah bi elbise geçirmiş, ciksiydi kancık.. diğeri de kot pantolon tişörtle gelmiş ama güzel vücudu vardı onun da.. hazır yanlarında kimse yokken yanaştım hemen “türk müsünüz?” diye sordum ingilizce, kız “evet, sen?” diye sorunca tamam dedim amk oltaya geldi.. “ben italyadan geliyorum” dedim, yalan da değil zaten.. ismimi sordu, burdan arkadaşım olan bi italyan bebe var, vincenzo isminde o geldi aklıma hemen onu söyledim, bununki de esraymış diğeri de merve..

bizim türk kızlarını bilirsiniz amk bi italyan erkeği hayranlıkları vardır zaten, ben de beyaz tenliyim kalıplı falan olmasam da iyi bi vücut var falan burda da çoğu italyan yabancı olduğuma inanmıyor daşşak geçiyorum zannediyorlar, pasaportu gösteriyorum öyle inanıyor huur çocukları.. neyse kız hangi okuldasın diye sordu ben de marmara diye salladım binler, bu demesin mi “aaa ben de marmaradayım”.. ulan o bunu söyler söylemez hemen atladım “hangi bölümdesin?” diye önce onun sormasına fırsat bırakmadan, çünkü ilk ben söylersem benim söylediğim bölümde olma ihtimali var amk sıçardım o zaman..

“hukuk, sen?” dedi, “endüstriyel tasarım” dedim ben de.. tabi bunları konuşurken bi yandan dans ediyoruz, müzik de gümbür gümbür kulağa bağırarak konuşuyoruz.. ben olaya arkadaşı da dahil etmek istiyorum ama nasıl? bin iyice bozulmuştu çünkü, esra merve bi de bendeniz vincenzo üçlü dans ediyoruz o da orda sigara içiyor amk tek başına.. derken esra arkasını dönüp (aklımdakileri düşünürken bi yandan farkında olmadan kıza arkadan dayanmışım) “biz merveyle birlikteyiz yalnız haberin olsun” dedi pis pis sırıtarak, ben de yedim amk kime numara çekiyon sen yarram dedim içimden, karşısında avrupalı var diye bunlar da başlıyolar hemen geniş geniş davranmaya ama ben yine de sordum belki o anlamda dememiştir diye “lezbiyen misiniz?”, “evet” dedi kancık bi yandan da sırıtıyo hala..

dinleyen yoksa gececi tayfaya anlatıcam lan?

sonra tuttu merveyi öpüşmeye başladılar amk bildiğin french kiss yapıyolar, zaten o andan itibaren bunu gören civardaki saplar ağızlarının suyu akarak yanaşma çabalarına girdiler.. baktım bütün muhabbet boşa gidecek bi yandan da düşünüyorum ulan ben bu kıza demin arkadan dayanıyordum bu da gayet güzel yaslıyordu kalçayı.. o arada dalyarağın biri geldi kızların ellerinden tuttu birlikte dans etmeye başladılar amk ben yannan gibi kaldım ortada, yıllarca uğraşıp didinip kazandığı prestijini bir anda kaybeden bi işadamı gibiydim.. sonra dedim ulan ne çekinicem yabancıyım lan ben bi kere burda, kıza öyle tanıttık kendimizi, mesela yabancı bi hatunla takılan binler bilir, ters bi hareket yapsanız da size mübahtır çünkü ondan farklı bi insansınız amk çoğu zaman hoşgörülürsünüz yani..

uzatmayayım gelip ortamın dıbına koyan bin kurusu sinirlerimi zıplatmıştı, biraz da ona bi gönderme olsun diye esranın koluna yapışıp çektim kendime sarılır gibi kulağına eğilip tekrar sordum “lezbiyen misin, biciksüel misin?” diye, yine sırıtıyordu ama bu sefer biraz farklıydı, yaptığım hareket hoşuna gitmişti biraz da utanmış gibi görünüyordu “aslında tercihlerim normal, sadece merveyi çok severim en yakın arkadaşımdır, öpüşmenin bizim için özel bi anlamı yok genelde erkekleri uzaklaştırmak için yaparız” gibi şeyler söyledi.. bozuldum amk acaba anladı mı türk olduğumu diye ama “beni de mi uzaklaştırmak istedin?” diye sormak yerine delilleri sağlamlaştırmak mantıklı geldi, çıkardım hemen cep telefonunu..

“adını yazabilir misin?” diye sordum tuş kilidini açarken.. bu arada oraya gelirken buradaki evimden aceleyle çıktığım için türk hattımı burada unutmuştum binler, telefonda italyan hattı takılı ve “vodafone IT” yazıyor kabak gibi.. bi de italyanca öğrenmek için telefonun dilini de italyanca yapmıştım zamanında, her şey planlanmış gibi çok güzel gidiyordu yani.. menü tuşuna basarken de yanlışlıkla olmuş gibi arama tuşuna bastım bilerek, 5 kişi görünüyor listede 4ü italyan biri de burak.. tabi onu da gördü kancık hemen sordu amk bu burak kim diye, “o türk arkadaşım benim ya buraya gelmeden önce internette homeshare sitesinden buldum, şimdilik onda kalıyorum” dedim sonra sanki unutmuş da şimdi hatırlıyormuş gibi “o da buradaydı bi bakayım ben ona” dedim ama yanından ayrılmadan önce de telefonun not defterine girip ismini yazdırdım kıllanmasın ‘bunları göstermek için mi çıkardı amk telefonu’ diye..

neyse iki dolanıyormuş gibi yapıp bizim elemanın yanına gittim beyler, kızların yanına dönene kadar anlattım durumu aceleyle.. bu başladı gülmeye ama hemen toparlandı sonra, o da çenesi kuvvetli bi bintir, kızlarla tanışır tanışmaz bir espri yaptı (şu an hatırlamıyorum) kızlar güldü falan tabi ben de mal mal bakıyorum anlamıyor gibi.. anlayacağınız iyi bi ekip olduk panpalarım, gecenin sonunda da güzel bi ekip çalışması yaparız artık umuduyla çılgınlar gibi dans etmeye devam ettik bir süre..

10 dakika kadar sonra burağa “sigara içmeye çıkalım balkona” dedim, ortam ne kadar gürültülü de olsa kendi aramızda konuşurken bile ingilizce konuşuyorduk beyler nolur nolmaz diye.. esraya da biz sigara içmeye çıkıyoruz dedikten sonra arkamı döndüm burağı aldım yürüyoruz balkona doğru, o da “kızları da çağırsana amk” diyor, “gibtir et, bakalım kendileri gelirse iş tamamdır” dedim.. sigaraların yarısına gelmiştik ki kızlar damladı yanımıza ama yanlarında da bi sap var amk, daha önce bahsettiğim bunlarla dans eden huur çocuğu.. benim biraz keyfim kaçtı tabi müptezel pekekenti görünce, döndüm arkamı burakla muhabbete devam ediyoruz ingilizce, bana italyada şu nasıl bu nasıl diye soruyor ben de anlatıyorum falan, merve de geldi bizi dinliyor ama kulağım da arkada..

muhabbetleri kötüye gidiyor, belli ki kız rahatsız olmaya başlamıştı elemandan.. bir ara kız arkadan belime dokundu, ben bunlara doğru dönerken de çocuğa “sen boşver beni, bak benim erkek arkadaşım burda, italyan” dedi.. o an, çocukla aramda 30 santim varken, cem yılmazın gora filminde komutan logara yaptığı el hareketini birebir yapmak geldi içimden beyler o derece mutlu olmuştum, hem kız benimsemişti beni hem de huur çocuğu o kadar güzel züt olmuştu ki lobları görülebiliyordu suratında.. ama tabi tuttum kendimi ve “ne diyorsunuz anlamıyorum” der gibi kızın suratına baktım ve “ne, noldu?” diye sordum ingilizce.. ve o anda o binin ne denli katıksız bir huur çocuğu olduğunu anladım; “bu mu italyan, bildiğin türk lan bu” dedi fahişenin sıçtığı..

diyebilirsiniz ki “bu adama niye bu kadar sövüyorsun bin, adam haklı sonuçta”, evet ama bütün planımın içine sıçıyordu bin, sanki o akşam sürekli beni izlemiş ve o an tekerime çomak sokmaya gelmiş gibiydi.. 100 tane karı var amk mekanında, bana yorum yapacağına gibtir git başka karılara yaz, züt! neyse artık girdik bi yola dönülmez hesabı buna da sesimi çıkarmadım, tüm masumiyetimi takınıp anlam veremeyen gözlerle bakıyorum.. ama yine kendi sonunu kendisi hazırladı zütoğlanı, ingilizce olarak “ben italyanca biliyorum” dedikten sonra, “ciao, come stai?” dedi gavat.. o an ona zütümle gülüyordum ama bir turistin gittiği yabancı bir ülkede kendi dilini konuşan birisini bulmanın verdiği sevinçle italyanca konuşmaya başladım yavşakla ama o zamana kadar italyancamı o kadar ilerlettiğimin kendim bile farkında değildim beyler bi de o pgibolojiyle hızlı da konuştum.. tabi bu mal bi gib anlamadan arkasını dönüp kuyruğunu kıstırarak gitti.. ve sonrasında burakla daha önceden joker club için bulduğumuz taktiği uygulamaya koyulduk..

olay basit; tanıştığımız kızların geceye mekandaki başka herhangi birileriyle devam etmeyeceğine emin olduktan sonra gidip bir şişe nuri alço alıyoruz ve dayıyoruz kızlara.. zaten erkeklere bi etkisi olmuyor amk içkisinin meyve suyu gibi aynı alkol oranı da çok düşük.. neyse burada burak girdi devreye beyler ve bana “buranın kokteyli meşhurdur, denemek ister misin?” diye sordu tabi ingilizce, neden olmasın dedim ben de sonra kızlara da sordu onlar da okey verince gittik aldık bi şişe nuri babadan.. tekrar söylüyorum mekanı bilenler bilir 3-4 tane oda vardır içerde koltuklar falan rahat bi ortam yani, öyle ki o koltukların üzerinde sevişen sevişene, sevgilisinin kucağına oturup soyunanlar dolu amk.. biz de geçtik o odalardan birine ama sadece bir tane ikili koltuk boştaydı tabi kurulduk koltuğa burakla, kızlar da kucağımıza.. açtık şişeyi yavaştan başladık içmeye, tabi o ana kadar bir sürü alkol de almışız kafalar zaten yerinde bir yandan da yiyişoruz hatunlarla..

pardon beyler bi telefondaydım, devam ediyorum şimdi