/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
  1. 51.
    0
    1 saniyenin daha kısa bir süresinde kafamı uçurdu Gromların yaratıcı evrendeki bilgi birikiminin toplayıcısı Kraliçe Qualdin.5 saniye daha var ölümüme.Ama yüzü... Çok canımı yakıyor onun Qualdin olması... Bütün bunlara ben sebep olmuştum en başında. Yeşil Kral haklıydı Evrenin sonuna gidebilirdim. Küçükken herşeyin kafamda olduğunu hayal ederdim.Ve ben ölünce herşeyin kafama geri döneceğini.

    Yeşil Kral="Bak sen cidden yapıyor üstelik böyle bir durumda."
    Qualdin="huur çocuğu ölmek bilmiyor."

    Karanlığa boğluyordum. Evrendeki tüm ışık gözlerimden içeri akıyordu.

    Beyaz Kral="Gitmesine müsade edemeyiz."
    Yeşil Kral="Bırak gitsin zavallık bir çocuk o halen.Son dileğini gerçekleştirsin."

    Evrenin sonunu görüyordum. Siyah sıvı duvara vuran ışığı görüyordum.
    Kulaklarımda onun sesi yankılanıyordu.
    -Dünyaya gidiyorum kimse beni durduramaz. Bizler köle değiliz.
    -Bir dakika düşün Derya ya klonlarımızla karşılaşırsan.
    -Öldürürüm onları. Sana inanamıyorum Mete bir insansın ama bir insanın nasıl yaşaması gerektiğini bile bilmiyorsun.
    Sağgözümden bir yaş aktığını hissediyorum. Hatıralarım canlanıyordu. Tuğçeyle ilk karşılaştığım gün.
    -Merhaba sen çok mu çalışkansın ?
    -Günaydın Deniz.
    -Çok iyisin Deniz.
    -Nasılsın Deniz.
    -Allah belanı versin Deniz.
    -Bak Deniz bu senin Abin.
    -Deniz abin çok iyi.
    -Lanet insanlar.
    -Bir isim lazım bana.
    -Köle istiyorum.
    -Sizler bundan sonra Grom olarak çağırılacaksınız.
    -Peki size ne diyelim kraliçemiz.
    -Qualdin.
    ···
  2. 52.
    +1
    Uyandığımda Evrenin sonunda yatıyordum. Etrafımda milyarlarca ruh vardı ama çıt çıkmıyordu. Doğruldum etrafıma baktım Evrenden tek bir ışık bile gelmiyordu. Bedenim yenilenmiş olabilirmiydi. Lanet olasıca Qualdin asıl bedenimi nasıl öldürmüş olabilirdi. Ayağa kaltım ve duvara doğru yürümeye başladım. Herkes gözlerini bana çevirmişti. Arkama baktığımda kimsenin duvara yaklaşmadığını gördüm. Elimi kaldırdım ve duvarın içinde soktum.Bir şeyi tutup çektim. Kılıcımdı.Duvara savurmaya başladım kılıcımı her seferinde içinde hayatımın ilk günlerinde rüyalarıma giren canavarlardan çıktı. Tüm ruhlar endişeyle ayağa kalkmışlardı. Durdum.Saldırmak için fırsat bekliyorlardı.
    A="Sizinle bir alıp veremediğim yok onunla görüşücem kapıyı açın."
    ?=)2141^%=="Senin haricinde herkes girebilir sen istisnasın"
    A="Diğerleri neden bekliyor o zaman"
    ?=)2141^%=="Hiç biri duvara dokunmaya cesaret edemedi."
    Onların arkasında kapı açıldı ve canavarlar toza dönüştü.
    Karşımdaydı. Cidden oydu bu sanırım. Halen emin olamıyordum. Yanıma gelip gözlerimin içine baktı. Hiç bir şey demiyordu bende öyle. Gözlerim dolmaya başladı. Ağlamak üzereydim.
    A="Nasıl hesap vereceksin bana şimdi"Dedim titrek sesimle.
    G="Veremem."
    Arkamdan Yeşil Kral yaklaşarak konuştu="Onu af mı ediyorsunuz Baba."
    Nefretle ona doğru baktım gözlerimden yaşlar dökülüyordu.
    G="Gençken haklıydın.Çocuktun ama haklıydın bana karşı nefretinde öfkende. Değişmeseydin.Gerçekten beden bile çok daha iyi olurdun.Ama."
    A="Herkesi herşeyi yok etmek istedim.Bu bile onlara benim acımı hissetirmese bile onlarında acı çekmesini istedim."
    G="Eski sen buna 'onlara acı çektirme hakkını ne veriyor sana?' diye sorardı"
    A="istediğimi verecekmisin bana"
    G="Veremem hiç bir şeyi silmeye gücüm yetmez."
    A="Ruhlar onları öldüre bildiğimi sanmıştım."
    G="Ama hepsi işte buradalar. Hiç biri ekgib değil."
    Hıçkırıklarımı güç bela toparlayıp son bir soru daha sordum Tanrıya="Şimdi bana ne olacak?"

    Hikayemiz bitmiştir buraya kadar okuyan herkese teşekkür ederim. Beğenmediyseniz Hakkınızı helal edin
    ···