1. 226.
    0
    burda çalıştığımı kim söyledi. oğlum ne salaksınız ya. neyse şimdi toplu bi yazıyorum. kalanına gece devam edicem:

    Tekrar aynı takun başıma geleceğini hissettiğimden, nejlayla konuşmaya karar verdim. Yine nejlanın erken gelmediği bir akşam uyumadan gelmesini beklemiştim. içki içtiğini daha önce görmediğim nejla eve hafif sarhoş gelmişti. Ve daha kötüsü boynunda ısırık izleri olmak la birlikte gömleğinin üstten bayağı bir düğmesi açıktı. zütürdüm yatağına yatırdım ve ertesi gün onunla önemli bir mesele konuşacağımı ve erken gelmesi gerektiğini söyledim. Daha önce de boynuz yediğimizden takmama tedariğimiz vardı neyse ki. dıbına koyayımdı yani. Öyle saça böyle tarak deyip lorikayı aradım. Saat gece 1:30 falandı. Lorika sesimi duyunca ağlamaya başladı. “dont speak, just come here, hurry, i need you, pleaseee” dedi. Gecenin bir vakti taksiyle bir buçuk saat yolculuk yapma pahasına lorikaya gittim. Hava yağmurlu değil ama hafif çiseliyordu. Biraz da soğuktu. Evinin önüne gittiğimde beni dışarıda beklediğini gördüm. Tir tir titriyordu. Taksiden indiğimi görünce koşarak geldi öyle bir sarıldı ki, 10 dakika bırakmadı. Oldukça sarhoş ve ağlıyordu. Bir şeyler de anlatıyordu ama sarhoş olduğundan dediklerinden pek bir şey anlaşılmıyordu. Kucağıma aldım ve evine zütürdüm. Yatak odasına gittik ve pikemsi bir şeyin altına girdik. Hala ağlıyordu. “dont leave me “ diye haykırıyordu. “şşş sleeep, i am with you an go nowhere” dedim. Masmavi gözlerinden bir damla yaş aktıktan sonra uyumaya başladı. içkinin etkisiyle 10 dakikada uyumaya başlamıştı. Benimse bir gıdım uykum yoktu. Oturdum ve düşünmeye başladım. Nejlanın da miladı dolmuştu artık. Kendi doldurdu ama. Ben sürekli vaktimi onla harcamaya başladıkça, o kendini benden uzaklaştırıp iş yerindeki kankalarıyla takılmaya başlamıştı. giberleeer deyip uyumaya başladım.
    Sabah 6 gibi kalktım, lorika yoktu. Elimi yüzümü yıkamaya diye üst kata çıktım, çıkarken salonda ne göreyim. Hatun yerde yatıyor. Hemen gidip acil müdaheleye başladım. Kalbi atıyordu ama olması gerekenden çok yavaştı. Vücudu da yaklaşık 23 derece falan olmuştu. Hemen acili aradım. 2-3 dakikaya ambulans geldi, doktorum dememe rağmen kimliğimi görmek istediler, gösterdim, yabancı olduğumu anlayınca ambulansın arkasına bindirmediler. Sadece kadınla ilgili en son ne yedi ne hastalığı vardı gibilerinden sorular sordular. Bilmiyorum dedim. Zaten bu soruları sorarlarken polis de geldi. Polis zorla olmasa da biraz itici bir şekilde arabaya bindirdi. Neyse hastaneye gittik. Polis de başımda bekliyor. Orada polisler bizim buradaki gibi değil dostlar. Gık dedin mi adamın dıbına koyuyorlar. Soru soruyorsun cevaplamıyorlar.
    Lorikanın durumu kesinlikle çok ciddiydi. Yarım saat kadar sonra lorikanın yoğun bakıma girdiğini öğrendim. Polisleri ikna etmeye çalıştım, çalıştığım firmada kullandığım kimliği verdim ve lorikanın yanına gitmek istediğimi söyledim. Karta bakınca zaten ooukey bat bi hiır in ten minits dedi. Öğrendiğim kadarıyla bissürü ilaç yutmuş bizim hatun. Midesini yıkamışlar, serum ve oksijen vermişler. Kalp atışı biraz düzene girmişti. Hastanede tutanak tuttular polisler. Gece saat kakça geldiğimi, neler konuştuğumuzu, ve sonrasında uyuduğumuzu anlattım. inandı gibiler ama lorika uyandıktan sonra onun da ifadesini alıp benimkilerle karşılaştırdıklarından sonra tekrar arayacaklarını söylediler. Arayacaklarını söylediler çünkü işe gitmem gerektiğini söylemiştim. Fakat daha sonradan firmayı arayıp işe geç geleceğimi ve durumu anlattım. Yardıma ihtiyacım olup olmadığını sordular. Teşekkür edip kapadım. Tam telefonu cebime koyacakken bir daha çaldı. Arayan nejlaydı. Nerdesin diye sitemli sitemli soruyordu. Ben de bunu akşama konuşacağız zaten deyip suratına kapadım.
    Tümünü Göster
    ···
  2. 227.
    0
    ayrıca şuan abd'de yim. başkuş reyizli capsimi koyuyorum bekleyin binler.
    ···
  3. 228.
    0
    burası amerikada central parkta bi yerde.
    http://www.capsver.tr.cr/image/16336 alın amk
    ···
  4. 229.
    0
    Saat 10.30 gibiydi. Ben de hastanede bi koltukta sıvışıvermişim. Hemşirenin biri “hastanızı yoğun bakımdan çıkarttık, öğleden sonra da muhtemelen taburcu olur, şimdi kendinde gidip konuşabilirsiniz” dedi.
    Kalktım gittim yanına. Beni görünce gözleri doldu. işimden gücümden olduğum ve başına dert açtığı için defalarca özür diledi. Problem değil dedim. Durumunun iyi olduğunu kendisinin hastaneden çıkabileceğini, çıkamasa da çok yakın bir arkadaşı olan sofi anın yardım edebileceğini ve işime dönmem gerektiğini söyledi. Bir daha böyle şeyler yapmaması gerektiğini söyleyip bir iki gün içinde tekrar görüşeceğiz diyerekten yanağına bir buse kondurarak uzaklaştım.
    işe gittim. Binadaki en taşaklı amca beni çağırttı. Gittim. Karşısına aldı ve uzun uzun konuşmaya başladı. Geliştirdiğimiz bu teknolojinin daha da gelişmesi için amerikada işbirliği içinde olduğumuz ve halen bünyesinde bulunduğum üniversiteyle çalışıp çalışmak istemediğimi sordu. Yine benzer hatta daha fazla miktarlarda maaş ve olanaklarım olacaktı. Nejlayı gibtir edebilirdim. Lan biraz da lorikayla takılsaydım tekrar diye içimden geçirdim ve bana bir hafta mühlet vermelerini istedim. Tamam dediler. Ve o günü komple izinli olarak geçirmeye karar verdim.
    Normal eve dönüş saatimin 3 saat kadar öncesi eve döndüm. Anahtarı soktum ama açamıyordum. Arkadan anahtar takılmış ve çevrik bırakılmıştı. Nejla gelmişti belli ki. Ama içeriden son ses jazz müzik sesi geliyordu. Lan nejla bu tür müzik dinlemezdi ki. Lan ben bu müzikleri hatırlıyorum. Lan lan laaaaaaaaaaaaaan. Anasının dıbını gibiyim durumuydu.
    ···
  5. 230.
    0
    zile bastım, duymadı, kapıya vurdum açmadı. müzik sesi kesilmişti. nejla muhtemelen yemek servisi falan sandı ve diafondan "please put the burgers near door". zile bir daha basınca amaaan ne var bee diyerek kapıyı açıp karşısında beni görünce kapıyı aniden kapatmaya çalıştı. ayağımı araya koymuştum. zorladım ve açtım kapıyı. üzerinde röpdoşambırımsı birşey vardı. içinde de jartiyerli falan daha önce hiç görmediğim iç çamaşırları vardı. odamıza gittiğimde ise yatakta sadece boxerlı bir adet şıtefın vardı.
    ···
  6. 231.
    0
    gibeni gibiyorlarmış bu memlekette ben bunu gördüm. nejla bahsi de burda kapanmıştı. şıtefın rahatını bozmamış, ödeştik dostum bakışı atarken nejla ağlamaya başladı. eşyalarımı toparlayıp lorikanın evine gitmeye karar verdim.
    ···
  7. 232.
    0
    gittiğimde ise lorika evine henüz gelmişti. oturduk konuşmaya başladık. pgibolojisinin ben gittikten sonra çok bozulduğunu, o günden beri hep beni düşündüğünü söyledi. artık benden ümidi kesince de intahar etmeye kalkıştığını söyledi. benle konuşurken ağzıma düşecekti nerdeyse. tesadüf ya amk, ben de aramışım o gece. öldürmeyen allah öldürmüyor. gitmesem ölecekmiş belki. oturduk adam gibi sohbet ettik. bir hafta kadar burada kalacağımı ardındansa amerikaya gidip artık orada yaşamaya başlayacağımı söyledim. gideceğimi söyleyince ağlamaya başladı. ama anlam veremedim arkadaş. tak mu vardı bende. bir kere beraber olmuşsun, sadece telefonla görüşmüşsün, ve kız arkadaşım var evlencem diyen adam var karşında. gören de yıllardır beraberiz sanacak amk.
    ···
  8. 233.
    0
    tutturdu ben de gelcem diye. lan yapma etme, o kadar kariyerin var burda mal mısın aq, ben senden kaç yaş küçüğüm, kendimden büyük bi hatunla asla evlenmem, ciddi de düşünmem, takılmayı da istemem diyerekten caydırmaya çalıştımsa da olmadı. sorun para mara değildi dostlar. kadın aşık olmuştu dostlar. tıpkı benim daha önce olduğum gibi. ama yok. aşık olmayacaksın, olsan da söylemiceksin, söylersen taku yedin arkadaş.
    ···
  9. 234.
    0
    açık açık konuştum lorikayla, gelme istemiyorum amk dedim. yok arkadaş gevur inadı vardı. dilimi eşek arıları soksaydı da söylemeseydim gideceğimi. aniden bi gün ardımda iz bırakmadan çıkıp gidecektim. hay gibiyim. neyse firmayı aradım, tamam amq gidecem, arayın napıyorsanız yapın, biran önce gibtirip gitmek istiyorum dedim.
    ···
  10. 235.
    0
    bu sefer lorikanın ne işine ne bişeyine karıştım. kendi kaşındı. tak var gelcem dedi. ne tak yersen ye. gibimde değildi.
    bir hafta su gibi geçti. gibtir olup gitme vakti gelmişti. abd de tüm hazırlıklar tamamlanmış beni bekliyorlardı.
    yine uçağa bindik, son kez southamton semalarından geçerken iç çektim. bir daha gelenin anasını gibeyim deyip kafamı öbür yana çevirerek uyumaya başladım. normalde yolculuklarda uyumayan ben, nedense hayvan gibi uyumaya başlamıştım.
    abd'de ev tutulmuştu bana. adresini lorikaya verdim, o da ingilteredeki işlerini halledip iki hafta sonra yanıma gelecekti.
    ···
  11. 236.
    0
    bilmem kaç saat sonra abdye vardık, havalimanında 2-3 kişi tarafından karşılandım, bi arabayla eve doğru gitmeye başladık. arabadakilerden biri mekgibalı, diğeri ispanyol öbütü de yankiydi. mekgibalı olan şirket şöförüymüş, diğer ikisi de çapulcu gibi gözükselerde sonradan öğreneceğim üzere taşaklı mühendislermiş
    ···
  12. 237.
    0
    yolculuk 45 dakika kadar sürdü. çok yorgundum. yolda pek konuşmak istemedim. evime yerleştirdiler. 500 dolar kadar para, bir adet içinde çeşitli numaraların kaydolmuş cep telefonu ve buz dolabına biraz yiyecek konserve tarzı şeyler bırakmışlardı. gititm yattım direk. jetlag olmuştum aq. gündüz olmasına rağmen deli gibi uykum vardı.
    ···
  13. 238.
    0
    yattım ve oranın saatiyle sabah 4te uyandım. telefonla direk annemi aramayı denedim ama telefon yurt dışı aramalarına kapalı idi. üf napcam lan bu saatte dedim. sabah saat 8e kadar tv izledim, ara ara uyudum uyandım falan. telefonu alıp kayıtlı numaralardan birini aramaya kalmadan kapı çaldı. dünkü mexican reyiz gelmişti. gibko bir aksanla üzerimi giyinmemi ve beni üniversiteye zütüreceğini söyledi
    ···
  14. 239.
    0
    binler 5-6 saat sonraya bırakak şu işi. nöbetim bitmek üzere. ölüyorum uykusuzluktan. kimse de yok zaten amk
    ···
  15. 240.
    0
    ama çok isterseniz şöyle bir özet geçeyim:
    nejla şıtefından hamile kaldığını öğrenince illegal bir yerde kürtaj olayım derken kan kaybından ölüyor.
    şıtefından pek bi haber yok ama iyidir heralde.
    lorika ve benim durumumu sonra yazıcam
    ···
  16. 241.
    0
    gençler nejla yazıcağıma aklım hülyaya gitmiş yine kusura bakmayın *

    o olay da şöyle oluyor kısaca. bize vermeyip namuslu ayağına yatan nejla şıtefınla gibişmiş. hamile kalmış. şıtefın gibimde değil, doğuracaksan parasını veririm bakarsın, ama aldırırsan takılmaya devam ederiz demiş. bunun üzerine bu geri zeka annesini arayıp hamile olduğunu söylemiş. o da babasına. biraz muhafazakardı bunlar. artık benim öyle bi kızım yok demiş. çocuğu da aldırmaya kıyamamış ama yapacak başka bişi yokmuş. ingilterede öyle özel durumlar dışında kürtaj yasak. bu da böyle merdiven altı bi yere gidiyor. ha neden şıtefın da doktor hiç mi tanıdığı yok o niye yaptırmıyo diyebilirsiniz. adamın bi kere ünü var, böyle basit şeylerle karizmayı çizdirmek istemez. giblemez de zaten çocuk doğmuş doğmamış. neyse bu gidiyor, elemanlar da işi tam bilmiyor. çocuğu parçalıcaz diye rahim duvarına gelen ana damarlardan birini kesiyolar. kız kan revan. sonra bunlar telaşlanıyo kanı durduramayınca. bırakıyolar öylece. tak yoluna gidiyor yani. amerikaya gittikten 2 ay sonra falan ifadeye çağırmışlardı, gitmeden yazılı bir şekilde ifademi gönderdim, zaten şıtefın da nası olduysa bi mertlik yapıp durumu anlatmış. bu durumda ne şıtefın ne de ben suçluyduk. tamaman nejlanın mallığı. ailesi perişan oldu tabi.

    en son mexican reyiz gelmişti, neyse zütürdü beni üniversiteye. çalışma arkadaşlarımla falan tanıştım. yine ingilteredeki konu üzerine çalışmakla birlikte artık uygulamaya geçecektik. bir kaç test şeklimiz kalmıştı. onları da hallettikten sonra tamamen üretilebilir ve kullanılabilir belgeleri alınıp halkın hizmetine sunmaya başlayacaktık. o gün sadece milletle tanıştım ve labları gezdim. dostlar öyle laboratuarlar var ki orada aklınız durur. yapılan testleri falan bir bilseniz, dibiniz düşer. lan bu kadar ilerledi mi tıp dersiniz. iş insan ömrünü garantili olarak 4-5 sene kadar uzatmaya kadar gelmiş. hemen hemen çözümü bulunmayan hastalık kalmamış(lakin bunlar politik ve ekonomik nedenlerden dolayı donduruluyor şuan), vsvs neler neler aq. esasında bakarsanız tam bir huur çocuğu bunlar.
    ···
  17. 242.
    0
    ikü üç hafta sonra da lorika geldi. taş gibi hatundu. hala da öyle. çalıştığı yerdeki taşağından bahsetmiştim. referanstı şuydu buydu derken eve yarım saat mesafede büyük bir sigorta acentasında iş bulmuştu o da. lan bu karı şıtefını defalarca aldatmıştı, beni de aldatır diyerek pek giblemiyor. sadece birlikte eğleniyorduk o kadar. onun daha farklı hissettiğine emindim.
    işte 4-5 ay geldi, karı sırıl sıklam aşık gibi davranıyordu ben de pek giblemiyordum. nereye gitsem mutlaka soruyordu. hergün neler yaptığımı anlatmamı istiyordu. bana sürekli sanki anlıyormuşcasına yaptığım işin teknik detaylarını soruyordu.
    ···
  18. 243.
    0
    tabi ben de çok yüzeysel bi şekilde anlatıyordum. birgün yine eve gelmiştim. koltuğa uzanmış entel dantel gibimsoik programları dolaşırken telefon çaldı. çinli asistanlardan biri kanser hastalarının numunelerinin de içinde bulunduğu cam bir tübü düşürmüş, bi de toplamaya çalışmış, eline falan bu numuneden gelmiş. acil olarak gelmemi söylediler. çok yorgundum. ama gitmek lazımdı. neyseki üstümü çıkartmadan arabanın anahtarlarını alıp yola koyulacaktım. lorika nereye gidiyosun diye sordu, acil bi işim çıktı dedim. yine datayları sormaya kalktıştı uf tamam hadi bye dedim çıktım. garaja doğru giderken cüzdanımı unuttuğumu farkettim ve garajdan eve girdim(evden garaja bi kapı var, alt katta isek genelde bu kapıyı kullanıyorduk). cüzdanı alacakken lorikanın birileriyle telefonda hızlı hızlı konuştuğunu duydum. yaklaştım ve dinlemye başladım.
    ···
  19. 244.
    0
    ne anlattıysam aynısını anlatıyordu. içten kocaman bir hasgibtir çektim. koduğumun karısı ben 3 aylığına ingiltereye gittiğimdeki firma(şuanki firmanın en büyük rakiplerinden biri) muhbiriymiş meğer. peşime takmışlar karıyı. vay anasının amıydı sayın seyirciler. demek ki bu yaptığımız işin ucunda milyon dolarlar vardı. lorikaya çaktırmadan dışarı çıktım ve çalıştığım firmanın sahibiyle acil olarak görüşmem gerektiğini söyledim. önce laba gidip çinli binin vakasına bakmamı sonra da ertesi gün görüşebileceğimizi söyledi. ona kısaca peşimde bir adam ya da adamlar olduğunu, yaptığımız işin gizliliklerinin öğrenmiş olabileceğini söyleyince olduğum yerde kalmamı söyledi. 10 dakika sonra zırhlı bir hammır jiple almaya geldiler. o arada da lorika camdan kafayı uzattı ve beni arabaya bidirirlerken gördü
    ···
  20. 245.
    0
    bir jip daha gelmiş, evdeki laptop, belge kağır tak püsür, bana ve şirkete dair ne varsa toplamaya başlamış. ardından lorika polis çağırmış ve gasp edildiğini söylemiş. evde çok önemli belgeler vardı. ve onların mutlaka alınması gerekti.
    ···