1. 51.
    0
    hemen bir heyecan vardır ya. hangi platform olursa olsun. facebook, sözlükler, twitter falan. "ne olmuş" heyecanı. hemen açtım ekşiyi.

    "kayıdın silinmiş" dedi. tabi tekrar tekrar giriş yapmaya çalıştım olmadı. sıcak sular ensemden dökülüyor tabi ki.

    lan diyosun o an. şimdi sevgiliyle ekşi fest'e gidilmiş. memnun kalınmış, eğlenilmiş. minnettar da olmuştuk. mfö izledik diye.

    ne diyeceğim? tamam hiç giblemez. boşver der ama ne gereği vardı şimdi.

    üstelik, blogları tıklansın diye, blog linki verdiğim arkadaşlarım da takip ediyordu beni. onlara ne diyeceğim.

    lan hepsini geç, ana avrat kaydığım nefret edilesi öğretim görevlileri hakkında yazdıklarım ne olacak? ya bir tercih aşamasındaki adam yanlışlık yapıp orayı tercih ederse?

    lan diyorum ne yaptım ben, ne gereği vardı.
    ···
  2. 52.
    0
    ki bu yapmasan da olur "yapma ihtiyacı" ekşi sözlükten uçurulmama neden oldu.

    akşam bfik (bakınızla konuşma) ihlali çerçevesinde bastım bol bol inci jargonunu. komik de olmuştu aslında. en beğenilenlerime girmişlerdi. hehe güldük. silerim ben bunları dedim.

    siliyordum da. derken sabah olmuş.
    ···
  3. 53.
    0
    ki buna 31 sonrası pişmanlığı da diyebiliriz. yani. çok saçma olan bir olayın saçma olduğunu ve sonucunun da saçma olduğunu bilerek, o anlık "yapma ihtiyacı" hissetme şeysi.
    ···
  4. 54.
    0
    eh. bunu bile yazıyorsun sözlüğe. insanın egosu gereği manitacı olduğunu düşündüğün şeyleri bile yazıyorsun bir şekilde. bence gizli bir irademiz var. farkında olduğumuz ama çok saçma bir şekilde bizim tam kontrol edemediğimiz.
    ···
  5. 55.
    0
    ki öğrenilmiş çaresizlik nedir deseler, ersin karabulut derim bu saaten sonra.
    ···
  6. 56.
    0
    yıl 2000. bir önlüklü bin olarak yeraltı öyküleriyle tanıştığım ersin karabulutu, o zamandan beri takip etmeme rağmen. ve sandık içlerinin tamdıbını okumuş olmama rağmen yine de sandık içi 2 kitabını alıyorum.

    "oha aynı ben, beni anlatıyor" diyoruz tabi ki bu 10 sene içersinde. de. bi şey oluyor.

    evet, seni anlatıyor ama adam ünlü lan. ersin karabulut lan. biz aynısını yaşıyoruz ama. o çektiği azapların meyvesini yiyor. insan böyle bir kalıyor.

    ben ne yapıcam lan diye terliyorsun inceden. ben çizemiyorum ki? ben nasıl anlatayım. neyi anlatayım. anlatsam zaten ersin karabulut var. ben neyim diyorum.

    o zaman giberim anasını diyorum. atıyorum kitabı bir yana.
    ···
  7. 57.
    0
    okudum ama çok bişey anlayamadım daha fazla açıklarsan iyi olucak gibi.
    ···
  8. 58.
    0
    ohaaa 17 de beni anlatıosun amkk seri şuku
    ···
  9. 59.
    0
    bazı insanlar, başka insanlarda pek bir şey bulamaz. zoraki de olsa gülemez dediklerine. klişe diyologları sıkar. zevzekliğini çekemez.

    ben zaman zaman çekebilsem, hatta eğlenebilsem de. bir süre sonra ben de pes ediyorum. insan tak gibi kalıyor o zaman. o yok bu yok, ne var itoğlu it.

    insan kabuğuna çekilir. televizyonuna, facebookuna. sözlüğüne. ben de öyle yaptım.

    akşama kadar bugün ne giysem izledim. hakan akkayalar, ivana sertler falan.

    elimde de ekşi sözlük. bi tak yapmıyorum. ama sanki new york sokaklarında, bluetooth kulaklığımla caddeyi hızlı adımlarla geçen, takım elbiseli adam tadındaki bir işimdeyüm gücümdeyim havasında yazıyorum.

    bir kere o kimliksiz, kimlilikliğe sahip olunmuş.
    ···
  10. 60.
    0
    okudum hepsini panpa da bütünlük yakalayamadım ama kendimden bişeyler buldum diyebilirim
    ···
  11. 61.
    0
    durun lan durun devam edeyim. @14 doğru söylüyorsun.

    ama ifade ediş şeklim böyle. kurgulu yazamıyorum ben yazdıkça değişiyor. hani okuyan biri, bir parçasından belki bir şeyler anlar. herneyse.
    ···
  12. 62.
    0
    vay dıbına koyim lan demiştim ilk. babam mimar olucaksın, mühendis olucaksın diye diye, alan dışı, tercih dışı ola ola 4 sene sonra radyo,tv bölümüne yerleşmiştim. vay dıbına koyim.

    bir yavşak gibi pull and bear'dan deri ceket aldım ileriki zamanlarda. dedim başlıyoruz. güzel olacak her şey. güzel.

    başladı da. zaman su gibi akıp geçtiiiii ve gitti. sona doğru, rutinleşen hayatta ve okul yaşantasında tek eğlencemiz esnaf lokantasında (ucuz olduğundan okula göre) karnıyarık yemek oldu.

    hayallerimi köreldi. nasıl körelmesin. 1 sene boyunca egosu tavan yapmış ama aslında bir gibim olamamış, ve insanları karamsarlığa iten sığır hocaların ağız kokusunu çekmişsin. beynini şişirmişler anılarıyla. ve elinde var sıfır. sıfır.

    milliyet.com.tr'yi açıyorsun, lisedeki o çocuk ana sayfada. televizyonu açıyorsun yine o. herkes onu konuşuyor. vay dıbına koyim diyorsun.

    daha dün bu adam gömleği dışarda, istiklal marşında duruyordu karşında. nasıl olur lan diyosun. kıskanıyosun.

    bu kıskançlık, zaten olmayan bilgileriyle, ve övündükleriyle masturbasyon yapan hocalarının derslerine girdiğinde daha da artıyordu. o orada, ben buradayım.
    ···