0
Evet pezemenkler sırf siz bilgilenin, aydınlanın, bazınınızın liseli beynine isyan,am,züt, meme yerine barış, dünya kardeşliği girsin diye ben tam 4 gün boyunca size bu konuşmayı çevirdim. Aranızda bunu başka bir sözlükte gören varsa ki imkansız ama yine de söyleyim o da benim. Neyse soğancıklar buyrun okuyun;
Size bugün tarihimize geçecek olan, ülkemizin en büyük barış gösterisinde katılmaktan mutluluk duyuyorum.
100 yıl önce, yüce bir Amerikalı, ki şu an onun sembolik gölgesinde duruyoruz, Bağımsızlık Bildirgesini imzaladı.Bu mühim kararname kaybolmuş adeletin alevleri içerisinde
kurutulmuş Zencilere büyük bir fenerin umut ışığı gibi geldi.Bu uzun tutsaklığın sonu onlara neşeli bir şafak gibiydi.
Ancak yüz sene sonra, Zenci hâlâ özgür değil. Yüz sene sonra, Zenci'nin hâlâ ne yazık ki ırkçılığın kelepçeleri ve ayrımcılığın zincileri ile eli ayağı bağlanmış durumda. Yüz sene
sonra, Zenci geniş zenginlik okyanusunun ortasındaki yalnız yoksulluk adasında yaşıyor. Yüz yıl sonra, Zenci hâlâ Amerikan toplumunun kuytularında çürüyor ve kendisini kendi
toprağından sürülür bir halde buluyor.Bu yüzden bugün burada bu utanç dolu durumu dramatize etmek için toplandık.
Bir anlamda milletimizin sermayesini paraya çevirmeye geldik. Halkımızın yaratıcıları Anayasanın ve Bağımsızlık Bildirgesinin etkileyici sözlerini yazdığında, her Amerikalı'nın
mirasçı sayılacağına söz veren notu imzalıyorlardı.Bu nottaki söz bütün insanların, evet, beyaz insanlar kadar siyah insanların da, devredilemez yaşam haklarına, özgürlüğe ve
mutluluk arayışına sahip olacağını garanti ediyordu.
Amerika bu vâât içeren notun yükümlülüğünü yerine getirmediği sürece vatandaşlarının rengi apaçık endişelidir.Bu kutsallığı onurlandırma yükümlülüğünün yerine, Amerika
Zenci halkına kötü bir fiş veriyor, "Yetersiz Bakiye" işaretiyle geri dönen bir fiş.Ama biz bu iflas etmiş adelet bankasına inanmayı reddediyoruz.Biz bu ulusun büyük fırsatlar
kasasında hesapsız bakiye olmasına inanmayı reddediyoruz.Bu yüzden buraya bu fişi bozdurmaya geldik - öyle bir fiş ki bizlere zenginerin öögürlüğü üzerinde hak isteme ve
adaletin güvenliği üzerinde hak isteme şanşı verecek. Ayrıca buraya bu noktanın ateşli aciliyetini Amerika'ya hatırlatmak için geldik. Hiçbir zaman lüksün içerisinde bu ateşi
söndürmekle meşgul olamayacak ya da kademeli kademeli sakinleştirecek ilacı alamayacaktır. Zaman Demokrasi adına gerçek kararlar verme zamanıdır. Zaman karanlıklar
arasından yükselme ve terk edilmiş ırkçılık vadisinden güneş saçan ırksal adelet yoluna gitme zamanıdır. Zaman ulusumuzu ırksal adeletsizliğin sıcak kumlarından, kardeşliğin
sağlam kayalarına yükseltme zamanıdır. Zaman Tanrı'nın bütün çocukları için gerçekçi bir adelet sağlama zamanıdır.
Bu anın aciliyetini göz ardı etmek ulusumuz için ölümcül olabilir. Zencinin bunaltıcı yasal hoşnutsuzluk yazı, canlandırıcı özgürlük ve eşitlik ilk baharı gelene kadar sürecek.1963
bir son değil ama bir başlangıç. Zenci'nin öfke kaplı bir darbeye ihtiyaç duyduğuna inanıyorlar ve bu mesele her zamanki haline geri dönerse vahşi bir uyanış
yaşayacaklar. Zenci vatandaşlık haklarına sahip olamadığı sürece, ne dinlenme ne de huzur olacak. isyanın kasırgaları, adalet ortaya çıkana kadar, ulusumuzun temellerini
sarsmaya devam edecektir.
Ama burada adaletin sıcak eşiğinde duran halkıma söylemek istediğim bir şey var. Hakettiğimiz yeri kazanırken insafsız eylemlerin suçlusu olmamalıyız.Özgürlük için olan
susuzluğumuzu, sertliğin ve nefretin bardağından içerek tatmin etmeye çalışmayalım.
Çabalarımızı yüksek düzlemin haysiyeti ve disiplini üzerinden yürütmeliyiz. Yaratıcı protestolarımızın fiziksel şiddete dönüşmesine izin vermemeliyiz. Tekrar ve tekrar fiziksel
gücün ve ruhsal gücün buluştuğu görkemli yüksekliğine yükselmeliyiz. Zenci halkının sahip olduğu muhteşem saldırganlık bütün beyaz insanlardan kuşku duymamızı
sağlamamalı.Bir çok beyaz kardeşimiz uğruna, tıpkı bugün burada varlıklarını kanıtladıklayanlar, onların kaderinin bizim kaderimizle bağlandığını farkedenler gibi. Onların
özgürlüğünün bizim özgürlüğümüzle ayrılmaz bir bağlılığı olduğunu anlamaya geldiler. Yalnız yürüyemeyiz. Yürüdüğümüzde, ileri doğru uygun adım yürüyeceğimize söz
vermeliyiz. Geri dönemeyiz. Sivil haklarına adanmışlara "Ne zaman tatmin olacaksınız?" diye soranlar var. Zenci gaddar polis şiddetinin kurbanı olmaya devam ettikçe, tatmin
olmayacağız. Vücutlarımız, yolculuğun yorgunluğuyla ağırlaşıp, anayollardaki motellerde ve şehirlerdeki hotellerde konaklayamayana kadar tatmin olmayacağız. Zenci'nin temel
taşınabilirliği küçük bir azınlık mahallesinden, daha büyük bir taneye geçmedikçe tatmin olmayacağız.Çocuklarımızın, "Sadece Beyazlar" diyen işaretler tarafından kişiliklerinin
ve haysiyetlerinin soyundurulması sürdükçe tatmin olmayacağız. Mississipi'deki Zenci oy veremedikçe, New York'daki Zenci verdiği oyun hiç bir şey olduğuna inandıkça tatmin
olmayacağız. Hayır, hayır, tatmin olmadık, ve adalet sular gibi, dürüstlük kudretli bir duman gibi akmadıkça tatmin olmayacağız.
Bazılarınızın buraya büyük çalışmaların ve sıkıntıların sonucunda geldiğini unutacak değilim. Bazılarınız dar hapisane hücrelerinden yeni çıkıp geldiniz. Bazılarınız özgürlüğün sizi
terk ettiği polis vahşetinin kanatları vasıtasıyla eziyetli ve sersemletici fırtınalarla dövülmüş bölgelerdeki arayışından geldiniz. Sizler yaratıcı acının gazileriydiniz.Bu haksız çekilen
acıların kurtarıcı olduğuna inanarak çalışmaya devam ediyorsunuz.
Mississipi'ye geri dön, Alabama'ya geri dön, Güney Carolina'a geri dön, Georgia'ya geri dön, Louisiana'ya geri dön, kuzey şehirlerimizin gecekondu ve azınlık mahallelerine geri
dön.Bu durumun değişebileceği bir şekilde biliniy,or.Umutsuzluk vadisinin çamurunda yuvarlanmayalım.
Size bugün diyorum, kardeşlerim, bugünün ve yarının zorluklarıyla yüzleşecek bile olsak, hâlâ bir hayalim var. Amerikan rüyasının içerisinde köklenmiş bir hayal.
Bu ülkenin bir gün yükselip inancına uygun şekilde yaşayacağına dair bir hayalim var:"Biz gerçeklere apaçık olması için tutunuyoruz: bütün insanlar eşit yaratılmıştır"
Bir gün Georgia'nın kızıl tepelerinde kölelerin evlatları ile köle sahiplerinin evlatlarının aynı kardeşlik masasında oturacağına dair bir hayalim var.
Bir gün Mississipi eyaletinin bile, zulüm ve adeletsizliğin sıcağıyla bunalan bir eyalet, bir özgürlük ve adelet vahasına dönüştüğüne dair bir hayalim var.
4 küçük çocuğumun bir gün bu ülkede tenlerindeki renk ile değil de karakterlerinin içerikleriyle yargılanacağına dair bir hayalim var.
Bugün bir hayalim var.
Bir gün, Alabama'nın aşağısının, kötü ırkçıları, ağzından geçersiz kılma ve araya girme kelimeleri dökülen valileri ile birlikte; bir gün tam da Alabama'da, küçük, siyah oğlanlar
ve kızlar, küçük, beyaz oğlan ve kızlarla kardeşler olarak el ele tutuşabilecek.
Bugün bir hayalim var.
Bütün vadilerin enginleşeceğine, bütün tepelerin ve dağların alçalacağına, engelebeli yerlerin düzleşeceğine, çarpık yerlerin düzleşeceğine, Tanrı'nın yüceliğinin ortaya
çıkacağına, ve bütün bedenlerin onu göreceğine dair bir hayalim var.
Bu bizim umudumuz.Bu benim Güney'e birlikte döneceğim inancım.Bu inançla, umutsuzluk dağını, umut kayasına yontabileceğiz.Bu inançla gürültülü uyuşmazlıkları, kardeşliğin
senfonisine çevirebileceğiz.Bu inançla, aynı işi yapabileceğiz, birlikte dua edebileceğiz, beraber çabalayabileceğiz, beraber hapise girecek, beraber özgürlük için karşı
koyacağız, bir gün özgür olacağımız biliniyor.
Bunlar Tanrı'nın bütün çocukları yeni bir manâ ile şarkı söyleyebildiği günde olacak, "Ülkem, bunlar sana, özgürlüğün tatlı toprağı, söylediğim şarkı sana. Babamın öldüğü
toprak, seyyahların gururu olan toprak, her dağın yamacında, bırakın özgürlük çalsın."
Ve eğer Amerika bunlar olduğunda yüce bir ulus olmalıdır.O zaman bırakın New Hampshire'in olağanüstü tepelerinden özgürlük çalsın. O zaman bırakın New York'un muazzam
dağlarından özgürlük çalsın. O zaman bırakın Pennsylvania Alleghenies'in yüksekliklerinden özgürlük çalsın!
Bırakın karla kaplı Colorado Kayalıklarından özgürlük çalsın!
Bırakın California'nın düzgün yamaçlarından özgürlük çalsın!
Ama sadece bu değil; bırakın California'nın Stone Dağı'ndan özgürlük çalsın!
Bırakın Tennessee'nin Lookout Dağı'ndan özgürlük çalsın!
Bırakın özgürlük Mississippi'nin her tepesinde ve bütün köstebek yuvalarından çalsın.Her dağın yamacından, bırakın özgürlük çalsın.
Ve bu olduğunda, özgürlüğün çalmasına izin verdiğimizde, bütün kasaba ve köylerde, eyalet ve şehirlerde, çalmasına izin verdiğimizde, o günü hızladırabileceğiz, o zaman
Tanrı'nın bütün çocukları, siyah adamlar ve beyaz adamlar, Yahudiler ve Yahudi olmayanlar, Protestanlar ve Katolikler, El ele verebilecek ve eski manevi Zenci sözlerini
söyleyecekler:
"Sonunda özgür! Sonunda özgür! Yüce Tanrı'ya şükürler olsun! Sonunda özgürüz!"
Tümünü Göster