Harika bir kitaptı. 1 Şubat tarihinde elime geçti ve 464 sayfayı tam 10 günde okuttu. Ciddiyim muazzam bir kitap. Öncelikle kitabın tamamında Ozzy'nin samimi anlatımı hakim. Yani Ozzy'nin hayatını okuyormuş gibi değil de daha çok Ozzy ile karşılıklı çay içerken onun hayatını dinliyormuş gibi samimi bir dille yazılmış. Aston'da başlayan fakir hayatı, okulda yaşadıkları, hırsızlık anıları, hapishaneye girişi (Tony Iommi ile aynı anda hapiste oldukları dönem), daha sonra Ozzy'nin grup arayışı ve Tony ile Bill'in kapılarına gelmeleri ve Black Sabbath'ın temelinin atılması. Cidden bir kitabı okurken bu kadar çok güldüğümü hatırlamıyorum. Ozzy'nin mezbahane de çalıştığında yaşadıkları beni çok güldürdü. Black Sabbath'tan ayrılmadan önceki ilk dönemlerinde grupla birlikte zaten çok fazla komik anı yaşıyorlar. Genel olarak harika bir kitap.
Kitabın ilk başlarında çılgınlık yapan, her yere karavanla giden, nispeten daha fakir olan, her yerde sahne almaya çalışan hatta büyük gruplar gelmez diye tüm teçhizat ile hazır bekleyen, alkolik ve parayı buldukça yeni yeni uyuşturucular keşfeden bir Ozzy ve Black Sabbath okuyorsunuz. Fakat Ozzy solo projelere adım attıktan sonra çılgınlık devam etse de, artık ünlü ve tamamen şöhret bir Ozzy okuyorsunuz. Daha şöhret, ailesine biraz daha bağlanmaya çalışan, yaşlandıkça çılgınlıkları azaltıp artık hastalıklardan muzdarip olan bir Ozzy okuyorsunuz. Uyuşturucu ve alkol bağımlılığını had safhada yaşayan ama bir yandan bundan kurtulmak isteyen, daha ünlü bir Ozzy okuyorsunuz. Sizleri bilmem ama kitabın en çok zevk aldığım kısmı ilk bölümdü. Fakir, çılgın, her şeyi deneyen Ozzy. Ama kitabın tabi ki hiçbir sayfası, hiçbir cümlesi, hiçbir kelimesi kötü değil. Dediğim gibi o kapkalın kitap çok az bir süre içinde bitiyor. Herkesin okumasını şiddetle tavsiye ederim.
--
spoiler--
Ozzy'nin tüfekle kümesi parçalayıp tavukları öldürmesi ve ardından kaçan bir tavuğun peşinden kılıçla koşturması ve toplantıda sıkılıp güvercinin kafasını ısırarak kopartması beni benden alan olaylar.
--
spoiler--
