+23
evin ön tarafından bi anda cam kırılma sesi geldi. ulan noluyooz diye ön tarafa koşmamla...
yerdeki cam kırıklarını gördüm. ama askerlerin hiçbirinden bir tepki yoktu zaten kafamı kaldırıp bakmamla anladım ki camı askerlerden biri fenerin diğer ucuyla kırmıştı. adam elini o kırıktan içeri sokarak kapıyı yavaşça açmaya çalıştı. ulan içimden diyom binler anahtar isteseniz verirdim ne böyle triplere soktunuz hem kendinizi hem beni diye. neyse adam profesyonel bir şekilde hiçbir yerini kesmeden evin 2. giriş kapısını açtı. silahının ucuyla kapıyı hafifçe iteleyerek açtı. benim aklıma hemen şu geldi. bu evin sağındaki ve solundaki 5er kişilik gruplar yanlardan camları kırarak girmesinler dedim. bir iki sessiz adımla yaklaştım ve adamlar hala aynı pozisyonda bekliyorlardı. ben yinede dayanamadım sanki yeni geliyomuş havası vermek için arabaya gittim ve bir anda askeri aracın arkasında ani frenle durdum. hemen indim ve sanki olanları ilk defa görüyormuş edasıyla komutanım noluyo diye yanına gittim heycanla. adam da panikledi beni sakinleştiriyor falan. diyo işte ufak bir ihbar varmış onun için geldik falan diyor. bende yandaki askerlerin ne amaçla orda durduğunu öğrenmek istiyorum ağzından laf almak istiyorum. dedim komutanım ufak bir ihbar için bu kadar adam fazla değil mi dedim. sanki yeni görüyomuş gibi yandaki askerler napıyor??? dedim şaşırarak. adamda bana sakince lütfen sakin olun, yandakiler içerden bir şeyin kaçabilme olasılığı için orada duruyorlar dedi. içimden ohh yan camları kırıpta masrafa sokmucaklarmış binler demedim değil. bu sırada ön gruptaki askerlerin zaten daha kıdemli oldukları her hallerinden belliydi. adamlar çok ince bir şekilde kapıdan içeri girmeye başlamışlardı. iki kişi evin içine doğru silahları doğrultup diğer üçünün geçmesini bekliyorlardı. yani arkadaşlarını geçerken bi bakıma koruyorlardı. ben,m korkum şimdi bizim hatunlardan biri çıkıpta kaza kurşununa gitmesin. ama bırak çıkmayı hala ses bile yoktu. ben olsam içerde şuan tencere tava sallıyodum dışarı dıbına koyım, ne soğukkanlı kızlardı. askerler ağır ağır adımlarla içeri doğru ilerlemeye başladılar. komutana dönüp kısık selse komutanım ne varmış ki içerde biliyor musunuz ? dedim. adamda hiç renk vermeden sadece bir ihbar aldık belki sarhoş bile olabilir '' dedi. he bizde malız dıbınakoyım sarhoş için top tank tüfekle eve geldiniz. bu konuşma anında arabadan telefonun zil sesi duyuldu. komutanın bana hemen sessize al yada kapat demesi üzerine usulca telefonu kapattım. ama arayan yine yasin binydi. ulan çocuk napıyordu. manitasına olanlardan habersiz orda paket olmuş yılbaşı hediyesi gibi bekliyordu çocuk. ama emir komutandan diye fazlada bir şey yapamadım. evin kapısını tutan bir asker elini kapıdan dışarı uzatıp bir işaret yaptı komutananına. tabii ben anlamadım ama komutanı hemen yan taraftaki gruplara giderek bir işaret verdi yine. bu sefer yandaki askerler öncekinden farklı olarak hepsi ayaklandı ve silahlarının tamamen camlara doğrultup nişan aldılar. ve öyle sağlam bir şekilde yere basıyorlardı ki sanki ordu gelse geçemez gibiydiler. tüylerim diken diken olmuştu askerimizi öyle görünce. komutan tekrar yanıma geldi ve bu sefer kapıyı tutan askere işaret yaptı ve o askerde içeri doğru gitti. hiçbir şey duyulmuyordu ve görülmüyordu. askerlerde içerde durmaları gerekenden fazla durmuşlardı. ne yapıyorlardı acaba derken çok fazla geçmeden gecenin karanlığıyla birlikte göz gözü görmezken evin kapısına doğru askerlerden biri kucağında saçları aşşağı doğru sallanan bir şeyle kapıya doğru geldi...
edit: beyler şukuyu ekgib görmezseniz sevinirim. gece gece 5 tane uzun uzun part gelicek. gün içide yoğunluğuma atabilirsem göre belki gün içindede atabilirim. saygılarla
Tümünü Göster