işte özgüvenimin kırılma sebebi

başlık takip

mesaj merveden gelmişti bu olaylar yakın bir zamanda yaşandıgı için telefonumdan mesajları acıp direkt olarak buraya kazıyacagım arkadaslar

merve :"im900"
im900 : efendim
merve : nabıyosun nasılsın
im900 : teknik resim ödeviyle ugrasıyorum sen nasılsın ? (bu arada okudugum bölüm hakkında size ufak bir tiyo verdm)
merve : iyi. sana bi soru sorucam yanlış anlamazsan?

aha dıbına koyum kızların böyle bir soru sorcam dedikleri zaman tüylerim her zaman diken diken olurdu. ya cevabını bilmediğim bişey sorarlardı yada ezici bir cümle kurarlardı. lakin merveye kötü bir şey yapmadıgım için eziciden ziyade harbiden merak ettiği bişeyi soracagını düşünmüştüm fakat oradaki o "yanlış anlamazsan" neydi ulan neydi ?

im900 : sor bakalım
merve : hilalden hanginiz hoşlanıyor? cok patavatsız oldu biraz ama .)

haydaaa ulan hangimiz mi? oha hangimiz ne amk.

im900 : bu sorunun cevabını veririm ama aramızda kalmasını istiyorum ve kalacagına da inanmıyorum?
(tabi amacım burda biraz gerilim yaratmak)
merve : emin olabilirsin benim bu soruyu sordugumda aramızda kalsın..

vee şimdi o lanet cevabımı istemeyerek yapıştırmıştım..

im900: öncelikle evet çok patavatsızsın.. emre hoşlanıyor. birde hanginiz diyosun benimde hoslanma ihtimalim varmıs gibi.

işte buydu be altın vuruş mu yapmıstım. neden ses vermedi zaa puaa derkene mesaj geldi

merve : saol ya hakaretin için ! kırıldım. ama ne biliyim sende olabilirsin emrede yani sonucta neden bizimle ilgilenesiniz ki

Çüüüş diye haykırdım mesajı görünce ne demek lan bu hemen bir cevabı yapıstırdım bunun üstüne 90 a gol atmak isteyen hevesli sabri gibi.

im900 : yanı bu benimde senden hoşlandıgım anldıbına mı denk geliyor merve?

evet arkadaşlar galatasaraydaki ilk zamanlarında sabrininde 90 a attıgı gol vardır isterseniz youtube dan bakabilirsiniz *

ve ardına cevap

+ oha im900 o kadarda patavatsız değilim ya
+ cok yanlıs anlasıldım ne olur bi cvp ver
+ heey ordamısın ya özür diliyorum
+ ya bak tamam sen haklısın cok patavatsızlık ettim ama özr dilerim yanls anlaşıldım ne olur

kıza cevap vermedim arkadaşlar neden mi,? ne diyeceğimi düşündüm amk. ama o sırada cevap vermeyerek cokta havalı pozisyonuna coktan girmiştim kızın gözünde...

anlat panpa hadi. braz cabuk

her neyse kızlar apartta ayrı odalarda kalıyolarmış yani oda arkadaşları var fakat
aynı odada değiller.

bunları hafif bir muhabbetin ardından apartlarına bıraktık..

emre bana nasıl teşekkür ediyor . dedim "kanka dur az celallenme bu kadar"

"kanka sen daha adını bile bilmediğin kız için öldün bittin ulan en azından ben senden 2 adım öndeyim zaa"

haklıydı bin gerçekten doğru söylemişti ama mutluydu lan.. onun mutluluguna ortak olmak benide mutlu ediyordu.

böyle 2 gün kızlarla 101 e cıkmamızın ardından gece telefonuma bir mesaj...

Okuyorum lan hadi gibtiret çayı yaz.

cok kısa bölümümdeki arkadaşlardan bahsedicem şarkımızı verelim;
http://fizy.com/#s/3wkleh

okudugum bölümde kız sayısı azınlıktadır birazcık. lakin şanslı olmalıyız ki olan kızların cogu güzel..
genelde benim oturdugum sıranın bi üstünde (yani arkamda) iki kız oturur.

biri hilal diğeri ise merve. ders içindeki espriler yada silgi yardımlaşmasından dolayı bunlarlada muhabbet kurmuştum.
kısaca hilal ve merveyi anlatıyım;
hilal mavi gözlü siyah sac beyaz ten zayıfca bir kız

merve kısa boylu kilosu yerinde uzun saçlı güldüğü zaman hafif elmacık kemikleri cıkan bir kız.

merveyi biraz uzun tasfir ettim cünkü olayların sarpasarmasında büyük payı vardır..

bikac part önce bahsettiğim arkadaşım emre, hilalden hoşlandıgını bana söyledi
"abi şunlarla senin muhabbetin var hazır daha onların dier erkeklerle muhabbeti olmadan bi çay içmeye oyun oynamaya davet etsene"

"tamam kardeşim olurda fazla kaptırma kendini aman diyim"

"cok saol kanka ya"

ve arkamı dönüp takınacagım en cool sesimle bu aksam dersten sonra 101 oynamaya gelir misiniz ?
(bu arada oha hayvan kızı okey oynamaya cagırıyor demeyin beyler onlar daha önce söylemişlerdi 101 oynadıklarını)

ve bu kızlarla beraber 101 oynamaya çıktık.

yine pişman olacagım şeylerden birisini yapıyordum be arkadaslar

işte tam o birbirimize seslendiğimizde duyabileceğimiz mesafeye girdiğim an.

"günaydın" dedi içimdeki ses. dudaklarımı araladım. ama sadece cıkan boş nefes..
ne oluyordu lan.. neden diyemedim günaydın diye. neden diyemedim

haydaaa arkadaşlar bir bu ekgibti ulan.. kızı görünce ahraza bagladım lan iyimi.
bu durumu sindiremiyordum işte kendime. ben ve bu tarz duygular..

bunun şaşkınlığını yaşayarak avel avel yavaş adımlarla kuponları yatırmaya gittim
diceniz ki lan amcık ikinci kere kızı görebilmişsin takip edip yerini yurdunu ögrensene
ben dedim cünkü bunu kendime..
O an aklınıza gelmiyor beyler. kızı gördüğüm o an yaptıgım her şeyde attığım adımda bile küçük beynimin içinde büyükce bir yer kaplıyor ve beyin komutları verirken vücudumun onu uygulaması arasındaki zaman aralığı genişliyor...

ve yine karavana.. kızı ikinci kez kaçırdım. ama artık bu bir tesadüf olamazdı. mutlaka 3. kere görücektim onu

bu durumuda yine kendimce "kader ağlarını ördü" olarak yorumlamakla yetinmiştim.

o da bana gülüyor o da benden etkilendi ve o da konuşmak istiyordu.. (istiyormuydu)

ön sezilerime göre bu hikaye daha rahat 15-20 sayfa daha sürer

@1 ananın gözünü gibim özet geç gavat insan okuyacak bunu

edit:okumayın

reserved ağladım ağlıcam amk

evet işte o derinden. tarifi çok zor olan. kalbimi bando ekibi gibi güm düm dom atmasını saglayan ince ses...
karşımda yanında bir arkadaşı ile beraber cennet parçam geliyodu...
rabbim hertürlü dertten sakınsın dedim onu. gülücüğünü minik burnunu gözlerini kaşlarını anlatamıyorum ki be arkadaş

kararlıydım ulan ona günaydın diyecektim.. beni görünce tanıdıgına eminim cünkü güldüğünü gördüm. az çokta bana güldüğünü
düşündüm be kamil ah be kamil. herşeyi, her haraketini ikimizin varlıgına yorumlamak zorunda mısın be dıbına koyayım he...

böylesine geçen saniyelerde adımlarımız iyice birbirine yaklaşırken diz kapaklarımın altında bir titreme geldi
ama öyle böyle değil sanki gün boyu idman yapmışım veya defalarca asılmışımda yeni yürümeye başlıyorum
ulan basit şeyler değil bunlar.

yaklaştık yaklaştık ve yaklaştık...

kaldığım odadaki televizyonda en net çeken kanal ntv spor.
bir kahvaltı saatinde (kahvaltı saati dediğime bakmayın o saatler 13:30 civarı) ikinci ögretimiz aga parasını verip uykumuzu uyuyoz laan .) .)

evet aynen bir kahvaltı saatinde masada çay elimde idda bülteni karşımda ntv spor nasılda harıl harıl çalışıyorum arkadaşlar bilemezsiniz .) her neyse biz kuponlarımızı yapaduralım bi anda içimden en derin yerden işte o kızı gördüğümde cızz diye ses duydugum yerden bir ses geldi. "çık dışarı... çık dışarı... çık... "

çıkmalıydım arkadaşlar dışarı cıkmalıydım.. hemen üzerime tabikide dar bir tişört, sporcu oldugumu gösteren eşofman altı.
sabah yeni kalkmış edası veren bir saç stili kulagımda inceden beyaz bir küpe. ve tabikide gözlüğüm. kuponları yatırma bahanesiyle dısarı attım kendimi. ama ney için bu kadar telaslı ve sözümona süslenip çıkıyodum bilmiyorum.

yurttan çıkıp ilk köşeyi döndükten sonra sizinde tahmin edeceğiniz gibiiiii...

kafamdaki soru işaretleriyle el ense yapadurayım bikac gün gecti bu olayın üstüne.
ama gerek oda arkadaslarım olsun gerekse kendi bölümümden arkadaşlarım olsun
kızı dilimden düşürmüyorum be. daha ismini bile bilmediğim. ikinci kez görme şansımın neredeyse olmayacagı kızı
dilimden düşürmüyorum. tabikide arkadaşlarımda hem kızı merak ediyor hemde bu işin gırgırına baya takılıyorlar.
"ulen adam aşık beyler dagılı"
hattta ve hatta sesi güzel bin arkadaşım emre bile "öyle uzaktan uzaktan hiç konuşmadaaaan... vs vs" diyerek baya taşak
geçmişti.

Neredeydi benim derin bakışlı cennet parçam?

gülmeyin beyler.. bu güne kadar "bi kızla herhangi şeyler yaşamadan ona bağlanılmaz" felsefesini en cok içinde barındıranlar arasında yerim vardı.. fakat o yerimi kaptırdım arkadaşlar... kaptırdım..
baglanmak.. sizce nedir ki? bence artık baglanmak cok geniş bir kavram.. vazgecememek. buna alışkanlık da denmez ki dıbına koyum daha ne kadar gördümde gözüm dilim herseyim ona alışmış olsun?...

herkese yeniden merhaba arkadaslar az önce cay suyu koymustum kaynamak üzeredir
o arada şarkımızı verelim;
http://fizy.com/#s/1lmtg5

reserved

up up up

up up up

reserved

çok sıkıcı amk bıraktım 3.partta

okuyacam lan

işte bu seferde o gülücük.. anlatmaya kalksam sayfalarca entry girmem gereken gülücük...

Ve bu sefer banaydı.. öylesine bulundugum yere cakılı kalmıstım ki. "beklemekten kök saldım" deyimini değiştirmek gerek

"bakışıyla kök saldım" haraketim zorlanmıştı. biz ikinci ögretimler için yemek verilen yemekhaneye dogru yola cıkarken kızda kendi fakültesine dogru yola cıkmıstı ve işte bana dönüp bakıyordu
arkadaslar salak yada saf yada egosunu tatmin etmeye calısan biri değilim (artık değilim)
bana baktıgından emindim. hani olurya "kanka kız bana baktı aha verecek" misali.
işte öyle bi üstüne alınma değil arkadaslar. bakmıstı. derinden bakmıstı..

iç güzelliğe önem veririm desemde inanmayın bana. "dıbına kodugum yarım saattir kızın dış güzelliğini tarif ettin daha ne içi?" diyen olacaktır illaki ve haklılarda

arkadaslar ben kızın dış güzelliğini de içine yorumlayarak hayalimdeki meleği yaratmıstım ne saf salakmışım..
o kendi fakültesine gidedursun bizde bizim cocuklara yemege. kafamda olusan soru işaretleri beynimde ankara misket havaları oynamaya baslamıstı bile...

bizim yurtta mı kalıyodu acaba ?
Acaba hangi fakültedendi ? (takip etmeye bile yemedi arkadaslar sapık pozisyonuna düşmeyek diye)
ismi neydi ki ya ?

gecenin son partı arkadaslar dediğim gibi serin koşullardan dolayı ellerim uyustu hızlı yazamıyorum yarın yine kaldıgımız yerden devam edicem...