/i/Tespit

  1. 1.
    +195 -71
    PART I

    Hüseyin Nihâl Atsız (12 Ocak 1905, Kadıköy, istanbul – 11 Aralık 1975, istanbul), Türkyazar, şair, düşünür ve öğretmen. Türklerin tarihini konu edindiği edebî eserleri, tarih araştırmaları vardır.[4] Turancı dünya görüşüne sahiptir.[5]Atsız'ın babası Gümüşhane'nin Torul kazasının Midi köyünün Çiftçioğulları ailesinden Deniz Güverte Binbaşısı Mehmet Nail Bey, annesi Trabzon'un Kadıoğulları ailesinden Deniz Yarbayı Osman Fevzi Bey'in kızı Fatma Zehra Hanım'dır.[6]

    Çiftçioğulları ailesinin tespit edilen ceddi 19. asrın başlarında yaşadığı tahmin edilen Ahmed Ağa'dır. Ahmet Ağa'nın ismail, Süleyman, Hüseyin ve Şakir adlı dört oğlu olmuştur. ismail Ağa'nın çocukları Midi'den, Yozgat'ın Akdağmadeni ilçesinin Dayılı köyüne göçmüşlerdir. Şakir Ağa'nın evladı olup olmadığı bilinmemektedir.

    Ahmet Ağa'nın üçüncü çocuğu olan Hüseyin Ağa (1832 - 1894) ise 1850-1852 şıralarında Deniz eri olarak Istanbul'a gelmiş, okumayı ve yazmayı asker ocağında öğrenmiş, askerliğinin nihayetinde de teskere bırakarak Donanma-yı Hümayun'da kalmış ve makine önyüzbaşlığına Çarkçı Kolağalığı'na terfi etmiştir.

    Hüseyin Ağa'nın eşi Emine Hayriye Hanım'dır. iki çocukları olmuştur. Nevber Hanım ile Mehmet Nail Bey (1877- 1944). Mehmet Nail Bey de Osmanlı Donanması'na girmiş ve Deniz Kuvvetlerinde Deniz Güverte Binbaşılığı'ndan emekli olmuştur.

    Mehmet Nail Bey'in ilk eşi 1903 yılında Yüzbaşı iken evlendiği Fatma Zehra Hanım (1884 - 1930)'dır. Fatma Zehra Hanım, Deniz Yarbayı (Bahriye Kaymakamı) Osman Fevzi Bey ile Tevfika Hanım'ın kızıdır. Osman Fevzi Bey, Trabzon'lu olup ailesi Kadıoğulları namı ile maruftur.

    Mehmet Nail Bey'in ilk eşinden üç çocuğu olmuştur. 12 Ocak 1905'de Hüseyin Nihal (Atsız), 1 Mayıs 1910'da Ahmet Nejdet (Sançar) ve Aralık 1912'de Fatma Nezihe (Çiftçioğlu) dünyaya geldi.

    1930 yılında ilk eşinin damar sertliğinden vefatı üzerine Mehmet Nail Bey, 1931 yılında yeniden evlenmiştir. ikinci eşinin adı da Fatma Zehra'dır. ikinci eşinden 1932 yılında Necla (Çiftçioğlu) adlı bir kızı olan Mehmet Nail Bey ikinci eşiyle geçinememiş ve iki yıl sonra ayrılmıştır.

    Nejdet Sançar'ın ağabeyidir[7], Yağmur Atsız ve Buğra Atsız'ın babasıdır.

    ilköğrenimini Kadıköy’deki çeşitli okullarda, orta öğrenimini Kadıköy ve istanbul Sultanilerinde (istanbul Lisesi) yaptı. Buradan mezun olunca Askerî Tıbbiye’ye yazıldı.

    Atsız, yükseköğrenim çağına gelip Askerî Tıbbiye'ye kaydolduğu çağlarda Türkçülük fikrinin etkisi altına girmeye başladı. Ziya Gökalp'in cenaze töreninin yapıldığı günün gecesi Türkçülük fikrine karşı öğrencilerle kavga ettiği ve daha sonrasında ise aralarında bir takım problemler geçen Arap asıllı BağdatlıMesut Süreyya Efendi adlı bir mülazım (teğmen)'a selam vermediği gerekçesi ile 4 Mart 1925 tarihinde 3. sınıf talebesiyken Askeri Tıbbiye'den çıkarılmıştır.

    Bu olaydan sonra üç ay kadar Kabataş Erkek Lisesi'nde yardımcı öğretmenlik yapan Atsız, daha sonraları Deniz Yolları'nın Mahmut Şevket Paşa adlı vapurunda kâtip muavini olarak çalışmış ve bu vapurla istanbul-Mersin arasında birkaç sefer yapmıştır
    1926 yılında istanbul Dârülfünûnu'nun Edebiyat Fakültesi'nin "Edebiyat Bölümü"ne ve istanbul Dârülfünûnu'nun yatılı kısmı olan Yüksek Muallim Mektebi'ne kaydolan Atsız, bir hafta sonra askere çağrılmış, Atsız askerliğini 9 ay olarak 28 Ekim 1926-28 Temmuz 1927 tarihleri arasında istanbul'da Taşkışla'da 5. piyade alayında er olarak yapmıştır.

    Ahmet Naci adlı arkadaşı ile birlikte hazırladığı 'Anadolu'da Türklere Ait Yer isimleri' adlı makalenin Türkiyat Mecmuası'nın ikinci cildinde yayınlanması ile hocası Mehmet Fuad Köprülü'nün dikkatini çeken Atsız, 1930 yılında Edirneli Nazmî'nin divanı üzerinde mezuniyet çalışması yapmıştır ('Divân-ı Türkî-i Basit, Gramer ve Lügati', 1930, 111 s. Türkiyat Enstitüsü Mezuniyet Tezi, no 82). Aynı yıl Edebiyat Fakültesi'nden mezun olmuştur.

    Atsız'ın sınıf arkadaşları arasında Tahsin Banguoğlu, Ziya Karamuk, Orhan Şâik Gökyay, Pertev Nâilî Boratav, Nihad Sâmi Banarlı gibi isimler yer alıyordu.

    Mezuniyetinden sonra Edebiyat Fakültesi Dekanı olan hocası Prof. Dr. Mehmet Fuad Köprülü, Maarif Vekâleti’nde Atsız için girişimde bulunarak, Yüksek Muallim Mektebi'ni öğrenci olarak bitirdiği için, liselerde yapması gereken 8 yıllık mecburi hizmetini affettirmiş ve 25 Ocak 1931'de Atsız'ı kendisine asistan olarak almıştır.

    Atsız, yine 1931 yılında Dârülfünûnun felsefe bölümünden mezun olan ilk eşi Mehpare Hanım ile evlenmiş, ancak 1935 yılında ayrılmıştır.[8]

    Atsız, 15 Mayıs 1931'den 25 Eylül 1932 tarihine kadar Atsız Mecmua'yı çıkarmaya başladı. Mehmet Fuad Köprülü, Zeki Velidi Togan, Abdülkadir inan gibi edebiyat ve tarih bilginlerinin de içinde bulunduğu bir kadro ile yayın hayatına atılan bu Türkçü ve Köycü dergi, devrinde ilim, fikir ve sanat alanında çok tesir yaratan Türkçü bir çığır açmış, âdetâ Cumhuriyet devri Türkçülüğünün öncüsü olmuştur.

    Atsız, kendini tanıtmaya başlayan ilk yazılarını (H. Nihâl) imzası ile, hikâyelerini de (Y.D.) imzasıyla, bu dergide yayınlamaya başlamıştır. 1932 Temmuzunda Ankara'da toplanan Birinci Türk Tarih Kongresi esnasında, Prof. Dr. Zeki Velidi Togan'a Dr. Reşid Galib'in yaptığı eleştiriler üzerine Atsız, içerisinde ikinci eşi Bedriye Atsız ile Pertev Nâilî Boratav'ın da bulunduğu 8 arkadaşı ile, Dr. Reşid Galib'e "Zeki Velîdî'nin talebesi olmakla iftihar ederiz" diyen bir protesto telgrafı çekmiş ve bu telgraf üzerine de Reşid Galib'in tepkisini üzerine çekmiştir.

    19 Eylül 1932'de Reşid Galib, Maarif Vekili olmuştu. Kısa bir süre sonra da Mehmet Fuad Köprülü'nün dekanlıktan ayrılması üzerine Edebiyat Fakültesi Dekanlığı'na vekâleten bakan Ali Muzaffer Bey asâleten tâyin edilmiştir. Reşid Galib, Atsız Mecmua'nın 17. sayısındaki 'Dârülfünûn'un Kara, Daha Doğru Bir Tabirle, Yüz Kızartacak Listesi' adlı makalesi nedeniyle Edebiyat Fakültesi Dekanı'na baskı yaparak, 13 Mart 1933 tarihinde Atsız'ın üniversite asistanlığına son vermiştir.

    Üniversiteden çıkarılmasından birkaç gün sonra Atsız, Edebiyat Fakültesi'nin Dekanı'nı Tokatlıyan Oteli'ndeki bir çayda yakalayıp yüzlerce kişinin önünde tokatlamıştır. Atsız'a bu hadise için hiçbir şekilde tepki gösterilmemiştir.[kaynakÜniversite asistanlığından çıkarılan Atsız, Malatya Ortaokulu'na Türkçe öğretmeni olarak tayin edilmiştir, Malatya'da kısa bir müddet (8 Nisan 1933-31 Temmuz 1933) Türkçe öğretmenliği yapan Atsız, Edirne Lisesi edebiyat öğretmenliğine tayin edilmiştir. Atsız'ın Edirne'deki edebiyat öğretmenliği de 3-4 ay kadar kısa bir müddet devam etmiştir. (11 Eylül 1933-28 Aralık 1933).

    Atsız, Edirne'de iken Atsız Mecmua'nın devamı mahiyetindeki aylık Türkçü dergi Orhun'u (5 Kasım 1933-16 Temmuz 1934, sayı 1-9) yayımlamıştır. Orhun dergisinde, Türk Tarih Kurumu tarafından çıkarılan ve liselerde ders kitabı olarak okutulan dört ciltlik tarih kitaplarında bulunduğunu iddia ettiği yanlışları ağır bir şekilde eleştirdiği için 28 Aralık 1933'te bakanlık emrine alınmıştır ve Orhun dergisi de 9. sayısında Bakanlar Kurulu kararı ile kapatılmıştır.

    Dokuz ay bakanlık emrinde kalan Atsız, 9 Eylül 1934 tarihinde Kasımpaşa'daki Deniz Gedikli Hazırlama Okulu'na Türkçe öğretmeni olarak tayin olunmuştur.

    Şubat 1936 tarihinde ikinci eşi olan Bedriye Hanım ile evlenen Atsız'ın bu evlilikten 4 Kasım 1939 tarihinde Yağmur Atsız ve 14 Temmuz 1946 tarihinde de Buğra Atsız adlı iki oğlu olmuştur. Atsız, ikinci eşi Bedriye Atsız'dan da Mart 1975 tarihinde ayrılmıştır.

    Atsız, Kasımpaşa'daki Deniz Gedikli Hazırlama Okulu'nda Türkçe öğretmeni olarak 4 yıl kadar çalışmış ve 1 Temmuz 1938 tarihinde bu görevinden ihraç edilmiştir.

    Bunun üzerine Özel Yüce-Ülkü Lisesi'ne geçen Atsız, burada 1937 yılından 1939 yılının Haziranının sonuna kadar edebiyat öğretmenliği yapmıştır. Atsız, 19 Mayıs 1939 ile 7 Nisan 1944 tarihleri arasında yine özel bir lise olan Boğaziçi Lisesi'nde edebiyat öğretmenliğinde bulunmuştur.

    Atsız, Boğaziçi Lisesi'nin Türkçe öğretmeni iken Basın ve Yayın Genel Müdürü Selim Sarper'in de teşvikiyle Orhun dergisini (1 Ekim 1943-1 Nisan 1944, sayı:10 ile 16 arası, 7 sayı) yeniden yayınlamaya başlamıştır.II. Dünya Savaşı sürerken Türkiye'de komünist faaliyetlerin arttığını düşünen Atsız, Orhun'un Mart 1944'te yayınlanan 15. sayısında, daha önce 5 Ağustos 1942 tarihli meclis konuşmasında "Bizim için Türkçülük bir kan meselesi olduğu kadar ve lâakal o kadar bir vicdan ve kültür meselesidir." diyen devrin Başbakanı Şükrü Saracoğlu'na hitaben bir açık mektup yayımladı.
    ···
  1. 2.
    +50 -3
    Gerilir zorlu bir yay
    Oku fırlatmak için;
    Gece gökte doğar ay
    Yükselip batmak için.
    Mecnun inler, kanını
    Leyla’ya katmak için.
    Cilve yapar sevgili
    Gönül kanatmak için.
    Şair neden gam çeker? Şiir yaratmak için.
    Dağda niçin bağırılır?
    Feleğe çatmak için.
    Açılır tatlı güller
    Arılar tatmak için.
    Tanrı kızlar yaratmış
    Erlere satmak için.
    insan büyür beşikte
    Mezarda yatmak için.
    Ve...
    Kahramanlar can verir
    Yurdu yaşatmak için...
    ···
    1. 1.
      +4
      Var olsun
      ···
      1. 1.
        +1 -1
        Haram et Atsızcı zavallı

        Ata dedi adam amk ağlamak istiyorum ya,

        Bu it apodan daha büyük şerefsiz, daha büyük bölücüdür,
        Atsız mecmua dergisi 6.sayı, Türk Irkı makalesi, 1931 oku bunu beyinsiz herif
        Orda der ki;
        "Türk ırkının en büyük düşmanı Türk gibi görünen, Türk gibi konuşan, kendini Türk sanan fakat o kanı taşımayan diğer aşağılık ırklardır"

        Sonra atsız itinin kafa ölçüsünün 81.4 olduğu oku buradan, oysa en az 84 olmalı, kendi silahı ile vurulma yani, Türk değil..
        Ha bu arada Gümüşhane'nin midi köyü Osmanlı kayıtlarında rum yerleşkesi olarak geçer ahahahaha

        Kendi tabiriyle bu ırkın en büyük düşmanlarından olduğu çıkarımını yap sonra, o kadar beynin vardır inşallah..

        Bu şizofreni destekleyen biri ya aşırı beyinsiz bir vatanseverdir, yada gayet zeki bir huur evladı bölücü, bu adamı destekleyen bir vatansever zeki OLAMAZ, zavallıdır, bu adamı bir vatansever destekleyemez beyni aktif oldukça..
        ···
      2. 2.
        -1
        "Türkçülere yedi, hatta yirmi kusak ilerisine kadar soy kütüğü arayan kimseler diye iftira ediliyor. Tatbik kaabiliyeti ve arastırma imkânı olmayan bu safsatalar ancak moskofçuların ve baska düsmanların uydurmasından ibarettir.
        Her zaman verdiğimiz örnekleri yine tekrarlayalım:
        En büyük Türkler’ den biri olan Yıldırım Bayazıd’ın anası Türk değildir. Hangi Türkçü onu Türklük kadrosundan çıkarmıstır veya çıkarabilir?.."
        (Nihal Atsız – Türk Ülküsü s.20)
        ···
    2. 2.
      +3
      (bkz: dağ 2 keskin nişancı şiiri)
      ···
    3. 3.
      0
      Vaktiyle bir atsız varmış derlerse ne hoş anılmakla hangi gönül olmaz sarhoş
      ···
    4. 4.
      0
      Vaktiyle bir atsız varmış derlerse ne hoş anılmakla hangi gönül olmaz sarhoş
      ···
    5. diğerleri 2
  2. 3.
    +13 -90
    Irkci ve salaktir
    ···
    1. 1.
      +4
      Giblemeyin artık bu bini her taka muhalefet anti başlıkçı bin oğlu bin seni
      ···
    2. 2.
      0
      Ananda öle diyordu oda ırkçı oldu
      ···
    3. 3.
      0
      Kani bozuk serefsizin tekisin amina kodumun kürdü
      ···
    4. diğerleri 1
  3. 4.
    +6
    Cok uzun ama degerli bilgiler var ama okumayacam
    ···
  4. 5.
    +27 -2
    VAKTiYLE BiR ATSIZ VARMIŞ
    ···
    1. 1.
      +5
      Var olsun
      ···
    2. 2.
      +5
      Var olsun
      ···
    3. 3.
      +2
      Var olsun
      ···
    4. 4.
      +2
      Var olsun
      ···
    5. 5.
      +1
      VAR OLSUN
      ···
    6. 6.
      +1
      Var Olsun
      ···
    7. diğerleri 4
  5. 6.
    0
    Nihal atsız hemşehrimdir
    ···
  6. 7.
    +6 -10
    rıza nurun manevi oglunu zütünden gibeyim
    az biraz atatürkçu olun
    ···
    1. 1.
      +1 -1
      Atatürkçü olun diyor lan AHAHHAHAHAHAHA

      Atatürk neciydi amk haberin var mı ?
      Bir bak başlığıma (bkz: atatürk türkçü idi)
      ···
    2. 2.
      0
      biri hem atatürkçü hemde rıza nurcu olamaz dıbına koduğumun malı git biraz tarih çalış
      ···
  7. 8.
    +4 -1
    ATSIZ BEĞ
    ···
  8. 9.
    +1
    VAR OLSUN!
    ···
  9. 10.
    +3 -8
    Okuyanlar maldır aq
    ···
    1. 1.
      0
      Neden uzun olduğu içinse kısa bir şekilde başlık açabilirim
      ···
    2. 2.
      0
      Çok uzun aq
      ···
    3. 3.
      +3
      Gibtimin ilk okullusu üniversiteli olunca anlarsın okumak iki dakikani almıyor akşama kadar ceks hikayesi oku adam akıllı bilgi yazınca okuyan maldır çok uzun zihniyetini gibtimin bebesi cildirtacak beni böyle bin oğlu binler
      ···
    4. 4.
      0
      Ulan aq oybirincisi sen üniversitelimisin aw
      ···
    5. 5.
      0
      Ya kes sesini dibine kodumun veledi daha şeyinden döl gelmiyor gelmiş burda abilerine laf yapıyorsun. Nihal Atsız'ın kim olduğunu bilemeyecek kadar küçüksün git parkta arkadaşlarınla oyna
      ···
    6. 6.
      0
      daha dün geldin sözlüğe profil fotosu değiştirmeyi bilmiyon aq tahsin anan dıbını parçalayayım
      ···
    7. diğerleri 4
  10. 11.
    +8
    Atsız, Nisan 1944'te yayımlanan 16. sayıda, Şükrü Saracoğlu'na hitaben ikinci açık mektubunu yayımlayarak Ahmed Cevat Emre, Pertev Nâilî Boratav, Sabahattin Ali ve Sadrettin Celâl Antel'in Marksist faaliyetlerde bulunduklarını ve Milli Eğitim Bakanı'nın "komünistleri kolladığını" ileri sürerek devrin Millî Eğitim Bakanı Hasan Âli Yücel'i istifaya çağırdı Bu ikinci açık mektup, Türkçü çevreler içinde büyük bir galeyana sebep olarak başta istanbul ve Ankara olmak üzere birçok şehirde, antikomünist gösterilere yol açtı. Bunun üzerine Hasan Âli Yücel, 7 Nisan 1944'te Atsız'ın Boğaziçi Lisesi'ndeki edebiyat öğretmenliğine son verdi.

    Orhun dergisi de Bakanlar Kurulu kararı ile yeniden kapatıldı. Sabahattin Ali'nin arkadaşı ve Atsız'ın da yakın arkadaşı olan Ankara Mugibi Muallim Mektebi Müdürü Orhan Şaik Gökyay'ın arabuluculuğuna rağmen dava açmak zorunda kaldı. Aleyhine dava açılan Atsız, trenle Ankara'ya gitmiş ve Türkçü gençler tarafından istasyonda karşılanarak bir otelde misafir edildi.

    Hakaret davasının 26 Nisan 1944 günü yapılan ilk oturumu olaylı geçti. Bunun üzerine 3 Mayıs 1944 tarihinde yapılan ikinci oturuma üniversite öğrencileri alınmamış, bu yüzden de öğrenci gösterileri olmuş ve yüzlerce kişi tutuklanmıştır. Davanın 9 Mayıs 1944 günü yapılan karar oturumunda, Sabahattin Ali'ye "vatan haini" dediği için 6 aya mahkûm edilen Atsız'ın cezası hâkim tarafından "milli tahrik" gerekçesi ile 4 aya indirilmiş ve 4 aylık bu ceza da ertelenmiştir. Atsız, cezasının ertelenmesine rağmen 9 Mayıs 1944 tarihinde mahkemenin kapısından çıkarken tevkif edilmiştir.

    19 Mayıs 1944 törenlerinde Cumhurbaşkanı ismet inönü, Atsız ve arkadaşlarını ağır şekilde eleştiren nutkunu söylemiş ve bu nutuk üzerine de Atsız ve 34 arkadaşı istanbul 1 Numaralı Sıkıyönetim Mahkemesi'nde yargılanmaya başlanmışlardır. Aralarında Alparslan Türkeş gibi subay, üniversite profesörü, öğretmen, doktor ve üniversite öğrencilerinin de bulunduğu sanıklar, sorguya çekilmişler;
    ···
  11. 12.
    0
    Tayyip sandim mk
    ···
    1. 1.
      0
      Ne alaka aq
      ···
  12. 13.
    +8
    Atsız dahil sanıklar, daha sonra tabutluk diye adlandırılan hücrelerde işkence gördüklerini belirtmişlerdir. 7 Eylül 1944 günü yargılama başlamış, 'Irkçılık-Turancılık davası' adı verilen ve haftada 3 gün olmak üzere 65 oturum devam eden mahkeme, 29 Mart 1945 tarihinde sonuçlanmış ve Atsız 6 yıl 5 ay hapse mahkûm olmuştur.

    Atsız, bu kararı temyiz etmiş ve Askerî Yargıtay, 1 Numaralı Sıkıyönetim Mahkemesi'nin kararı esastan bozmuştur. Böylece Atsız, bir buçuk yıl kadar tutuklu kaldıktan sonra, 23 Ekim 1945 tarihinde tahliye edilmiştir.

    5 Ağustos 1946 tarihinde 2 Numaralı Sıkıyönetim Mahkemesi'nde tutuksuz olarak başlayan Atsız ve arkadaşlarının davası (bu dava Kenan Öner-Hasan Âli Yücel davası adı ile tanınmıştır)[kaynak belirtilmeli], 31 Mart 1947 tarihinde sonuçlanmış ve 29 oturum devam eden mahkemede bütün sanıkların beraatına karar verilmiştir.[9][10] Bu dava ile ilgili Hayri Yıldırım tarafından 3 Mayıs 1944 Irkçılık Turancılık Davası adında bir kitap yazılmıştır.
    ···
  13. 14.
    -3
    Irkçıyız nolçak mq (Lafım Atsız'a değil Liseli Türkçülere)
    ···
  14. 15.
    +1
    Var Olsun!!
    ···
  15. 16.
    +2
    Vaktiyle bir Atsız varmış
    Var olsun.
    ···
  16. 17.
    0
    Rezerved
    ···
  17. 18.
    0
    Var Olsun
    ···
  18. 19.
    +3 -4
    Copy paste+prim-nihal atsiz=1 cugu eder
    ···
  19. 20.
    +4 -5
    At, avrat, silah diyen Türk atalarından ,atsız ata diye zırlayan Türk gençlerine...
    ···