/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
  1. 51.
    0
    Bu son konuşmalarından sonra markete kadar hiç konuşmazlar ve yolda kimseyi göremezler. Markete girmeye niyetlenip kapıyı açmaya çalışırlar ancak büyük bir hüsrana uğrarlar, kapı kilitlidir. Elliot ses çıkacağını düşünerek internetten öğrendiği ve doğruluğunu bilmediği bir bilgi yüzünden kapıyı kırmaya cesaret edemiyordur, ancak henüz düşünmeye bile izin vermeden Claire tek bir omuz darbesi ile bütün camı yerle bir eder. Elliot şaşkınlığını gizleyerek markete doğru ilerler, bir market arabası alır ve kendine göre ihtiyacı olduğunu düşündüğü her türlü erzağı arabaya yüklemeye başlar. Aynı şeyi Claire’da yapar ve çok kısa bir sürede arabaları ağzına kadar doldururlar, marketten çıkarlar ve eve doğru gitmeye başlarlar. Yollarda korkarak ilerlerken sis bulutunun içinden onlara doğru koşan bir şey görürler, Elliot hemen cebine davranıp bıçağını çıkarır, Claire heyecandan ne yapacağını şaşırır ve hemen yanındaki çalılığın arkasına atlayarak saklanır. Koşan şey gittikçe yaklaşıyordur, Claire korkarak ve bir o kadar da merakla yolu izler. Elliot’un heyecandan deli gibi kastığı vücudunu yavaşça rahatlatıp bıçağını cebine soktuğunu görür. Biraz daha yaklaşınca Claire’da fark etmiştir, bir köpek. Yavaşlar ve Elliot’u koklar, sonra yoluna devam eder. Elliot ve Claire derin bir nefes alarak yollarına devam ederler. Nihayet eve varırlar, arabaları birbirlerine yardım ederek ikinci kata kadar taşıyıp eve sokarlar.
    ···
  2. 52.
    0
    Hazırlanırlar ve kapıya doğru yönelirler.
    Ayakkabılarını giyerken Elliot telefonunu unuttuğunu söyleyip eve döner, hem telefonunu, hem de birer tane bıçak almıştır yanına, Birini Claire’a verir. Evinin yakınındaki süpermarkete doğru yola çıkarlar.

    Claire: Mesafemiz kaç dakika?
    Elliot: 5 dakika kadar.
    Claire: Elliot, hiçbir şey bilmediğimizin farkında mısın? Çok daha fazla bilgiye ihtiyacımız var. Onlar dedikleri şey ne? Nasıl oluştular? Ne istiyorlar? Bunlar ortaya çıkmadan önümüze çıkacak şeyin bahsedilen şey olup olmadığını nereden anlayacağız. Şu an çok tehlikeli bir yoldayız.
    Elliot: Evet, Claire. Haklısın, ancak yapacak başka hiçbir şey yok. Markete çıkmak zorundayız, bu, ya bugün olacak, ya da başka bir gün. Senin ortaya sunduğun fikir ile de bugün çıkmanın mantıklı olduğuna karar verdik. Ne yazık ki önümüze çıkanın ne olduğunu anlayamayacak kadar aciz bir durumdayız, evet.
    ···
  3. 53.
    0
    Elliot, Claire’a evin odalarından birini verir ve kendi odasına yönelir. Tam bu sırada Claire, Elliot’a seslenir:

    Claire: Elliot, benim yanımda yalnızca üstümdekiler var, gece yatarken ne giyeceğim?
    Elliot: Bildiğim kadarıyla evin çok uzakta, bu gece benimkileri giyersin, en yakın zamanda da evine gidebiliriz.
    Claire: Peki bundan sonra yalnızca ikimiz mi yaşayacağız? Sence başka arkadaşlarımızı çağırmalı mıyız?
    Elliot: Hem erzak bakımından çağırmamalıyız hem de onların da bu varlıklardan olup olmadığını bilemeyiz, Claire.
    ···
  4. 54.
    0
    Elliot: O polisler de neyin nesiydi öyle? Neden yalnız gelmedin?
    Claire: Yolda gördüm, aniden silahlarını bana doğrulttular ve kelepçelediler. Biri belimi açıp inceledi ve yanındakine ‘’Onlardan değil.’’ dedi. Sokağa çıkma yasağı olduğunu söylediler ve sorularıma cevap vermediler. Neler oluyor, Elliot?
    Elliot: Televizyonu açalım da kendin gör.
    Spiker: Yaklaşık 40 dakika önce bir tanesinin polis arabasından kaçtığı görüldüğü söyleniyor. Evlerinin önünde onlardan gördüğünü iddia eden insanların sayısı giderek artıyor sayın seyirciler. Lütfen sokağa çıkmayın, hükümetin son dakika kararı ile birlikte sokakta görülenlerin hepsi vurularak etkisiz hale getirilecek ve ne yazık ki insanların da arada kaynayacağı söyleniyor.
    Claire: Aman tanrım… Beni getiren polislerin arka kapıları açıktı, Elliot. Ayrıca fazlasıyla endişeli görünüyorlardı, bu haber onlara ait olabilir mi?
    Elliot: Bilmiyorum, Claire. Ama bildiğim tek bir şey var ki, o da evde yiyecek ve su stoğumuzun fazla olmadığı. Mecburen dışarı çıkmak zorunda kalacağız.
    Claire: Onlar her neyse sayılarının giderek arttığı söyleniyor, Elliot. Bence şimdi çıkmalıyız, ileride daha tehlikeli olabilir.
    Elliot: Haklısın. Hazırlan hemen gidip gelelim.
    Claire: Evinde hiç silah var mı?
    Elliot: internette sese doğru geldiklerini söyleyen insanlar görmüştüm. Bence olabildiğince sessiz olmalıyız, Claire.
    Claire: Pekala, beş dakika sonra çıkalım.
    ···
  5. 55.
    0
    Tamam tamam midem yanıyor zaten uyuyamam yazda okuyayım
    ···
  6. 56.
    0
    Claire: Neden servis boş? Benim bilmediğim bir şey mi var?
    Şoför: Hiçbir bilgim yok Claire, kampüse vardığımızda öğrenebileceğini umuyorum.

    Sakince ve yavaş adımlarla yerine doğru geri gider ve oturur. Kulaklığını çantasına koyar, müzik dinleyecek keyfi kalmamıştır. içini nedensiz bir korku ve endişe kaplar, camdan dışarı izleyerek rahatlayabileceğini düşünür ancak dışarısı çok sislidir, hiçbir şey göremez. içindeki kaygılı duygular yüzünden telefonunu açıp oyalanmak aklına gelmez. Kampüse yaklaştıklarında çantasından tekrar atkısını ve şapkasını çıkarır, sıkıca giyinir ve vardığında iner.

    indiği an ikinci bir şoka uğramıştır, kampüsün otobüsten bir farkı yoktur, adeta çöl gibidir. Saate bakar, derse daha kırk dakika vardır, hızla kafeteryaya doğru ilerler. Büyük bir umut ile içeri girer, ancak orası da bomboştur. Son bir umut dersliğe de baksa da sonuç yine aynıdır. Tüm bunlardan sonra arkadaşlarını aramak ancak aklına gelir, Elliot’u arar.

    Elliot, ince yapılı, siyah saçlı, siyah gözlü, samimi ve içten, 23 yaşında bir gençtir.
    ···
  7. 57.
    0
    Elliot ve Claire hızlı bir şekilde hazırlanıp evden çıkarlar, yanlarına yine birer bıçak ve biraz da erzak alırlar. Karşı apartmanın bahçesine girip oradan otoparkına doğru ilerlerken karşılarına otoparkın güvenliği çıkar. Elliot gidip güvenlik görevlisi ile konuşmayı dener ancak adam onları tanımadığını söyleyerek otoparka sokmaz.
    Elliot, Claire’ı alıp arkaya dolanır ve duvardan içeri atlar, hızla siyah bir jipe doğru ilerlerler. Elliot cebinden bıçağı çıkarıp kapıyı zorlamaya başlar ve yaklaşık üç dakika sonra kapıyı açar, ancak açar açmaz arabanın alarmı çalmaya başlar.
    Elliot hemen arabaya biner ve eğilip kabloları koparıp arabayı çalıştırmaya uğraşır. Claire güvenlik görevlisinin onlara doğru koştuğunu görür ve cebinden bıçağı çıkarıp görevliye doğru uzatır.
    ···
  8. 58.
    0
    Claire: Sakın yaklaşma, bırak gidelim!
    Görevli: Buna izin veremem, bayan. Lütfen beni zor durumda bırakmayın. Şimdi gidin yoksa polis çağırmak zorunda kalacağım.
    Claire: Acele et, Elliot!
    Görevli: Beni zor kullanmaya mecbur bırakıyorsunuz, lütfen vazgeçin.
    Claire: Yaklaşma dedim sana!

    Elliot arabayı çalıştırmaya uğraşırken Claire bıçakla güvenlik görevlisini oyalamaya çalışır ancak görevli adam belinden jopunu çıkararak hızlı adımlarla Claire’a doğru ilerler, ancak bilmediği bir şey vardır: Claire küçük yaştan beri savunma sporları ile uğraşıyordur.
    Adam jopunu Claire’a doğru sallar ancak Claire jopu savuşturup elindeki bıçağı sert bir şekilde zavallı adamın bacağına saplar, bununla yetinmeyerek bıçağı çıkarmadan döndürür. Adam acı içinde inlemeye başlar ve tam bu sırada Elliot arabayı çalıştırmıştır, Claire hemen arabaya atlar ve olağanca hızlarıyla otoparktan çıkarlar. Adamı orada ölüme terketmişlerdir.
    ···
  9. 59.
    0
    Elliot: Anlaşılan virüs kapanlar günden güne mutasyona uğruyorlar, gösterilen ölü bedenler insanlıktan fazlasıyla uzaklaşmış haldeydiler. Tırnakları hayvan pençesine dönmüş, dişleri bir kaplanınki kadar sivrilmiş ve uzamış. Saldırdıkları insanları ya belinden yaralayıp kendilerine katıyorlar, ya da öldürüyorlar.
    Ian: Haberlerin bu hali bile fazlasıyla sır dolu, hükümet hiçbir zaman asıl haberleri yayınlamaz. Şu an görüntülenen ve duyurulan haberlerin çok daha fazlası hükümet tarafından biliniyor, ama halka gösterilmiyor. Biz çok fazla insanla karşılaşmasakta, günden güne daha fazla insan dışarı çıkma ihtiyacı duyuyor. Doğal olarak virüslü insanların sayısı da artıyor. Bu arada, Claire, çok hoş kokuyorsun, senin gibi ukala bir kız için fazla hoş.
    Claire: Evet, haberlerin tamamı gösterilmiyor, ama biz çıkıp birkaç virüslü insan ile karşılaşır ve yakalayabilirsek çok daha fazla bilgiye ulaşabiliriz. Ayrıca, teşekkür ederim.
    Elliot: Haklı olabilirsin ama bu çok tehlikeli, Claire.
    Ian: Bir insanı hiç düşünmeden öldürebilen bir kıza tehlikeden mi bahsediyorsun, Elliot?
    Claire: Aynı şekilde ölmek mi istiyorsun?
    Elliot: Öyle gerekiyordu, Ian.
    Spiker: Evet sayın seyirciler hükümetin himayesi altında çalışan bilim insanları virüse ‘’HZV-18’’ adını verdi, açılımı henüz açıklanmadı.
    Claire: Bu da neyin nesi böyle?
    Elliot: Şimdilik bizim için bir önemi yok, ama sanırım fikrine uymak zorundayız, yarın çıkıp bu virüse sahip bir insan aramalıyız.
    Ian: Gündüzün aydınlığı yerine gecenin karanlığını tercih ederim.
    Claire: Ne yani şimdi mi gidelim?
    Ian: Hayır şu an erken, gece gitmeliyiz diyorum.
    Claire: Nedenini bilmiyorum ama sana güvenmek istiyorum.
    ···
  10. 60.
    0
    Eve vardıklarında Claire odasına girip eşyalarını yerleştirir, ardından sıcak suyun altında az da olsa rahatlama umuduyla duşa girer. işlediği cinayetle alakalı en ufak vicdan azabı bile yoktur içinde, ancak ülkesinin girdiği bu kötü durum ve hayatlarının mahvolması sıkıntısı vardır. Duşun altında saçlarını şampuanlar ve vücudunu uzun süre sabunlar, çıktığında kurulanıp odasına geçer. Her ne kadar içinde bir art niyet olmasa da evde iki erkek varken güzel kokması gerektiğini düşünüp parfümünü sıkar ve evi hoş kokusu ile doldurur.
    Salona geçtiğinde Elliot ve Ian’ın kahve içerek haber izlediğini görür. Televizyon kanalının yayınladığı görüntüler gün geçtikçe kötüye gidiyordur, haberlerde ölen polisler, ölü olarak ele geçirilen hastalıklı insanlar ve halkın ölümü apaçık bir şekilde gösteriliyordur.
    ···
  11. 61.
    0
    Claire: Hey, Elliot! Şu an şarkı dinlemenin sırası değil! Haber kanalı açmalısın, öğrenmemiz gereken şeyler var.
    Ian: Bence biraz rahatmalaya ihtiyacın var, Claire.
    Claire: Sana bir şey soran olmadı bay ukala.
    Elliot: Pekala, bence de biraz haber dinlesek iyi olur.
    Spiker: Şu an bir saldırı anı canlı yayın kameralarımızda sayın seyirciler! Saldırgan adamın tırnaklarının uzunluğu dikkat çekiyor, tıpkı bir hayvanın pençesi gibi.
    Claire: Ufak bir tahminim var, bel bölgesinden yarayı nasıl aldıklarını anladığımı sanıyorum. Spiker hayvan pençesi kadar uzun ve büyük tırnaklardan bahsetti, muhtemelen pençelerini kullanarak bel bölgesine zarar veriyorlar ve virüsü bulaştırıyorlar, kegib izi de bu yüzden meydana geliyor.
    Ian: Sandığımdan zeki bir kızmışsın.
    ···
  12. 62.
    0
    Bu konuşmadan sonra bir daha kimsenin ağzını bıçak açmaz, yolun yarısında Elliot’un radyoyu açmasıyla sessizlik bozulur ve radyoda bir müzik çalmaya başlar:

    ‘’Yağmurlu geceleri seviyorum
    Ve şimşeği dinlemeyi
    Yıldırımı izlemeyi
    Gökyüzünü aydınlattığında
    Biliyorsun, beni iyi hissettiriyor
    Yağmurlu geceleri seviyorum
    Çok güzel bir manzara
    Yağmuru yüzümde hissetmeyi seviyorum
    Tadı dudaklarımda
    Ay ışığının gölgesinde

    Yağmur tüm endişemi yıkadı
    Güneşli bir güne uyandım’’
    ···
  13. 63.
    0
    Ian: Tanıştığıma memnun oldum, Claire.
    Claire: Henüz tanıştığımızı düşünmüyorum.
    Ian: Elbet tanışırız. Virüsün üretildiği söylenen üniversiteden olduğunu duydum, adın pek meşhur. Bu konu hakkında bilgin var mı?
    Claire: Ne yazık ki yok. Elbet tahminlerim var ancak şu an seninle paylaşmayı düşünmüyorum.
    Ian: Pekala, zaman bize neler olacağını gösterecek, Claire.

    Ian, iri yapılı, kaslı, kahverengi saçlı ve yeşil gözlü, fazlasıyla yakışıklı, 24 yaşında üniversite mezunu ancak işsiz olan bir gençtir.
    ···
  14. 64.
    0
    Elliot: Hey, Claire! Buradayım.

    Arabanın yanına yanaşınca içinde birinin daha olduğunu görür ve Elliot’u yanına çağırır.

    Claire: Bu adam kim?
    Elliot: Yolda seni beklerken yanıma geldi, arabayı burada bekletirsem yakalanabileceğimi söyledi. Kim olduğunu sordum, arabayı çaldığımız apartmanda oturan biri olduğunu söyledi. Güvenlik görevlisini öldürdüğünü gördüğünü söyledi, ben de bıçağı çıkardım, ama düşmanım olmadığını söyledi.
    Claire: Ya onlardan biriyse?
    Elliot: Değil, kontrol ettim, belinde kegib yok. Arabaya alıp biraz konuştum, bize faydası olabilir, bizle kalacak. Adı Ian.

    Beraber arabaya binerler. Elliot eve doğru sürmeye başlar.
    ···
  15. 65.
    0
    Elliot hayretler içinde Claire’dan soğumuş bir şekilde gaza basar, yavaş yavaş ilerlemeye başlar. Arabanın içindeki tek ses Claire’ın yolu tarif etmesidir, nihayet eve varırlar ve Claire arabadan iner, ancak Elliot kılını bile kıpırdatmadan olduğu yerde durmaktadır.

    Claire: Gelmiyor musun?
    Elliot: Hayır, acele etsen iyi olur. Fazla vaktimiz yok.
    Claire: Pekala, on dakika sonra inerim.

    Claire evine girip hızlıca bir bavula eşyalarını toplar, kıyafetlerinden makyaj malzemelerine, bakım ürünlerinden parfümlerine kadar her şeyi doldurur. Ardından hızlı bir şekilde iki gündür giydiği kıyafetlerini çıkarıp yenilerini giyip aşağı iner. Aşağı indiğinde Elliot’u göremez ve bir an telaşlanıp etrafına bakınır, tam gittiğini sanıp derin bir küfür edecekken apartmanın arkasından Elliot ona seslenir.
    ···
  16. 66.
    0
    Elliot hayretler içinde Claire’dan soğumuş bir şekilde gaza basar, yavaş yavaş ilerlemeye başlar. Arabanın içindeki tek ses Claire’ın yolu tarif etmesidir, nihayet eve varırlar ve Claire arabadan iner, ancak Elliot kılını bile kıpırdatmadan olduğu yerde durmaktadır.

    Claire: Gelmiyor musun?
    Elliot: Hayır, acele etsen iyi olur. Fazla vaktimiz yok.
    Claire: Pekala, on dakika sonra inerim.

    Claire evine girip hızlıca bir bavula eşyalarını toplar, kıyafetlerinden makyaj malzemelerine, bakım ürünlerinden parfümlerine kadar her şeyi doldurur. Ardından hızlı bir şekilde iki gündür giydiği kıyafetlerini çıkarıp yenilerini giyip aşağı iner. Aşağı indiğinde Elliot’u göremez ve bir an telaşlanıp etrafına bakınır, tam gittiğini sanıp derin bir küfür edecekken apartmanın arkasından Elliot ona seslenir.
    ···
  17. 67.
    0
    Elliot ani bir manevra ile arabayı soğuk asfaltta kaydırarak geri döner, hızlı bir şekilde otoparka doğru sürer. Otopark kapısında Claire onu durdurur ve arabadan iner, otoparka doğru koşmaya başlar. Adam kanlar içinde yatmaktadır, Claire, son bir hamle ile cebinden bıçağı alır, adamın kalbine saplar ve çıkarır, silip cebine sokar. Bir süre orada bekleyip adamın kan kusmasını izler ve öldüğünden emin olmak için iki parmağını adamın boğazına dayayıp nabzını kontrol eder. Sonra hızla arabaya doğru koşar ve biner.

    Claire: Gidebiliriz.
    Elliot: Ne oldu? Naptın orada?
    Claire: işimi yarım bırakmıştım, tamamlayıp geldim, haydi sür artık.

    Elliot ani bir şekilde arabadan iner ve otoparka koşar, yarıyolda adamın kanlar içindeki halini görür ve ağzını tutarak geri yürür. Arabaya biner ve şaşkınlıktan donakalmış bir şekilde bir süre bekler.

    Elliot: Nasıl bu hale geldin sen böyle? Yaşadıklarıma inanamıyorum, Claire.
    Claire: Elliot, değişmek zorundayız, sen de değişmelisin. Sür artık.
    ···
  18. 68.
    0
    Elliot: Claire! Bunu nasıl yapabildin!?
    Claire: Yapmak zorundaydım, Elliot. Bu arabayı almak zorundaydık ve eğer vazgeçseydik polisin eline düşecektik, bu bir ölüm kalım savaşı.
    Elliot: Kendine gel, Claire! Bunun için o adamı bıçaklamak zorunda değildin! Seni iyi tanıyorum, adam silahla yaklaşsa dahi bıçaksız kendini savunabilirsin. Bunu yapmamalıydın, Claire. Başımıza daha büyük bir bela açtın, adam yüzlerimizi gördü.
    Claire: Haklısın, Elliot. Hemen geri dön! Otoparka gitmemiz gerek.
    Elliot: Ne? Neden?
    Claire: Dön dedim!
    ···
  19. 69.
    0
    Up hadi beyler siz bari okuyun lan içimde kalmasın amk.
    ···