-
1.
+186 -60http://www.imgim.com/vakit_061013.jpegTümünü Göster
Gençler tek amacım Allah rızası için bir kaç tane bile olsa birilerinin yanlış bildiği şeyleri düzeltmek. Karı dediysemde amacım dişileri kötülemek değil bi anlık öyle yazmışım işte incinin ortamında böyle konuşuyoz aq
Evet gençler bugün ateyizlerin müslümanlara karşı söylediği bir numaralı durumun cevabını vericez ki sussun artık amk zırtoları:
\"muhafazid 9 karıyla evlendi aç gözlü sapık 12 yaşında aişeyle evlendi sübyancı pislik.\"
Eğer bir ateyizle tartıştıysanız %987949874 size bunu söylemiştir.
Kitap okuduğunda kör olacağını düşünen bu yazıyıda okuyamaz çomarlar baştan burayı terkedebilir.
Cevabı:
\"Bu konuyu doğru bir şekilde ve yeterli olarak izah edebilmek için, aşağıdaki beş soruya sırasıyla cevap vermek gerekir:
I-Hz. muhafazid (s.a.v.)’in çok evlenme sebepleri neler değildir?
II-Hz. muhafazid (s.a.v.), yirmi beş yaşından elli yaşına kadar niçin tek hanımla evli kalmıştır?
III-Hz. muhafazid (s.a.v.), ömrünün son on yılında niçin çok evlenmiştir?
IV-Hz. muhafazid (s.a.v.)’in evliliklerinin sebebi nedir?
V-Hz. muhafazid (s.a.v.), ömrü boyunca sınırsız evlenme yetkisine sahip olmuş mudur?
Şimdi sırasıyla bu beş sorunun cevabını vermeye çalışalım.
I-Hz. muhafazid (s.a.v.)’in çok evlenme sebepleri neler değildir?
Hz. muhafazid (s.a.v.)’in çok evlenme sebebi, kesinlikle dünya zevki değildir; bunun kabul edilmesi için şu delillerin sıralanması yeterli olacaktır:
• Mekke’nin en asil, en yakışıklı ve en güvenilir gençlerinden olan Hz. muhafazid (s.a.v.), isteseydi ilk evliliğini kendinden genç ve çok güzel olan bir hanımla yapabilirdi. Hâlbuki o, ilk evliliğini kendinden on beş yaş büyük olan ve daha önce başından iki evlilik geçen Hz. Hatice ile yapmıştır.
• Gene Hz. muhafazid (s.a.v.), isteseydi yirmi beş yıl boyunca sadece Hz Hatice ile evli kalmaz, başka evlilikler de yapabilirdi; ancak o, ilk eşi vefat edinceye kadar başka biriyle evlenmemiş, elli yaşına kadar sadece Hz. Hatice ile evli kalmıştır.
• Hz. Peygamber, ilk eşi Hz. Hatice vefat ettikten sonra da hemen evlenmemiş, birkaç yıl bekâr kalmıştır. Eğer evliliklerinde dünya zevki düşüncesi olsaydı, yeniden evlenmek için birkaç yıl beklememesi gerekirdi.
• Hz. Peygamber, Hz. Hatice’nin vefatından birkaç yıl sonra kendisinden üç yaş büyük olan Hz. Sevde ile evlendi. Eğer Resulullah’ın evliliklerinde dünya zevki düşüncesi olsaydı, en azından ikinci evliliğini genç ve güzel bir kadın ile yapar, elli beş yaşındaki Hz. Sevde ile evlenmezdi.
• Hz. muhafazid (s.a.v.)’in, Hz.Aişe dışında evlendiği bütün kadınlar dul idi. Eğer Resulullah’ın çok evlenme sebepleri arasında dünya zevki bulunsaydı, evlendiği kadınlardan çoğunun dul olmaması gerekirdi.
• Hz. muhafazid (s.a.v.), Hz. Hatice dışında evlendiği on kadınla ve Mukavkıs tarafından hediye olarak gönderilen cariye Maria ile ömrünün son on yılında evlenmiştir. Eğer Resulullah’ın evliliklerinde dünya zevki isteği bulunsaydı, ömrünün son on yılında değil gençliğinde çok evlenirdi.
Görüldüğü gibi, hangi yönden bakarsak bakalım, Hz. muhafazid (SAV)’in çok evlenmesini dünya zevki ile izah etmek asla mümkün değildir.
II-Hz. muhafazid (s.a.v.), yirmi beş yaşından elli yaşına kadar niçin tek hanımla evli kalmıştır?
• Hz. muhafazid (s.a.v.)’in gençliğinde ve ilk orta yaşlılık döneminde, kendisinden on beş yaş büyük olan Hz. Hatice ile evli kalarak başka bir hanımla evlenmemesi, onun ileriki yıllarda ilahi hikmetlerden dolayı çok evlenmesinde dünya zevki gibi art niyet arayacak olanlara peşinen verilmiş, reddedilemeyen tokat gibi bir cevaptır.
• Hz. muhafazid, peygamberliğinin en zor yıllarını Hz. Hatice ile evli olarak geçirmiştir. Güngörmüş, zengin ve olgun bir kadın olan Hz. Hatice, bu zor yıllarda Hz. muhafazid (s.a.v.)’e hem anlayışlığı ve olgunluğuyla, hem de mal varlığıyla yardımcı olmuştur. Hz. muhafazid (s.a.v.), ilk vahyin gelişinden sonra, endişe içinde, Hira mağarasından evine döndüğünde, Hz. Hatice’nin sergilediği olgunluk, bu evliliğin hikmetini anlatmaya yeter. Eğer o sırada Hz. Hatice’nin yerinde yeterli olguluğa sahip olmayan genç bir kadın bulunsaydı, Resulullah’ı bırakıp annesinin evine gitmesi işten bile değildi.
III-Hz. muhafazid (s.a.v.), ömrünün son on yılında niçin çok evlenmiştir?
Hz. muhafazid (s.a.v.)’in ömrünün son on yılında yaptığı her evliliğin ayrı ayrı hikmet ve faydaları vardır. işin bu yönünü dördüncü sorunun cevabında anlatmaya çalışacağım.
Resulullah’ın çok evlenmiş olmasının fayda ve hikmetlerinden bir kısmını toplu halde şu şekilde saymak mümkündür:
• Aile hukuku ve kadınların değişik halleri ile ilgili bütün ayrıntıların ortaya çıkıp cevaplandırılması için, Resulullah’ın çok evlenmesi bir ihtiyaçtı. Müslüman kadınlar, bir erkeğe sormaktan çekinecekleri değişik halleri konusunda, Hz. Peygamber’in hanımlarına müracaat ederek bilgi sahibi olmuşlardır. Bu açıdan Resulullah’ın her hanımı, bir başöğretmen görevi ifa etmiştir.
• Hz. Peygamber’in eşleri, herkesin şahit olamayacakları ortamlarda öğrendikleri söz ve uygulamaları (hadis ve sünnetleri) naklederek ashabı ve tabiini bilgilendirmişler böylece akait, fıkıh ve tefsir bilimlerinin gelişimine büyük katkılarda bulunmuşlardır. Bilindiği gibi Hz. Aişe (r.a.), 2100’den fazla hadis rivayet etmiş ve en çok hadis rivayet eden sahabeler (el-Müksirûn) arasında yer almıştır.
• Hz. muhafazid (s.a.v.), yaptığı evlilikler ile akrabalık bağları oluşturmuş, bu sayede islam destekçilerinin çoğalmasına vesile olmuştur.
• Hz. Peygamber’in evlendiği bazı kadınların kabileleri meydana gelen akrabalık nedeniyle Müslüman olmuşlar böylece islamiyet’in yayılması hız kazanmıştır.
• Dini açıdan zor durumda kalan bir hanım ile evlenerek hem onu içinde bulunduğu sıkıntıdan kurtarmış, hem de bu konuda arkadaşlarına örnek olmuştur.
• Bir cariyeyi satın alıp azad ederek, sonrada satın alma bedelini mehir sayıp kadının kendi isteği ve Müslüman olma şartına bağlı olarak kendisiyle evlenmiş ve bu konuda da arkadaşlarına örnek olmuştur.
• Bir evliliği ile islamiyet’e göre evlatlığın boşanmış hanımının gerçek oğlunun hanımı gibi sayılamayacağı kuralını yerleştirmeye vesile olmuştur.
IV:
Hz. Peygamberin çok evlenmesinin sebeplerinden sadece birisi; bazı kabile ve topluluklarla akrabalık bağı ile ilişkileri geliştirmek, islamı o toplumlara zütürmek, savaşılmış olan kabilelerin kan davası gütmelerini önlemektir
V-Hz. muhafazid (s.a.v.), ömrü boyunca sınırsız evlenme yetkisine sahip olmuş mudur?
Bu konuda şu bilgilere sahip olmak gerekir:
Ahzâb suresinin 28. ve 29. ayetleri ile Resulullah’ın hanımlarının isterlerse ondan ayrılmaları değilse onunla birlikte kalmaları izni verilmiş; validelerimiz, Resulullah’a eş olarak kalmayı tercih etmişlerdir. Bunun ardından Hz. peygamber, eşlerinden vefat etmeyen dokuz tanesi ile evli iken nazil olan şu ayet ile bundan sonra yeni bir evlilik yapması yasaklanmıştır:
“Bundan sonra sana kadınlar helal olmaz; mülkiyetin altında bulunanlar dışında kadınlarını, güzellikleri hoşuna gitse bile başka eşlerle değiştirmen de helâl olmaz. Allah, her şeyi görüp gözetmektedir.” (33.Ahzâb52)
Hz. Peygamber’in hanımları, mü’minlerin anneleri sayılmışlar ve Resulullah’ın vefatından sonra da onun eşi olma şerefi ile yaşayıp toplumu aydınlatmaya devam etmişlerdir.
Son söz olarak şöyle diyebiliriz:
Hz. Peygamber’in yaptığı evlilikler, şartları ve hikmetleriyle birlikte göz önünde bulundurulduğunda, hiçbir yanlış anlamaya yer olmadığı bilakis Resulullah’ın bu evlilikleri yaparak fedakârlıkta bulunduğu açıkça görülmektedir.\"
Sıradaki? -
2.
+55Son kafir bükücü
-
-
1.
0Güzel entry kardeş
Not: güldüm lan dıbına koyim sana da şuku -
2.
0Efendim kardeşim?
-
1.
-
3.
+14 -1O öldükten sonra kadınlar tekrar dul kalmış oldu. Ama peygamber karılarının tekrar evlenmesi yasak neden
-
-
1.
+6"Peygamber müminlere kendilerinden daha yakındır, eşleri de onların anneleridir. Aralarında kan bağı bulunanlar Allah'ın kitabında (mirasçılık bakımından), birbirlerine diğer müminlerden ve muhacirlerden daha yakındırlar; dostlarınıza lütufta bulunmanız başkadır. Bu hüküm kitapta kayıt altına alınmıştır." (Ahzab, 33/6)
Peygamber (asm), müminler için canlarından ileridir. Bütün işlerinde kendilerinden daha elverişlidir. Çünkü o, onlar için ancak iyilikleri, yararları, kurtuluşları ne ise, onu gözetir, onu emreder, kötülüklerine ve zararlarına razı olmaz. Halbuki insan nefsi öyle değildir. O halde Peygamber onlara kendilerinden daha sevgili ve onun emri kendilerinin emrinden daha geçerli ve ona karşı şefkatleri nefislerine şefkatlerinden daha mükemmel olmalıdır.
Peygamberin eşleri de onların analarıdır. Yani hürmet ve saygıda müminlerin anaları mesabesindedirler. Onları nikâh etmek haram, kendilerine hürmet etmek farzdır. Bunun dışındaki hususlarda ise, öteki yabancı kadınlar gibidirler.
Yani Peygamberlerin eşleri müminlerin anneleri gibidir. Bir insanın annesiyle evlenmesi nasıl olur sence? -
2.
0Kardeşim sen demiyor musun sahipsiz kalmasın diye evlendi diye. Başkası da onun için evlenebilirdi yan gözle bakmasınlar (?) Diye. Evlenmesi gibmesi anldıbına gelmiyor o gözlüğü çıkar ayrıca peygamber hayattayken bizzat kuranda diyor; peygamberin hanımlarına birşey söyleyecek olursanız perde arkasından konuşun diye. Ama diğer kadınlara böyle birşey farz değil bunu ne yapacağız?
-
1.
-
4.
09 yaşındaki ayşe ile evlenmesi çok büyük fedekarlık ehehe bırakın bu dogmatik şeyleri
-
5.
0Elhamdulillah muslumanim ancak kafamda soyle bir sey var hz muhafazidin hz haticeyle evlenmesindeki asil sebebin zengin guclu taninan ve guvenilir biri olmasi boylece daha genis kitlelere seslenebilecek ve islamin yayilimini hizlandirabilecekti
-
-
1.
0Sgsclllsvsl ulan amk neyse cevaplıcam ama güzel kardeşim şunu da bil ki müslümanlar olarak siyer okuyup peygamberimizin hayatını daha iyi bilmeliyiz.
Peygamberimiz hz. Haticeyle evlendiğinde (evlenme teklifini hatice etmişti) peygamberlik daha hz. muhafazid (sav) e daha gelmemişti, peygamberlik onlar evlendikten 15 sene sora gelmiştir yani söylediğin imkansız. -
2.
0Eyvallah hocam acikladigin için sağol
-
1.
-
6.
0Okurum sonra
-
7.
0Karı ne aq biraz kibar ol
-
8.
0Olum çarpılcam
-
9.
0Rez okurum sonra
-
10.
0Rezerve
-
11.
0Kardeşim açıklamalar, örnekler için çok teşekkür ederim. Allah razı olsun.
-
12.
0Hz. Aişe Validemizin Evlilik Yaşı
Bu konuya değinmemizin amacı ne Hz. Aişe’nin yaşını bahane ederek Efendimiz’e saldıran bahtsızlara, ne de kendi sınır tanımaz şehvetlerine buradan bir kılıf bulmaya çalışanlara cevap vermektir. Tek amacımız bu konuda kaynaklarımız arasında var olan gerçekleri tespit edip, bunu sizlerle paylaşmaktır.
Bir ilim ve irfan abidesi olan Hz. Aişe validemiz söz konusu olduğunda genel kanı onun Efendimiz’le 6–7 yaşlarında nişanlandığı ve 9–10 yaşlarında ise evlendiği yönündedir. Bu kadar küçük yaşta evlenmesine yapılan itirazlara ise savunmacı bir üslup ile bölgeye has iklim şartlarının kız çocuklarının erken yaşta buluğa ermesi olarak gösterilir. Gerçekte böylemidir? Sahi, Hz. Aişe validemiz, Hücre-i Saadet’e gelin olarak geldiğinde 9–10 yaşlarında mıydı? Savunmaya ve gizlemeye ihtiyaç duymadan kaynaklarımıza müracaat ettiğimizde, Aişe validemizin gerçek yaşını bulmamız açısından elimizin altında onlarca delil olduğunu görürüz. Gelin, yerimiz nispetinde bunlardan hiç değilse bir kaçına değinmeye çalışalım.
Hz. Aişe validemiz Efendimiz ile nişanlanmadan önce, Allah Resulü’nü Taif dönüşü himayesine alan Mekke’nin sayılı tüccarlarından biri olan Mut’im ibn Adiyy’in oğlu Cübeyr ibn Mut’im ile nişanlıydı. Eğer Hz. Aişe’nin 9 yaşında Efendimiz ile evlendiğini kabul edersek, 6-7 yaşında Efendimiz ile nişanlanmış olduğunu ve bu olaydan birkaç sene önce de Cübeyr ile nişanı bozduğunu söylemiş oluruz. Böyle bir iddia ise Hz. Aişe’nin Cübeyr ile nişanlandığında 5–6 yaşlarında olduğunu kabul etmek anldıbına gelir ki, bununda açıklanacak hiçbir tarafı olmaz. Ama biz biliyoruz ki, islam’ı davetin yankıları Mekke’de yayılmaya başladığında Mut’im: “Ben muhafazid’e inanan bir adamın kızını evime gelin olarak almam” diyerek nişanı geri atmış ve bu olaydan birkaç sene sonra da Efendimiz, Hz. Aişe ile nişanlanmıştır.
Diri diri kız çocuklarını toprağa gömen cahiliye Arapları genel itibari ile kız çocuklarının yaşlarını tutmazlardı. Toplumun tüm kınamasına rağm -
-
1.
0en kızlarını gömmeyip onları büyütenler, çocukları buluğa erdiklerinde Daru’n-Nedve’de bir tören düzenler ve kızlarının artık büyüdüğünü halka ilan ederlerdi. Eğer bu uygulamayı esas alırsak, Hz. Aişe’nin 9 yaşında evlendiği iddiasını, “9 yıldır ay hali görüyordu” şeklinde anlamak gerekecektir. 9 yıldır ay hali görmesi ve bir 9 yılda çocukluk dönemini dikkate alınca, Hz. Aişe validemiz evlendiğinde 18 yaşlarında bir genç kız olduğu anlaşılacaktır.
Hz. Aişe validemiz yıllar sonra Mekke’nin ilk dönemlerinde inen bir sûre olan, Kıyamet Sûresinin iniş zamanı sorulduğu zaman: “ Ben Mekke’de sokaklarda oynayan bir çocuk iken Kıyamet Sûresinden şu ayetler nazil oldu” diye cevap vermesi, onun yaşını tespit etmemiz açısından önemli bir işarettir. Bu sûrenin Nübüvvetin 3. yada 4. yılında nazil olduğunu hatırlarsak, Aişe validemizin de oyun oynayacak ve dile getirilen sûreyi aklında tutacak bir yaşta olması gerektiğini de dikkate alırsak; o günlerde en az 6–7 yaşlarında olması icap edecektir. Hz. Aişe’nin Efendimiz ile evliliğinin Nübüvvetin 13. yılında gerçekleştiğini hatırlarsak, demek ki; bu evlilik Kıyamet Sûresinin nazil olmasından yaklaşık 10 yıl sonra olduğunu kabul etmek zorunda kalacağız. Böyle olunca da Aişe validemizin evlendiği zaman yaşının en az 17 yada 18 olduğu anlaşılacaktır. -
2.
0Birçok tarihi kaynak Aişe validemiz ile ablası Esma arasındaki yaş farkının 10 olduğunu söylerler. Hicretin 73. yılında 100 yaşında vefat etmiş olan büyük islam kadını Hz. Esma hicret sırasında 27-28 yaşlarında idi. Eğer o bu yaşlarda idiyse ve Aişe validemizden de 10 yaş büyük idiyse, demek ki Hz. Aişe’de hicret sırasında 18 yaşlarında idi.
Bugün hadis kitaplarımızda yer alan ve Hz. Aişe Validemiz’in Mekke yıllarıyla ilgili olarak anlattığı bazı rivayetler, onun yaşını tespit edebilmemize yardımcı olacak niteliktedir. Bunlardan birkaçına değinirsek, mesela; Risâletten kırk yıl önce gerçekleşen ve tarih belirlemede bir ölçü olarak kabul gören Fil hadisesinden geriye kalan iki kişiyi Mekke’de dilenirken gördüğünü söylemesi; Mekke’nin en sıkıntılı günlerinde Allah Resûlü’nün sabah-akşam kendi evlerine geldiğini ve bu sıkıntılara dayanamayan babası Hz. Ebû Bekir’in de Nübüvvetin 5. veya 6. yılında Habeşistan’a hicret teşebbüsünde bulunduğunu detaylarıyla birlikte anlatması; ilk defa namazın ikişer rekat farz kılındığını, mukim olanlar için daha sonraları onun dört rekata çıkarıldığını, ancak sefer durumlarında yine iki rekat olarak bırakıldığını ifade etmesi gibi rivayetler onun yaşı konusunda bize ip uçları verecek niteliktedir.
Hz. Aişe validemizin doğum tarihindeki ihtilafların bir benzeri vefat tarihinde de görülmektedir. Ama biz bazı detayları ve rivayetler arasındaki ilişkileri dikkate alırsak, onun Hicri 58. yılda, 74 yaşlarında vefat ettiğini kabul edebiliriz. Eğer o 74 yaşında vefat etti ise, Efendimiz’den sonra 48 yıl dul olarak yaşadı ise, Allah Resulü ile evliliği de 9 yıl sürdü ise; demek ki, Aişe validemiz, Efendimiz Daru’l-Beka’ya hicret ettiğinde 26, evlendiğinde ise 17–18 yaşlarında idi.
işte burada ancak birkaçına yer verebildiğimiz delilerden anlaşılacağı gibi, bilinenin aksine Hz. Aişe validemizin evlilik yaşı 9 veya 10 değil, 18’dir. -
3.
0Aişe'nin evlilik yaşı
(5611)- Aişe (r. anhâ) anlatıyor:
"Rasûlullah (aleyhissalâtu vesselâm), ben 6 yaşında iken benimle evlendi. Medine'ye geldik. Beni'l-Hâris ibnu'l-Hazrec kabîlesine indik. Ben hummaya yakalandım. Saçlarım döküldü. (iyileşince) saçım yine uzadı.
Annem Ummu Rûman, ben arkadaşlarımla salıncakta oynarken, bana geldi, benden ne istediğini bilmeksizin yanına gittim. Elimden tuttu. Evin kapısında beni durdurdu. Evimizde, ensârdan bir grup kadın vardı. "Hayırlı, bereketli olsun!", "Uğurlu mubarek olsun!" diye dualar, tebrikler ettiler. Annem beni onlara teslim etti. Onlar kılık kıyafetime çeki düzen verdiler.
Beni, [kuşluk vakti aniden] Rasûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)(ın gelişinden) başka bir şey şaşırtmadı. Annem beni O'na teslim etti. O gün ben 9 yaşında idim."
(Buhârî, Nikâh 38, 39, 57, 59, 61; Muslim, Nikâh 69, (1422); Ebu Dâvud, Nikâh 34, (2121); Edeb 63, (4933,4934,4935, 4936, 4937); Nesâî, Nikâh 29, (6, 82). Ayrıca Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayın: 15/486.)
Buhari ve Müslim'den ilginç Hz. Aişe hadisi...
-"Ma era rabbeke illa yüsariu hevake" (Bkz. Buhari, e's-Sahih, Kitabu't-Tefsir/33/7,Kitabu'n-Nikah/29;Diyanet yayınlarından Tecrid, hadis no:1721;Müslim, e's-Sahih, Kitabu'r-Rıda/49,hadis no:1464;ibn Mace Sünen, Kitabu'No:-Nikah/57, hadis No: 200; Ahmed ibn Hanbel,6/134,158)
Nedir bu sözün Türkçesi?
"Vallahi Rabbinin, senin arzunu hemen yerine getirdiğini görüyorum." (Ahmed Davudoğlu, Sahih-i Müslim Terceme ve Şerhi. 7/402)
"Rabbin Teala (kadınlarının değil) ancak senin arzunun tahakkuna müsaraat ediyor. (Çeviri: Kamil Miras, Diyanet Yayınlarından)
Aişe'nin sözü dilimize şöyle de çevrilebilir:
"Bakıyorum da, senin Efendi Tanrın , yalnızca senin şeyinin keyfini (hevanı) yerine getirmek için koşuyor."
Hadiste, efendi tanrının yalnızca muhafazid'in hevası için koştuğu açıkça belirtiliyor.
Heva: insanın arzusu, isteği. Ama buradaki herhangi bir arzu, istek değil; cinsel istektir söz konusu olan. Çünkü buradaki konu, cinsel isteğin üzerinde durulduğu bir konu. Ayrıca "heva" söylendiğinde ilkin bu kavramda kullanılır. Rağıp da, heva için : "Meylun'nefsi ile'eş-şehveti" (Bkz. Müfredat, Heva) diyor. Yani "nefsin şehvete eğilimi."
diğerleri 1 -
1.
-
13.
0Gönülden şuku
-
14.
+1 -1yıl 2017 hala din diyosunuz amk
-
15.
0Pampa bu gerekir kesin
-
16.
0Reseeve
-
17.
0ulan got kari ne demek lan pic
-
18.
0Ya bi gibtir git amk
-
19.
0Sözlükte ne çok ateyiz varmış lan.
-
20.
0r