hz muhammed hakkinda bir gercek

Edit:::Konu yanlis anlasilmis herhalde,hz muhafazid yasamadi demiyorum, onun figürünü müslümanlar üretmiştir diyorum.

Hz muhafazid figürünü bizzat müslümanlar üretmiştir.Hz muhafazid un varligina dair es zamanli bir kaynak yoktur 6 yy da.Ona atfedilen rivayetler(hadisler) doğduğu yasadigi ve oldugu söylenilen 6 yy dan tam 200 yil sonra bizzat buhari, müslim,tirmizi gibi hadisciler tarafindan toplanmistir.8 yy a kadar emevi sülalesi islam in liderleri ydi ve her yer isyanlara ve kanli bastirislara sahne olmuştu, harre katliami yapilmis, sahabeler kili tan geçirilmiş, kabe bile yikilmisti. Hadislerin ya da islam tarihi anlatilarinin bu siyasi ve askeri kaostan ciktigi dusunulunce islam tarihinin ya da hz muhafazid ile ilgili anlatilarin ne kadar güvenilir ve gerçeğe uygun olduğu konusunda şüphe edinilebilir.Hz muhafazid in kişiliği ve yaptiklari sadece onun gözlemcilerinin gördüğü kadardir.Ve bu bütün islam i bastan asagi değiştirir.

Devam edeceqim, reserv alin. Amaç hz muhafazid i karalamak degildir, düşüncelerimi yazacagim.

Çünkü islam yorumlamali bir dindir.Bir şey hakkinda hüküm verileceği zaman Kuran a,hadislere dayanarak hüküm verilir. Aslinda islam da tüm sistem kiyasli isler. Hadislere bakilir,bir hadis oburuyle karsilastirilir, kuran a uygunluk gözden geçirilir. Yani bu sistemde kesinlik yoktur. hüküm alimden alime değişir.

@2 bak sinirlenmeyeye calisiyorum, yapmaya calisiyorum bunu.Ama biri gelip de iki fikir içermeyen, anca demagoji kokan entry gördüm mu sinirlendiriyorum.

Otur da geleneksel islam tarihinin masallarini öğren.

@5 ben yasamamistir mi dedim, sanirim @2 de öyle sandi.

Figür farkli birseydir.Ben burada hz muhafazid i değil onun islam daki izdüşümünu, figürünü müslümanlar üretmiştir dedim.

Bu hükümlerin kendi içinde tutarli olup olmadiklari, yeterli olup olmadiklari tartisilir. Bizim konumuz bu değildir.

Bir iste hüküm verileceği zaman hadislere danisilir demiştik. hadislerde hz muhafazid ne yapmissa başka bir hadiste hz muhafazid ne yapmissa karsilastirilir. Yani burada hz muhafazid un hareketleri önemlidir. Eğer bir hüküm verileceği zaman hz muhafazid un birçok hadisine birden danisiliyorsa hz muhafazid in bir hadisindeki hareketini de butünden bir parca olarak gormeliyiz.

Devam edeceğim.

Ama hadislerde hz muhafazid un her şeyinin,her yaptiginin aktarilmasi imkansizdir.O zaman hadislerin hüküm verebilmesi zordur.Hz muhafazid in bir hareketi o hareketin öncesinde ve sonrasinda yaptiklariyla, hangi durumda yaptigiyla,kim le yaptigiyla vs kayit Atina alinabilmeli ki anlasilabilsin.Ama bu olma iştir, imkansizdir.

Yani buradan biz hadislerin, hadisleri aktaran kişilerin hz muhafazid un hareketlerini gördüğü yönden bize bir hüküm sağlayabileceğini belirtmek istiyoruz.

Bu bile aslinda hüküm vermez, diğer hadislerle karsilastirildiginda kaos yaratmaktan başka birşey yapmazlar.Her dinde olduğu gibi islam daki mezheplerin de kökeni budur zaten. Neyse bu konuya girmeyecegim.

Simdi hz muhafazid figürü bütün bunlardan sonra yasayan ilk muslumanlarin gördüğü kadar, gördüklerini yorumladiklari kadar olabilir. Onun tarihi kişiliği vardir ama bu ise yaramaz, çünkü biz hz muhafazid eden 1400 yil sonra doğmuş insanlariz.

Bize ancak hz muhafazid un tarihi kişiliğinin 1400 yildaki yorumlanisi ulaşabilir. Yani bize figür ulaşabilir sadece,bir tarihi kişiliğin figürü.

Bir ornek vermek istiyorum. Mesela kemalist eğitim sisteminin Atatürk kurgusu ile gerçekten tarihi bir kişilik olan Atatürk oldukça farklidir. Atatürk ancak ve ancak onun yaptigi isler ve onu görenler kadar bilinebilir. Yani Atatürk ile ilgili gerçek bildiğimiz her şey gerçeğin sadece bir zihinde kurgulandigi ve onun aktarildigi kadardir.

76 yil önce olmuş bir insan bile zihinden zihine kurgulanarak sahte bir gerçek kimliğine burunuyorsa;hadisleri, yasadigi söylenilen 6 yy dan tam 200 yil sonra yaziya geçirilen bir peygamberin(sav) ne kadar gerçeğe yakin olduğu düşündürür.

Atatürk figürü ile Hz muhafazid figürü tamamen farklidir. Kutsallik devreye girdiğinde isler değişir,din devreye girdiğinde isler değişir. Kutsal gercegi yipratan en zarar verici şeydir.Çünkü din kendi gerçekliğini oluşturur.

Kimse Atatürk un mucizeler gerçekleştiğini mesela havada durduğunu söyleyemez.Bu sonradan da uydurulmaz, zordur.

ama kuran bas bas hz muhafazid(sav) in mucizeler gostermeyecegini, onunda bir beşer olduğunu bagirsa da hz muhafazid(sav)e yüzlerce yilda mucizeler atfedilmiş ve sonunda zaten gercek tarihi gerçeğini kaybetmiş hz muhafazid(sav) iyice kült bir kişilik olmuştur. Hadislerin aktardigina gore hz muhafazid tükürükle hastaliklari iyilestirmis,ayi yarmis vs mucizeler göstermiş.Bu insanlarin kutsalini bile suslediklerini gösterir.

Yani insanlar gerçeğini kendi üretmektedir,bu gercek(sahte olan gerçek) bazen o dereceye varir ki onu gerçekten ayirt edemezsiniz. Bugün hz muhafazid in figürü islam da gerçek olmuştur. Müslümanlar her yaptigini onun figürü yaptigi için yapmaktadir. Türbe yikan hz muhafazid adina yikmaktadir, kafa kesen hz muhafazid adina kesmektedir, dinden donen olduruluyorsa hz muhafazid adina oldurmektedir.

Hz muhafazid figürü Müslümanlar tarafindan devindirilmektedir,bu yuzyillardir devam etmektedir.Her gün hala hadis uydurulmaya devam edilmektedir.

--spoiler--

--spoiler--

Simdi izin verirseniz islam tarihi ve sorunlarina geçmek istiyorum.

islam tarihi aslinda islam in yolculugudur, islam in sekil alma sürecidir. islam tarihi hala devam ediyor tabiki.

@31 gerçek ne zamandan beri kafa karistirici oldu?

islam in ilk yillari karanliktir, elimizde rivayetlerden başka bir şey bulunamiyor. Aktarilan rivayetleri okuyunca bir tarih değil de sanki destan okuyorsunuz gibi. Peygamber ve müslümanlar arasi konuşmalar buna işaret ediyor. Ayrica yukarda da dediğim gibi aktaricilarin dedikleri onlarin görmek istediği kadar ya da gordugu kadar bilgi verebiliyor. islam da ilk yüz yüz elli yolda olup bitenlerle ilgili es zamanli kaynak bulunamiyor.Hz muhafazid figürü yüz yil boyunca bu aralikta agizda yasiyor diyebiliriz. Ağza düşen bir figürün yüz elli yilda nasil sekil alacagi malumdur.

gib gib yapilan hata aktarilan hadislerin ağizda yasadigi surede islam dünyasinda neler olup bittigidir.Çünkü bu siyasi, askeri olaylar da etkili olacaktir.

Emeviler donemi kanli bir devirdir. Muaviye ve Yezid in iktidariyla başlayan emeviler II.muaviye, Mervan,Mervan bin Abdülmelik vs vs ile devam etmiştir. Baslica emevi iktidarina karsi isyanlar baslamistir.

emeviler döneminde bu isyanlar bastirilmistir, sahabeler katledilmiş,hz ali nin soyu kurutulmuş, Mekke ve Medine bizzat islam halifesi yoluyla kusatilmis, kabe mancinikla yikilmis.

Yani bu kaotik bir süreçte her şey bozunmaya uğrar. Burada bir soruna değinmek istiyorum:

Emeviler iktidari döneminde hadis araciligi yapacak kişilerin çoğu öldürüldüyse bu hadisler kimlerden toplandi?Bir kişinin olumu demek belki yüzlerce hadisin ve bu hadisleri aktaracak kişilerin hic varolmamasi demek.

Diğer bir sorun ise buhari nin de dediği şekilde yaziya geçirilen hadislerin dişinda yaziya geçirilen hadislerden kat ve kat hadis bulunmasi,bu durum bize neyi gösterir? Hadislerin çoğu güvenilir değildir(bunu buhari de dolayli yoldan demiş ve çoğu hadisi almamistir kitabina) ve kuran a ters binlerce on binlerce hadis vardir.

Yani kisacasi ilk Müslümanlar bile hz muhafazid figürünü zenginlestiriyordu.

Buhari bu hadisleri neye dayanarak kitabina almistir? Aktaran kişiler ne kadar güvenilirdir? sened zincirleri nereye kadar varir?

Burada ama onlar Muslumandi, yalan söylemezler diye kalple yaklasmamak gerekir. Zira bugün Müslüman olanlar hala islam i kendilerince hikayeler, hadisler ekleyerek zenginleştirmektedir.