+1
yıl 2010 kurban bayramı arefesi. sonbaharın ortalarında yazdan kovulmuş bir gün. sevaptır çocukları tarafından reddedilen yaşlıları sevindirmek diyip, dürdane huzur evinin yolunu tuttum küstah bir şişe şarabı tek başıma hacamat ettikten sonra. koyun saçlı yarimi uzaktan gördüğümde gibime kan yürüdüğünü hissettim. sokuldum usulca yanına, cildinin buruşukları arasına gizlenmiş geçmişin afet-ül devran amlılarından olduğunu ispatlayan kokusu doldurdum körpecik ciğerlerime. kim bilir ne canlar yakmıştı gençliğinde ehtiyar fahişem. huzur evinin arka bahçesinde çöp kutularının arasına yatırıverdim buruşuk yanaklımı. ateşten gömlek giymiş gibiydi bedenim, çıkıverdim üzerine. kurumuş dipsiz kör kuyusunun derinlerindeki vahayı aramak üzere daldı içeri vidanjör gibim. derken buluverdim sıcak ama bir o kadar kokulu amcığında hayatta olduğuna dair belirtiler. saçtım tohumlarımı yeşermeyecekleri bilerek yıllanmış ölü toprağımın üzerine.