hukuk fakültesinden barlara ve özgürlük

sıkılmamın sebebini söylemeden geçmiyim. genç kız turistlerden eser yoktu, tabiki vardı tek tük ama geneli moruktu beyler. ayrıca türkiye de olmama rağmen türk görsem sarılacak haldeydim. otel herşey dahil sistem olduğundan ve sıkılıcağımı tahmin etmediğimden dolayı yanıma fazla para da almamıştım, belekten feneryoluna gitmek ve tekrar geri dönmek cüzdanımı gibecek potansiyeldeydi. otelden ayrılamıyordum anlayacağınız. tabiki istesem ilk günden çekip gidebilirdim ama bedava içki zor bulunur bu hayatta. tatilden önce bardan da 1 haftalık izin almıştım bu da dipnot olsun, notlara başlıyorum.

telefon notları part 1: sahil kenarında bir şezlonkta uzanıyorum, plaj güzel esiyor, arka tarafta da canlı müzik var(taktan),hava karardı çok sonunda, yanlız kalabilecek bir yel buldum. burası beş yıldızlı her takun bedava olduğu(önceden ödeniyor tabi) bir tatil köyü. tatil köylerinden de pek hazetmem aslında, zengin hapishanesi gibi gelir bana.o kalabalıktan kurtulmak,rus sesleri duymamak için canlı müziğin olduğu bölümden kaçıp, karanlık plaja sığındım,bir djarum yaktım ve bekliyorum, bekliyorum... üç çalışan(sanırım) buraya doğru geliyor, durdular beni görmüyorlar sanırım. birşeyler indirip kaldırıyolar.iki tanesi bir uötan diğer uca bağırışıyorlar:
-su sesi geldi la
-hortummu çıkmış
-neyyy
-la neyse tamam gibtir et aç gel suyu sen
uzun zaman sonra türk cümleleri duymak güzel,ama yalnızlığımı gibtiler o ayrı.

telefon notları part 2:saat gece yarısını geçti, otelin diskosundayım.ee bedava içki bulunca zütürmek görev ve en iyi yer şuan disko. gerçi kafa giben müziğine dayanmak zor ama otelde azınlık olan genç ruslar burada, pistte dans ediyorlar. önümdeki masada iki milf var, giderleri ar gibi... tüke benziyorlar ama sanmıyorum.ben danstan çakmadığım için diskonun hafif arka taraflarındaki masada bira chivas içiyorum.o iki milfin ve ya rusların yanıma gelmesini bekliyorum her yudumdan sonra ama bi hareket yok. oyhş üç rus bara girdi, üçü de fena, çapraz masadalar.iki milfde hala görüş alanımda onlardan da umutluyum. sonuçta milfler ve yanlarında kocaları yok. belki de dullar neyse gibtir edelim onları bir sürelik. çapraz masadaki üç rustan bitanesi harekete geçip yanıma gelirse iyi yoksa ben kafayı bulup dadanma niyetindeyim. animatörler girdi bara, öğrendiğim kadarıyla animatörler burda kralmış ve diskoda ne içerlerse beleşmiş(genç müşteri az olduğundan ortamı canlandırmak için yapılıyo olsa gerek).binlerin gözleri üç rusun üzerinde, yaklaşık 8 kişiler(3 kız,5 ılık),yabancı dilleride pır fenadır bunların. havuzda tanık olduğum kadarıyla türkçede bilmiyor ılıklar. üç anesi çaprazdaki masaya oturdu muhabbeti kurdular üç rusla,ben hala umutluyum ama milflerden.

telefon notları part 3:5 gün geçti hapishanede, güvenlik görevlileri çok kafa, akşam disko açılana kadar onlarla muhabbet ediyorum. sigara kahve derken geçiyor saatler. geçen gün, disko çıkışında iki rusa sarktım, kafam feciydi, terslendim.ingilizce bilmiyorlardı, bense ingilizce konuşarak üsteliyordum.en sonunda rusça küfür ederek(bağırıyorlardı bence küfürdü o kelimeler) kalktılar yanımda ve o anda dışarda bulunan iki animatör ve geçen sefer bahsettiğim üç rus kıkırdamaya başladılar. belkide kıkırdamamışlardı bana öyle gelmişti. neyse yine diskodayım.2 bloody mary den sonra sanırım 3.chivas önümdeki. dans edenleri dikizliyorum, dün boyumun ölçüsünü aldığımdan ve rusların ingilizce bilmemesinden dolayı kalkıp tanışamıyorum, dansda edemidiğim için, fare misali bir köşeye sindim.iki kız pisste acaip bir dans halindeler, oldukça ciksiler, vücutlarına vuran flaş benim için durumu daha da zorlaştırıyor.yok böle ciksi vücut, biri esmer, sırtı açık mavi bluz ve yarım karışlık beyaz bir şort var üzerinde, şorttan çok beyaz bir külot gibi... esmer poposunun yanakları naifçe dışarı fırlamış halde(beyler sanırım o anlarda baya sarhoştum).diğeri sarışın, hafif külolu ve birazda kısa,ama oldukça güzel ve şukuluk. yeşil bir elbise var üzerinde, göbeğini gizlemek için biraz bol birşey tercih etmiş ama bacaklarını gizlemediği kesin. arka tarafı olduğu gibi açık elbisenin sadece züt kısmında kancık bir kumaş parçası var. flaşlar vücuduna vuruyor ben viskimi yudumlarken.ve evet başardım-azimle sıçan duvarı deler-külodu beyazdı. dıbına koduğumun filmlerinde diskodaki yanlız adam herkesin ilgisini çeker,ama burda tık yok, gerçi ingilizce bilseler bir tane düşürebilirdim belki,ama şu şartlarda çok zor özellikle animatörler ortalığı giberken.bir viski daha ve biraz daha külot rengi tespiti... sıkılıyorum..

telefon naotları part 4 e geçicem ama 3 dk bi mola(beyler bu son part ve tatil boyunca en çok eğlendiğim kısım)

geldim tatilin son partını yazıyorum

telefon notları part 4:diskoda bir gece daha fazla bloody mary içtim sanırım. üst katta irish pub var, biraz da orda içerim sonra gider zıbarırım. kalktım,kapıya ulaşmam için pistten,o zütlerin yanından geçmem gerekiyordu, geçerken dans eden bir kancığın bileğine ordanda yanındaki sakallının omuzlarına kapaklandım. karşımda dün tanıştığım, kıbrısta baba parasıyla okuyan,iki kelimeyi bir araya getiremeyen iki züppe vardı. acıyarak güldüler bana,(ah bi kendi durumlarının farkına varsalar).herkesin gözü üzerimdeydi sanki, hatta bugün diskoya girdiğimde barmen yanındakine birşey söyleyip gülümsedi,"yine geldi abaza ,beleş chivas içip karıları dikizleyecek heralde"diyordu, belkide benimle alakası bile yoktu konunun. neyse,nihayet irish pubdayım. içerisi moruk dolu, saçlarını sarıya boyamış alman ve rus maturelar, saçları dökülmüş zengin kamışlılar... bağıra çağıra, kahkahalarla sohbet ediyorlardı. barın kapıya uzak fakat bar tezgahına yakın uç bir köşesine geçtim. ortama mor ışık hakimdi, arada sarı, yeşil,kırmızı oluyordu ama en uzun mor ışık kalıyordu. barda oturan iki kadın vardı, milflerdi ama oldukça fenlardı,ilk defa görüyordum onları. biri sarışın diğeri siyah saçlıydı(boya olmalı),yanlarına bir erkek geldi ve birşeyler konuşmaya başladılar...

beyler devdıbını telefondan okuyunca olanları hatırladım da az kahkaha atmamıştım o gece, neyse devamı geliyor

(devamı) ben kalkıp bir chivas söyleme niyetindeydim. kancık garson bir sağa bir sola gidiyor bir türlü bana bakmıyordu. seslendim,sesim çıkmadı. tekrar seslendim bu sefer beni gördü ve eliyle bir dakika işareti yaptı. beklemeye koyuldum.iki alımlı milfle konuşan erkeğe kulak kabarttım. kadınlar rusdu ama erkeği çözememiştim(bar taburelerindeydiler ve hafif seslice konuşuyorlardı rahatça duyabiliyordum onları özellikle erkek olanı).ingilizce konuşuyorlardı ama ben size anladığım kadarıyla türkçe olarak aktarıcam.
-"heyy" dedi erkek,"merhaba"
-"merhaba" diye karşılık geldi ruslardan.
-"sakin"diye gülümseyerek ekledi siyah saçlı olan.
-"tamam tamam, haklısın heyecanlı bi giriş yaptım." ardında ekledi "benim adım josep,siz hanımlar?"
-"kristina"
-"lizaveta"
-"aslında yakın arkadaşlarım joseph der bana asıl adım yusuf"
burada dayanamadım patlattım kahkahayı, kafamda kıyaktı zaten. hiçbir türk yusufa joseph demezdi,"yuso"derdik biz.
ama yuso, joseph diyerek telafuzu kolaylaştırmıştı, zaki bir binti sanırım.
bu arada ben hışımla kalktım ve garson kıza yöneldim. üç kere chivas diye tekrarladıktan sonra gibledi beni kancık.
tekrar yerime dönerken yusufa
-"joseph ha, iyimiş yuso" gibi birşeyler zırvaladım sallanan kafamla.

sonunda üç buzlu chivasıma kavuşmuştum, iyice yayıldım koltuğa. joseph yani namıdiyar "yuso" dağıtıyordu kancıkları, artık onlara kancık demem mümkün, çünkü bir tanesi evli, diğerininde sevgilisi var.en azından ben konuşmalardan bunları anladım. yuso hafiften üzülmüştü,"yarıkları kaçırdım lan " ifadesi vardı yüzünde.ama kızlar hala istekliydi buda onu tekrar umutlandırmıştı. neden bilmiyorum ama kanım ısınmıştı bu bine.
-"hanımlar ne sıklıkla gelirsiniz antalyaya"
-"yılda bir geliriz" dedi kristina
artık ilgisini kristiniya yoğunlaştırmıştı. yanlız yusonun bir zaafı vardı.her türk gibi ingilizce konuşurken bağırıyordu. sarı saçlı olan yani lizaveta bi anda kalktı ve çıktı bardan, tualete gidiyordu sanırım.
-"hadi ama kristina söyle ne tarz müzikler seversin"
-"r&b dinlerim genelde ama türk sanat müziğide hoşumuza gidiyor."
-"ben daa çok gansta müzik tarzını severim,hem oturduğum yerde tehlike bol."
burada dayanamayıp bir kahkaha daha patlattım ya ben kafayı bulmuş hayal görüyordum, yada yuso taka sarmıştı. anladığım kadarıyla istanbul pendikte oturuyordu ve orası bir gansta mekanı değil(gansta da ne gibimse)nedir bu los angeles tripleri yuso?
yusoya gülüyordum ama sonunda mutulu sona ulaşacak olan oydu büyük ihtimalle bense "elizabethi" davet edicektim odama.
---
neyse beyler notlar biraz daha devam ediyor ama ben uzatmak istemiyorum. merak edenler varsa söyliyim, kızlar 5 dk sonra yusonun yanından ayrıldılar ve elizabethi çağıran ben değil yuso oldu büyük ihtimalle.

evet beyler telefondan bakarak aktardığım için serilikte sorun oldu,ama şimdi hikayeme devam ediyorum.bu tatil süresince bir kaç kez selinle konuşmuştuk, hiç biri uzun sürmedi konuşmaların. tersliyordum kızı her defasında.ve ondan habersiz tatile gitmemin üzerine onu terslemelerimde eklenince iyice delirmiş olmalıydı. tekrar hatırlatıyorum ben onun "ilkiydim".

daşşak vakitlerim bitecekti çünkü selin bilinç altımı giben bir oyun oynayacaktı bana ve bu oyunda bu tatile ondan habersiz çıkmamın rolü büyüktü

feneryoluna dönmüş, evimdeyde takılıyordum.bir ara cemler geldi muhabbet ettik, bişeler yedik sonra ve gittiler. öyle böyle derken zaman geçmişti, bugün iznimin son günüydü ve ben saat 3 te balkonda bira yudumluyordum. telefon çaldı, selin arıyordu, sesinde çok güzel bir ton vardı, buluşmak istiyordu,eve gelebileceiğini söyledim ve kapattım.

beyler burdamıyız,az sonra anlatacaklarım sonuna kadar doğrudur,o pgibolojimi anlatmakta yetersiz kalabilirim ama emin olun yıkılmıştım. bazen bir şeyi duymak tahmin ettiğinizden çok daha fazla acı verir."asla pes etmem" diyen yüreğiniz bir anda kaybeder kendini...

selin geldi, oturduk bir kaç bira içtik,bu oldukça samimi duruyordu, hiç kızmamış gibiydi. üzerinde gri bi body ve altında ince kumaştan kısa birr şort vardı. gözler yine oldukça iriydi. birşeyler canlandı içimde.ona karşı umursamazlığımı hissetmiyordum sanki. büyülüyordu beni yine.(özellikle muhabbetiyle.)uzun süre içtik muhbabbet ettik.iç dünyam bu anlarda gibmeye başlamıştı beni, yine dayanamadım ve açıldım,ona otelden, ruslardan,planlarımdan bahsettim. kızmadı hatta tam tersi bana güvendiğini, benim çok temiz kalpli biri olduğumu söyledi.ve o anda dayanamayıp hayatımın hatasını yaptım

(bundan şu ana kadar bahsetmedim)
-"selin dayanamıyorum artık 2 gündür uyuyamıyorum(gerçekten öyleydi),belki sigara ve alkolden dolayı oluyor ama ben asıl sebebin farkındayım. kafam hiçbir zaman boşalmıyor selin. liseden beri uyku problemim var."
-"bitanem asıl sebep ne söyleyebilirsin bana"
-"beni etkileyen olaylarla ilgili detaylı düşüncelere dalıyorum, genelde olumsuz olaylar oluyor bunlar.her türlü detayı düşünmek zorunda hissediyorum kendimi ve sonunda iş çıkmaza dönüşüyor. aslında bu durum eskiden olurdu.son 2 yıldır olayları ayrıntılarla düşünmekten öte karşımda biri varmışçasına konuşuyorum. tabiki bu konuşmalar içimden oluyor ve gözlerim kapalı durumda olduğu için bir şey görmüyorum. kafama takılan şeyleri, konuşamadıklarımı hayallerimde anlatıyorum.her gece uyumak benim için dahada güçleşiyor selin. seninle bile defalarca konuştum hayallerimde, binevi rahatlamamıda sağlıyor ama uyuyamıyorum."

beyler belkide abartıyordum durumu sırf sigara ve alkoldende uyuyamıyor olabilirdim,hem hala daha yaparım o konuşmaları,her zaman içimi rahatlatmıştır.

anlattıklarımdan sonra uzun uzun gözlerime baktı, muhteşemdi,hariküladeydi ve benimdi. daha fazla dayanamadıım o muhteşemliğe ve yapıştım dudaklarına,3 lü koltuğa yatırdım ve elimi yarığına doğru attım, külodunun üzerinden okşamaya başladım, dudaklarımı çekip bluzunu çıkardım. göğüsleri o kadar idealdiki, onları yalamaya başladım aynı anda yarığıylada oynuyordum. külot sırılsıklam değildi ama hafifçe şekilde ıslanmıştı. nihayet tamamen çıplaktı. göğüslerinden göbeğine oradan bacaklarına hafif öpücükler kondurduktan sonra, klitorisi gözüme kestirdim,bir kaç yavaş dil darbesinden sonra klitorise aralıksız çalıştım.1-2 dakika sonra selin saçlarımdan çekti ve yukarı kaldırdı beni
-"aşkım sana bir süprizim var uzun süredir düşünüyordum ve yapmaya karar verdim"
önümde diz çötü saçlarını yana attı ve boxerımı aşşağı indirdi, belliki bişeler izlemişti oralla ilgili, belki daha önce bir erkeğe yapmıştı bilemiyorum ama kesinlikle iyi değildi bu işte. ruhsuz ve yavandı.

tabi bu anlar olurken taku yediğimden haberim yoktu orası ayrı.

evet beyler bu 200. entry oldu ve bir kaç rezerve hak ettiğimi düşünüyorum,