-
26.
0@38 sağolasın panpa.
-
27.
+19. Bölüm: Bir Değişik Ayna
______________________
Dostum Snape ile geceleyin kız muhabbeti yapmak iyice zevkli hale gelmişti. Bir gün Macmillan kızından, ertesi gün de Lovegood kızından konuşuyorduk. Hele ki Lovegood kızı muhteşemdi. Altın sarı saçları, güzel yüzüyle beni benden alıyordu. Bana verse gibmeye kıyamazdım.
Ama Lily'den pek bahsedemiyorduk, ne zaman ki lafı Lily'e getirsem Snape rahatsızlaşıyordu. Ben de pek uzatmıyordum zaten.
"Biraz okulu turlayalım mı Snape, ne dersin? Okula mal geldik mal gitmeyelim. Ha?"
"Süper fikir abi, dur şu gaz lambasını alayım."
Snape ile beraber pelerinlerimizi giyip yatakhaneden çıktık. Yer değiştiren merdivenler yüzünden sürekli yolumuzu kaybediyorduk. Ama zaten nereye gittiğimizi bilmediğimizden, çok da önemli değildi.
Yürüyüşümüz boyunca uzun uzun sohbet ettik, ara sıra hayaletimiz Kanlı Baron'la birlikte Gryffindor hayaleti Neredeyse Kafasız Nick'e biz saçma sapan şiirler uydurup laf atıyorduk:
'Kafasız Nick,
Ama Neredeyse.
Tam bir ezik,
Gel şunu gib.'
Tam uykumuz gelmiş, geri dönmeye karar vermiş iken Snape yanlışlıkla duvara çarptı. Hayır hayır, bir kapıya çarpmıştı. Kapı yavaşça açıldı, biz de içeri girdik. Kocaman bir odaydı, içerisi genel olarak boştu, sadece oturmak için bir minder ve onun önünde de uzunca bir ayna vardı. Snape ile ayna başına geçtik.
Bir an çığlık attım. Aynada Lily'nin küçük memelerini avuçlayıp öpüşürken Lovegood kızını doggy olarak hoplata hoplata gibiyordum! Hemen Snape'e baktım, tekrar aynaya baktım ama sahne aynıydı. Snape'e tekrar baktım, şaşkından çok huzurlu görünüyordu. -
28.
010. Bölüm: Lily Lily Pense
______________________
ikindi namazı sonrası iksir dersi vardı. Derse girmeden önce tüm sınıf ikişer beher getirdi labaratuardan. Ben birini James'e atmaya çalışırken kırdım, karizmayı da çizdim. Kırılan şişe yerine hep milli olacağım güne sakladığım prezarvatifi çıkarttım.
Albus hoca biraz geç gelmişti derse, pelerinin altında gözüken külodu aceleyle giyilmişe benziyordu. Yüzü de kıpkırmızıydı. Acaba hangi masumun canını yakmıştı muallak Dumbledore?
Ders boyunca Hoca bir şey anlatmadı, sadece kitabın 40. sayfasındaki 'kuvvet iksiri' ni yapmamızı istedi. iksiri itinayla yaptım, hem de tüm adımlarını iyice ezberledim. ileride çok işime yarayacaktı ne de olsa. Sınıfın en iyi iksirini de yapmış oldum, ve Slytherin'e 10 puan kazandırdım böylece.
Ders bittiğinde sınıf boşalıyordu, bense iksiri iyice ezberlemek için kitaba bir daha göz attım. O sırada Lily'nin, Hoca'nın yanına gittiğini gördüm. Gizlice yanaşıp kulak kabarttım:
"Allah'ın selamı üzerinize olsun değerli hocam. Şey... bir sualim olacaktı izninizle?"
"Tabi kızım, sualini soramayan cevabını alamazmış."
"Hocam... ben... galiba hamileyim. Sürekli kusuyorum, ve... bir çocukla ilişiye girdim... "
"Vah vah... "
"Acaba... hamileliği yok etmek için bir iksir var mı?"
"Kızım, var aslında ama... nasıl söylesem bilmem ki, başka bir oğlanla ilişkiye girmen gerekecek. Önceden yattığın çocukla ters kişilikte olması gerekiyor. Ancak böyle hamilelikten kurtulabilirsin."
"Ama James ne der buna?"
"James mi? James Potter mı?
"Şey pardon, ağzımdan kaçtı... özür dilerim profesör." Lily bunu söyledikten sonra koşarak sınıfı terk etti.
gibiş planlarım böylece resmiyete kavuşmuş oldu. -
29.
0to be continued.
bugünlük bu kadar. -
30.
0devam ediyorum.
-
31.
011. Bölüm: Yasak Orman
______________________
O cumartesi saat 12'ye kadar uyuduk. ilk defa bu kadar uzun uyku çekmiştik, zira M.F.G.H.E.H. önceki gün hacca gitmişti. Gitmeden evvel tüm öğrencilerle yüz yüze sohbet etmişti mübarek hoca. Bana "Sen Türk müsün?" diye sormuştu. "Evet" dedim ben de. "Nereden anladınız hocam?" Hocaefendi mübarek ağzıyla genişçe gülümsemiş, beni gibtir etmişti. Tespihini çeke çeke diğer öğrencilerle de vedalaşmıştı sonra.
Dışarıdaki kasvetli havaya aldırmadan montumu aldım, Snape'i de yanıma alıp bahçeye çıktım. Hayvan gibi esen rüzgâra aldırmadan quiddicht oynayan delinin gibtikleri hariç dışarıda kimsecikler gözükmüyordu.
"Nereye gidiyoruz abi?" diye sordu Snape aval aval.
"Gezeceğiz biraz Snape, ama seni tutan yok. istemiyorsan yaylan."
Snape kırılmış görünüyordu, "Özür dilerim abi, yanlış konuştum…" dedi.
Ağaç yapraklarını saran çiğlerle gusül abdest aldık, zira yasak ormana girmeyi kararlaştırmıştım. Cünüp cünüp ormana girersem bir daha çıkamam diye tırsıyordum.
giberdikenlere dikkat ederek iyice ormanın içerisine daldık. Uzun mu uzun ağaçların arasındaki patikadan yolumuza devam ettik. Nereye gideceğimizi bilmeden ilerliyorduk. Belki bir Hogwarts Devlet Kerhanesi çıkardı önümüze.
GÜM!
Aniden kafama bir sopa yiyip yere düşmüştüm. Snape de üç metre ileriye savrulmuştu. Başımı kaldırıp yukarı baktığımda korkunç suratlı bir ağaç gördüm, ağacın simsiyah gözleri bize hışımla bakıyordu. Sonra ağaç ikimizi de çekip kovuğundan içeri attı. -
32.
012. Bölüm: Şamarcı bin ve Canavarları
______________________
Şiddetle gıdıklanan ayaklarım sayesinde uyandım. Gözlerim yanlış mı görüyordu yoksa ayaklarımı örümcekler mi yalıyordu? Peki etrafımızda gerçekten de binlerce devasa örümcek mi vardı? Gözlerimi ovup tekrar baktım; evet taku yemiştik.
"Kim, hangi lanet insanlar bizim ormanımızda dolaşmaya cüret ediyormuş?" diye kalın mı kalın bir ses geldi uzaklardan. "Bu insanlarla anlaşmamızda yoktu!" diye bağırdı aynı ses, bu kez iyice yakılardan gelmişti ses.
Benim devasa dediğim örümceklerin cüce kalacağı, nerdeyse 5 metre uzunluğundaki aşırı kıllı bir örümceğindi bu ses. Bize iyice yaklaşıp ayaklarımızı yalamaya başladı. Ben gülme krizine tutulmuştum, Snape ise ifadesiz yüzlerle örümceğe bakıyordu. Demek ki binin tikisi yoktu.
"Ben ki Arahoh oğlu, Arakok oğlu Aragog," diye bağırdı koca örümcek, "Bölgemize izinsiz giren siz insanoğullarını ölüme mahkum ediyorum!" Örümcek birkaç saniye boyunca Snape'e baktı. "Ancak… sen, testimizden başarıyla geçtin. Tiki olmayan insana örümcek, gibi vermez." dedi Snape'e
"Ama... bu haksızlık!" diye bağırdım. "Bu züt kılı suratsız yaşayıp ne olacak sanki, beni bırakın onu öldürün!" dedim yakararak örümceğe.
Örümcek kıllı ağzıyla sırıtıp, Snape'i ellerine aldı. Rahatlamıştım, yaşayacaktım.
Ama yanılmışım. Bir baktım ki örümcek, Snape'i yukarı, ağacın kapısından fırlatıp ormana geri döndürmeye çalışıyordu. Tam fırlatıyordu ki, Snape örümcekten iki tane kıl kopardı. Örümcek bir feryat etti ki sormayın, kıyamet koptu sandık. O sırada Snape, kılları pelerinin cebinden çıkardığı bir iksir şişesine boşaltıp, şişeyi kafasına dikti. Biraz içtikten sonra bana fırlattı. Ben de başka şansım olmadığından içtim.
Sonra bir baktım ki benle Snape örümceğe dönüşmüşüz. Neler olduğunu anlayamayan örümcekler arasından at gibi koşarak ağaçtan dışarı kaçtık. Nefes nefese yatakhaneye vardığımızda herkes uyuyordu.
"Çok özlü iksir," diye açıkladı Snape.
O günden sonra, o ağaca 'Şamarcı bin' adını taktım. Gerçi daha sonraları M.F.G.H.E.H. ağacın ismini 'Şamarcı Söğüt' olarak değiştirecekti… -
33.
0to be continued
-
34.
0devam ediyorum.
-
35.
013. Bölüm: izmirli Sevda ve Diğerleri
______________________
O yıl ki çekilebilir tek ders herhalde izmirli Sevda'nın Biçim Değiştirme dersiydi. Ben hariç okuldaki tek Türk olan izmirli Sevda, uzun bacakları ve dolgun -şişman değil, hafiften balık etli- vücuduyla tüm Slytherin'li öğrencilerin gözdesiydi. Zaten Sevda Hoca, Slytherin'in başkanıydı. Ara sıra zindanımızı ziyaret eder, tam göstermese de striptiz şov yapardı. Bir ara hoca derste arkasını dönmüşken tam zütüne asamı doğrultup "Expelliarmus!" diye haykırdım, Hoca'nın zütünü açtıramadım belki ama zütten seken büyü James'in kıçına girince çok güzel olmuştu. Cümle aleme rezil olan James, pantolonunu apar topar giyip mal mal sırıtmıştı.
Kehanet dersine giren Nostradamus'tan korkulur. Deli gibi gözükür, sürekli titreme krizleri geçirir ama tüm söyledikleri çıkar. Tam olarak ne zaman, nerede ve nasıl öleceğini bile bize söyledi. Ama bunu öğrenciler arasında uygulamak yasaktı. (Şu an muggleler arasında zengin olmamın yegâne sebebi kendisinin verdiği iddaa kuponlarıdır.) Sihirli Yaratıkların Bakımı öğretmeni Dev Johhny ise tüm kızların gözdesiydi. Kaslı vücudu ve iri cüssesiyle sadece sihirli yaratıkları değil, dişi insanlara da kontrol edebiliyordu. Astromi dersini Hogwarts'ın çatısında Colera Mahses ile işliyorduk. Monoton sesli cadı suratlı kadını gibleyen yoktu ama. Hayalet Profösör Binns ise Sihir Tarihi öğretmeniydi. Ara sıra hocanın içinden geçip duruyorduk, gerçi buz gibi soğuktu ama çok zevkliydi. Sadece ilk yıl göreceğimiz Uçuş Dersleriyse maalesef bu sene -hoca hamile olduğundan- boştu, oysaki quidditch oynamayı çok istiyordum. Gryffindor'un başkanı Minerva Mac Gonagall da bitkibilim dersi veriyordu.
Onun dışında Noel gününe kadar ortalarda görünmeyecek olan M.F.G.H.E.H. yerine K.S.K.S. dersine öğretmen olarak onun müritlerinden bıyıklı bir abi ders veriyordu. Albus Dumbledore da hem iksir hem de Muggle Bilimleri dersinin öğretmeniydi.
Ve benim için o Pazar günü çok esrarengiz geçmişti. -
36.
014. Bölüm: Çapulcu Grubu
______________________
Snape çok garip biriydi. Akşamlara kadar inek gibi ders çalışır, o test benim şu test senin der tüm testlerin altını üstüne getirirdi. Uykusunda bile ara sıra iksir formüllerini sayıklardı. Doğal olarak okul birincisi olan Snape, bana da kopya vermiyor değildi tabii. Tüm ödevlerimi o yapıyor, yazılılarda hem benim kağıdımı hem de kendininkini çözüyordu. Hafta sonu geldiğinde bile çalışıyordu. O cumartesi onu biraz dışarı çıkarmaya çalıştım ama nafile, gibseler çıkmazdı.
Tabi Snape de insandı, ara sıra ufak kaçamaklar yap(tır)ıyordu(m). Pazar günü geldiğinde okulu yavaş yavaş Noel heyecanı sarmaya başlamasından istifade Snape'i dışarı çıkarmaya ikna ettim. Gerçi Noel'e daha iki hafta vardı ama gavurlar şimdiden heyecanlanmıştı. Ben -elhamdülillah Müslümanım evelallah- Noel'i kutlamayacak, sadece tatilinden yararlanacaktım.
Aslında Kelid aynasını ziyaret edip de fantezi yapma niyetim vardı başta, ama James Potter-Sirius Black-Remus Lupin üçlüsünü okulun tenhalarında görünce vazgeçtim bundan. Snape ile gizlice bunların peşine takıldık. Snape'e göre okulda test madeni bulmuşlardı, bence ise Lily'e toplu gibiş yapacaklardı.
'…Hayırr… yapma…' '…Dur ne olur…'
O lanet sesler yine gelmişti. '... Efendimiz, affedin beni…!'
"Duyuyor musun?" diye fısıldadım Snape'e. Snape yine bön bön baktı bana, test çözmekten kulakları gibilmişti besbelli.
O sırada üç çapulcu bir dolabı çekip arkasındaki duvara üç defa tıklattılar. Bir anda dolabın arkasında bir kapı belirmişti. Üçü de kapıdan içeri girdi.
Allah'ın çapulcuları yine ne tak yiyorlardı acaba? Biz de arkalarından gidip aynı şeyleri yaptık, ve içeri girdik. -
37.
0@56 nerde vardı amk? senin bahsettiğin 'harry potter a verdiğim inanılmaz ayar' herhalde. o hikaye çok farklı bundan. ki o hikaye incide yazılmamıştı bile.
-
38.
0to be continued
-
39.
0@62 sözüm söz panpa devam edicem, ama şu sıralar çok yoğunum.
-
40.
0evet beyler çok uzun bir aradan sonra kaldığım yerden devam ediyorum, bayağı bir geciktirdim kusura bakmayın.
-
41.
015. Bölüm: Yılan Sesi
______________________
Kapı arkamızdan kapanınca göz gözü görmez oldu, gaz lambasını tekrar açmaya çalışan Snape gaz lambası diye zütümü mıncıkladı. Bilerek mi yaptı bilmiyorum.
Işıklar tekrar gelince Snape'i öne doğru itip yolu kontrol etmesini sağladım, it oğlu benden daha önemli değildi ne de olsa. Snape ürkek adımlarla ilerlerken ben de karanlık mekana göz atıyordum. Masalar ve tablolarla çevrili çok uzun bir koridordu. Hatta masanın üzerinde Hufflepuff eziklerinin işaretinin damgalandığı altın bir kupa vardı, eve dönüşte yanıma almaya karar vermiştim.
'Karanlığın yüce lordu, beni affedin!'
'Bana ihanet ettin, Nagini.'
Sesler kafamda çınlarken şiddetli bir baş ağrısı geldi bir anda. Az ileride üç gerizekalı (James-Sirius-Remus) bir masanın altına gizlenmiş, küçük bir delikten benim görüş alanımda olmayan bir yere gizlice bakıyorlardı. Snape onların yanına gitmeye kalkışınca ben de takıldım peşine.
Masanın yanına gelince ızdırabını gibtiğimin James'i kız gibi tiz bir çığlık attı. "Ne yapıyorsunuz burda sümsükler, çabuk kaybolun!" dedi.
Diğer ikisi mal da şaşkın ve sert bir şekilde bize bakıyorlardı ama onları giblemedim. Başımı kaldırıp deliğe gözümü soktum. Kocaman bir yılan ve maskeli bir adam ileride dikiliyor, aralarında konuşuyor gibi duruyorlardı.
"Ben size asla ihanet etmem," dedi yılan. Oha amk yılan konuşuyordu!
Sonra, maskeli adam bizi fark etti. Snape'le beraber üç gerizekalıyı da peşimize takıp kaçmaya başladık. -
42.
016. Bölüm: Kahramanlar
______________________
Lily'i giberken, bir el beni uyandırdı. Sakallarına bakılırsa uyandıran Dumbledore olmalıydı. Snape'i de uyandırmıştı, Dumbledore ikimizi de alıp Hogwarts salonuna zütürdü. Oradaki koridorlardan da biraz yürüyerek garip bir kapının önünde durduk. Kapıyı besmeleyle açtı Dumbledore, yukarı dönerek çıkan bir merdiven vardı. Üçümüz beraber binerek Dumbledore'un odasına çıktık.
Odanın duvarlarında irili ufaklı yüzlerce hareketli fotoğraf vardı. Bir tane bile karı resmi yoktu amk. Tamamı erkek olan yaşlı moruklarla doluydu fotoğraflar. Odanın ilerisinde de fıskiye tarzı, sulu bir yer vardı. Fıskiyenin hemen yanındaki yerde de dıbına koduğumun üç gerizekalısı iskemlelerde oturmuş bekliyorlardı.
"James'lerle beraber bir odaya girdiniz ve bir yılan ile maskeli bir adam gördünüz, doğru mu?" diye sordu Dumbledore.
"Evet, müdürüm. Ama biz sadece─"
"Sizin merakınızı giberim, çocuk!" diye bağırdı Dumbledore, hep beraber olduğumuz yerde sıçradık. "Kimseden izin almadan gece vakti okulda geziyorsunuz ve işiniz olmayan şeylere burnunuzu sokuyorsunuz!"
James ve tayfasıyla ben kıpkırmızı kesilmiştik, Snape ise ifadesiz bir yüzle bakıyordu Dumbledore'a. dıbına koduğum yağlı saçlı Snape'i, insan korkar lan biraz.
"Bize kızmanız değil…" diye kekeledi James. "Ka-kahraman ilan etmeniz… gerekir, Profesör Dumbledore!"
"gibtirin gidin odadan derhal, huur evladları sizi!" Dumbledore bunu der demez tabanı yağladık. Tam giderken "Sen bekle," dedi bana Dumbledore. -
43.
017. Bölüm: Seslerin Gizemi
______________________
"James bana, senin garip bir dilde mırıldandığını söyledi," dedi Dumbledore. "Ayrıca geçenlerde desteyken de böyle şeyler duymuştum senden. Bana doğruyu söyle, çataldilini nereden öğrendin?"
Çataldili??? Ne diyor bu dıbına koduğumun aksuratlısı? "Hayır, Dumbledore" dedim yavaşça. "Çataldili ne demek ki?"
Bunu sorduktan sonra Dumbledore uzun bir nefes koyuverdi. Yanındaki geniş cam tabaktan meyankökü şekeri denilen siyahımsı, hareket eden böcek gibi bir şeyi ağzına fırlattı. Bana vermedi cimri zütveren. "Çok garip, doğuştan çataldilli olmak…" diye mırıldandı Dumbledore kendi kendine.
"Çataldili ne demek hocam?"
"Ebenin amı demek, huur çocuğu!" diye bağırdı Dumbledore. Sonra kendini gevşetti. "Çataldilli bir insan yılanların dilinden anlayabilir, hatta yılanca konuşabilir. Sende nasıl böyle bir özellik var anlamadım, ben onlarca yıldır çalışmama rağmen daha tam öğrenememişken sen nasıl olur da bu dili öğrendin?"
Cevap veremedim.
"gibtir git!" dedi. -
44.
018. Bölüm: Noel Hüznü
______________________
Muhterem Feyzullah Giben Hocaefendi Hazretleri, Noelden iki gün önce dönmüştü. Hogwarts Salonu'nda Hac'dan getirdiği çeşit çeşit tespihleri, miskleri, takkeleri öğrencilere dağıttı; hurmalar ve zemzem suyu ikram etti. Sirius, James ve Remus kahkaha atarkene Gryffindorluların neşesi gözlerinden okunuyordu, hey maşallah! Ne ilginçtir, Lily ortalıklarda gözükmüyordu. Çok şükür James'ten kopmuştu Lily, yakında benim olacaktı.
"Allah'ın seldıbını getirdim sizlere evladlarım," diye başladı MFGHEH. "Ama durum vahim. Hac'da iken bazı büyücü hacılarla tanıştım, Hogwarts'ın kafirce adetler edindiğini, noel kutlamaları yaptığını söylüyordu. Bunu kaldıracağız inşallah!"
Gryffindorlu binlerden alkış tufanı koptu. 'Allah razı olsun hocam!', 'Abiler şubesi istiyoruz!', 'Sohbetler artsın!' gibi çığlıklar yükseldi.
"Onlara da sıra gelecek yavrularım! Hey Maşallah, Gryffindorlu canlarıma 50 puan!" MFGHEH Dumbledore ile göz göze gelip sırıttı. "Tuvaletlerde sigara içiliyormuş, içirtmem! Kızlı erkekli cinsel ilişkiler yaşanıyormuş, yaşattırmam!" O mübarek ağzıyla gülümsedi ve boğazını temizleyip devam etti: "Bizim türbanlı bacılarımızın Hogwarts'a gelmesine mani oluyormuş! Domuz eti yeniliyormuş kafirce! Evelallah, tüm bu pislikleri düzelteceğiz inşallah!" -
45.
0@71 o bizim nesilden değil ki amk
-
kayra bora bakırcan kelek got
-
ucan kedi ne zaman gelsem buradasin
-
vajinaya cok yakından bakınca
-
0020 sozlugun en buyuk huur cocugusun
-
16 eylul 2078 huur cocukları
-
abi sıçarken züt deliğinden çıtırtı sesi geliyor
-
kayra kıl donmesı amelıyatı oldunmu dalga
-
onlice inci sözlük üyeleri
-
la kayra ciddi soruyorum
-
bu saate şuku alabilirmiyim
-
helix bu dumbki ne soyluyor
-
penis yalarken ağza gelen kıl
-
hayattaki tek amacim futbol
-
milletin yağları göbeğinde birikir
-
taşagımdaki kanı içtiler
-
beyler neden mutsuz olmamı istiyorsunuz
-
bugün balili sevgilime hediye verdim
- / 1