+24
-1
Buraları özet geçeyim isterseniz çünkü kayda değer bir şey yok. Aylar ayları kovaladı. Artık o benimle öyle konuşan kız bana hiç yüz vermiyordu. Sıradan 2 arkadaş gibiydik. Mesajlarıma anında cevap vermeyi bırak bazen attığım bir mesaja ben 2.mesajı atana kadar 1 gün cevap vermiyordu. Ben ise hala saf çocuklar gibi yazmaya devam ediyordum. Bir gün okulun sömestra girmesine doğru çıkışta bana "ya hikayeci mesajlarına cevap veremiyorum fazla" dedi. "Önemli değil" dedim. Cevap vermedi. "Ben senden hoşlanıyorum Özge" deyiverdim bir anda. Yüzünde şaşkın bir ifade vardı. "Ben seni arkadaşım olarak görüyordum hikayeci." dedi. Görüyordum. Demek artık arkadaş dahi değildik."Bundan sonra artık yazmazsan sevinirim" dedi. Beynimden vurulmuşa döndüm elim ayağım titredi."Anladım" diyebildim hıçkırıkların düğümlendiği boğazımdan çıkan çatallı bir ses ile. Ne kadar aptal olduğumu farkettim. Utandım. Üzüldüm. Bildiğim ne kadar kötü duygu var ise başım dönerken arkamı dönüp tek kelime etmeden yürüdüğüm o 10 dakikada yaşadım. Ondan biraz uzaklaştıktan sonra gözümden yaşlar akmaya başladı. Kaldırıma oturup, paketimden bir sigara çıkardım, rüzgarlı havanın içinde çakmağıma içimdeki acı çırpınışların, ateşten resmini çizermiş gibi artarda, rüzgarın ateşin isyanına boyun eğmesini görene kadar bastım hıçkırıklarımın arasında. Gözlerimdeki yaşları sildim bir duman aldıktan sonra sigaramdan.