-
26.
+4havadan sudan, gibik muhabbetlerle tamamladık kahvaltıyı. hoca cerene yardım etti kahvaltıdan sonra. bizim çıfıt yannan gibi gidip koltuğa kuruldu. bende utancımdan yardım etmek zorunda kaldım. hoca "dur sen yahu, biz yavrumla hallederiz. bize bırak" dedi. ceren tam arkasındaydı. "aynen hamletcim sen çıfıtla otur. keyfinize bakın siz hallederiz iki dakkada" dedi. tamam dedim ne diyeyim. hoca cerene komiklikler yapıyordu fakat ceren gülmüyordu hiç. tekmeyi koyacaktı heralde. daha bir heyecanlanmıştım. heyecandan bizim çıfıtın bacagına şrankkk diye geçirdim. pis pis güldü oda. sırnaşıyorum sandı.
-
27.
+4ceren hızlı içiyordu birasını. sanki bir an önce çakırkeyif olup rahatlamak istiyordu. ilk 10 dakika şehvetli şehvetli saçma sapan şeyler konuştuk. konuştuklarımızın ikimiz için hiçbir önemi ve ciddiyeti yoktu. ama çok önemliymiş gibi konuşuyorduk ikimizde. sonra ceren "ne konuşuyoruz biz ya?" dedi. patlattım kahkahayı. ulan, bugün hiç böyle güleceğim aklıma gelmezdi. tam benim zihnimin kapalı perdelerindeki soruyu cımbızla çekip önüme sunmuştu. oda baya güldü. sonra birden sustuk. bir sessizlik oldu. biralar yarıya gelmişti. ben 3teydim. zaten 3 biterse biliyorum kendimi. dil dolanır, uyku bastırırdı. yavaş gidiyordum o yüzden. ceren belkide bunun bilinciyle hızlı içiyordu birasını. eğer bunun bilinciyle içiyorsa, bunu bile düşünüyorsa put yapıp taparım bu hatuna diye geçiriyordum içimden. ceren hocayla ne konuştuğumuzu sordu. derin derin anlatmadım olayı. üstü kapalı bir şekilde geçiştirdim. o da geçiştirmemden yanaydı zaten. sadece sormak için sormuştu. bana doğru eğildi, elini yüzüme zütürdü, dolaştırdı "fıstığın kabuğu kalmış" dedi ve cilveli cilveli güldü. küçük hamlet hemen uzattı kafayı. "makaram sarı bağlar" dan girdi türküye.
-
28.
+4hızlı geçiyorum. konservatuvar sınavları zamanında her okulun belirli günlerde yetenek sınavları olur. girmek istediğiniz okulların listesini yapar, tarihleri sıralarsınız. o ay öyle sınavlarla, yolculuklarla geçer. benim de öyle oldu. eskişehir, ankara, adana, izmirvb. vb. yaklaşık iki ay çevrimdışıydım. 8 okulda sınava girdim, 3 özel okul 5 devlet olmak üzere hepsini kazandım(kimilerinde 2. aşama sınavları diğer okullarla çakıştığı için girmedim sadece ilk aşamaya girip tercih yaptıgım okula yöneldim direk). özellerden birinde %50 burs, diğerinde %100 verdiler. bir diğerinde sana bir gibim yok, okuyacaksan oku dediler. tercih ettiğim okul istanbuldaki devlet konservatuvarıydı. (istanbulda 2 tane devlet kons. var zaten, hangisinde okudugumu söylemeyim) cereni aradım direk. artık o benim olmalıydı. hocayada zaten zaman geçtikçe kıl olmuştum. kazandıgımı söyledim cerene. çok sevindi. ya da seviniyormuş gibi yaptı. hocanın evinde toplanalım bugün dedi. olur dedim olur. olmaz mı hiç. akşam ordayım...
-
29.
+4diğer odada hep ben yatardım. hocanın çalışma odasıydı burası. tiyatronun bütün evrimi vardı içerde. cilt cilt kitaplar.. ceren döndü. "bende bunu zütüreyim" gibi gibik bile sayılamayacak bir cümle kurup üstüne birde hıyar gibi güldüm. ceren başıyla tamam dedi. hatunu un çuvalı gibi yüklenip zütürdüm odaya. yavaşça yatağa yatırdım. çıt bile çıkarmadı. hayvan gibi uyuyordu çünkü. odanın kapısını kapattım. ve artık cerenle başbaşaydık. son kulaç kalmıştı geriye. bu fırsat tekrar gelmezdi. bunu bilerek döndüm tekrar salona. cerenin bir şekilde yanına oturmam lazımdı. karşısına oturursam maymunluk eder, güldürmeye çalışırdım. yanında olursam yakın temas olabilirdi. kumanda bahanesiyle yanına geçtim. kumandayı aldım çöktüm oraya. yanyanaydık şimdi. "televizyon mu açıcaksın?" dedi. "televizyon ne alaka lan dingil" der gibi sormuştu. hayır dedim, alışkanlık. güldük beraber.
-
30.
+4telefon kapandığında direk hocanın reaksiyonuna baktım. mutlu gibiydi. "demek benle ayrıldı diye üzüntüden şehri terketmiş" der gibi bir bakışı vardı. "hocam yardımcı olamadım ama.." dedim. hoca "olur mu hamlet. düşünmen yeter. gelmen yeter. sağol..her şey için... unutmam bu iyiliğini dostum... " dedi. gözleri doldu tekrar. "yapmayın hocam değmez b.." derken hoca iyice bıraktı gözyaşlarını "canım yanıyor" dedi. dizlerine kapandı. sesli sesli ağlıyordu. hay gibeyim. içimden aşağıya göktaşı düşmüştü sanki. karşısına geçip bende başladım ağlamaya. kafasını kaldırdıgında "sen niye ağlıyosun olum" dedi gözyaşlarıyla gülerek. "hiç yakışmadı bu ayrılık size, ne biliyim üzülüyorum zaten duydugumdan beri" dedim. gözyaşları sel olmuş akıyordu hala bende. sümüklerimi tişörte sildim. hoca tekrar güldü. 1-2 saat geçti aradan. yemek söyledik. yedikten sonra ben artık gideyim hocam dedim. var mı benden bir isteğiniz? hoca sarıldı, canının sağlığı dedi. "başın her sıkıştığında ben burdayım kardeşim. sadece bunu bil yeter... "
-
31.
+4uzandım, çıkardı üstümde ne varsa. üstüme çıktı. organının ıslaklıgıyla sürtündü küçük hamletin üstünde. aynı şekilde boynumdan başlayarak aşağı doğru indi. çıldırtıyordu bu hatun beni. nerdeyse 5 dakika inmedi tamamen aşağıya. diliyle dolandı oralarda. sonra avucuyla kavradı küçük hamleti. küçük hamlet merhaba diyordu ona. önce diliyle ıslatıp baştan aşağı gitti geldi dili küçük hamletin üstünde. sonra öyle bir saksoyduki o, hayatımda ne gördüm, ne duydum. ruhum bedenimden çıkıp izmir marşını söylüyordu odanın içinde resmen. 10 dakika kadar saksodan sonra tekrar çıktı üstüme. "bakire misin" gibi salakça bir soru sormak istemiyordum o anda. benden önce düşünmüş olmalıki "bakireyim" dedi.
-
32.
+4biraz zaman geçti. ortam harbiden baya şenlenmişti. yanımdaki hatununda dili çözülmüştü. hiç susmuyordu. sanki bugüne kadar susmuş susmuş, kafa gibmek için bugünü bulmuştu. ama onun da dili dolanıyordu. o da bayrağı çekip zıbarcaktı, yakındı. ben çok az içiyordum. her kadeh tokuşturuldugunda içiyormuş gibi yapıyordum. yine de biraz içtim. çakırkeyif olup rahatlamam lazımdı. cerenle ara ara göz göze geliyorduk. gözlerini kaçırmıyordu hiç benden. "sen kimsin lan puşt?" der gibi bir cesaretle bakıyordu gözlerime. gözlerini kaçıran dallama hep ben oluyordum. sonraki tek tesellim hele şu hoca bir yatsın, o zaman bakacak mısın bakalım oluyordu.
-
33.
+4sağlam vücut sağlam dost artık sağlam vücudunu mecburen ortaya koymak zorundaydı. anlattım durumu baştan sona mecburen. sakince dinledi. "yarın gider hallederiz" dedi. okulu ascaktı çocuk benim için. harbi adamdı bu adam. portekizli başkan "abi nelerle uğraşıyosunuz gözünüzü seveyim" diyerek homurdanıyordu. bir yandan da göbeğini kaşıyarak gizlice ferre izliyordu pekekent. işler raydan çıkmıştı. ceren bir yandan arayıp rapor veriyordu. bir yandan da yapma etme diyordu. artık yapacak bir şey yoktu. yine kendimi takun içine saplamıştım. o akşam tek içimden geçirdiğim "burnum kırılmasın yeter" oldu.
-
34.
+4hoca beni de eve bıraktı sonunda. arabadan inerken görüşürüz gibi yapmacık gülümsemeden sonra kapıyı kapattım ardından. ceren camın öte tarafından süzdü yine beni. birde el salladı. elim zütüme gircekti o ara sürahi gibi dolaşacaktım. ne yapacagımı şaşırdım birden. bende hemen el salladım. yine o gülüşünü yaptı, hoca gaza bastı, araba uzaklaştı.
-
35.
+4cerene mesaj atmak istiyordum hemen. ama şuan muhtemelen hocanın yanındaydı. telefonu hiç sessize almazdı ceren. oyunlarda bile kuliste zıngır zıngır öterdi telefonu. kaç kere hoca çıkışmaya çalışsada ceren "unutuyorum napabilirim!" diyip lafı ağzına 20 cm damarlı gibi sokardı hocanın. asilliğine yandıgıma mesaj atılmazdı doğal olarak şuan. ondan bekleyecektim mesajı. illa ki atacaktı. onu eve çağırmak isteği geçerken içimden gibik telefonum titredi birden. hemen ani refleksle baktım telefona, 1 adet mesaj. bizim çıfıt. hay dedim kemiğini gibeyim, mesajı okumadan yataga attım telefonu.
-
36.
+4"napıyoruz biz?" dedi. inanamıyordu sanki yaptığına. "içimizde biriktirdiklerimiz bunlar, bunlardan kaçamayız" dedim. hiçbir cevap vermedi. pes etmiş gibi bir halde bu sefer kendi yaklaştı. kanepeye doğru uzandım, üstümdeydi. çok ateşli sevişiyordu. boynumdan dudaga mekik dokuyordu. inlemek istiyordu, sesini bastırıyordu hemen. saçlarımı yolmaya devam ediyordu. koparacak gibi yoluyordu. sonra benim çıfıt hatunun odasından ses geldi. aceleyle kalktı üstümden. o sırada küçük hamlet cankandan "yar yar" şarkısını dillendiriyordu.
-
37.
+4cerende bende hocaya bakmıyorduk. hoca devam ediyordu. "kısa kescem. hamlet, sen... sen ne şerefsiz bir adammışsın nasıl haberim yokmuş bunca zamandır. benim evimde yatıp kalktın, yemeğimi yedin, soframı paylaştım senle. bu muydu bana vereceğin ödül? bu muydu? cevap versene lan bana bu muydu!" hoca çıldırdı. üstüme geliyordu. hiç hareket etmedim. hala cevap vermiyordum. sağlam vücut tuttu hocayı. hoca cerene döndü ağır konuştu baya. bana da laflarını hiç mi hiç esirgemiyordu. artık sözler haddini aşmaya başladı. küfürler savurmaya başladı hoca. çıldırmış gibiydi. ağzımı ilk defa açtım. "çık git bu evden" dedim. hoca daha da ağır konuştuktan sonra gib gibi homurdanarak gibtirdi gitti. bizim sağlam vücut sağlam dost olmasaydı beni daldan dala zıplatabilirdi belki. ama sağlam vücuttan tırstı.
-
38.
+4kafam hep cerendeydi. mesaj atması lazımdı artık dıbına koyim. hala hocayla mıydı? napıyorlardı? gibecem böyle işi noluyor lan bana dedim birden. toparlanmaya, düşünmemeye çalıştım. cerenden mesaj geldi. mesaj tam olarak hatırlamasamda şu temadaydı. "dün geceki hareketlerimizi sarhoşlumuza veriyorum diyorsan bu mesaja cevap dahi verme. çünkü hayatımda hiç böyle bir karaktersizin mesajını okumaya mecbur kalmadım." gibi laf oyunları vardı içinde. direk mesaj attım "saçmalama. dün söylediklerim bugün, hatta her gün için geçerli."
-
39.
+4cerenle akşamları konuşuyorduk artık. o arıyordu hep. ben aradıgımda meşgule atıyor, tekrar o arıyordu. minnet duygusu kompleksimin farkına mı vardı nedir diyordum kendi kendime. bunun için sırf bigün tartıştım bile. bu tartışma onun çok hoşuna gitmiş, sonradan söyledi bana. ben tabi farkında bile değildim olayın. tek üzerine gittiğim olay hocadan ayrılmasıydı. ayrıl diye diretiyordum. ayrıl artık şu binten!
-
40.
+4gözümü açtığımda ambulanstaydım. sağlam vücuda sağlam dosta döndüm. "bir şeyin var mı?" dedim. kaşı açılmıştı bide elmacık kemiği şişti. kusura bakma dedim. harbiden çocuguda kendi takuma batırmıştım. beni gibtiret adamın suçu neydi dıbına koyim. sağlam vücut "olum burnun kırıldı galiba" dedi. biliyorum dedim. "nerden biliyosun lan?" dedi. "kafayı yediğim an anlamıştım" dedim. sağlam dost güldü. hemşire bizim salakça muhabbetimize salak salak bakıp anlam vermeye çalışıyordu. hastaneye gittik. ilk defa sedyeyle taşınıyordum. zütürdüler beni kulak burun boğaza. ondan önce film falan çektiler tabi. doktor tampon yaparken iyi bir bağırttı beni. "yamulur mu bu?" dedim. "belli olmaz" dedi doktor. şimdi 1 hafta onu bekleyecektik. yamuldu mu yamulmadı mı diye. sanki sürpriz bir kutuydu burun. sargıları açınca görecektik halini.
-
41.
+4ceren ekmek kızartmış, kahvaltılıkları koymuş, omleti hazırlamış, herkesin önüne tabakları koymuştu. seviyordum cerenin kahvaltılarını. küçük burjuva kahvaltısı hazırlırlıyordu hep. elde olan ne varsa onu en iyi şekilde kullanıp, lordlar gibi kahvaltı yaptırıyordu insana. dilenciyi oturtsan sofraya hitler gibi kalkıp selam verirdi. o derece kendini çok önemli sanıyordu insan onun kahvaltısında. herkes oturdu kahvaltı masasına, ceren tam karşımdaydı. gözgöze gelmemeye çalışıyordu benimle.
-
42.
+4halısahada kırılan burun, kavgada tekrar dağıldı. şekli bozulmadı diye seviniyordum bende negüzel. şimdi yannanı yemiştim işte. bizim sağlam vücut sağlam dost dayanamadı. oda girdi barzoya. yıktı barzoyu yere. barzonun arkadasıda sağlam vücuda daldı busefer. bizim sağlam vücuda 2ye1 kombo yapıyolardı. ben zaten devre dışıyım. sadece izliyorum olayı. kafam yerinde değil. herif öyle kafa attıki beynim kafatasımdan uçtu sanki. bizim sağlam dostta yıkıldı yere. sonra ben kalktım. barzoya döndüm. "dur dedim konuşcaz" barzo o sıra şakağıma bi yumruk daha atmış. gerisini hatırlamıyorum.
-
43.
+4olay benim dediğim şekilde sonuçlanmış hahaa. geleceği gören adamım olum dedim bu kız senide gibecek diye. sağlam maceraymış ama benim dediğim yoldan gitseydin bak(cerenle sevgili olmasaydın):
burnun kırılmayacaktı
cereni yemiş olacaktın yemeye devam edecektin
konservatuardan atılmayacaktın
hocayla aran bozulmayacaktı
eskişehirden gelen sevgilini gönül rahatlığıyla yiyecektin
çıfıt vardı arada onuda yiyecektin çatır çatırr!
daha ne istiyon?
edit: kaçamak ilişki daha iyidir kaarşim her zaman daha heycanlıdır daha güzeldir. onda da bazı şeyleri göze alırsın. sen böyle istemişsin ama ne diyim. ambulanstaki halini gibeyim senin:) -
44.
+4cereni aradım akşam. meşgule attı, o aradı yine. bu sefer bende sinirlenip meşgule atıp tekrar aradım. "kompleksini yerim senin" gibi ciksi bir ses duydum telefonun karşısında. direk "hiıığğu" diye bir sesle eridim dıbına koyim. yok abi bu hatun bambaşkaydı. durumu anlattı nasıl ayrıldıgını, hocanın ne kadar üzgün oldugunu vs. beni çagırdı evine yarın gidiyorum dedim. aman bırak şu salağı gitme dedi ceren. o kadar ciddi ilişkiyi nasıl böyle tez bitirmişti anlayamıyordum bazen. tek çırpıda bitirip çöpe atmıştı adamı. adam orda zırlıyor, kendini kesecek belki. cerende tık yoktu.
-
45.
+4artık iyice cesaretlenmiştim. karşımdaki hocanın sevgilisi değil, ev hocanın evi değildi. karşımdaki sadece bir karşıcinsti, bende herkese oynadıgım rolü oynayacaktım. ceren birasını hızlı içti busefer. birayı masaya koydugunda "nasıl kaçırırım gözlerimi" der gibi aniden kaldırdı kafasını, kitlendi yine bana. soru sormak için bişeyler düşündüğü an bende ondan yana çevirdim başımı. ilk defa bu kadar yakın ve göz gözeydik. dudaklarına baktım direk. müthiş dolgunlardı yine. gözleri herzamanki ciksiliğin 20 katıyla bakıyordu bana. dudakları aralıktı. yavaşça yaklaşmaya başladım. geri çekmiyordu kendini. yaklaşırken çığrımdan çıkmıştım artık. ve üst dudagıyla temas ettim ilk, dudaklarında bir karşılık yoktu ama çok derin nefes almıştı. alt dudağa yöneldim direk, karşılık gelmeye başladı. nefesleri düzensizleşti. elini başıma zütürdü, yoluyordu saçlarımı. müthiş karşılık vermeye başladı, diliyle sevişiyordu hatun. sonra birden çekti dudaklarını, uzaklaştı.
-
wow yayına katılınca sesi kesilen bakircan
-
ramo bu oluum boş kalır mı
-
anlık hava 44 derece
-
iki gün önce instadan tanıştığım kıza
-
varlıklı bir bin lazım
-
bu gidisle kaptan kirkle evlencem galiba
-
ne kadar müptezel varsa hepsi online
-
telefondan anlayan var mıııı
-
gib kırığı can tayfalar serbest
-
seven kız belli eder mi
-
minguziyi öldürenler 15 yıl sonra çıkıpppp
-
şok dondurması yanında kola içiyorum
-
ne istediğini bilen elit pasifler yazsın
-
istinat duvarı çekti canım
-
fena stresliyim 3 4 gundur
-
habiscan ne isi buldun la
-
kızın nickinde girl yazıyor
-
canım sıkılıyo ağlıcam sıkıntıdan bak
-
üç gözlü adamın türkiye kehaneti
-
ucan kedi ile evlenip memur isci karisimi yasamk
-
illa bir sey uykumu mahvediyor
-
beyazniganin bullugu yalasak
-
sozlik bes yas veledlerle doldu
-
berber çırağına bahşiş verdim
-
abi yediğim seylerden tat gelmiyor noldu bana
- / 1