hobbitköy hatıralarım ve frodonun yolu

Bu arada frodo aslında bir bin. Bilbo dede frodo’yu evlatlık edinmiş. Amk şanslı bini mirasa kondu resmen. Neyse akşam oldu. Herkes meydanda toplanmıştı. Bizde frodoyla ormanda kova yapıp öyle gittik. Hobbitköyde içki satılmıyor beyler. Anca otla takla idare ediyoruz. Meydana gittik kafalar falan iyi kendimizi müziğe verdik sürekli tam çaprazımızda olan dişi hobbitleri kesiyoruz amk. ikiside azgınmış frodo öyle dedi. Hobbitköy kız meslek lisesi çıkışlılarmış. Benim hoşuma gitti tabi bu. Tam o sırada bilbo baggins çıktı geldi amk. Herkes birden kitlendi. Valizini falan toplamış almış yanına.

Çıkın çıkmazında dede bilbo baggins ‘in 111. Yaş günü partisi olduğunu duydum. Hobbitköy’de büyük bi heyecan vardı binler. Herkes partiyi bekliyordu. Bu huur çocuğu bilbo baggins zengindi. Ali ağaoğlu gibi gezerdi köyde. Asosyallikte vardı biraz üzerinde. Evde kendi başına zaman geçirirdi. Frodo bana ‘’olum yaşlı amk naptığını bilmiyor bütün gün ilahi dinliyor’’ demişti. Bende öyle sanıyordum. Fakat bir kitap yazıyormuş. ilkte frodoyla biz ‘’muhtemelen Kur’an ı öğrendi hatim etti yazıyor’’ diye düşünüyorduk. Bir yandan da acaba gençlik yıllarında gibtiği kızlarımı yazıyor diye düşünmeden edemiyordum. Bu bilbo baggins dede yolculuktan sonra ünlü oldu.

Bilbo baggins geldikten sonra gandalf şova başladı. Havai fişekler ardı ardına atılıyordu. ‘’yanıyosun fuat abiiiiiii ‘’ diye bağırdım gandalfa. Duymadı dıbınakodumun yaşlısı. Artık kulaklarda da sorun vardı belli ki. Froda beni kolumdan dürterek ‘’acaba sinek mantarı mı yesek la bi tane’’ dedi. ‘’lan manyak mısın dıbınakodumun hobbiti, halüsünasyonlardan çıkmayız zaten kafada iyi yeter bu’’ dedim. ‘’tamam amk ‘’ dedi. Havai fişeklere görmemiş gibi bakıyorduk. Etraftan ‘’vay dıbına koyayım’’ sesleri geliyordu. Sonra yemek başladı. Herkese kuru fasülye-pilav ve yoğurt dağıtıldı. Bi ara ‘’acaba hobbirköy esnaf lokantasından mı getirdiler bu aşçıyı’’ dedim frodoya. ‘’yaa gibecem bi şeyide beğen bin ye işte yemeğini’’ dedi. Yemeye devam ettim. Sonra herkes alkış tuttu. Bilgo baggins sahnedeydi konuşacaktı. ‘’ayağıkibirliler ! ‘’ diye bağırdı. Ayağıma baktım. ‘’hay senin konuşmaya başlama şeklini gibeyim’’ dedim. ‘’öncelikle kutlamayı hazırlayan hobbitköy belediye başkanına ve yapımda emeği geçen herkese teşekkür ederim. Bugün 111 yaşındayım. Umarım herkes benim gibi eğleniyordur.’’ Dedi. ‘’ frodo cebinden çıkardığı çiğdemden uzattı bana. Aldım bir avuç ve dinlemeye başladık. ‘’ Daha önce de söylemiş
olduğum gibi yüz on bir yıl sizlerin arasında geçirmek için kısa bir süre olduğu halde bunun son olduğunu
bildirmekten müteessirim. Gidiyorum. simdi ayrılıyorum. hoşçakalın!’’ dedi. Aşağıya bir adım attı ve yokoldu. ‘’yok artık’’ sesi duydum bi ara. ‘’allah u akbaaaar !! ‘’ diyerek kalktım frodonun yanından

Tüm bunlardan öncesi biz ormana kova yapmaya giderken at arabası sesi yaklaşıyordu. Forodoyla durup gelenin kim olduğunu görmeye çalıştık. Froda bana dönüp ‘’hurdacı mı acaba kanka ? ‘’ dedi. Ben cevap vermedim. ‘’overlok makinesi ayağınıza geldi’’ sesini duymayı bekliyordum. Sonra bi baktık gandalf geliyor. Frodoyla hemen koştuk. Araba havai fişeklerle ve patlayıcılarla doluydu. ‘’eylem mi yapacak acaba bu amk büyücüsü’’ dedim kendi kendime. Gandalf shire’de ünlü biriydi. Hobbir çocukları ‘’en büyük G! ‘’ diye bağırmaya başladılar. Herkes mutluydu. Bende o sıra ‘’aaaauuuuuuuuuuu’’ diye uludum. Gandalf bana dönüp ‘’ocak dışısın’’ dedi ve güldü. ‘’olum çekilin lan yoldan’’ diye bağırdı gandalf. Ve ‘’akşamı bekleyin’’ diye ekledi. Çok geçmeden davetiyeler gelmeye başladı. ‘’damsız girilmez ! ‘’ ve ‘’davetle alakası olmayanlar giremez ‘’ yazıyordu davetiyenin üstünde. ‘’aha gibi tuttuk amk’’ dedim frodoya. ‘’kanka bi kaç kız var onları çağırır öyle gireriz’’ diye cevap verdi. ‘’tamam amk’’ dedim.

Frodo beni tutup ‘’olum böyle numaraları vardır onun korkma’’ dedi. ‘’lan giberim numarasını altıma işedim dıbınakodumun hobbiti seni’’ dedim. Otun kafası hala kaldığından istemsizce atara gelmiştim. Forodoyla dedenin evine koşmaya başladık. Kapı açıktı. Koşarak girdik ve gandalfı gördük. Frodo gandalfa ‘’gitti mi amcaaaaaaaaaaaaaaaaaa geri dön amcaaaaaa’’ diye bağırdı. Ağlıyordu bin. Gözlerim doldu benimde. Frodo acı bir sesle arabesk rap söylemeye başladı. Gandalf frodoyu susturup ‘’sonunda gitti’’ dedi. Sonra gandalf frodoya bi zarf uzattı. ‘’ahahahha amk dede tüm borçları sana takıp öyle gitti ahah ‘’ dedim frodoya. Zarfı açtık frodo yazıyı okudu. Sonra içindeki yüzüğü çıkardı. ‘’osmanlı turası mı la o ? ‘’ diye yeltendim frodoya. ‘’yok amk turan yüzüğü ülkücü olmam için’’ dedi alaycı bir şekilde. Frodo yüzüğü cebine attı. ‘’bir kuyumcuya gidip okuturuz kanka onu’’ dedim. ‘’manyak mısın lan bilbo amcamın hatırası bu’’ dedi. Gandalfta sıkıca tembihledi bunu. ‘’kitabını giberim o yüzüğü kaybedersen’’ gibisinden laflar söyledi.

Diğer gün oldu. Yine düşünceler içindeyken o sırada gandalf ortaya çıktı. Frodoya kısa bir ziyarette bulunmuştu yoksa gibsen gelmezdi. Zaten hiçbir şeyi anlatmadı bize. Her sorumuza ‘’he laa hee’’ diyerek geçiştirdi. O gizemli biridir özelini açmaz öyle herkese. Heralde bi bilbo dedeye açıyordu. ‘’herşey yolunda mı gençler? ‘’ dedi gandalf. ‘’lan dıbınakoyayım hiç değişmemişsiniz binler’’ diye ekledi. ‘’sende gandalf .d.d’’ dedik frodoyla. Gandalfta bir sıkıntı seziyorduk. Yolda tecavüze mi uğramıştı acaba ? frodo gandalfa ‘’bu yüzük tehlikeli mi ? neyin nesi amk tutuşturdunuz elime, kendimi kurbanlık koyun gibi hissediyorum’’ dedi. ‘’o çok güçlü bir yüzük, liseliler bilmez’’ dedi gandalf.

Bazen haberler kötü geliyordu. Cüceler alçak sesle düşmandan mordor ülkesinden bahsediyordu. Çok korkuyorlardı anlayamıyorduk. Cücelerin her bahsedişinde cebimizden küçük çakıları çıkarıp ‘’gelsinler bilader dıbınakoyayım varsa şekliniz shireye bekleriz’’ tarzında atar gider yapıyorduk frodoyla. Karanlık kule yeniden inşaa ediliyordu. Çok söylentiler duyduk. Elimize çok uruk hai ferrresi geçti. Düşman hakkında olabildiğince bilgi topluyorduk. dıbınakodumun yaratıkları birinci dereceden akraba evliliğiydi. Sakat doğumlar fazlaydı ya da hepsi doğar doğmaz banyoya sokulup kur an yırtıyorlardı. Böyle bi cins olamazdı.

senin dıbına koyarım yazmaya devam edersen özel hayata saygın olsun

Gandalf eve yüzük hakkında bilgi vermek için gelmiş. Frodoyla yüzüğü sıra sıra takmayı düşünüyorduk fakat yattı bizim iş. Bunu gandalfa söyledik. ‘’giberim belanızı daha zamanı değil sakın takmayın’’ dedi. Bişey diyemedik. Frodoya dönüp ‘’bak o yüzüğü çok nadir kullan ya da hiç kullanma. O bir sır artık’’ dedi. ‘’iki kişinin bildiği sır değildir’’ dedim. ‘’hay dıbınakoyayım yaa gibecem bi sus la bişey anlatıyorum’’ dedi gandalf. Frodo sırıtıyordu. Gandalf sinirli sinirli baktı. Frodonun kulağına eğilip ‘’ananı giberim’’ dedi. ‘’tam olarak konuşmayacağım, sana sonra anlatırım. ‘’dedi ardından

Gandalf anlatmaya başladı : Çok uzun zaman önce Eregion'da Elf Yüzükleri yapılmıştı, sizin tabirinizle sihirli yüzükler. Ve bu yüzükler,
elbette ki, çeşit çeşitti: Bazılan daha etkili, bazıları daha zayıf. Zayıf olan yüzükler, elflerin bu hünerleri tam
olarak olgunlaşmadan önce yaptıkları denemelerdi ve Demirci Elfler için bunlar sadece oyuncaklardı yine
de ölümlüler için tehlikeliydiler bence. giber atar yani hiç belli olmaz elf yüzüğü bu dikkat etmek lazım binler. Fakat Âli Yüzükler, Kudret Yüzükleri, işte onlar korkunçtu. Âli Yüzükler'den birini alıkoyan bir ölümlü ölmez, ama büyüyüp daha çok yaşam da elde etmez Frodo,
sadece süregider; öyle ki, sonunda her dakika ona bir yorgunluk gibi gelmeye başlar. Ve eğer Yüzüğü sık
sık görünmez olmak için kullanırsa da, solar: Nihayet tamamen görünmez olur ve Yüzüklere hükmeden
karanlık gücün nazarı altında alacakaranlıkta yürür kardeşim. Evet, er veya geç eğer işin başında güçlü ve iyi
niyetliyse daha geç olacaktır bu, ama ne güç, ne de iyi niyet dayanamaz er veya geç karanlık güç onu
yutar beyler’’ dedi bana dönerek. Yüzümüzün rengi solmuştu frodoyla. Hafiften tırsmaya başladık

Gandalf şiddetlice konuşmaya devam etti ‘’ Kara tahtında oturan Karanlıklar Efendisi'ne
Hepsine hükmedecek Bir Yüzük, hepsini o bulacak Hepsini bir araya getirip karanlıkta birbirine bağlayacak
Gölgeler içindeki Mordor Diyarı'nda.Bu Hükmeden Yüzük; hepsine hükmedecek olan
Tek Yüzük. Bu onun asırlar önce kaybettiği için gücünün büyük ölçüde zayıflamasına neden olan TekYüzük. Onu geri almayı çok arzuluyor. Yüzük için zütünü bile gibtirebilir. Asla yüzüğü almamalı. Yüzüğe ulaşamamalı. ‘’

Bir gün bilbo amcanın evinde toplanıp avare dansı yapıyorduk. Sam, frodo ve ben. Ben gitar çalıyordum onlar mani okuyordu. Sonra ara verdik. ‘’bu günlerde tuhaf şeyler duyuluyor’’ dedi sam. ‘’yarrraam gibtir git o senin bilinçaltından geliyordur’’ dedim. Sam susmayıp ağaç adamlardan, ejdarhalardan, bahsediyordu. Frodo ‘’hasgibtir amk bizi mi yiyiyosun sam, yarak kürek şeyler anlatma’’ dedi. Sam düşünceliydi. Bir zamanlar ormanda bir elf gördüğü inancındaydı. Elfler gerçekti bende bi elf ferresi izlemiştim. Bizim dünyadaki rus hatunları gibiydiler. Hepsi taş gibi ve hepsi çok güzeldi.

gandalf'ında ölmesi üzerine kendimi çok iyi hissetmiyordum binler. görevimi tamamlamak istemiyordum bu benim yüküm değildi amk. o gece aragornla konuştuk dedim böyle böyle. ben dönüyorum devam etmiycem. peki kardeşim yolun açık olsun dedi. frodoyada anlattım durumu, o da kabullendi. buradaki elflerle beraber elrond'a gittim. gandalfın öldüğünü ilettim. oradan da bir at alıp shire'ye geçtim. bi kaç hafta bilbo dedenin evinde kaldıktan sonra pılımı pırtımı toplayıp shireyi terkettim binler. frodo ne yaptı ne oldu ne bitti bilmiyorum. türkiyeye döndüm bende. ve hikayem burada biter. dinleyenlere teşekkürler binler

aragorn bizi gandalfın seçmiş olduğu yoldan zütürüyordu. ''ilk olarak gümüşdaman'ın ulu nehir'e döküldüğü ormana gidicez binler'' dedi. aragornun gösterdiği yere baktık legolas ile. "îşte Lothlörien ormanı!" dedi Legolas. "Halkımın mekânlannın en güzelidir orası. Oranın ağaçları gibi
ağaç hiçbir yerde bulunmaz. inkar eden huur çocuğudur. Çünkü güzün yapraklan düşmez, altına dönüşür. Ancak bahar gelip yeni
yeşiller açınca dökülür bu yapraklar, dallar da gümrah sarı çiçeklerle dolar; ormanın zemini de altın rengi
olur, tavanı da; sütunları ise gümüştendir, çünkü ağaçlann gövdeleri hem pürüzsüzdür hem de gridir. liseliler bilmez olum. Böyle söyler bizim Kuyutorman'daki şarkılarımız hâlâ. O ormanın çatısı altında olsaydım, mevsimlerden de bahar olsaydı, gönlüm sevinirdi'' diye devam etti.

‘’önce bi bildiklerini anlat adamım’’ dedim yolgezere. Ayağa kalkıp kapıya gitti. Hızlıca kapıdan dışarı baktı ve tekrar yanımıza geldi. ‘’kulaklarım çok keskindir’’ dedi. ‘’bravo amk bu mudur? ‘’ dedim. Yolgezer en başından beri bizi izlediğini söyledi. Her olup bitenden haberi varmış aslında. Frodo yolgezere dönüp ‘’casus musun gardaş sen ? ‘’ dedi. yolgezer güldü yine. ‘’güzel cevap’’ dedi ve ekledi ‘’ben frodo baggins denen bir hobbiti arıyordum ve onu hemen bulmam gerekiyordu’’ dikkatlice dinliyorduk. Sonra başını öne eğdi ve sessizce ‘’her gölgeye dikkat edin binler’’ dedi.

Sam hala bahçeyle uğraşıyordu. Gandalf perdeleri çekti. Ev sessiz olmuştu. Maşayla yüzüğü ateşten çıkartıp biraz soğumasını bekledi. Frodo nerdeyse altına sıçacaktı. Bende onun etkisiyle tırsmıştım baya. Çakıyı avucumun içinde tutuyordum, ters bi hareketinde gandalfı 30 yerinden bıçaklayacaktım. Frodo yüzüğü eline alıp havaya kaldırdı. Ben pek göremedim ama sanırım yüzükte ‘’18 cm damarlı yannan isteyen pm pls’’ yazıyordu. Yanılmışım. Frodo gandalfa dönerek : ‘’bu hangi dil amk? ‘’ dedi. ‘’okuyamazsın’’ dedi gandalf ve ekledi ‘’bunlar eski elf harfleri ama mordor lisanı. Fakat ortak dilde anlamı şu : Hepsine hükmedecek Bir Yüzük, hepsini o bulacak Hepsini bir araya getirip karanlıkta birbirine bağlayacak. ‘’

Gandalf gidecekti. Son kez bilbo dedenin evinde toplandık. Son eğlencemiz diye hep beraber sinek mantarıyla kafayı bularak dansöz hobbit falan oynattık. Baya eğlenmiştik. Şafak sökmek üzereydi. Gandalf düşüceliydi hala. Frodo gandalfı dürterek : ‘’bişey mi oldu dayı ? ‘’ dedi. Gandalf düşündü biraz ve konuştu : ‘’Yoo hayır; fakat huzurumu kaçıran bir şey duydum, gidip bir bakmamda fayda var. Eğer derhal yola koyulmanız gerektiği sonucuna varırsam hemen geri gelir, veya en azından bir haber yollarım. Bu arada sen planına sadık kal; fakat her zamankinden daha dikkatli ol, özellikle de Yüzük konusunda. Bir kere daha hatırlatayım: Yüzüğü kullanma! Bak pek güvenmiyorum ama kullanırsan o yüzüğü zütüne sokarım’’ dedi. Ve gitti. ‘’ her an geri gelebilirim’’ dedi giderken.

Ayağa kalkıp ‘’ben gidiyorum binler’’ dedi gandalf. ‘’hemen mi ?’’ dedi frodo. ‘’yok yarraaam amk niye kalktım ayağa’’ dedi gandalf. Sonra ikimizi birden önüne alıp ‘’artık shireye fazla gelmem. Hatta uzun bir süre gelmeyebilirim. Beni görmeden geldiğime inanmayın binler. Yüzüğü kaptırırsanız sizi giberim biliyorsunuz. Beni ummadığınız zamanlarda bekleyin hadi ben kaçtım beyler’’ diye ekledi gandalf. Gandalf gittikten sonra ‘’amk iyice polat alemdar kesildi başımıza yarak kürek konuşuyor gizemli gizemli hiç bi tak anlamadım’’ dedim frodoya. ‘’aynen knka bende neyse gibtir et bi sinek mantarı falan mı atsak ? ‘’ dedi. ‘’ şuku lan bin iyi hatırlattın ‘’ dedim. Sinek mantarlarını atıp başka alemlere gittik. Sonra uyuyakalmışız.

tekrar yola koyulduk. başta epey hızlı gidiyorduk, fakat kısa bir süre sonra yollarımız dikleşti ve zorlaştı.
Döne döne tırmanan yol yer yer neredeyse tamamen ortadan kayboluyor, devrilmiş taşlarla önü
kesiliyordu. Kocaman bulutların altında gece gitgide ölümcül bir karanlığa büründü. Kayaların arasında
buz gibi bir rüzgâr esmekteydi. Gecenin yansına varmadan büyük dağların dizlerine kadar tırmanmış
oldular. Buradan sonra dar patika sol taraftaki dimdik bir kaya duvarının altından dolanıyor, kayaların
üzerinde de Caradhras'ın sert yamaçları karanlık içinde görülmez bir heyula gibi yükseliyordu; sağımızda ise araziyi aniden derin bir vadiyle bölen karanlık bir uçurum vardı. Zahmetle dik bir yamacı tırmanıp bir an için tepede durduk. Gandalfa dönerek ‘’bizi orklar değilde bu hava şartları ve engebeli yollar gibecek amk’’ dedim.

Aragorna bir elf kılıcı verildi. Kılıcın ismini anduril yani batının ateşi koydu. Bende bana cesaretimden dolayı hediye ettikleri elf bıçağına gibici ismini vermiştim. Bilbo dede frodoya kılıç ve zırh yelek vermişti. Elrond sürekli uyarıyordu bizi sauron’un uşaklarına karşı. Elrond gandalfa birlikte oturuyordu. Bizi çağırdı ve ‘’ Yüzük Taşıyıcısı, Hüküm Dağı Macerası'na başlıyor. Aranızdan bir tek onun bir mesuliyeti
var: yüzük çok mühiç binler. Yüzük'ü bir kenara atmayacak, Düşman'ın uşaklarına vermeyecek, kimsenin, hatta çok mecbur
kalmadıkça Grup veya Divan üyelerinin bile ellemesine müsaade etmeyecek. Diğerleri yolda ona yardım
etmek üzere hür refakatçılar olarak gidiyorlar. Bahtınıza göre yolda oyalanabilirsiniz, geri gelebilirsiniz,
başka yollara sapabilirsiniz. Ne kadar ilerlerseniz ayrılmanız da o kadar zor olur; ancak, ne yemin ne de
emirle arzu ettiğinizden daha ileri gitmeye bağlanmış değilsiniz. Çünkü henüz yüreklerinizin gücünü
bilmiyorsunuz ve yolda her birinizin karşısına ne çıkacağını önceden göremezsiniz. Bunlara uymayan olursa anasını gibebilirsiniz. Sende beni dinlemezsen ağır huur çocuğusun " dedi.