+129
-5
Gizemi ilk gördüğümde üniversite ikinci sınıftaydım.
Arkadaş ortamında, muhabbet ederken henüz hiç tanışmamamıza rağmen, ben ne söylesem arkasını o getiriyor yaptığım esprileri nerdeyse sadece o anlayıp o gülüyordu.
Ve bu oldukça hoşuma gitmişti.
Zaten birbirimize bakışlarımızı arkadaşlar anlamış olucak ki o akşam hepsi kendi aralarında kaş göz yapıp bizi yalnız bırakmak için anlaşmışlardı.
Yalnız kaldığımızda gece yarısına kadar sohbet etmiş ve o gece sevgili olmuştuk.
Hayatımda hiç bi kızla bu kadar iyi anlaştığımı hatırlamıyordum.
O günden sonra yediğim yemekte içtiğim suda baktığım, dokunduğum herşeyde gizemi arıyordum.
Hayatımın merkezine koymuştum onu.
Nerelisin diye sorduklarında 'gizemliyim' diye cevap vermişliğim bile olmuştur hatta.
O derece bozmuştum kafayı.
Neyse biz bu şekil okulun örnek çifti olmuş el ele yürüyor, okuldaki kenafir gözlülerin nazarını çekiyorduk.
Öğretmenler bile bizim ilişkimizi onaylamıştı kendi aralarında . Adeta okulun gelin ve damadı olmuştuk. Tülinle caner gibiydik ya da firdevsle abidin.
Ama en önemlisi biz 'biz'dik.
Arkadaşlarım daha sonradan öğrenip gizemin geçmişinden bahsederek her ne kadar benim canımı sıksa da,ben ona çok güveniyordum. Ama her güvenin sonucunda olduğu gibi bu güveninde kırıldığı nokta olmustu.
Ve ilişkimizin 3. Ayında gizemin beni aldattığını öğrendim.
Eskiden aşık olduğu çocukla sanalda yazışmaya başlamış ve bu bi şekilde benim kulağıma gelmişti.
Yerin kulağı var derler ya o hesap.
O günden sonra gizemden iyice soğumuş ama bunu ona hissettirmeden ilişkiye devam ediyordum, bu ihanetten emin olmak için yurda girdiği ve çıktığı zamanlar onu takip ediyordum.
Bi akşam yine gözcülük yaparken, gizemin okulun epey uzağında ki cafeye doğru yürüdüğünü gördüm.
Hava epey karanlıktı.
Kış ayı olduğu için bere ve atkıyla kendimi rahatça kamufle etmiştim.
Gizem cafeye girdiğinde gördüklerim karışısında şok olmustum.
Evet, arkadaşlarım haklıydı, çünkü gizem beni aldatıyordu.
Arkamı dönüp, hıçkıra hıçkıra ağlayarak evin yolunu tuttum.
Yastığa başımı koyduğum an gizeme olan tüm sevgim, yerini nefrete ve intikam duygusuna bırakmıştı.
Ertesi gün arkadaşların hepsini boş bi sınıfa toplayıp oturmalarını istedim.
Tahtaya geçip 'beyler haklıymışsınız, gizem beni aldatıyormuş' dedim sessizce.
Hepsi kendi aralarında;' yaa gördün mü, aha dediğim çıktı gibi klişe cümleler kurarken, ben bi anda köpürüp; 'susun amk beni dinleyin' diye bağırdım. Ortamda ani bi sessizlik oluştu.
Tahtanın önünde bi öğretmen edasıyla ' şimdi güzel bi plan yapmamız gerekiyo' diye söze başladım.
Aklımda tam gizeme layık şeytani bi plan vardı.
Bunu onlara anlattım ve hepsi ayakta alkışlayarak kabul etti.
Ama gizemin ihanetinden haberim olduğunu da kimsenin bilmemesi gerekiyo diye sözlerime ekledim.
Ertesi hafta pazar günü, gizeme gündüz görüşelim dediğim de bugün olmaz büşralarla kuaföre gidicez demişti.
Büşra da bizim mehmetin kız arkadaşıydı.
Tabi gizem bunu mehmete soracağımı akıl edemeden amatörce bi yalan söylemişti.
Mehmeti arayıp çaktırmadan büşranın pazar günü napacağını sormasını istedim.
Mehmette ' kanka adaya gidicez 1 hafta önceden anlaştık biz noldu ki' dedi.
Gizemin yalanı apaçık ortaya çıkmıştı. Mehmete olayı anlatıp durumu idare etmesini söyledim.
Gizem o gün eskisiyle buluşucaktı belli ki, hemen elemanları arayıp durumu anlattım ve pazar günü hiç bi plan yapmamalarını söyledim.
Biz 8 kişiydik ve 2 si daha önceden plan yapmıs ama 5 i okeylemişti.
Pazar günü sabahtan gizemlerin yurdunun önünde arabaya geçip siper olmus bekliyorduk.
Çok uzakta durup dikkat çekmemek istedik, çünkü gizem bizi farketse belki de çakallık yapıp başka yere dönecekti.
Neyse ki tam tahmin ettiğim gibi aynı cafeye girip, o elemanla aynı masaya oturdular. Özellikle kimse görmesin diye kuytu bi yer seçmişti
Ve özenle kurduğumuz plana, adeta bi savaş komutanı gibi start verdim. Güneş gözlüğü ve kep takıp onların oturduğu masanın arkasındaki masaya geçtim. Gizemin arkası bana dönüktü. Ve telefonla whatsap grubuna mesaj atıp ilk adamımı çağırdım
Cafeye ilk önce semih girdi, ve gizemlerin masasına doğru yanaşıp, ' ooo gizem hayatım ne işin var buralarda diyip elini gizemin omzuna attı.
Gizem ne olduğuna anlam veremeyip bi anda çıkıştı.
Eleman salak gibi olduğu yerden semihe bakıyordu. Ya napıcaktı ki.
Çünkü semih iri yarı hayvan gibi bişeydi. Eleman bi çıkışsa semih onu ufalayıp masadaki soda şişesini içene sokardı.
Plan daha ilk aşamada fire vermesin diye ilk kozumu onunla kullanmak istedim.
Gizemse bu arada semihi itip 'git başımdan seni tanımıyorum diye bağırıyordu. Semihte plana uyup fazla üstelemeden yürüyüp ilerdeki masaya oturdu.
Semih gider gitmez bizim lavuk, gizeme ; ' kimdi kızım o kimdi' diye çıkışmaya başladı.
Gizemde vallahalar billahalar diyip konuyu bi süreliğine kapattı
Ardından ikinci mesajı attım.
içeri hakan girdi.
Gizemin yanına yaklaşıp, kulağına eğildi ve bişeyler söyleyip yanağından bi makas alıp ordan uzaklaştı.
Gizem adeta dona kalmıştı. Elemansa artık sinirden pimi çekilmiş bomba kıvdıbına gelmişti
Gizem ne olduğunu anlatmaya çalışırken ben 3 . Mesajı attım ve 3 kişiyi birden içeri davet ettim.
Hepsi bi sandalye çekip gizemin masasına oturdu ve bu akşam da 3 lü takılıyo muyuz yoksa arkadaşta mı bizimle diye muhabbete girdiler. Gizem tam ağzını açacakken, eleman ayağa kalkıp gizeme küfürler yağdırıp masadaki sodayı gizemin kafasına bocaladı ve hızlı adımlarla cafeyi terketti.
Gizem rezil kepaze bi halde bizim elemanlara Allah belanızı versin orspu çocukları diye bağırarak o da dışarı çıktı. Bense kahkahalar atıp ayağa kalktım zafer sarhoşluğuyla birbirimize sarılıp çılgınlar gibi galibiyet marşları söyledik.
edit:ilk kez trende girdim arkadaslar, şukulayanlar elleriniz dert görmesin