0
bi akşam nasıl içmişiz saat sabaha karşı 4 suları falan dışarda serserilik yapıyoz para tak zaten aq o zmanlar. içki sonrası bişeyler yiyelim dedik fırının birini açmışlar sabah ekmeği yapmak için o vakitler dedik nostalji olsun diye simit alalım. hava da buz kesiyo aq. neyse simitleri aldık parkın birinde grup halinde oturuyoz 7-8 kişi varız. o saatte taş çatlaşa 5 yaşında olan çocuğun biri de bira şişesi topluyo parktan. gruptan zaten o sırada ayrıldım yanlız oturup çocuğu izliyorum. ilk defa kendimden bu kadar nefret ettim. o çucuk ekmek parası için gecenin köründe dışarda çalışırken biz baba parasıyla içip sıçıyoz orda burda. dedim en azından çocuk bu akşam çalışmasın. cebimde olan tüm parayı vercem çocuğa çağırdım yanıma konuştuk baya çocukla. öyle efendi bi çocuk ki anlatamam. paramı zaten kabul etmedi almam abi dedi. zorla cebine koydum sonra tembihledim evine gideceksin doğru şimdi dedim. tamam dedi gitti. bizde sonrasında kalkıp evlere değıldık.
binler bizim ev müstakil bahçeli bi ev. bahçeli falan işte. neyse sabah kalktığımda bahçe kapısının arkasına bir baktım para yerde duruyo. meğer o çocuk gece bizi takip edip evi öğrenmiş ve parayı bahçeye atmış. o parayı yerde görünce zaten başımdan aşağı kaynar sular döküldü. o anı hayatım boyunca da unutamam. ve kaç akşam çıktıysam o çocuğu bi daha hiç göremedim.
böyle bi anımdı binler aklıma geldi yine canım sıkıldı bak.
özet: fakir ama gururlu bi çocuktan yediğim ayar diyelim.