-
51.
0Düşünebilir misin, güzel bir kızın bir kolu olmazsa bu ne demektir? Derenin üst başında çıpıl çıpıl yıkanan genç kızlara karışamıyordu. Vücudunu ve ondaki ayıbı her zaman örtmüş örtmeğe mecburdu... Geceleri birbirlerinin evinde toplanıp cümbüş yapan kızlarla da birleşemezdi, çünkü ne tef çalmak, ne de parmaklarının arasına tahta kaşıklar alarak oynamak elinden gelirdi...
-
52.
0Belli ki onun bütün çocukluğu bitmez tükenmez bir hasretle geçmiş; belli ki zeytin dallarına sincap gibi tırmanan, birbiriyle alt alta üst üste güreşen, değirmenin önünde erkek çocuklarla su fışkırtmaca oynayan akranlarına bir duvara yaslanarak dolu gözlerle bakmış. Şimdi bütün bunlara alışmış görünüyordu. Başka insanların yaptığı birçok şeyleri yapmak hakkının kendisinde olmadığını biliyor ve hiçbir şey istemiyordu. Değirmenin kapısı yanındaki taş sedire saatlerce oturup meydanda eşelenen tavuklara, yahut kocaman çınarın kıpırdayan yapraklarına yarı yumuk gözlerle bir bakışı vardı ki, adamı ağlamaklı ederdi. Geceleri babasıyla beraber gelir, onun yanında diz çöküp oturarak bize bakardı...
-
53.
0Sözü kısa keselim adaşım, bizim mağrur ve insafsız Atmacamız değirmencinin bu sakat kızına vuruldu. Tavuslara, sülünlere bakmağa tenezzül etmeyen yabani kuş, kanadı kırık bir çulluğun şikarı oldu.
-
54.
0Eyvah bana ki meselenin çok geç farkına vardım. Ben anladığım zaman alev saçağa sarmıştı... Yoksa çoktan çergiyi toplar, başka yere göçerdim.
-
55.
0Atmaca hiç kimseyle konuşmuyor, düğünlere gitmiyor, zeytinlerin altında tek başına çalıyordu. Ama geceleri çınarın altında adamakıllı coşar, gözlerini kıza diker, üfler, üflerdi... Ve biz titrediğimizi, bağırmak, konuşmak, yahut yerlere atılıp ağlamak istediğimizi hissederdik... Onun çalışında, bir ateş yığını etrafında haykıran ateşe tapanların, yahut batmakta olan bir gemiye çarpan dalgaların feryadı ve inleyişi vardı.
-
56.
0Atmacanın kanatları düşmüştü adaşım. Sarardıkça sararıyordu. Değirmencinin köye indiği günler kapının yanındaki taş sedirde kızla beraber oturduğunu ve tırnaklarını parçalamak ister gibi, iki tarafındaki sert kayada gezdirdiğini görünce bu işin böyle gitmeyeceğini anladım...
-
57.
0Bir gece onu çağırdım, derenin alt başına gittik, kavak fidanlarının arasına oturduk. Çakıllarda acele acele seken sulardan ve uzaklardan gelen bir kurbağa sesinden başka bir şey duyulmuyordu. Atmaca önüne bakıyor, niçin çağırdığımı, ne söyleyeceğimi sormuyordu. Elimi omzuna koydum, gözlerini bana kaldırdı.
-
58.
0helal sana amk.
-
59.
0"Seviyorsun!... " dedim.
"Öyle... " dedi.
"Ne yapacaksın?... " -
60.
0Bu sualin cevabını bulmak ister gibi gözlerini yukarıya, yıldızlı göğe çevirdi. Uzun uzun baktı, birdenbire:
-
61.
0"Sen bizim çeribaşımızsın dedi, gezdiğin yerler benden çok, tecrübelerin fazla, aklın dirayetin bütün Çingenelerden üstündür. Sana açılmalıyım...
Gözlerini hiç indirmeden, sanki yıldızlara anlatıyormuş gibi, söylemeğe başladı: -
62.
0"Onu seviyorum, ne yapacağımı da hiç düşünmedim. Sen benim sevmemin nasıl olacağını bilirsin... Ben ki arkamdan uşaklarını koşturan konak sahibi hanımlara başımı çevirmezdim: yedi köye hükmeden eşraf bana gelip, "Kızım senin için yataklara düştü... Çingene olduğunu unutup seni evlat gibi sineme basacağım, yalnız gel, gel de kızımızı kurtar!... " diye yalvardılar da gene cevap vermeden yoluma gittim; işte şimdi bu bir kolu olmayan kızı seviyorum. Onu alamam, onu kaçıramam... Halbuki o da beni seviyor. Bunu bana evvelisi gün ağlayarak söyledi. Gel dedim, beraber kaçalım. "Acı acı güldü, "Ağam dedi, ben senden noksanım, bana sadaka mı veriyorsun?... " Onu nasıl sevdiğimi anlattım: "Bana kolunun yerine kalbini veriyorsun, bir kalp bir koldan daha mı az değerlidir?"
-
63.
0"Tekrar gözyaşları boşandı: "Olmaz dedi, düşün ki, her karşına çıktığımda senden utanacağım, başım yerde olacak, beni böyle zelil etmek ister misin? Bırak beni, ne olduğumu bilerek ihtiyar babamın yanında kalayım, sende bir daha buralara uğrama. Bana sakatlığımı unutturarak deli deli rüyalar, gördürdün, seni ömrümün sonuna kadar unutamam, ama olmayacak şeylere beni inandırmağa kalkma, eğer sahiden beni seviyorsan hemen buralardan git!... "
-
64.
0Atmaca burada bir nefes aldı ve gözlerini yeri indirdi: "Düşünüyorum, birleşirsek bu ikimiz için de sahiden azap olacak. Aramızda anlaşılmaz, boğucu bir havanın dolaştığını hissedeceğiz. Eğer o bana açılamaz, bana naz edemez, bana içinden geldiği gibi sarılamazsa, gözleri her zaman: "Ne diye gençliğini benim için nara yaktın, sana yazık değil mi?" demek isterse ben ne yaparım? Her sözünden, her tavrımdan alınır: Kızsam ona dokunur, düşünceli olsam ona dokunur, sevsem ona acıyormuş gibi gelir, kucaklasam boş olan kolunun yerinde bir sızı duyar ve bunlar hep böyle sürüp gider...
-
65.
0"Ne yapacağımı, bu halin beni nereye zütüreceğini sorma, bende artık kuvvet yok. Akıl yok, düşünce yok, yalnız aşk var. Mavzer kurşunu gibi çarptığını yene seren bir aşk... Senin Atmacan artık kanatlarını kımıldatacak halde değil!... "
-
66.
0Sustu, son sözler öyle acınacak bir tavırla ağzından dökülmüştü ki, fazla bir şey sormağa, hatta teselli etmeğe kalkışmadım; ona bu halde ne söz söylenebilir, nede o söyleneni duyardı.
-
67.
0Koluna girip çadıra kadar zütürdüm.
-
68.
0işler gittikçe sarpa sarmıştı adaşım. Atmacanın hali beni korkutuyordu. Fakat yapılacak hiçbir şey yoktu. Şimdilik işi oluruna bırakmağa karar vererek yattım. Bütün gece, büyük çınarın altında kollarını açarak sabırsızca bekleyen Atmacayı, ve dudaklarının kenarında geniş bir sevinç, soluk yanaklarında görülmemiş bir pembelikle ona doğru koşan değirmencinin kızını gördüm. Fakat birbirinin kucağına atılacakları zaman şekli belli olmayan tuhaf bir cisim ikisinin arasına giriyor, bir çark gibi fırıl fırıl dönerek ve gittikçe büyüyerek onları ayırıyordu.
-
69.
0Günler, kuvvetli bir rüzgârın sürüklediği beyaz bulut kümecikleri gibi birbirinin arkasına geçip gidiyorlardı. Ve biz, bunların sonunda muhakkak bir fırtına kopacağını seziyorduk. Herkes müthiş bir şeyden korkuyor gibiydi. Bütün çergiyi ağır bir durgunluk kaplamıştı.
-
70.
0ihtiyar ve tecrübeli Çingene karıları bildikleri afsunları okuyorlar, bütün iyi ve fena ruhları zavallı Atmacanın imdadına çağırıyorlardı. O, gittikçe çöken yanakları, nereye baktığı belli olmayan şaşkın gözleriyle geçerken delikanlılar başlarını yere eğiyorlar, genç kızlar ölü gibi sararan benizleri ve titreyen dudaklarıyla arkasından bakıyorlardı.
-
22 07 2025 güncel sözlük reisleri
-
ucan kedi bu kadar erkegin icinde ne ariyon la
-
mersinden sesleniyorum
-
dünyanınn en kısaa fıkrasııı
-
alaynizin amk kafayı
-
yaşasın titö örgütü
-
enguzelhalinle
-
aga black metel makyajı yapıp
-
bu adamın soy adı nedir
-
rasim ozan kütahyalı kütahyaya bir kere
-
ucan kedi gecen gun damar yolumu bulamadilar
-
madem kesin olarak cin var
-
depremde ölen arkadasımla çekildiği foto
-
olm kurs önerin la
-
iki tane işsiz ikisi de yazılımcı amk
-
muhtar sonses denen lavuğa noldu
-
beyler yine ak partiye oy verme kararı aldım
-
abi cocuk salak aw
-
keser döner sap dönerrrrr
-
baycerrah ifsasisisisisi
-
one piece sonu nereye varıyor amq
-
gey memoş seni öldürecem
- / 1