/i/Başıma Geldi

Hayatta başınıza gelenlerden ibaret değil midir?
  1. 9.
    0
    Sırma yazın eski oturduğu ilçeye ablasının yanına ziyarete gelecekti. Biz de o zaman buluşup hasret giderecektik. Sürprizini de o zaman yapacaktı bana. Ne olduğunu çok merak etmiştim. Ne kadar üstelesem de söylemedi. ip ucu ver bari dediğimde daha önceden yapmak isteyip de cesaret edemediğim bir sürpriz ama artık cesaretimi topladım dedi. Aklıma bir şey gelmişti ama acaba doğru şey miydi aklıma gelen?

    Büyük gün geldi ve biricik sevgilimle buluştuk, ne kadar çok da özlemişiz birbirimizi bol bol sarıldık. Okul zamanında olduğu gibi beraber sohbet ederek yürüdük. Yeni evlerini, yeni mahallelerini anlattı bana. Acaba gideceği okul nasıl bir okul olacaktı? Ona asılacak erkekler olması düşüncesi çıldırtıyordu beni.

    En son yorulduk ve bir yer bulup oturduk. Diz dize göz göze otururken dedim hadi artık meraktan çatladım neymiş şu sürprizin. Tamam dedi masum bir gülümsemeyle ama gözünü kapat. Tamam dedim kapattım ama içimden geçiriyorum, galiba evet gerçekten tahmin ettiğim şey geliyor derken dudaklarımdan öptü beni.

    Evet, yapmak isteyip de cesaret edemediğim bir şey dediğinde aklıma gelendi bu. Daha önceden başka kızları yanağından öptüğüm olmuştu ama bu hayatımda bir ilkti. ilk kez biriyle dudaktan öpüşüyordum. Çok amatör bir öpücüktü ama onun dudaklarının sıcaklığını, hafif ıslaklığını çok iyi hissetmiştim. Gözlerimi hafifçe araladığımda bana bakmış gülümsüyordu. Bana bu kadar güvenmesi, beni bu şekilde dudağımdan öpmesi tarifi çok zor duygular içerisindeydim. Bu öpücük sanki bizi birbirimize daha çok bağlamıştı ya da sonu gelmeyecek bir şeylerin başlangıcı olmuştu o zaman bunu bilmiyordum.
    ···
  2. 8.
    0
    Artık işi ilerletmiş bazı derslerde yan yana oturmaya başlamıştık. Birbirimizin ellerini renkli kalemlerle boyuyor, birbirimize sürprizler yapıyorduk. Hatta el ele tutuşmaya bile başlamıştık. Bahar aylarının da gelmesiyle biz de gevşeyip rahatlamıştık. Bazı günler Sırma okula gelirken servise binmiyor, ortada bir noktada buluşup okula beraber yürüyerek gidiyorduk. Yürürken el ele tutuşuyor, ara ara da sarılıyorduk. Birbirimizle aynı anda aynı filmi açıp telefonda konuşurken filmi izliyorduk. Şu an düşününce ne kadar saçma gelen ama o zaman bir o kadar güzel olan ne varsa yapmışız.

    Mutluydum, okul umrumda değildi, havalar güzeldi, sevgilim vardı, birbirimizi seviyorduk ve çok iyi anlaşıyorduk. Birlikte hayaller kuruyorduk. Hayatımda yolunda gitmeyen bir şey yoktu. Bir şey dışında. Sene sonunda Sırma uzak bir ilçeye taşınacaktı ve okul değiştirmek zorundaydı. Bu biraz moralimizi bozuyordu ancak olsun biz birbirimizi seviyorduk ve vazgeçmeyecektik. Fırsat buldukça buluşacaktık ve sürekli telefonda birbirimizle konuşacaktık.

    Dönem sonuna kadar olan zamanı dolu dolu birbirimizle geçirdik ve lise iki bitti. Sırma taşındı. Kararlaştırmıştık yazın buluşacağız. Birbirimizi çok özlemiştik. Üstelik Sırma, sana bir sürprizim var demişti. Çok seveceğin bir sürpriz.
    ···
  3. 7.
    0
    Yazmayı unuttum, Sırma bu konuşmalar olmadan bir süre önce bakıştığımız zamanlarda facebooktan hiç alakası yokken hiç muhabbet etmişliğimiz yokken derslerle ilgili bir konuda mesaj atmıştı bana. O zaman teşekkür edip konuyu kapatmıştım hiç muhabbet açmaya çalışmamıştım. Kız bir şeyler deniyordu en azından, bende o da yoktu.

    Bir süre düşündüm istiyor muyum, olur mu diye? Bakıldığı zaman istemiyordum, herhangi bir his de yoktu içimde ama dedim ya ergenlik hormonları, başta anlattığım dayımın vefatı ve terk edilme olayları üst üste binince çok da düşünmedim açıkçası. Şu da var dayım vefat etmeseydi, terk edilme gibi bir olay yaşamamış olsaydım da kıza yazardım diye düşünüyorum. insanın bir sevgilisi olmak zorundaymış gibi hissettiği zamanlardan birinden geçiyordum sanırım.

    Yazdım facebooktan Sırma'ya. Konuşmaya başladık. Başlarda o da çekingen ben de çekingenim soğuk soğuk konuşuyoruz. Birbirimizi tanımaya çalışıyoruz, en sevdiğin renk, en sevdiğin müzik, aile ile ilgili sorular, en çok gitmek istediğin şehir gibi sorularla birbirimizi tanıma aşamasındayız. Henüz bir ilişkiye başlamamışız. Facebooktan konuşuyoruz muhabbet ediyoruz ama okulda birbirimizle tek kelime konuşmuyoruz. Anca uzaktan bakışıp salakça sırıtıyoruz. Sınıftakilerin arkadaşlarımızın falan haberi yok henüz. Bir tek çöpçatanımız Özlem ve onun sevgilisi Onur. Onur'la lise birde tanışmıştık ama pek samimi değildik. Lise ikide aynı sınıfa düşünce muhabbetimiz artmış, daha da samimi olmuştuk. Sonrasında ise zaten en iyi arkadaşım oldu kendisi.

    Facebooktan konuşup, okulda bakışma durumu bir süre devam etti. Artık birbirimizle daha samimi konuşmaya başlamıştık. Konuşmaya bir başlıyor hiç uyumadan sabahın ilk ışıklarına kadar sohbet ediyorduk. Başlangıçta pek yanaşmasam da benim de hoşuma gitmeye başlamıştı. Sırma ile konuşurken mutlu oluyordum, iyi anlaşıyorduk, ona karşı bir şeyler hissetmeye başlamıştım.

    Yine bir gece facebooktan konuşurken bu işin ismini koyalım artık dedik ve ilişkimize başladık. Artık okulda da birbirimizle konuşmaya başlamıştık. Sınıftaki arkadaşlarımıza konuyu açıp haber verdik. Ben onu diğer sınıflardaki arkadaşlarımla tanıştırdım, o beni kendi arkadaşlarıyla tanıştırdı. Sırma'nın evi okula uzaktı, servisle gidip geliyordu. Benim evim yakın olduğu için yürüyerek gidip geliyordum. Okul çıkışı servisi biraz geç gittiği için ben Sırma'yla servisi bekliyordum. Arkadaşlarım da beni bekliyorlardı. Az küfürlerini yemedim bu sebepten.
    Tümünü Göster
    ···
  4. 6.
    0
    Ben cam kenarında baştan üç ya da dördüncü sırada oturuyordum şu an net hatırlamıyorum. Duvar kenarında en ön sırada da oturan bir kız var. Pek bir muhabbetimiz olmamış. Adını biliyorum o kadar. ismi Sırma (gerçek adı bu değil, takma isim olarak bunu kullanacağım). Derslerde, teneffüslerde falan bununla sürekli göz göze geldiğimizi fark ettim bir gün. Kızı sürekli bana bakarken yakalıyorum. Sonra ilgimi çekti ben de bakmaya başladım. Öz güveni düşük biri olduğum için de göz göze geldiğimiz zaman falan hemen kaçırıyorum gözlerimi. Gidip konuşamıyorum muhabbete girme gibi bir yeteneğim de yok. Bu bir süre böyle devam etti.

    Ben okuldan eve gelip yemek yeyip, evdekilerle oturup televizyon izleyip, odama giderek ders çalışma numarası yapıp, bilgisayarda oyun oynuyor, facebookta takılıyor sıradan bir hayat geçiriyordum işte. Yine bir gün facebookta gezerken bir mesaj geldi. Baktım mesaj lise birde de aynı sınıfta olduğum kavanoz dibi gözlüklü, sivilceli, saçlar at kuyruğu, nizami bir şekilde okul forması giyen ama aynı zamanda da pek neşeli ve her daim güler yüzlü olan Özlem'den gelmiş. Yusuuuuf (gerçek ismim değil Deli Yürek hastası olduğum için bu ismi seçtim) diye bir mesaj atmış.

    Muhabbetimiz olan bir kızdı ama yine de mesaj atmasına şaşırmıştım. Havadan sudan muhabbetten sonra bu bana kız arkadaş mevzularını açmaya başladı. işte ne yapıyorsun kız arkadaşın yok mu falan diye. Ben olmadığını söyledim. Aaa öyle mi bulalım sana o zaman birini dedi. Benim orada kafada ışık yandı. Anladım neler döndüğünü. Özlem ile Sırma sıra arkadaşıydı, Sırma kendi gelip konuşmaya cesaret edemediği için Özlem'i yollamıştı bana. Tabi bunu yapmayı gururuna yediremediği için de böyle bir senaryo kurdular ama yer mi Anadolu çocuğu? Yedim.

    Yani yemiş gibi yaptım. Sana birini bulalım dedikten sonra ben bir şey çaktırmadım. Bulalım da kimi bulcaz ki dedim. Dur dedi ben bir düşüneyim kim olur diye. Tamam dedim sen düşün bakalım. 2 dakika geçti geçmedi geldi. Bizim Sırma var yaa çok temiz, iyi kızdır falan yağlamaya başladı bu. Düşünce güzel ama planın uygulanışı çok amatörce. Ben dedim iyi güzel de o ne der bu işe? Devamında da ne diyecek dünden razı zaten o yolladı seni diyemedim tabi. Ben onunla da bir konuşayım diye gitti bu. Sonra konuştum o da tamam dedi sen facebooktan yaz konuşun tanışın dedi aradan çekildi görevini başarıyla tamamlamış bir çöpçatan edasıyla.
    Tümünü Göster
    ···
  5. 5.
    0
    Lise ikinin birinci dönemi. Ben ergenliğin zirvesindeyim. Alan seçimi yapıp lise ikiye yeni sınıflarımızda yeni arkadaşlarımızla başlamışız, tabi lise birde aynı sınıfta olduğum arkadaşlarım da var ama çoğunluk farklı. Alışma sürecinden sonra aralık ayının ortalarındayız sınıfın erkekleri ile kaynaştık cam kenarı arka tarafa geçip birbirimize saçma sapan küfürlü fıkralar anlatıp anıra anıra gülüyoruz. Şimdi düşününce bir anlamı yok ama o zaman çok komik geliyordu ve güzel vakit geçiriyorduk.

    O sıralar 2 ay önce dayımı kanserden kaybetmiş ve sevgilim tarafından hiçbir kanıt bile göstermeden sen beni aldattın birileri bana söyledi diyerek salakça terk edilmiştim.
    Halbuki ortada hiçbir şey yoktu. Sonradan anladım ki o sıralar kızla da yakın arkadaş olan benim şerefsiz bir arkadaşım kıza tutulmuş bizi ayırmak için de kıza böyle bir yalan söylemiş, benim gerizekalı sevgilim de ayrılmak için bir bahane bekliyor olacak ki ayağına gelen fırsatı tepmeyip benden ayrılmış.

    Neyse bunu çok ayrıntılı anlatmaya gerek yok. Demek istediğim üst üste iki darbe almış bir ergen olarak hayatıma devam ediyordum.
    ···
  6. 4.
    0
    Üzerinden hayli zaman geçmesine rağmen ben hâlâ unutmadım, acım dinmedi. Hâlâ aklımdan çıkmıyor. Belki bir ihtimal yazarak içimde kalanları dışarı çıkararak rahatlarım diye yaşadıklarımı yazmaya karar verdim lise ikiden itibaren. Kimin okuyup okumadığı umrumda değil, ben yalnızca içimdekileri yazıya geçireceğim. Ne geliyorsa, nasıl geliyorsa öyle yazacağım.
    ···
  7. 3.
    0
    Bunu demişti lise iki ve lise dört arasında ilişki yaşayıp da çok üzdüğüm, çok çektirdiğim kız arkadaşım ayrılırken. Bense o zamanlar oh be kurtuldum sonunda diyerek hiç umursamamıştım. En son hatırladığım benden ayrılma diyerek yalvarmıştı. Defalarca telefondan aramasına, en azından yüz yüze konuşalım öyle ayrılalım mesajda yapma bana bunu demesine rağmen hiç takmamıştım. En son ise unutma hiç kimse yaşattığını yaşamadan ölmez demişti. Nereden bilebilirdim ki başka bir kızın 4 sene sonra benzer bir biçimde hayatımın içine sıçacağını.
    ···
  8. 2.
    0
    inşallah
    ···
  9. 1.
    +1
    Hayatta dünya tersine dönse,
    Yaptığını çekmeyen insan olmaz.
    Bu dünyada hiç bir kimse,
    Yaşattığını yaşamadan ölmez.
    ···