/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 176.
    +1
    rezzzzzzzzzzzzz panpaaaaaa
    ···
  2. 177.
    +1
    Ben askerden geleli yaklaşık 6 ay oldu. Kış aylarındaydık. Daha önce de belirttiğim gibi bu zamana kadar ufak tefek işlerde çalışmıştım.

    Burcuyla ilişkimiz gayet iyi gidiyordu. Herhangi bir sorun sıkıntımız yoktu.

    Son dönemlerde kendimizi biraz aştık. Burcu bazen geceleri beni eve alıyordu. Bu kısım biraz özele giriyor ama açacak olursak şöyle;

    Çoğu sevgili bazen telefonda sanal ilişki kurar diye düşünüyorum. Sanal ilişki kurmayanlar reelde ilişki kuruyorlardır diye düşünüyorum.. Bizimki sanaldan başlayıp o şekilde ilerlemişti.. Bu sanal ilişki ben askerdeyken de vardı.

    Bazen Burcu geceleri beni eve çağırıyordu. Hatta çoğunda o çağırmıyordu da ben ısrar ediyordum. Gece kardeşi uyuduktan sonra sessizce beni eve alırdı. Odasına geçerdim. Odasının kapısını kilitlerdi. Sabaha kadar Burcu ile birlikte onun yatağında kalırdık. Sabah erkenden saat 5 buçuk 6 gibi de kardeşi uyanmadan kalkar giderdim. Ama aramızda hiçbir zaman tam anlamıyla ilişki geçmedi. Yani tam anlamıyla ilişkiye hiç girmedik.

    Burcunun kardeşi köyü çok sevdiği için, oradaki işlere yardım etmek amacıyla birkaç kez hafta sonları köyde kaldığı oldu. Burcu da böyle durumlarda evde kaldı yine ben gittim. Sabahladık.
    Toplamda 15 kez civarında onun odasında sabahlamışızdır.

    ilişkiye girmek için hiçbir zaman zorlamadım. Nasıl olsa evlenecektik. ilişki kendiliğinden olur diye düşündüm.

    Aklımda direkt evlilik vardı. Burcu haricinde bir evlilik düşünmüyordum. Çevremden birisi aklıma ne zaman evlilik konusunu getirirse aklıma Burcu geliyordu. Burcuya o kadar adapte olmuştum ki aklımda sadece o vardı. Sanki dünyada evlenilecek bi o insan kalmış gibi geliyordu bana. Ondan sonra başka biriyle hayatta düşünmüyordum.

    Ocak ayında bir gün bir iş haberi geldi bana. Karayollarına iş yapan özel bir firmada Şoförlük yapacaktım. işe başladım. il il, şantiye şantiye geziyordum. Bazen Ankara’ya yakın olduğum zamanlarda bile gele il dışından sırf Burcu’yu görmek için evine girip sabaha kadar onun yatağında yattığım oldu..

    Tek sorun vardı. ilişkimiz başlayalı 1,5 yılı çoktan geçmişti. Hala Burcu’nun yakınlarıyla tanışamamıştım. Ben artık evlilik için ciddi bir adım atmak istiyordum. Burcu da istiyordu. En azından istiyor gibi gözüküyordu. Ama hala ne annesiyle, ne babasıyla tanışamadım. Burcu da tanıştırmak için hiç acele etmiyordu.

    Normalde bir ilişkide benim bildiğim kız ister erkeğin ailesiyle tanışmayı ama bizimki tam tersineydi. Burcudan çok ben istiyordum ailesiyle tanışmayı.

    Yaz geldi. Burcuyla 2. Tanışma yıldönümümüzü kutladık.

    Karayollarındaki işten ayrılmayı düşünüyordum. işten pek hoşnut değildim. Ben şehir dışında çalışmaya devam ederken bana Ankara’dan sahne, düğün işleri geliyordu.. Şehir dışında olduğum için almıyordum işleri. Bir gün maaşımızın verilme zamanı geçti. Zorunlu olarak izne gönderdiler. Avans ta vermediler. Bende anında işten ayrıldım.

    Ankara’ya dönüp müzik işlerine devam etmeye başladım. Yılın 6 ayı bizim işler iyi olur.. Sadece 6 ay durgun olur kış nedeniyle.
    Artık çoğunlukla Burcu bize gelmeye başladı. Ben seyrek gidiyordum oraya. Ne zaman canı sıkılırsa binip geliyordu. Ankara’nın içinden bir de dolmuşa biniyordu bizim eve kadar geliyordu.
    Akşam evine dönerken de bazen ben bırakıyordum onu. Bazen kendisi gidiyordu.

    Annemi genellikle arar hal hatır sorardı.

    Biz hala evlilik hayalleri kurmaya devam ediyorduk. ilişkimiz gerçekten güzeldi. Hiçbir sorunumuz sıkıntımız yoktu. Gayet memnunduk birbirimizden. Dışarıdan bizi gören herkes, ne zaman evleneceğiz diye merakla bakıyordu.

    Burcu’nun kız arkadaşlarıyla da sürekli görüşüyordum bu arada..
    Çiğdem, Özlem, Gülay.. Hepsi beni seviyordu. Hala aynı markette hepsi birlikte Burcu da dahil çalışıyorlardı..

    Özlem ile Burcu çok yakın dostlardı. Ayrılmaz ikililerdi. Özlemin bana sonsuz saygısı vardı. Bana gerçekten bana değer veriyordu. Çok efendi bir kızdı. Sevgilisi de çok efendi bir çocuktu. iyi insandı. Gülay da çok iyiydi. O da hala evlenemedi Nişanlısı vardı. Çiğdem aynı şekilde evlenmeyi hala düşünmüyordu. Burcu, Gülay ile Çiğdeme abla diye hitap ederdi.

    Ben askerden geldikten sonra birkaç kez iş değiştirdim. Hayat iyi kötü bir şekilde devam ediyordu. Benim için önemli olan tek şey Burcuydu. Onun dışında her şey teferruattı benim için.

    2 seneyi aşkındır sevgiliydik. Ve gerçekten çok şeyler yaşadık. Askerliğimin yarısından beri Burcuyla hep ciddi düşündüm. Onun ciddi olduğunu anladıktan sonra bende ona karşı tamamen ciddi düşünüyordum. Onu namusum, karım olarak görüyordum. Benim diyordum. O kadar sahipleniyordum.

    Önümüzde kurban bayramı vardı. Kurban Bayrdıbının 4. Günü sabah erkenden Burcu otobüse binip babamın elini öpmek için bize gelecekti. Akşamdan öyle konuşmuştuk.
    Biraz gecikti Burcu.. Sabah en geç 10 gibi bizim evde olması gerekirken 12 buçukta bizde oldu. O günü o şekilde geçirdik.
    Tümünü Göster
    ···
  3. 178.
    +1
    Kurban Bayramından sonra ailem tatile çıkma kararı aldı. Benim Ankara’da hafta sonu sahne işlerim olduğundan dolayı gidemezdim. 5-6 gün boyunca evde kimse olmayacaktı.

    Bir gün Burcuyla akşamdan kararlaştırdık. Ertesi gün işten izin alıp sabah erkenden bize gelecekti. Ben sabah erkenden kalkıp duşumu aldım traş oldum.

    Odamda kıyafetlerimi giyerken sağa sola bakınırken aklıma bir fikir geldi.
    Yatağımın tam karşısında duran pc monitörümün tepesinde duran webcamı görünce Burcuyla ikimizi kaydetmek istedim.
    Bunu düşünürken aklımda herhangi bir kötü düşünce, bir art niyet kesinlikle yoktu. Sadece amacım sevdiğim kız ile ikimizi gizlice çekip arada bir aklıma geldikçe izlemekti ki Burcuya söylesem kesinlikle kendini çektirmezdi bu yüzden gizli yapmayı düşündüm. Sadece kendim de saklayacağım bir hatıra olacaktı benim için. Kaydı herhangi birine gösterecek kadar adi değildim sonuçta.

    Burcunun gelmesine 1 saat falan vardı. Webcamdan video kayıt programı pc de yüklüydü. işe koyuldum. Pc yi açtım. Kamerayı tam yatağımı görecek şekilde ayarladım. Bende harici bir mikrofon vardı onu pc ye bağladım. Mikrofonu halının altından kablosu görünmeyecek şekilde yatağımın yanına kadar çekip oraya bir yere gizledim.

    Burcu geldiğinde bir ara odama çıkıp kaydı başlatıp monitörün elektriğini kapatacaktım. Burcu bilgisayarın açık olduğunu fark edemez diye düşündüm. Fark edemezdi. Aklına bile gelmezdi bilgisayarın kasasının çalışıp da webcamın kayıtta olduğu..

    Aradan zaman geçti. Akşama kadar takıldık bizim evde. Seviştik her zaman ki gibi saatlerce yatağımda.. Ama yine aramızda ilişki olmadı. Ben zorlasam ilişki olurdu ama ona kıyamıyordum. Çünkü onu canımdan, her şeyimden çok seviyordum. ilk göz ağrımdı o benim. Daha önce kimseyi sevmemiştim. Bundan sonrada bir başkasını bu kadar sevebileceğimi düşünmüyordum.

    Benim video kaydı başarılı geçti. 2 saat civarında kayıt aldım. Sonra bu kadar yeterli diye düşünüp takunu çıkarmamak niyetiyle Burcu lavabodayken kapadım pc yi.

    O gün Burcuyu yolcu ettikten sonra bir kere göz attım videoya.. ikimizin de çırılçıplak olduğu durumlar vardı. Baya net kayıt olmuştu.

    Videoyu bir DVD ye kopya ettim. Bilgisayarımdan sildim. Sadece o DVD de vardı. Onu da çok gizli bir yere sakladım. Öylece koyduğum gibi kaldı. Hiç çıkarmadım.

    Daha sonra aramızda bir tartışma geçti. Burcu sadece ikimiz arasında yüzük takmamızı istedi.
    Ben buna çok kızmıştım. Neden ailenle beni tanıştırmıyorsun? Neden ailenin karşısına geçip bu çocuğu seviyorum, evlenmek istiyorums diyemiyorsun? Neden o yüzük aileler arasında takılmıyor da kendi aramızda takılacakmış?? Diyerek köpürüyordum.

    Ben tamamen işin ciddi boyutundaydım. Bir an önce olsun bitsin evlenelim istiyordum. Artık iyice birbirimizi tanımıştık. Yeterince birbirimize yakınlaşmıştık. Bundan sonra devam etmemiz ilişkimize zarar vermek demekti.

    O akşam Erdem ile takıldık. Elimize aldık biralarımızı biraz kafa dağıttık. Hakan o aralar Karadenizde memleketindeydi.

    Bir gün bir iş denk geldi. Gidip görüştüm işe başladım. Gayrimenkul, Devremülk Pazarlamacılığı yapıyorduk. Sıradan bir işti işte.. Maksat boş kalmamak. Evde babamla oturup kavga etmektense orada akşama kadar vakit geçirmek daha hoş sayılırdı. O işte devam ediyordum.
    Yaz ayları bitmiş yavaş yavaş kış geliyordu.

    Son zamanlarda Burcu ile tartışmalarımız kavgalarımız çoğalmıştı.

    Bir gün Burcunun arkadaşı Çiğdem beni aradı;

    - Nasılsın Müzisyen görüşmeyeli ?
    - iyiyim teşekkür ederim Çiğdem sen nasılsın nasıl gidiyor?
    - Bildiğin gibi işte.. Seninle konuşacağım önemli bir şey var.
    - Evet, buyur seni dinliyorum.
    - Bu hafta sonu Gülay’ın doğum günü var. Biz iş çıkışı kafede kutlamayı düşünüyoruz. Burcu da orada olacak. Biz arkadaşlarla düşündük, taşındık aklımıza bir şey geldi. Burcu ne zamandır aranızda yüzük takmayı istiyordu ya hani? Burcuya orada sürpriz yapmak istiyoruz. Sadece Burcu’nun haberi olmayacak. Burcu ile sana arkadaşlar arasında yüzük takmak istiyoruz. Ne dersin?
    - Olur tabi ki neden olmasın Çiğdem. Yüzükleri ne zaman alacağız? (Olmaz diyemedim. Artık buna da razıydım. En azından bu da bir şeydi.)
    - Ben buradan alırım.. dedi.
    - Parasını ben gönderiyim öyle al dedim.
    - Param var. Ben Burcunun da zevkine göre bir yüzük belirleyeyim sen geldiğinde verirsin parasını dedi.
    - 150-200 TL civarında bir yüzük alacağını söyledi.
    - Parmağımın ölçüsünü istedi Çiğdem. iyi akşamlar deyip kapadık.

    Hiç param yoktu. Oraya parasız gidemezdim.

    1- Çiğdeme yüzük parası verecektim.
    2- Gülay’a doğum günü hediyesi alacaktım.
    3- Sonra orada o kadar kızın arasında tek erkek ben olacaktım. illaki hesabı ben ödeyeyim diye teklifte bulunacaktım.
    4- Sonra gidiş-geliş derken bir sürü paraya ihtiyacım vardı.

    Çalıştığım işten de daha doğru düzgün hiç para alamamıştım. Acilen bir yerlerden para bulmam gerekiyordu. Babamdan istesem verdiği paranın 2 katını geri ona verip susmasını rica edeceğim kadar laf ederdi bana..

    Her zaman aynı, hiç değişmeyen sıradan lafları vardı babamın;

    - Sen adam olmazsın
    - Senden bi baltaya sap olmaz
    - Sen böyle geldin böyle gidersin
    - Senin kimseye 5 kuruş faydan olmaz
    - Sende baba ol senin çocuğun da senden beter olsun da gör

    Bu laflara artık duyu organlarım o kadar alışmış ki bağışıklık kazanmışlar hiç tepki vermiyordum duyduğumda umursamıyordum hiçbir zaman. Çünkü babam bu lafları her zaman söylerdi. Biz iyi olsak da kötü olsak da o sürekli bunları söylemeye programlanmış gibiydi.

    Sonuç olarak bana hafta sonu Gülay’ın doğum günü partisi için ve Burcuyla yüzük takabilmemiz için paraya ihtiyacım vardı.
    Yine teyzem koştu yardımıma. Sağ olsun. Allah razı olsun. Allah parasına kat kat bereket versin. Çok alçakgönüllüydü teyzem. Çok cömert idi. Yakınında biri zor durumda kalsa ona yardım etmeden gözüne uyku girmezdi.

    Üstelik Burcu’ya bu zamana kadar hiç ısınamamıştı teyzem. 2 buçuk yıldır Burcu ile ilgili bir kez bile hiçbir şey sormamıştı bana. Hiç yıldızları barışmamıştı. Yeğenlerinin içinde en çok beni sevmesine rağmen bir kere bile adını ağzına almadı Burcu’nun. Herhalde en başından beri gıcık kapmıştı Burcu’ya.

    Teyzem tekrar para verdi bana. Teyzemden aldığım bütün paraları yazmıştım. En kısa zamanda tüm borcumu kapatacaktım. Bir an önce kapatmayı istiyordum her zaman.

    Hafta onu gittim. Kafede köşede bir masaya oturdum. Çay söyledim. Çayımı yudumlarken kızlar marketten çıkmış benden sonra geldiler. Ta karşı masaya oturdular. Ben çok zula bir yerdeydim. Beni fark etmediler.
    Biraz sonra kalktım kızlara doğru yürüdüm. içlerinden 1-2 tanesi beni gördü.. Sus işareti yaptım parmağımla. Yanaştım iyice. Burcu’nun gözlerini arkadan kapadım ellerimle. Kim olduğumu bilemedi. Benim de oraya geleceğim aklının ucundan bile geçmemişti.

    Oturduk. Pasta kesildi. Hediyeler verildi. Sıra sürprize geldi. Burcu ile yan yana oturuyor el ele tutuşuyorduk. Çiğdem birden çıkardı yüzükleri. Sürpriz diyerek. Burcu sevindi. Takıldı parmağımıza yüzükler. Artık arkadaşlar arasında da olsa sözlüydük. Burcu sürekli bunu istiyordu zaten hep kendi aramızda yüzük takmayı..

    Kafeden çıktık. Kızlarla yürüyerek evlerinin yakınına kadar eşlik ettim.
    Oradan ayrıldık. Ben otobüse binmek için otogara yöneldim.

    Param kısıtlı olduğu için ben otobüsle gitmiştim. Ve eve dönüş için bindim otobüse.
    Yol başladı..
    Düşünmeye başladım. Bir gariplik vardı bugün. Herkesin yüzünde gizli bir ifade.. Sanki bir şey saklıyorlarmış gibi.. Özellikle Burcu.. Bi garipti akşam yüzük takarken, pasta yerken. Sanki bir suç işlemiş ve pişman olmamış gibi bir duruşu vardı..
    Çözememiştim..

    Neyse olumlu düşünmeye başladım.. Yüzük takmıştık artık. Bu bile baya önemli adımdı bizim için. Yakında da inşallah aileler arazı takarız diye düşünüyordum.
    Tümünü Göster
    ···
  4. 179.
    0
    Devam Panpa burdayım
    ···
    1. 1.
      +1
      Nasılsın panpa hoşgeldin
      ···
      1. 1.
        0
        Hosbulduk panpa iyilik sen nasılsın
        ···
      2. 2.
        +1
        Takılıyorum hocam. Aratma kendini kayboldun sandım
        ···
  5. 180.
    +1
    Ertesi gün kalkıp işe gittim. Rutin bir gündü. Ama ben parmağımda yüzük olduğu için çok sevinçliydim..

    O günlerde Burcuda bir gariplik vardı. Eski Burcu değildi. Eskisi gibi iştahlı “Günaydın Aşkım nasılsın bebeğim gözümün nuru” demiyordu bana.
    Eskisi gibi iştahlı aramıyordu beni. Hatta hiç aramıyordu. Aniden hareketleri değişiverdi yüzüğü taktıktan sonra.

    10 gün önce böyle değildi..
    O gün beni hiç aramadı. Ben aradım cevap vermedi.
    Burcuda baya baya bir gariplik vardı. Akşam biraz konuştuk uykusunun olduğunu erkenden uyumak istediğini söyledi.. Üstüne gitmedim fazla.

    Ertesi gün sabah günaydın mesajı bile atmadı. O kadar mesaj attım cevap vermedi. Aradım açmadı. Bekledim.. Akşama kadar bekledim aramadı.

    Akşam işten çıktım eve giderken dolmuştan inince başladım aramaya.. Eve yürüyene kadar aradım. Hiç cevap vermedi. Defalarca aradım. Bir taraftan onu arıyor, bir taraftan yürüyordum.

    Eve yaklaştığımda cevap verdi;

    - Efendim
    - Burcu neredesin sen sabahtan beri? Hiç mi umrunda değilim?
    - Çok yoğundum bakamadım
    - Saçmalama! Her zaman böyle mi oluyordu
    - “Müzisyen! Uzatma yoğundum bakamadım telefona. Eve geçince konuşuruz kapatıyorum şimdi” dedi ve birden kapadı yüzüme.

    3 senedir ilk defa Burcudan böyle bir hareket gördüm. Bu ne demekti? Daha 10 gün önceki Burcuyla şimdiki Burcunun arasında dağlar kadar fark vardı.
    ···
  6. 181.
    +1
    büyük bi heyecanlaa takipteyim bro devam
    ···
  7. 182.
    +3
    Arkadaşlar bu kısmı okuyacağınız zaman sizlere tavsiyem arka fon müziği olarak birini seçip dinleyebilirsiniz.

    https://www.youtube.com/watch?v=QPcgK5zNl3A
    https://www.youtube.com/watch?v=Z0T0MkpPGaY

    5 dk sonra evdeydim. Eve girer girmez odama geçtim. Camı açtım. Başımı uzattım. Derin nefes aldım. Sakinleşmeye çalıştım.. Sinir krizi geçiriyor gibiydim. Bir sigara yaktım. Körükleye körükleye çektim sigarayı. Ucundan alev çıkarırcasına asıldım. intikam alırcasına.

    Telefonu elime aldım. Aradım. Cevap vermedi. ikinci aramamda açtı telefonu..

    - Efendim
    - Burcu neyin var senin derdin ne?
    - Bir şeyim yok Müzisyen
    - Açık konuşalım ne istiyorsun problem ne? Ne oldu sana durduk yere?
    - Müzisyeeenn.. Olmuyor
    - Ne olmuyor Burcu?
    - Olmuyor Müzisyen işte.. Devam etmiyor..
    - Ne devam etmiyor ya ne saçmalıyorsun?
    - Artık yürümüyor Müzisyen. Elimden bu kadarı geldi. Devam ettiremiyorum. Hakkını helal et. Benim üzerimde çok hakkın var. Hayatının geri kalanında başarılar dilerim… Kusura bakma. Tekrardan hakkını helal et. Kapatıyorum Hoşça kal..!

    O an sadece dinleyebilmek ile yetindim.

    Başka bir şey gelmedi elimden.

    Hani bazen kulakları çınlar ya insanın.. Hani sol kulak çınladığında biri beni kötü andı, sağ kulak çınladığında biri beni iyi andı deriz ya..

    işte telefonu yüzüme kapadığında iki kulağımda birden şiddetli çınlamaya başladı. Dışarıdaki sesleri duyamıyordum çınlama sesinden..

    Hiç bir şey düşünemiyordum.. Kalakaldım. Hiçbir yerim kıpırdamıyor, konuşamıyordum. .
    Boğazım düğümlendi..

    Mutfaktan annemin sesi geliyor beni yemeğe çağırıyor, ona hiçbir şekilde cevap veremiyordum..

    Ben hayatımı onun üzerine kurgulamıştım. Her şeyimi ona adapte ettim. Onsuz bir an bile düşünemiyordum.. Ama onun bana biraz önce söyledikleri içimi paramparça etti çıktı.
    ···
    1. 1.
      +1
      devam canım kardeşim devam
      ···
      1. 1.
        +2
        Yemekten sonra devam ediyoruz hocam
        ···
  8. 183.
    +1
    kardesım sana yazmak ıcın gırdım merakla beklıyorum
    ···
  9. 184.
    +1
    Panpa devam et
    ···
  10. 185.
    +2
    Bugün gece yarısına kadar devam edeceğiz arkadaşlar. Bizimle beraber gecelemek isteyenler buyursunlar
    ···
    1. 1.
      +1
      hadi panpa ilk günden beri takipteyim non stop...
      ···
      1. 1.
        +2
        Allah razı olsun kardeşim
        ···
  11. 186.
    +1
    kardesım yenı part ne zaman gelır
    ···
    1. 1.
      +1
      birazdan geliyor kardeşim başladım yazıyorum
      ···
  12. 187.
    +1
    Bu arada beklerken dinlemenizi tavsiye ederim

    https://www.youtube.com/watch?v=QPcgK5zNl3A
    ···
  13. 188.
    +2
    Burcu apaçık ayrıldığını söyledi.
    Benim onca şeyden sakındığım, sevmekten bile sakındığım, gözlerine bakmaktan sakındığım, namusum olarak gördüğüm.. Hakkında en ufak art niyet düşünmediğim, askerde onca stresin derdin tasanın içinde her gece yatağıma yatarken düşünerek uyuduğum insan benden ayrılmak istediğini söyledi rahatlıkla..

    Hala boğazım düğümlü bir haldeydim. Ağzımı açmaya mecalim yoktu. Tek kelime bile konuşamadım. Duvarlar üstüme üstüme geldi. Evde duramazdım. Acilen dışarı çıktım.
    Arabaya bindim.
    Evin önünden çıktıktan sonra kendimi tutamadım çocuklar gibi hüngür hüngür ağlamaya başladım. Bir taraftan araba kullanıyordum.. Bir taraftan deli gibi ağlıyordum hıçkıra hıçkıra.. Hayatımda böyle ağladığımı hatırlamıyorum.

    Niye ben ? diye sordum kendime.. Üzülmeyi haketmiş miydim ?
    Ben ona karşı onca saf duygular taşırken acımadan bıraktı arkasına bile bakmadı gitti...

    Büfenin önüne çektim. Ağzımı, yüzümü, gözlerimi silip büfeye girdim. 5 tane ekstra alıp köy yoluna doğru yol aldım..

    Tenha bir yere çektim. Ard arda içmeye başladım. O saatten sonra nasıl yaşağacağım, hayatımın geri kalan kısmını nasıl geçireceğim hakkında en ufak bi tahminim yoktu.
    işte bugün onca emeğimin boşa olduğunu anladım.

    Aslında zamanında tahmin etmeliydim.. Demek ki tahmin edemeyecek kadar körmüşüm. 3 senedir annesinin karşısına çıkıp da ben bu çocuğu seviyorum evlenmek istiyorum diyemeyen kız bana hayır getirmezdi. Bunu başta sezmeliydim. Ama o kadar sevmişim ki sahiplenmişim ki kör olmuşum resmen kendimi göremeyecek kadar..
    ···
  14. 189.
    +2
    Ard arda durmadan içtim. Bir taraftan ağlayıp bir taraftan içtim.
    Yaşadıklarımı asla haketmediğimi düşünüyordum.

    O gün bana sabah olmayacaktı.. O halde eve gidemezdim. Yatıp uyuyamazdım. Odam bana dar gelirdi.. Yatağım beni boğardı o gece.. En önemlisi zavallı annem ben eve gelmeden yatmazdı.. Beni o halde görünce harap olurdu garibim.. Bunları düşündüm.

    Arabadan aşağı indim. Temiz hava çektim.. Biraz kendimi toparladım.
    Annemi aradım. Arkadaşım Erdemin annesinin rahatsızlandığını, erdemin arabasının arızalı olduğunu, benim arabayla Erdemin annesini hastaneye zütüreceğimizi, geç geleceğimi, beni beklememesini, belki hastaneden geldikten sonra, erdemlerde kalabileceğimi, babama da haber vermesini söyledim.

    Annem anlattıklarıma inandı.

    Bu geceyi tek başıma geçirebileceğime inanmıyordum. Kendi kendime sabaha kadar düşün düşün iyice harap olurdum.

    Ardından Erdemi aradım.
    Kahvede kağıt oynadığını söyledi. 10 dk ya kadar yanına geleceğimi söyledim.
    Şehir merkezine inip kahvenin önüne çektim. Ben arabadan inmeden Erdem yanıma geldi. Ön koltuğa oturdu.
    Elimde kalan son biramı yudumlayıp büfeye tekrar çektim.
    Erdem ikide bir soru soruyordu.

    Hayırdır Müzisyen? Ne bu hal kardeşim?
    Ne oldu sana? iyi misin?

    Büfeden tekrar 6 bira daha aldım. arabanın yanına geldim. Erdemden şoför koltuğuna geçmesini istedim.

    Ön koltuğa oturdum. Açtım yeni biramı.

    Devam et kardeşim dedim. .Biliyordu arabayı nereye çekeceğini.. Ağır ağır gittik. Hiç bir şey konuşmadık gidene kadar.
    Büyük ihtimal sezmişti Erdem halimden neler olduğunu. Arabayı çektik her zaman ki yere..

    Erdem döndü bana ;

    -Müzisyen?
    -Kardeşim...
    -Ne oldu sana böyle..
    -Gözlerine ne oldu ? Ağladın mı sen

    Erdeme baktım. Tutamadım kendimi..
    Başladım tekrar ağlamaya. Hıçkıra hıçkıra.. içimi çeke çeke..
    Ağladıkça rahatladım.. Rahatladıkça ağladım..
    ···
    1. 1.
      +1
      devam panpa hüzünlendim amk
      ···
      1. 1.
        +2
        beraber hüzünlenelim panpa
        ···
  15. 190.
    +1
    Erdem sarıldı bana..
    O sarıldıkça ben daha da ağladım.. Ben ağladıkça o sarıldı..
    Rahat bi 10 dk boyunca hıçkıra hıçkıra ağladım.. 1 kelime edecek kadar toparlayamadım kendimi..
    Sonun da artık sustum.. Rahatladım ağladıkça..
    Ayrıldık dedim.. Daha doğrusu o ayrıldı dedim..

    Oysa ne hayallerimiz vardı Erdem kardeşimle.. Benim düğünümde sağdıcım olacaktı. Ben evleniyorum diye yeri göğü inletecekti Erdem. 3 gün 3 gece düğün yapacaktık. Ortalığı birbirine katacaktık.. Bunlar Erdemle aramızda kurduğumuz hayallerdi..

    Erdem acıyarak baktı bana. .Hala gözlerim yaşlı bir şekilde bende ona bakıyordum..

    Yazıklar olsun! dedi Erdem..
    Yazıklar olsun insanlara verilen onca boş değere.. dedi..
    Allahtan yanımda kardeşim vardı.

    Yoksa ben ne yapardım o gece. Nereye giderdim. Kime anlatırdım derdimi.
    Ne var da bu kadar bağlandım dedim kendi kendime.. Ne vardı kendimi bu kadar inandıracak. .Bu kadar sahiplenecek..
    ···
  16. 191.
    +2
    O gece biralarımızı içtikten sonra arabada uyuya kalmışız.. Orada sabahladık meşhur yerimizde.. Ceviz ağacının dibinde.. Bizim meşhur bir yerimiz vardı.. Yalnız bi ceviz ağacı vardı yaylaların arkasında ıssız tenha bir yerde.. Hep o ceviz ağacının dibinde otururduk.. Orada mangal yakar orada içerdik..
    Orada keyiflenir, hüzünümüzü orada paylaşırdık..
    Bazen kafamız iyi olunca teypden müziği açıp aşağı inip oynardık..

    Sabah 6 gibi uyandık. Erdem çalıştırdı arabayı.. Çıktık yola. Anayolda bir benzin istasyonunda bulunan fırında sabah taze çay, poğaça simit olurdu.
    Oraya gidip kahvaltı yaptık..

    Daha sonra Erdemi işyerine bıraktım eve gittim. O gün işi bıraktım bir daha gitmedim o işe.
    Eve gittim odama geçtim. Babam çoktan işine gitmiş annem uyuyordu.

    Arabada uyuduğum uyku tam yetmemiş. Direk kafayı koydum yattım.
    ···
  17. 192.
    +1
    Bitirdim devam et
    ···
  18. 193.
    +2
    Uyandığımda saat öğleden sonra 3 ü gösteriyordu.
    Yatağımda doğruldum. Boş boş bakıyordum duvarlara. Mal gibiydim. Babamın benim hakkımda söylediklerinin doğru olduğunu anladım şimdi.
    Ben işe yaramaz 5 kuruş etmez adamın biriyim diye düşündüm..

    O günden sonra herşey eskiye döndü.. Yine hergün akşam beraberdik. Erdem her gün iş çıkışı bize uğrayıp beni alıyordu. He an yanımdaydı bütün arkadaşlarım.
    Yalnız bırakmadılar hiç.
    Diğer yakın arkadaşım Melih her gün iş çıkışı arabasıyla 25-30 km yol alıp bana geliyor o da aramıza katılıyordu.
    Bir gün olsun yalnız bırakmadılar..
    Hakan, Orduda çalıştığı işten ayrılmış tekrar Ankaraya dönmeyi düşünüyormuş. Erdem olan biten herşeyi anlatmış Hakana.. Erdem anlatınca Hakan durmamış. Çıkmış yola. O da geldi aramıza.
    Ben sana demedim mi kardeşim kaptırma kendini demedim mi dedi Hakan.

    Ben bu kötü günlerimi atlattıysam eğer hepsini bu arkadaşlarıma borçluyum. Onların sayesinde toparladım kendimi.

    (Burası çok önemli)

    Hiç unutmuyorum Ayrıldığımız günden itibaren tam 6 gün geçmişti.
    Pazar günüydü. Saat öğleden önce 10 sıraları..
    Evdeydim..

    Telefonum çaldı. Arayan Özlem. Daha öncede belirttiğim gibi Özlem Burcunun en yakın arkadaşı sırdaşıydı.
    Açtım telefonu.

    -Efendim
    -Merhaba Müzisyen. Nasılsın? iyi misin biraz?

    Daha yeni mi aklına geliyorum demek geldi içimden ama gururuma yedirip diyemedim..

    -Merhaba Özlem. iyiyim iyi.. Sen nasılsın.
    -Beni boşver. Sen iyisin değil mi? Takmıyorsun değil mi kafanı?
    -iyiyim ben Özlem. Taksam nereye kadar takacam. Oldu bitti işte..
    -Aslında seni 3-4 haftadan beri aramayı düşünüyordum ama bir türlü karar veremedim. Bugün cesaret buldum kendimde aramaya karar verdim.
    Bak müzisyen. Bu kız senin tırnağın kadar olamaz. Onun için sakın ha sakın gram üzülme.
    -Ne diyorsun Özlem açık konuş dedim.
    -Sana şöyle anlatayım. Burcu seni aldattı. 3 hafta önce birisiyle görüşmeye başladı gözümüzün önünde. Bi çocuk gelmiş Burcu kasadayken numarasını yazıp vermiş. Bu da aramış. Konuşmaya başlamışlar. Görüşmüşler. Sonra bana anlattı.
    Ben yanlış yaptığını söyledim. Sevmiyorsan ayrıl dedim. Bunu ona yapmaya hakkın yok dedim. Hepimizin gözleri önünde görüştü o çocukla. Hepimiz dil döktük. Yalvardık. Sevmiyorsan ayrıl dedik. Şu an kararsızım dedi. Karar veremedim, en yakın zamanda kararımı vereceğim dedi.
    Size apar topar yüzük takmamızın nedenini sorgulamadın mı hiç?
    Burcu yanlış yapıyordu. Çiğdem, Gülay, Ben böyle bir karar aldık. Seni aldatmaya başladığından beri Burcuya soğuk duruyoruz. Ona soğuk durduğumuzu yüzük takarken de farketmeliydin.. dedi
    Sabrettim sabrettim. Yakın arkadaşım diye yanlışını ortaya çıkarmayım dedim. Ama dün akşam iş çıkışı biz servise bindik Burcu servise gelmedi. Servisin camından gördüm. O çocuk marketin önüne gelmişti. Burcu çocuğun yanına gitti. Öpüştüklerini gördüm. Her akşam iş çıkışı Burcuyu evine bırakıyordu. Bunu gözümüzün önünde utanmadan yaptı.
    Dün akşam o sahneyi gördükten sonra gece gözüme uyku girmedi.. Tüm bunları sana anlatmayı boynumun borcu bildim. Bugün sana anlatmaya karar verdim.. dedi

    -Neler diyorsun Özlem sen. Ne dediğinin farkında mısın ? dedim..
    -Ne dediğimin gayet farkındayım.. Bak sana şuradan anlatayım diyerek tekrar söze başladı
    -Hani bir keresinde kurban bayramında Burcu size el öpmeye gelecekti, sabah erkenden gelecekti biraz geç geldi.. Hatırladın mı? dedi.
    -Evet hatırladım.. dedim
    -işte o gün aslında Burcuyla birlikte ben de otobüsle Ankaraya geldim. Ben teyzemlere gidiyordum. O da bana erkenden Kızılayda eski bir sevgilisiyle buluşacağını söyledi. Defalarca söyledim yanlış yaptığını..
    Boşuna günahını alma ayıptır günahtır dedim. Bunda ayıp bir şey yok. Alt tarafı bi çay içeceğiz dedi. Dinlemedi. Çok yalvardım. O günden beri bunu sır olarak sakladım. Ta ki 3 hafta önce seni başka biriyle aldatmaya başladı. O zamandan beri kin besledik hepimiz ona. Dün akşam o gördüğüm buluşmalarından sonra tutamadım kendimi..
    O yüzden sakın bu kız için üzülme. O senin tırnağın olamaz, seni daha çok arar. Başını taşlara vurur. Sen herşeyin en iyisine layıksın.. dedi

    Ben ikinci kez büyük bir şok yaşıyordum. Konuşacak, diyecek hiçbir şey bulamadım. En yakın arkadaşı, tek dostu, Burcunun yaptığı bütün haltları şimdi bana anlatıyordu.
    inanasım gelmedi. Ama beni 3 yıl oyalayıp, evlilik umutlarıyla bekletip, benden durduk yere sebepsiz yere ayrılan bir kızdan herşey beklenirdi.
    Demek ki Kurban Bayramında erkenden Ankaraya gelip eski sevgilisiyle buluşmuş, sonra utanmadan yüzsüzce bizim evimize gelmiş, annemin babamın tertemiz yüzünü öpmüştü pis dudaklarıyla, pis elleriyle..

    -Teşekkür ederim Özlem.. dedim..
    -Hakkını helal et. Allaha emanet ol. Sen her zaman herşeyin en iyisine layıksın. Biz hepimiz senin hakkında böyle düşünüyoruz dedi.
    -Benden yana hakkım helal olsun dedim..

    Vedalaştık kapattık telefonu..
    Tümünü Göster
    ···
  19. 194.
    +1
    https://www.youtube.com/watch?v=cpTMc8qSLrg

    DiNLEMEYE DEVAM BEYLER..
    ···
  20. 195.
    +1
    devam bro heyecan dorukta
    ···