hikaye vakti

iki parmağıyla tutup üç parmağıyla ezdiği izmaritini çöp kutusuna fırlattı.
çöp kutusu az önce üstüne dökülen benzin yüzünden izmaritin ateşiyle alev alıp patladı.
böyle yıkıcı bir hayal kurmak hoşuna gitmiş, yüz çizgileri sertleşerek gerildiğinde ortaya çıkmıştı gülümsemesi. gayet sert adımlar atıyor, her an biriyle kavgaya hazır, daha ziyade istekli gözüküyordu.
tam o sırada kendisine omuz vuran adamı tuttu ve kafa attı, adam sarsılmış, yere düşmüş yüzüne baka baka geri geri emekliyordu.
bir hayal daha... peki neydi zor olan, bir hayali mi yoksa bir hayatı mı yaşamak.
aşama aşama sona yaklaşmak.
eve gitmeliyim dedi, ev daha sıcak.
cama çıktı, ölesiye nefret ettiği sokak karşısındaydı.
kendisini sokağa bıraktı, vücudu kuş gibi hafifti.
karşı camdaki kadın onun pencereyi kapatıp içeri girişini izledi.
beşikte olması gereken bebeği yere düşmüş, kafası kandan gözükmüyordu.
böyle bir şey başıma gelse neyaparım dedi kadın ve sarıldı yavaşça bebeğine sıkmaktan, sıkmaktan korkarak.
kocasını düşündü sonra, ya şimdi başkasıylaysa, bunu ona düşündürttüğü için bile kin doluydu, bir an bebeğini unuttu ve meyve bıçağını karnına sapladı.
aynı anda kocası karısıyla konuşmaktaydı, bebek iyi dedi kadın korkmuşum.
telefonu kapatınca adam kızıl saçlı aşçı kadınla sevişmek için yerinden kalktı.
aşçının yanına indiğinde, kuru fasulye pilavın üstünde olsun dedi ve tabağını alıp arkadaşlarının yanına oturdu.
arkadaşlarından biri hala elindeki kanı saklamaya çalışıyordu masada, zam yapmayan patronu öldürmüş, heyecan ve korkudan ter tüm suratını fethetmişti.
o sırada aslında canlı kanlı olan patron, sekreterin mahremini fethetmişken karısına yakalanma korkusu ve heyecandan akan terle yıkanmıştı.

...

daha fazla saçmalamamak için burada bırakıyorum.

bir satır gerçek, bir satır hayal diye gittim

yazar burada; aslında hayallerle gerçeklerin ne kadar iç içe olduğunu gösteriyor

bu arada şu başlığa da bir göz atalım

(bkz: tüm gün bilgisayara bakmaktan)

giblemeyeceğinizi tahmin etmiştim ama yazmış bulundum işte

yorum alayım evet

sizin yüzünüzden şizofren oldum :(

şikayet etme bin

peki...

bir yorum yapın la bir gibime

o kadar da uzun değil ki

önemli olan uzunluğu değil zaten anlattıkları

iğrençsiniz muallakler :(